Son Güncelleme: Pazar 01.11.2015
'Nakilde Avrupa'ya göre daha tecrübeliyiz'
Dünyada en fazla organ nakli ülkemizde gerçekleştirilmesine rağmen kadavra organ bağışı oranları hâlâ yeterli düzeyde değil. Listeye kayıtlı 22 bin hasta olsa da aslında ülkemizde tam 60 bin kişi organ bekliyor
Türkiye'de Sağlık Bakanlığı verilerine göre yaklaşık 60 bin hasta bugün diyalize girmektedir. Ancak bekleme listesine kayıtlı olan hasta sayısı sadece 22 bin civarındadır. Bu rakamlar bize geri kalan 38 bin hastanın ise hiçbir şekilde umutlarının olmadığını göstermektedir. Çünkü yılda ortalama 500-600 kişiye organ bulundu diye mutlu haberi verebiliyoruz.
Bugüne kadar yapılan tüm tıbbi araştırmalar bir böbreği ile sevdiğine hayat bağışlayan kişilerin hem bedensel, hem de ruhsal açıdan daha sağlıklı yaşadığını göstermektedir. Bedensel açıdan böbrek vericileri daha bol su içiyor, sigara ve alkol kullanmıyor, kilolarına dikkat ediyor ve yılda bir kere doktor kontrolünden geçiyor. Özetle her insanın sağlıklı olmak için yapması gerekenleri yapıyor. Ruhsal açıdan baktığımızda organ bağışlayan kişi üç travmayı başarıyla atlatmıştır: -İlki; yakınının organ yetmezliği tanısını öğrenmek. -İkincisi; o güne kadar belki hiç aklına gelmeyen organ bağışı konusunda ülke gerçeklerini öğrenmek. -Üçüncüsü; organ bağışçısı olarak ona yeniden hayat vermek. O yüzden ruhsal olarak da tüm bu aşamaları aşan kişi; ben bunu başardım artık hayattaki herşeyi başarabilirim diye hayata bakmaktadır. Özetle bırakın yarım insan olmayı bedensel ve ruhsal olarak çok güçlü bir kişi ortaya çıkıyor.
BAĞIŞ SAYISI EMPATİ KURARAK ARTAR
En fazla gönüllü olan kişiler; anneler ve eşler. Sonra sırasıyla sizin de değindiğiniz gibi baba ve kardeşler geliyor.
Söylediğiniz gibi 2006 yılından sonra bir yükselişe geçti çünkü Sağlık Bakanlığı bu konuda önemli adımlar attı. 2008 sonrası düşmedi ancak yükselmeyi durdurdu yani eskiden yılda 200-300 tane vefat eden kişilerden nakil yapılırken, 2006'da bu rakam 500- 600'lere çıktı ve orada kaldı. Bunun için hem sağlık çalışanlarına, hem de halka bu durumu çok daha iyi anlatmak gerekir. Bunun en doğru yolu da empati yapmaktır. Belki zor bir ifade olacak ama düşünün çocuğunuz karaciğer bekliyor ve ailede bir tane uygun donör yok, organ bağışı yok. Bu tek kelimeyle bir insanın yaşayacağı en büyük çaresizlik.
Öncelikle hasta aramıyorum. Bize nakil olmak için gelen hastalar, Türkiye'nin her yerinden ve dünyadan 23 farklı ülkeden geliyorlar. Ancak meslek hayatıma başladığımdan beri 4 bin 645 adet,sorumlu olarak ve kayıtlı yaptığım böbrek nakli ameliyatı olduğu için yapılması olanaksız denilen birçok böbrek nakli ameliyatını bu tecrübeye dayanarak gerçekleştirebiliyorum. Yaptığımız ameliyatlardan sonra hasta ve nakledilen böbreğin sağ kalım oranı Sağlık Bakanlığı'nda mevcuttur ve ABD ortalamasının da üzerindedir. Dolayısıyla bu eleştiriye vereceğim yanıt bir ömrü organ nakline adadığınız ve çok çalıştığınız zaman yapılamıyan birçok nakli yapabilme becerinizin artacağıdır. Bu eleştiriyi yapanlara çok çalışmalarını öneriyorum.
