Çarşamba 20.01.2016 00:00
Son Güncelleme: Çarşamba 20.01.2016 17:02

Futbol psikolojisi nedir?

Futbolda psikolojik faktörlerin önemi nelerdir? Futbolcu gelişimi bütüncül bir süreçtir. Bu süreçte zihinsel, teknik, taktik ve fiziksel gelişimin dengelenmesi gerekmektedir.

Futbolda psikolojik faktörlerin etkisi nedir?

Futbolcu gelişimi bütüncül bir süreçtir. Bu süreçte zihinsel, teknik, taktik ve fiziksel gelişimin dengelenmesi gerekmektedir.

Futbolda psikolojik faktörlerin önemi nelerdir?

Sporcunun bu gelişim evreleri birlikte gelişir ve birbirlerini etkiler. Sağlık, kişilik, fizik, teknik, taktik ve psikolojik performans birbirinden ayrılması imkansız ve birbiri ile etkileşimde olan faktörlerdir. Sakatlanan veya performansı düşen bir futbolcunun kişiliğinde meydana gelen güvensizlik ve yetersizliğin hem zihinsel hem de de fiziksel performansını olumsuz etkilemesi gibi, kişilikte meydana gelen olumsuz bir deneyim veya travma da fiziksel, zihinsel zorluklara neden olarak sporcunun sağlığını etkileyebilmektedir. Bu gerekçeyle, zihinsel antrenman yaparak psikolojik olarak yeterliliğini arttıran bir futbolcunun, aynı zamanda fiziksel ve kişilik gelişimi olarak da gelişmesi beklenecektir.


