Son Güncelleme: Pazartesi 10.10.2016
Metabolik cerrahi diyabette yüzde 90 iyileşme sağlıyor
Metabolik cerrahi, klasik tedavi yöntemlerini denemiş olmasına rağmen kan şekeri kontrolünü sağlayamayan tip 2 diyabet hastalarına uygulanıyor. Klasik tedavi yöntemleri yüzde 15, bu yöntem ise yüzde 90 başarılı oluyor
Ülkemizde yaklaşık yedi yıldır tip 2 diyabet (şeker) hastalığının tedavisinde metabolik cerrahi ameliyatları uygulanıyor. Başarı oranı yüzde 90'ın üzerinde olan bu yöntem ile bugüne dek binlerce hasta ameliyat oldu. Ancak son dönemde kilo verdirmede uygulanan tüp mide ve mide kelepçesi gibi bazı yöntemlerin de tip 2 diyabet tedavisinde faydalı olabileceği öne sürülüyor. Türkiye Metabolik Cerrahi Vakfı Başkanı Prof. Dr. Alper Çelik ile metabolik cerrahi ameliyatlarının detaylarını ve kilo verdirmede kullanılan obezite cerrahisi ile diğer yöntemlerle olan farklarını konuştuk...
YAN HASTALIKLAR DA İYİLEŞİYOR
Tip 2 diyabet, vücudumuzdaki tüm damarları etkileyen dinamik bir hastalık. Bu hastalıkla birlikte hayatınıza hipertansiyon, uyku apnesi, trigliserit yüksekliği, retinopati gibi birçok yan hastalık da girer. Günümüz tedavi yöntemleri ile bu süreci tamamen kontrol altına almanız mümkün değildir. İstatistiklerin de gösterdiği üzere; metabolik cerrahi yöntemleri, tip 2 diyabetin tedavisinde en etkili yöntemdir. Klasik tedavi yöntemleri yüzde 15-20 oranında bir iyileşme sağlarken, metabolik cerrahide bu oran yüzde 90'lardadır.
Hastalar ameliyat sonrasında yeni bir hayata başlarlar. İştahları artık eskisi gibi değildir. Çok daha mütevazı porsiyonlarla doyarlar. Değişen beslenme alışkanlığı ile birlikte kilo kaybı da yaşanır. Kısa bir süre sonra da, diyabet ve eşlik eden hastalıklar yavaş yavaş ortadan kalkmaya başlar. Organ hasarı başlamış ve ilerlemiş olan ağır diyabet hastalarında, bu süreç tersine döner ya da durur. Hastalar aşamalı olarak, kullandıkları ilaçları ve insülini bırakırlar. Elbette bu sürecin devam etmesi, kişinin belli bir itina göstermesini de gerektirir. Örneğin; beyaz şekeri hayatınızdan çıkartmanız, unu kısıtlamanız ve gıda seçimlerinde dikkatli olmanız gerekecektir. Ancak bunlar, ameliyat olan ya da olmayan her insanın dikkat etmesi gereken şeylerdir.
Bu ameliyatlar klasik tedavi yöntemlerini denemiş olmasına rağmen kan şekeri kontrolünü sağlayamayan tip 2 diyabet hastalarına uygulanır. Her hasta ameliyat için uygun hasta değildir. Vücudunuzdaki insülin depolarının tükenmemiş olması, yani vücudunuzda halen insülin üretiliyor olması gerekir. Aynı zamanda bu insülinin belli bir ölçüde canlılığını koruyor olması gerekir. Bunun dışında, eğer hastada organ hasarı başlamışsa, geç kalınıp kalınmadığı önemli bir soru olur. Çünkü organ hasarı çok ilerlemişse, artık ameliyat da bir çözüm olmayacaktır.
AKTİF HALE GETİREBİLİR
Tip 2 diyabetin tedavisinde farklı etkinlik düzeylerine sahip çok sayıda ameliyat var. Bizim uyguladığımız iki temel teknik bulunmaktadır. Bunlar; 'İleal İnterpozisyon' ve 'Transit Bipartisyon' teknikleridir. Tip 2 diyabet hastasının yaşadığı sorun, vücudunun ürettiği insülini kullanamamasıdır. Ameliyatlar, kullanılamayan bu insülinin tekrar aktif hale gelmesini sağlar. Burada kilit nokta ince bağırsakların son kısmından kaynaklı hormonları canlandırmaktır. Tabii bunu yaparken vitamin ve mineral emilimini de bozmamanız lazım. İki yöntem, bu hormonları emilimini olabildiğince bozmadan canlandıran ameliyatlardır. Bu iki yöntemin arasında bazı teknik farklılıklar bulunur.
İLAÇLA TEDAVİ YETERLİ DEĞİLSE...
Elbette var. Bize gelen hastalar ilaçla tedaviyi denemiş ancak iyileşme sağlayamamış kişilerdir. Nöropati sorunları, retinopati, hipertansiyon, gut hastalığı, karaciğer yağlanması, trigliserit yüksekliği gibi birçok rahatsızlık diyabet ile birlikte kişinin hayatına girmiştir. Bu aşamada uygun hastalara ameliyat önerilmelidir.
MAKALELERİN SPONSORU İLAÇ FİRMALARI
Tip 2 diyabetin tedavisinde neden hâlâ ilaç tedavisi savunuluyor?
İlaç tedavisi savunuluyor; çünkü ortada milyar dolarlık bir diyabet endüstrisi var. Bu endüstriye bir ucundan tutunmuş bilim insanları ve doktorlar var. Geçtiğimiz aylarda British Medical Journal isimli tıp dergisinde bir makale yayımlandı. Bu makalede; geçmiş yıllarda diyabet ile ilgili yayımlanmış 12 bin makalenin yarıya yakınının, aynı 110 kişi tarafından yazıldığı ortaya çıktı. Bu 110 kişinin, yine yarısının, bir ilaç firması çalışanı olduğu ve bu makalelerin yaklaşık yüzde 94'ünün, ilaç firmaları sponsorluğunda yapılan klinik çalışmalara ait olduğu ortaya çıktı. Böyle bir ortamda yapılan çalışmaların bilimselliğine güvenebilir misiniz? Maddi kaygılar bilimin önüne geçtiğinde, istatistiklere bazen kör, bazen sağır olunabiliyor.
EN SON HABERLER
- 1 Beslenmeyle ilgili doğru bilinen yanlışlar! Yemekte toksik etki yaratıyor...
- 2 Çocukların dünyasını karartan hastalık
- 3 Kemikleri çelik gibi yapıyor! Günde 1 bardak tüketmeniz yeterli...
- 4 B12 vitamini değerini tavan yaptırıyor! Sabahları kahvaltıda 1 adet tüketirseniz...
- 5 Akciğer kanseri ilk belirtisini sabahları gösteriyor! Uyandığınızda bunu yaşıyorsanız...
- 6 Meğer kolajen deposuymuş! Her yemeğe ekleyin: 10 yaş gençleştiriyor
- 7 Yapay zeka söyle bana gıdım var mı?
- 8 Akciğer kanseri ilk belirtisini sabahları gösteriyor! Uyandığınızda bunu yaşıyorsanız...
- 9 İnme hastalarını felçten kurtarıyorlar
- 10 Meğer kolajen deposuymuş! Her yemeğe ekleyin: 10 yaş gençleştiriyor