Türkiye’ de 3,5 milyon hepatit B taşıyıcısı var

Prof. Dr. Yılmaz Çakaloğlu ve Azerbaycan Tıp Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Nuri Bayramov' un öncülüğünde gerçekleşen kongreye Azerbaycan'dan 30, Türkiye'den ise 90 uzman katıldı. Kongrede, Başta Viral Hepatitler olmak üzere her iki ülkenin de önemli sağlık sorunları olan Karaciğer Hastalıkları konusunda en son bilgi ve gelişmeler konuşuldu. Özellikle hepatit C tedavisi ile ilgili son 5 yılda yaşanan olağanüstü, tıp tarihinde eşine az rastlanır nitelikteki gelişmeler bu toplantıdaki en önemli gündem maddesi olarak geniş şekilde ele alındı. Kongreye yeni nesil hepatit C ilacı damga vururken bu ilaçların Türkiye' de Sağlık Bakanlığı tarafından ruhsatlandırılmış olmasına rağmen Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından geri ödeme kapsamına alınmadığı için hastaların yaşadığı mağduriyetlere dikkat çekildi.

Hepatit C Tedavisiz Hastalık Değil

Karaciğer hastalıklarını bir kurs şeklinde ele aldıklarını ifade eden Kongre Başkanı Prof. Dr. Yılmaz Çakaloğlu "Amacımız hem Türkiye' deki hem de Azerbaycan' da Pataloji konusu ile uğraşan meslektaşlarımızın bilgi düzeyini arttırmak, karşılıklı tecrübelerimizi paylaşarak yararlanmak ve bunu hastalarımızın hizmetine sunmaktır. Ana konularımızda başta viral hepatitler, hepatit C tedavisindeki büyük gelişmeler karaciğer kanseri gibi konuları ele alıyoruz. Özellikle Azerbaycan'da hepatit C, Türkiye'de ise hepatit B daha sık görülen tür, ama her iki ülkede de hepatit B ve C önemli bir sağlık problemi. Karaciğer sirozunun ve karaciğer kanserinin en sık sebepleri hepatit B ve hepatit C'dir. Bu nedenle bu hastalıkların erken teşhisi ve uygun zamanda doğru ilaçlarla tedavisi hem siroz gelişimini engeller hem de kanser oluşmasına engel olur. Türkiye' de yaklaşık 3.5 milyon hepatit B, 750 bin civarında da hepatit C taşıyıcısı var. Rakamsal olarak hepatit B daha ön planda görünyor. Azerbaycan' da hepatit C hastası sayısı ülkemizdekinden daha fazla. Hepatit C ile ilgili tedavi alanında son derece etkili ve kolay kullanılan çok önemli gelişmeler oldu. Örneğin günde 1 veya 2 tablet alarak 3 ayda hastalığı iyileştirmek mümkün olan tedavi seçenekleri var. Henüz Sosyal Güvenlik Kurumu bunları geri ödeme kapsamına almadı, o nedenle bu ilaca ihtiyacı olan hastalar biraz mağdur ve ümitle bekliyorlar. Bizimde Sosyal Güvenlik Kurumundan beklentimiz özellikle bu ilaca ihtiyacı olanlar için bir an önce karar alıp bu tedavilerin uygulanmasına imkan sağlamaları" diye konuştu.

Karaciğer Yağlanmasın Dikkat !

Kongre Başkanlık yapan Azerbaycan Tıp Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Nuri Bayramov ise şunları söyledi; ''Son yıllarda karaciğer hastalıklarında bir artış izlenmektedir, daha önceleri viral hepatitler dediğimiz hepatit B ve hepatit C zemininde gelişen karaciğer hastalıklarına çok rastlanıyordu. Son yıllarda yağlı karaciğer dediğimiz bir olay dünya gündemindedir. Toplumda yüzde 20 oranında yağlı karaciğer saptanmaktadır, uzun süren bu hastalıklar sonuç olarak karaciğerin ağır hastalığı olan siroza dönüşmektedir''

"Hepatit B ve Hepatit C'nin masum görülmemesi gerekiyor''

Prof. Dr. Koray Acarlı, ''Hekimler arasında karaciğer hastalıkları, karaciğer hastalıklarında alınacak önlemler konusu tartışılıyor. Türkiye olarak hepatoloji ve karaciğer nakli konusunda canlıdan nakile artan vaka sayılarımız ve başarılarımız nedeniyle dünyada sayılı ülkeler arasına geldik. Şuan dünya 2.siyiz. Bu başarılarımızı Azerbaycanlı kardeşlerimizle paylaşıyoruz. Hepatit B ve hepatit C'nin masum görülmemesi gerekiyor, bunların ya kronik hastalıklar üzerinden ya da birden bire hiç hasta olmayan bir insanın bunlara bulaşmasıyla ilgili konuları bu kongrede konuştuk.'' ifadelerini kullandı.

"Hepatitler tedavi edilmediği sürece siroz ve siroza bağlı birçok hastalığı tetikler''

Türkiye- Azerbaycan Hepatoloji Kongresi' nin karaciğer hastalıklarıyla ilgili önemli bir kongre olduğunu ifade eden Hacettepe Tıp Fakültesi Gastroenteroloji Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Yusuf Bayraktar, ''Maalesef Azerbaycan' da ve Türkiye' de hepatit B ve hepatit C sıklıkla görülmektedir, bu iki hastalığında kökü kazınabilir hastalıklardır. Ama tedavi edilmediği sürece siroz ve siroza bağlı birçok hastalıklar çıkmaktadır. Bu hastalıklar kişinin kendisine, ailesine ve topluma çok büyük zararlar vermektedir'' diye konuştu.