Oğulları aynı acıyı yaşamasın diye memelerini aldırdı

Kadın Hastalıkları, Doğum ve Tüp Bebek Uzmanı 50 yaşındaki Op. Dr. Betül Görgen'in anneannesi, teyzesi ve annesi meme kanseri hastasıydı... Annesini meme kanserinden kaybettikten sonra kanser korkusuyla daha fazla yaşayamayacağını düşündü. Yılda iki kez kontrole giden Görgen, genetik meme kanseri riskine bakılan BRCA1 testi pozitif çıkınca, 'Bu endişeyle daha fazla yaşamak istemiyorum, ikiz oğullarıma annemle yaşadığım acıları yaşatmak istemiyorum' dedi ve iki yıl önce ameliyat masasına yattı.
ANNEMİZ KANSERDEN ÖLMEYECEK!
Üstelik ameliyatta bazı komplikasyonlar gelişti. Ameliyat süreci 1.5 yılı aştı. Çok acılar çekti, dikişleri patladı. Sol koltuk altından tam dört kez ameliyat olmak zorunda kaldı. Tüm bunlara rağmen, "Acaba ben ne zaman meme kanseri olacağım korkusuyla yaşayamazdım, iyi ki ameliyat oldum. Elbette ki takdiri ilahi ama şimdi oğullarım, annemizi kanserden kaybetmeyeceğiz diye çok mutlular" diyor. Op. Dr. Betül Görgen'in annesi meme kanserine yakalandığında 54 yaşındaydı. Annesi, hemen ameliyata alındı, tümörler temizlendi, koruyucu kemoterapi tedavisi uygulandı. Erken evrede teşhis edildiği için şanslıydı. Hatta tamamen iyileştiği bile düşünüldü. Çünkü meme kanserinde ilk beş yıl içerisinde sorun gelişmediğinde hastalığın bir daha ortaya çıkmayacağı düşünülüyor. Bilimsel olarak beşinci yıldan sonra akciğerin rutin taraması bile yok. İlk sekiz sene problemsiz geçmişti. Sekizinci yıldan sonra akciğer metastazı çıktı. Yeniden bir operasyon geçirdi. Arkasından kemik metastazı çıktı. Görgen, kemik metastazından sonra iki sene içerisinde karaciğer metastazı ile birlikte 69 yaşındaki annesini kaybetti.
BRCA1 POZİTİF ÇIKTI
Betül Görgen, yaşadıklarını şöyle anlatıyor: "Ben hekim olduğum için anneme akciğer taramasını da ilave ettim. Nitekim o akciğer taramasında tümör ortaya çıktı. Akciğerlerinden iki kez ameliyat oldu. Bir kez uzak metastaz ortaya çıkınca o sağlıklı süreç gitgide azalıyor. Gerçekten üzücü ve sıkıntılı bir süreçti. Annem 54 yaşında kansere yakalandı, 69 yaşında vefat etti. Ben de o zaman 47 yaşındaydım. Ben meslek gereği işin içinde olduğum için genetik BRCA testlerime baktırmak istedim. BRCA1 pozitif çıktı. Bu durumda ya taramalara devam edeceksiniz ya da 'Benim yüksek riskim var, taramayla bir yerimde bir şey çıkmasını beklemeyeyim ve operasyon olayım' diyeceksiniz. Ben de operasyonu seçtim." "Ben paranoyak değildim, net ve sakin bir insanımdır. Değer verdiğim ve güvendiğim radyolog abimle bu süreci atlattım. Annemin de doktoru idi" diyen Op. Dr. Betül Görgen, sapasağlam bir kişinin durup dururken yedi saatlik böylesine zor bir ameliyata girmesinin de sağlam bir psikoloji gerektirdiğine inanıyor.
'ERKEN EVREDE YAKALANMAYI BİLE KALDIRAMAZDIM'
Görgen, sözlerine şöyle devam ediyor: "Aslında bu çok zor bir karardı. Sonrasında pek çok arkadaşım, hatta hocalarım beni cesaretimden dolayı tebrik etti. Ben hep derim ki 'Korkulu rüya görmektense uyanık olmak daha iyidir.' Kanser olma korkusuyla yaşamak bence çok daha zor. Annemi kaybettiğim için ve teyzemin yaşadıklarından dolayı erken evrede yakalanmayı bile kaldıramam, buna dayanamam diye düşündüm. Daha mutsuz, daha motivasyonsuz olacağımı düşündüğüm için hiçbir şey olmadan ameliyat olmanın daha doğru olacağı kararını verdim. Kimseye de danışmadım. Kararımı kendim verdim. Bu testin sonucu bile ciddi bir anksiyete yaratıyor. O kadar rahatken, ameliyat olana kadar gerildim."
'HASTALARA HİKAYEMİ ANLATIYORUM'
Ameliyatta meme dokusu içeriden boşaltıldı ve o seansta implant konuldu. Görgen, meme ameliyatından kısa bir süre sonra ise yumurtalık ve tüplerini de aldırdı. Çünkü bu ameliyat tek başına işe yaramıyordu. Tek başına sadece memede görünmüyor, yumurtalıklara da sıçrayabiliyor. Cerrahi olarak menopoz gerçekleşmiş oldu. Betül Görgen, sonrasında yaşadıklarını şöyle anlatıyor: "Meme dokusu boşaltıldıktan hemen sonra implant konulunca sol memede sorun çıktı, vücut tolere edemedi, enfeksiyon oldu, iki kez dikişlerim açıldı. Sonra doktorumu değiştirerek başka bir hekime yeniden ameliyat oldum. 1.5 yıllık süreçte çok acılar çektim ama kanser korkusuyla yaşamaktan çok daha zor değildi. Psikolojik olarak güçlü olan kadınlar bu ameliyatı olabilir, ben de genetiğinde meme kanseri olan tüm hastalarımla kendi hikayemi paylaşıyorum."
ERKEK ÇOCUKLAR DA KONTROLDEN GEÇMELİ
Op. Dr. Betül Görgen, bir konuya dikkat çekiyor: "Hep ailesinde meme kanseri olan kadınlardan bahsediyoruz. Halbuki erkekler de risk altında. Normalde erkekte meme kanseri ortaya çıkma olasılığı yüzde 1 gibi çok düşük bir oran. Riskli grupta olanlarda ise yüzde 2 olduğu için kadındaki kadar dikkat çekmeyebilir. Erkek çocuklarda, bu geni taşıyorsa kolon kanseri ve prostat kanseri gelişme olasılığı yüksek. Ayrıca bu hasarlı geni kız çocuğuna da aktarabilir, o açıdan önemli. Ailesinde, annesinde meme kanseri görülen erkeklerin de mutlaka kontrolden geçmesi gerekiyor."
SİGARA, MAMOGRAFİDEN DAHA FAZLA ZARAR VERİYOR
Op. Dr. Betül Görgen, uyarıyor: "Hastalarım bazen yoğun meme kanseri takibi olmaktan kaçınıyorlar. Onlara hemen soruyorum; 'Sigara içiyor musunuz?' Çoğunlukla da 'Evet' yanıtını alıyorum. Hemen şöyle söylüyorum: 'Siz zararı bilimsel olarak kanıtlanmış bir şey yapıyorsunuz ama hayat kurtaracak adımları (mamografi, ultrason gibi) atmıyorsunuz.' O zaman ikna oluyor ve düzenli olarak kontrollere gitmeye başlıyorlar."