Fındık ve fındık yağı olmayan mutfak kalmasın

Fındık, 100 gramında yaklaşık 600 kalori içeren sağlıklı yağ asidi olan oleik asitten zengin, bitkisel protein içeriği oldukça yüksek olan değerli bir yiyecektir. Fındık yağı oleik asit nedeniyle zeytinyağına eşdeğer olup, bolca E vitamini de ihtiva eder. Sağlıklı yaşamda tok kalmak, kemik yoğunluğunu korumak, bağışıklık sistemini artırmak, kanserden korunmak ve kan yapımını sağlamak için fındığın eşsiz bir besin olduğunun kanıtı akademik yapılmış bilimsel araştırmalardır diyebilirim.
Kolesterolü düşürür: Fındık ve yağının içerdiği sağlıklı yağların yüzde 83'ü zeytinyağında bulunan oleik yağ asidini içermektedir. Özetle fındık yağı için zeytinyağının eşdeğeri diyebiliriz. Tübitak'ın yapmış olduğu deneysel araştırmalarda; oleik asidin sağlıklı kişilerde kan kolesterol düzeyinin yükselmesini önlediği, düzenli fındık ve fındık yağı tüketiminin de kolesterol yüksekliği problemi olanların da kan kolesterollerinin ayda ortalama yüzde 28 kadar azalmasına yardımcı olduğu bulunmuştur. Fındık, oleik asit dışında vücutta sentezlenemeyen linoleik asit adlı besinlerde ender bulunan hayat için önemli yağ asidini de içerir. Bu iki yağ asidi kalbe zararlı olan Apoprotein B'yi azaltır, yararlı olan Apoprotein A yapımını da yüzde 28 kadar artırır. Günde bir çay bardağı fındık, kolesterol düşürmede pratik porsiyon miktarıdır.
Kan yapar, ruh sağlığını korur: Fındık, kan yapıcı etkisini yüksek miktarda demir ve çinko sayesinde, ruh sağlığını koruyucu özelliğini de bolca içerdiği B grubu vitaminlerine bağlı olarak yapar. Sinirlerin uyarımı ve kas dokusunun gelişimi için gerekli önemli minerallerden olan potasyumun da önemli kaynağıdır. Çocuklar günde iki, yetişkinler 1.5 çay bardağı fındık yerse kan yapıcı etki açığa çıkar. Spor yaptıktan sonra kas toparlanması için bir avuç fındık ile bir su bardağı yağsız süt içmek doğru bir beslenme davranışı olacaktır.
Vücut direncini artırır: Fındık, en yüksek E vitamini içeren besinlerden biridir. Fındık yağı ise E vitamininden en değerli yağlar arasında bulunur. Kalp, kasların çalışması ve üreme sisteminde etkili olup, vücutta alyuvarların parçalanmasını önleyerek vücut direncinin de artmasını sağlar. Günde 20-25 kadar fındığın vücudun savunma sisteminin kuvvetlenmesinde etkin doz olduğunu söyleyebilirim.
Kansere karşı korur: Fındık yağındaki E vitamini ve fındığın temel yapısında bulunan antioksidanlar vüdumuzda güçlü kansersavar etki yapar. E vitamini hücreleri oluşabilecek hasara karşı korur ve bağışıklık sistemini güçlendirerek kanser hücrelerinin de çoğalmasını engeller. E vitamin dışında selenyum, beta karoten ve lutein antioksidanları sayesinde de vüdunun kanserojenlerinin temizlenmesinde fındık önemli bir atıştırmalıktır diyebilirim.
metabolizmayı hızlandırır: Düşük glisemik indeks ile yüksek lif oranına sahip olan fındık, ara öğünde doyum için ideal besinlerin başında gelir. Yüksek oranda sağlıklı yağ ve bitkisel protein içerdiği için fındığın bağırsaklardan geçişi de yavaş olur. Böylece kan şekeri üzerinde etkisi de düşüktür. Kan şekerini çok az yükselttiği için tok kalma süresi de fındık yenildikten sonra uzun olur. Fındık yendikten sonra sindirimi sırasında yüksek kalori harcama yaratır. Dışkı ile daha fazla kalori kaybına neden olarak hem sindirim sistemini çalıştırır, hem de yüzde 10 kadar metabolizma hızında aslında besinlerin termik enerji dediğimiz harcamada artış sağlar.

Günün sağlığı iyileştirici formülü
Bugün sizlere tok tutan fındıklı tarçınlı tart tarifi vereceğim. Küçük kek kalıplarında hazırlayabileceğiniz tartı her gün ara öğünde kahve, çay ya da şekersiz limonata ile beraber yiyebilirsiniz.
MALZEMELER YAPILIŞI
TART HAMURU İÇİN:
1 su bardağı yulaf
3 adet yumurtanın beyazı
1 su bardağı fındık
1 çay bardağı süt
4 yemek kaşığı pekmez
1 tatlı kaşığı vanilya
1 tatlı kaşığı muskat
TART ÜZERİ İÇİN:
2 adet armut
3 tatlı kaşığı tarçın
1 yemek kaşığı fındık yağı
Yulafı mutfak robotunda çekin. Üzerine vanilya ve muskatı ekleyip karıştırın. Daha sonra fındıkları toz haline gelinceye kadar robottan geçirin. Yumurta beyazı, süt ve pekmez ile hamur kıvamına gelecek şekilde karıştırın. Ayrı bir kaba armutları rendeleyin. Armudu, fındık yağı ve tarçınla karıştırın. Hamuru kek kalıbına koyup üzerine armut ekleyin. Fırında pişirin.

GÜNÜN BİLİMSEL NOTU
Bugün sizlere bitkisel çaylar rehberi altında bilimsel bilgiler vermek istiyorum. Çayları taze yapraklar haliyle kullanmak en sağlıklısı ancak bulunamadığında kurutulmuş yaprak halinde hazırlamalısınız.
Hazmı kolaylaştırmak için içilecek olan çaylar: Papatya, biberiye, hibiskus, karahindiba.
Toksinlerin atımına yardımcı olacak çaylar: Papatya, ıhlamur, biberiye, rezene, mürver, yeşil çay.
Terlemeyi artıranlar çaylar: Ihlamur, melisa, ardıç, mürver, yeşil çay, defneyaprağı.
Sinirleri yatıştırıcı, barsak ve midede gaz giderici çaylar: Papatya, adaçayı, anason, melisa, rezene, hindiba, nane.
Gece yatmadan iki saat önce içilebilecek laksatif etki yaparak bağırsakları rahatlatabilecek çaylar: Sinameki, mürver. Beslenme uzmanı olarak olumsuz etkileri nedeniyle kullanılması yasak olan bitkisel çayları şöyle açıklayabilirim:
Barut ağacı kabuğu, aloe vera: Elektrolit bozuklukları, karaciğer sorunları, böbreklere olumsuz etki, kanamalı kolit, bağırsak mukozasında pigment birikimine neden olabilen durumlar, el ve ayak parmaklarındaki kemik şekillerinde bozulma görülebilir.
Isırgan: Deri yüzeyinde iltihaplanmalara neden olabilir.
Civanperçemi: Anne karnındaki bebeğin gelişim bozukluklarına neden olabilir.
Ardıç: Ani düşüklere sebep olabilir.
Kekik: İçildikten kısa bir süre sonra alerjik etkisi olabilir.
Meyan kökü: Böbreklerden salgılanan adrenal hormonlarda bozukluk yaratabilir.
Alıç çiçeği: Kalp ritimlerinde bozukluk, tansiyonda düşüklük ve karaciğerde olumsuz etkilere yol açabilir.