Son Güncelleme: Salı 23.12.2014
Kulak ve boğaz ağrısına çok dikkat edin
Geçirilen bir üst solunum yolu enfeksiyonu veya orta kulak iltihabı hem sizin, hem de çocuğunuzun hayatını kabusa çevirebilir. Belirtileri dikkatle izleyin ve ilaç vermeden önce doktora danışın
ORTA KULAK İLTİHABI
Kulak zarının arkasındaki bölüm olan orta kulakta bulunan ve genize açılan östaki borusu, buradaki hava basıncının dengelenmesini sağlar. Bebek ve küçük çocuklarda östaki kanalı, yetişkinlerdekine kıyasla daha yatay ve kısa olduğundan boğaz ve genizdeki mikropların orta kulağa daha kolay ulaşmasına neden olur. Bu yüzden bebek ve küçük çocukların en sık hekime başvurma nedenlerinden biri orta kulak iltihabıdır.
Sıklıkla viral ve bakteriyel üst solunum yolları enfeksiyonları sırası ve sonrasında mikropların geniz ve boğazdan; yatay, kısa östaki kanalları aracılığı ile orta kulağa ulaşması enfeksiyonu ortaya çıkarır. Alerjik eğilim, östaki kanallarının görev yapmasını olumsuz etkiler. Ayrıca bebeklerin yatar pozisyonda emzirilmeleri veya biberonla beslenmeleri de orta kulak iltihabına eğilimi artırır.
En önemli belirtisi kulak ağrısıdır. Ağrı kendini bebeklerde ağlama, huzursuzluk, beslenmeyi reddetme ile gösterirken, çocuklar zaten kulaklarının ağrıdığını söylerler. Ateş ve işitme azlığı diğer belirtiler olabilir. Basınç artışı sonucu kulak zarı delinirse, iltihaplı ve kanlı bir akıntı görülebilir. Otoskop ile yapılan kulak muayenesi kesin tanıyı koydurur. Eğer akıntı varsa kültür testi yapılır.
Birinci amaç ağrı kesiciler verilerek ağrının ortadan kaldırılmasıdır. Sonra uygun antibiyotik seçilerek enfeksiyonun yok edilmesidir. Ortalama olarak iki hafta kadar uygulanır. Serum fizyolojik veya okyanus suyu kullanılarak burun açık tutulmalıdır.
Bebeklerde, anne sütü ile beslenme ve aşılama bağışıklık sistemini güçlü kılar. Ancak bebek emzirilirken başın yatar pozisyonda olmaması gerekir. Hasta çocukların sağlıklı olanlardan ayrı tutulması, bulaşmayı azaltması yönünden önemlidir. Ayrıca üst solunum yolu enfeksiyonu olanların burun bakımları ihmal edilmemelidir.
FARENJİT
Anjin olarak bilinen boğaz bölgesinin genelde viral enfeksiyonlara bağlı hastalığıdır. Diğer tüm üst solunum yolu viral enfeksiyonları ile benzer özellikler taşır.
Tüm üst solunum yolu viral enfeksiyonları gibi solunan havada asılı kalan damlacıklar yoluyla bulaşır.
Boğaz ağrısı ön plandadır. Buna halsizlik, ateş ve yutkunurken ağrı da eşlik edebilir.
Tedavi, genelde şikayetlerin rahatlatılmasına yöneliktir. Gargara kullanımı, ağrı kesici ve ateş düşürücülerle dört-beş gün içerisinde bağışıklık sisteminde tam iyileşme sağlanır. Antibiyotik kullanımını gerektiren bademcik iltihabından ayırt edilmesi önemlidir. Doğru tedavi edilmeyen enfeksiyonların, romatizma ve nefrite neden olabileceği unutulmamalıdır.
İstirahat edilmelidir. Bol sıvı alımı çok önemlidir. Hastalıklı bölgeyi rahatlatacak sıcak içecekler de tüketilmelidir.
BADEMCİK İLTİHABI
Ağız içinde yer alan bademcik adıyla bilinen tonsil dokularının mikrobik iltihaplı hastalığıdır. Genelde üst solunum yolu enfeksiyonu olarak başlar.
Sebep çoğu kez bakteriyeldir, bu yüzden bulaşıcı bir hastalık değildir. Çocuk yaş grubunda, yetişkinlere oranla daha yaygındır. Aynı tip bir doku olan geniz eti iltihabı veya büyümesi de bu çocuklarda hastalığa eşlik edebilir.
Genelde bir üst solunum yolu enfeksiyonu olarak başlayan süreçte boğaz ağrısı şiddetlenir, halsizlik ve ateş eşlik ederse bademcik iltihabı düşünülmelidir. Muayene ile bademciklerin üzerinde kızarıklık ve beyaz noktaların varlığı bademcik iltihabını doğrular.