Özellikle altyapılarda çocukluk ve ergenlik döneminde olan futbolcuların kişilik gelişiminin hızının diğer zamanlara oranla daha hızlı olduğu bilinmektedir. Ülkemizde eğitim sisteminin ve spor kültürünün getirdiği zorluklar nedeniyle genç futbolcuların yaşadığı baskı ve kaygı düzeyin yurt dışındaki meslektaşlarından çok daha yüksektir. Bu nedenle de sporcuların çok yönlü desteklenmesinin önemi bir kat daha artmaktadır.
Zihinsel antrenmanın düzenli ve devamlı olarak uygulanması bu noktada hayatidir. Fakat yurt dışındaki örneklerin aksine, ülkemizde gerek sporcu danışmanlığı ve spor psikolojisi uygulamaları, genellikle kulüpler ve milli takımlar bazında sadece belirli kritik zamanlarda kullanılmaktadır. Sporda psikolojik destek ve zihinsel antrenman hakkında bilinmesi gereken bir diğer konu da, bilimsel bir süreç olduğu ve tüm bilimsel süreçlerde olduğu gibi bir yönteminin olduğudur. Bu sürecin devamlı ve düzenli bir şekilde programlanması halinde hem sporcuların bireysel olarak gelişeceği, hem de beklenen başarıların istikrarlı bir biçimde geleceği büyük bir olasılıktır. Ülkemizde, gelişen spor anlayışlarına karşın halen sporcuların psikolojik ihtiyaçlarına karşılık veren projelerin sayısı bir elin parmaklarını geçmemektedir.
Spor psikolojisinin yoğun bir şekilde çalışma yaptığı bir diğer alan da antrenör grubudur. Antrenörler bir takımın lideri pozisyonundaki kişilerdir. Bu nedenle antrenörlerin liderlik tarzları ve iletişim özellikleri hakkında destek almaları onların işini çok ama çok kolaylaştıracaktır. Liderlik yeteneklerini geliştiren antrenörlerin; iletişim, yaratıcılık ve duygu kontrolü gibi özellikleri edindikleri gözlenmektedir. Spor psikologlarından destek alan antrenörler sporcularıyla ve sporcuların aileleriyle çok daha az sorun yaşamaktadırlar. Antrenörlerimizin kendilerini geliştirebilecekleri bir diğer konu ise hedef belirlemedir. Antrenörlerimiz çoğuz zaman sporcularını hedef belirlemeleri konusunda teşvik ederken, kendileri için kariyer ve hedef belirleme konusunda sorunlarla karşılaşabiliyorlar. Gelişimin birinci ve en kritik aşaması doğru bir durum analizi yapmaktır. Spor psikolojisi literatüründeki güncel değerlendirme yöntemleriyle, kişi kendisini değerlendirmesinin rehberlik desteği alabilir. Spor psikologları antrenörlere destek olurken, onlara kullanabilecekleri bazı teknikleri de uygulamalı olarak öğretirler. Bu sayede hem antrenörün kendini, hem de sporcularını değerlendirmede yaşadığı sorunlar son bulur. İyi bir değerlendirme aşamasından sonra ortaya çıkan güçlü ve zayıf yönler doğrultusunda ise hedef belirleme çalışmasına geçilir. Spor psikologları bu aşamada ise doğru hedef belirleme stratejilerini antrenörlerimizle paylaşırlar. Hedefe doğru belirlemek ve doğru stratejiler kurarak süreci planlamak, hedefe ulaşma ihtimalini çok yükseltmektedir. Bu çalışma biçimine en güzel örneklerden biri dünyanın en başarılı kulüplerinden birinde gerçekleşmiştir. Sir Alex Ferguson yönetimindeki Manchester United kulübü 1999 yılında İngiliz spor psikoloğu Bill Beswick ile çalışmaya başlamıştır. Manchester United'ın altın jenerasyonlarından biri olan kadro; Neville kardeşler, Paul Scholes, David Beckham ve Ryan Giggs gibi yetenekli ama genç yıldız adaylarını barındırıyordu. Bu yıldız adaylarının hem gelişiminde hem de saha içi performanslarının artmasında Bill Beswick'in payı büyüktür. Sir Alex Ferguson faal teknik direktörlük kariyerinde de, emekliliğinden sonraki dönemde de futbol ve psikoloji alanlarının ilişkisine ve önemine her zaman değinmiştir. Bu dönemde Manchester United kulübü hem uzun süre sonra Şampiyonlar Ligi şampiyonu olmuş hem de liginde başarılara imza atmıştır.