Dünya, bildiğiniz gibi yıllarca vefat eden kişilerden nakil yaptı ancak bu tek başına organ bekleyen hastaların ihtiyacını karşılamaya yetmediği için canlı vericili nakile hızla yöneldiler. Türkiye ise yıllardır organ azlığı nedeniyle canlı vericili nakil yapan bir ülke olduğu için bu konuda tecrübemiz çok fazla, hatta birçok Avrupa ülkesinin veya Amerika'nın yapamadığı nakilleri çok daha rahat yapıyoruz. Nakilde sayı olarak çok iyiyiz. Örneğin bizim merkezin nakil sayısı İsveç, Norveç gibi düşük nüfuslu birçok ülkenin toplam nakil sayısından fazla. Ama organ bekleyen hasta sayısı düşünüldüğünde bu yeterli değil.
DİYALİZE GİREN HASTANIN BÖBREĞE İHTİYACI VAR
80'li yıllarda organ nakli ilaçlarında çok büyük bir değişiklik oldu ve bu, nakledilen organların ömrünü uzattı. Ancak uzun zamandır kullanılan ilaç protokollerinde önemli bir değişiklik yok, tüm dünyada aynı ilaçlar aynı şekilde kullanılmakta. Ayrıca nakil ameliyatı titiz ve özenli yapılmadığı zaman istediğiniz ilacı verin, o böbreği çalıştıramazsınız.
Elbette. İlaçlar, yapay organlar vb. bunların hepsi için uğraşılıyor ve olacak. Ama diyalize giren hasta için bugün bir böbreğe ihtiyacımız var.
Vücuda dışarıdan verilen tüm ilaçların bir yan etkisi vardır. Tedavi ettiğimiz hastalar organ yetmezliği hastalarıdır. Evet, nakil hastalarından kanser olanlar var. Ama bu her 100 hastadan 10 yıl sonunda bir veya iki hastadır. Türk Nefroloji Derneği verilerine göre 10 yıl sonunda diyalizde 100 hastadan sadece 13-14'ü yaşarken, böbrek nakli olan hastaların 90 tanesi yaşamakta, bunların birkaçı kanser olmakta ve diğer kanser hastaları gibi tedavilerini sürdürmektedir.
ÜÇ-DÖRT KEZ NAKİL OLAN HASTALARIM VAR
Bunda herhangi bir sınırlama yok. Hastanın sağlık koşulları göz önünde tutulur. Bizim çok sayıda üçüncü naklini, daha az sayıda da dördüncü naklini yaptığımız hastalarımız var.
Çocuklara yapılan ameliyatın teknik olarak çok büyük farkı yok ama elbette daha büyük bir tecrübe gerektiriyor. Çünkü çocukların damarları yetişkinlerinkinden daha ince, karınlarında özellikle yetişkinden alınan böbreği koyacak yeterli alan yok. Ama bu konuda da yeterli tecrübemiz var.
EN SON HABERLER
- 1 Hafızayı zehir gibi yapıyor! Bilim insanları beyin gücünü artırmak kaç dakika yürümeniz gerektiğini açıkladı
- 2 Kemikleri adeta çelik gibi yapıyor! Günde 1 porsiyon tüketmeniz yeterli..
- 3 Akciğerleri tüm toksinlerden arındırıyor! Doktorların kesinlikle tüketmelisiniz dediği o besin...
- 4 Göz hastalıklarında akıllı mercek dönemi
- 5 Akciğerleri tüm toksinlerden arındırıyor! Doktorların kesinlikle tüketmelisiniz dediği o besin...
- 6 Pelin Karahan'a 1,5 ayda 8 kilo verdiren o diyet! Meğer sırrı çok basitmiş...
- 7 Şaşılığın tedavisi mümkün
- 8 Kan grubunuza dikkat! Bu kan grubundakilerin "demans riski %82 daha fazla"
- 9 Bilim insanları mucizeyi duyurdu! Kanser hücrelerini tek tek yakalayıp öldürüyor
- 10 Gözlerimizin önünde eridi! Diyet yapmadan 20 kilo veren ünlü isim açıkladı: "Her gün bunu yedim..."-