Antibiyotik kullanımına ek olarak, gargara ve boğaz pastili gibi ilaçlarla hastalıklı dokular rahatlatılır. Ateş ve ağrı için ağrı kesici-ateş düşürücüler kullanılabilir. Üç sene arka arkaya üçer kez, iki sene içinde beşer kez veya son bir sene içinde yedi kez bademcik iltihabı yaşamış kişide ameliyat düşünülmelidir.
İyileşmede yeterli sıvı alımı önemli rol oynar. Ağız bakımı da dikkat edilmesi gereken önemli bir konudur.
KRONİK VEYA AKUT LARENJİTTE SES TELLERİNİ YUMUŞATMAYA ÇALIŞIN
Larenjit , gırtlak üzerinde bulunan ses tellerinin iltihabıdır. Genelde hızlı başlayan bir tablo olan akut larenjit, bakteriyel bir enfeksiyondur.
Mikrobik bir hastalık olmayan kronik larenjitte altta yatanlar; reflü gibi mide rahatsızlıkları, sigara kullanımı gibi faktörlerdir. Akut veya kronik larenjit bulaşıcı bir enfeksiyon değildir. Ancak tablonun ortaya çıkmasından sorumlu olan, üst solunum yolu enfeksiyonu bulaşıcı olabilir.
Geçirilen bir üst solunum yolu enfeksiyonunu takiben ortaya çıkan ses kısıklığı, öksürük, boğaz ağrısı larenjiti düşündürür. Ses tellerini görüntülemek için kullanılan özel teknikler ile olası diğer sebepler ayırt edilir.
Tedavide iyileşmeyi sağlayacak ilaçlara başvurulur. Akut larenjitte antibiyotik kullanımı gerekmez. Kronik larenjitte ise, altta yatan sebebin ortadan kaldırılması gerekir.
Her iki tip larenjitte de ses istirahati elzemdir. Ses tellerini yumuşatacak çok soğuk ve çok sıcak olmayan içecekler, sıvı alımı, çay ve kahve kullanımının kısıtlanması gerekir.
SİNÜZİTE UYGUN ANTİBİYOTİK KULLANILMALI
Burun ve alın çevresinde yer alan, hava ile dolu boşluklara sinüs adı verilir. Günlük yaşamda sıklıkla burun civarındaki sinüs enfeksiyonlarına rastlanır. Bu boşlukları ve buruna açıldıkları kanalları kaplayan mukozanın ürettiği salgılar burun içine gelir ve üst solunum yollarının nemli kalmasını sağlar. İşte bu mukozanın virüs veya bakterilerle oluşan enfeksiyonları sinüzit olarak isimlendirilir.
Genellikle üst solunum yolları enfeksiyonları sonrasında ortaya çıkar. Burun ve sinüs boşluklarındaki mukoza kanallar aracılığı ile birbirlerine bağlı olduğundan burundaki bir mikrop kolaylıkla sinüslere yayılabilir. Burun duvarındaki eğrilikler ve alerjik kökenli burun tıkanıklıkları da havalanmayı bozarak sinüzit oluşumuna zemin hazırlarlar.
En önemli belirti baş ağrısıdır. Yüz ve göz çevresi ağrıları eşlik edebilir. Öne doğru eğilmekle, yanaklar üzerine bastırmakla ve öksürmekle şiddeti artar. Burun ve geniz akıntısı, burun tıkanıklığı ve öksürük diğer önemli belirtilerdendir. Öksürük, geniz akıntısı sonucunda boğazı temizleme gereksinimi sonucu ortaya çıkar. Bu bulguların görüldüğü çocukta sinüs filmi çekilerek kesin tanı konulur.
Uygun ilaç seçimi hekim tarafından yapılmalıdır. Ayrıca en sık etken olan bakteriler göz önüne alınarak uygun antibiyotik tedavisi yapılmalıdır. Antibiyotik uygulama süresi ortalama 10-14 gün civarındadır.
EN SON HABERLER
- 1 Estetik çılgınlığı dur durak bilmiyor! "Ağlayarak geliyorlar" Bu fotoğrafa benzemek istiyorlar...
- 2 Sabahları içtiğiniz Türk kahvesine sadece 1 kaşık ekleyin! 1 haftada 3 kilo verdiriyor...
- 3 En çok bu bölgede görülüyor! Kan değerlerinize dikkat...
- 4 Kocaeli Şehir Hastanesi'nden Dünya Talasemi Günü'nde önemli uyarılar
- 5 Kalp krizinin sinsi sinyalleri! İlk önce bu belirtileri veriyor...
- 6 Bacak damarlarındaki büyük tehlike
- 7 Ne kadar hiperaktifsiniz? 10 soruda kendinizi test edin...
- 8 Kalp krizinin sinsi sinyalleri! İlk önce bu belirtileri veriyor...
- 9 Ortopedi ve Travmatoloji alanında uzmanlar Konya’da bir araya geldi
- 10 Astım nöbetine dikkat