Spor psikolojisinin ilgilendiği bir diğeri çalışma alanı da sporcu aileleridir. Sporcu ve özellikle futbolcu ailesi olmakla ilgili ailelere tutumları ve iletişim alanlarında destek verilmelidir. Sporcu ailesi olmak başlı başına zor bir iştir. Bir de bu sürecin içine toplumumuzdaki sosyo-ekonomik baskılar da eklenince, çocukların üstündeki başarılı olma ve ailenin geleceğini kurtarma gibi misyonlar yüklenmektedir. Her anne baba, çocuğu için iyi olanı yapmayı hedefler. Ne yazık ki zaman zaman bu istekle yola çıkılırken yolun sonunda hem ailenin hem de çocuğun zarar gördüğü durumlar olabilir. Bu nedenle spor psikologları özellikle küçük yaştaki çocukları spora başlayan ailelere destek olması gerekmektedir. Bu destek çerçevesinde ailelere çocuklarıyla nasıl iletişim kurmaları gerektiği, çocuklarının sportif ve duygusal ihtiyaçlarının neler olduğu konularında ailelerin bilgilendirilmesi gerekir. Ailelerin sıkça yaptıkları hatalardan biri; çocuklarını takımdaki diğer arkadaşlarıyla karşılaştırmaktır. Spor düzleminde bu karşılaştırmalar sportif başarı üzerinden yapılmaktadır. Böyle bir durumda çocukların performans kaygısı istenmeyen derece yüksek seviyeler çıkabilir ve bir süre sonra sporu bırakmaya varan sonuçlar doğabilir. Bu gibi durumlarda uzmanlardan destek almak çocukların yaptığı sporda hem daha başarılı hem de daha mutlu olmasını sağlar. Sporcu ailelerinin zorluk çektiği bir diğer nokta da antrenörlerle iletişimdir. Çoğuz zaman aileler ile antrenörler arasında iletişim bozukluğu veya kopması yaşanabilmektedir. Bu iletişim sorunu da sporcu çocuğun motivasyonunu olumsuz yönde etkilemektedir. Bu gibi kriz anlarında spor psikologları sporcu ailelerinin etkili iletişim kurma yeteneklerini geliştirerek antrenörlere nasıl ulaşılması gerektiği konusunda destek olmaktadırlar. Uzman bir spor psikoloğundan destek alan aileler; çocuklarının gelişimlerine ve spordaki başarılarına yatırım yapmış olurlar.
Ülkemizde yeşil sahalarda sıkça rastlanılan problemlerden başında öfke ve duygu kontrolü gelmektedir. Öfke sorunu yaşayan futbolcuların; öfke problemlerinin altında kimi zaman motivasyon, kimi zaman konsantrasyon, kimi zaman da performans kaygısı problemleri olabilir. Öfkesini kontrol etmek isteyen sporcuların nefes egzersizleri ve rahatlama için yapılan zihinde canlandırma çalışmalarına ağırlık vermesi gerekir. Bu gibi zihinsel yetenekleri öğrenmek ve geliştirmek içinse spor psikologları ile çalışmalıdırlar. Öfke sorunu yaşayan sporcuların bir başka yaşadığı zorluk da; performans öncesi rutinlerini geliştirememektir. Performans rutinler; sporcuların zihinsel oyun planlarıdır. Bu rutinler bütünü olan planlarla; sporcular kendilerini güvende ve performansa hazır hissederler.
Öfke kontrolünü sağlayan sporcular, maksimum performanslarının önündeki önemli bir engeli kaldırmış olurlar. Öfke kontrol edildiğinde performansa olumlu etkisi olan bir unsur olarak karşımıza çıkabilir. Yardımcı aracı olarak kullanılan öfke, oyun kuralları dahilinde agresif olmayı ve kazanma arzusunu artırır. Kontrol edilemeyen öfke ise; sporcuların oyun kuralları tarafından cezalandırılmasını ve hem bireysel hem de takım performansının düşmesine neden olur. Spor psikologlar; sporcuların uyarılmışlık düzeyini kontrol etmelerine yardımcı olarak; sporcuların öfkelerini kontrol etmesine yardımcı olurlar. Spordaki doğru bilinen yanlışlardan biri öfkenin sporcunun mizacıyla alakalı olduğu ve değiştirilemeyeceği algısıdır. Bu noktada düzeltme yapılması gereken nokta öfkenin bir kader olmadığıdır. Düzenli bir zihinsel çalışma ile her sporcu öfkesini kontrol etmeyi öğrenebilmektedir.
Öfke kontrolü yaşayan sporcuların öncelikle bilmesi gereken konu; öfkeyi kontrol edememek kader değildir. Her psikolojik yetenek gibi öfke kontrolü de; sporcunun bu konuda bilinçlenmesi ve düzenli zihinsel antrenman yapması yoluyla geliştirilebilir. Öfke kontrolünde sorun yaşayan ve bu konuda destek verdiğim sporcularla ilk çalışmalar algıları üzerine olur. Öfke duyulan kişi veya durumları, sporcunun nasıl algıladığı öfke mekanizmalarını çözmenin anahtarlarından biridir. Bu aşamadan sonra ise kişiye özel çözümler ve yol haritası çizerek zihinsel antrenmanlara başlanması gerekir. Düzenli ve planlı bir çalışma sonrasında sporcuların öfke kontrolü konusunda kendilerini geliştirdikleri ve bu sayede maksimum performanslarına bir adım daha yaklaştıkları görülmektedir.

X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.