Dikkat! Size de Tip-2 diyabet teşhisi konulmuş ise...

Size Tip-2 diyabet teşhisi konmuş ise veya risk altındaysanız artık bir şeyler yapmanızın zamanı gelmiş demektir. Artık çok geç demeden bu hastalığı büyük ölçüde geriye çevirmek elinizde. Tip-2 diyabet hasta sayısının her geçen gün kat ve kat artmasının sebepleri nelerdir diye düşünmek gerekir. Pre-diyabet hastaları buna önlem almadıkları ve bir problemleri olmadığını düşündükleri için bu hastalığa savunmasız yakalanmaktadırlar.

Neredeyse 3 kişiden 1 inin pre-diyabet olması sizce de artık üstüne düşünmemiz gereken bir konu değil mi?

Tip 2 diyabetin arkasında asıl yatan sebep insülin direncidir. Siz şeker ve rafine karbonhidrat tükettiğinizde vücudunuzda kan şekeri yükselir ve buna bağlı olarak pankreas insülin salgılar – bu şeker seviyesini düşürmek/baş etmek içindir. İnsülin, bu glukozu hücre içine yakıt olarak yanması için sokar ve vücudunuzdaki şeker dengelenmiş olur.

Kulağa hoş geliyor dimi? Bir problem yok!

Evet ve hayır!

Siz sürekli şeker ve rafine karbonhidrat tükettiğinizde, bu sistem yorulur ve eskisi gibi çalışamaz. İnsülin direnci dediğimiz bela baş vermeye başlar. (bunun en büyük sebeplerinden biri sofra şekerinin içinde bulunan früktozdur, çünkü früktoz vücutta glukoz gibi muamele görmez, bir yabancı madde gibi sadece karaciğerde metabolize olabilir ve alkol gibi sizi zehirler.) Sürekli şeker ve rafine karbonhidrat tükettiğiniz için, pankreas daha fazla insülin salgılamak zorunda kalır. Hücrelerinizin içinde yer kalmadığı için vücudunuzdaki şeker oradan oraya savrularak sizi daha yağlı, daha hasta bir hale getirir.

Tip 2 diyabet olmanız yolunda görevini yerine getirmiş olur.

Daha fazla insülin salgılandığında:

Daha fazla su ve tuz vücudunuzda kalır ve tansiyon problemi ortaya çıkar.

Damarlarınız tıkanıp size kalp rahatsızlıkları ile geri dönebilir.

VLDL değerlerinizi yükseltip kolesterol problemi baş verebilir.

Bazı tip kanser türlerinin oluşma ihtimali artabilir.

Artık Tip 2 Diyabet olma yolunda adım atmış olursunuz.

Tip-2 diyabetten büyük ölçüde kurtulmak ve önlemek için yapılması gereken problemin kaynağını ortadan kaldırmaktır. Bu da insülin direncidir. Bunun için sadece ilaç kullanmak istenilen sonucu vermeyebilir ve problemin kaynağını çözmeyebilir. Denizin ortasında kalan bir teknenin su aldığını düşünün. Elinizdeki bir kova ile suyu boşaltmak, ilaç kullanmaya benzer. Fakat su almaya sebep olan deliği bulup onu kapatmak sizce de daha kalıcı ve sağlıklı bir çözüm değil mi?

Buradaki en önemli çözüm, ateşe odun atmayı bırakmanızdır. Yani insülin direnciniz var ise, kan şekerinizi yükseltecek ve pankreası sürekli insülin salgılatacak durumlardan kaçınmalısınız.

Bunun için vücudunuzdaki kan şekerini normal seviyelere indirmenin ilk yolu yenisini eklememek ve olanı yakmaktır.

Yapılması gerekenler:

Sofra şekerini ve içerdiği gıdaları hayatınızdan çıkarın. (Size yediğinizde tatlı gelen her şey!)

Rafine karbonhidratları hayatınızdan çıkarın. (Ekmek, makarna, pilav gibi)

Meyve suları, gazlı içecekler ve benzeri ürünler yerine, çay, kahve ve su için.

Hareket edin! Yaşınıza ve sağlık durumunuza göre yürüyüş yapın, koşun, bisiklete binin.

Bağırsak floranıza dikkat edin. Ev yapımı yoğurt, turşu tüketin.

Atıştırmayın. Aç kalın! Bu faydalıdır sizin için. Vücudunuz aç iken yenilenebilir. Anlatılanın aksine aç kalınca metabolizmanız yavaşlamaz! Karbonhidrat bağımlısı olduğunuz için bir süre adaptasyon problemi yaşar ama sonra bu duruma alışırsınız. Oruç bu yüzden vardır ve doğru uygulandığında tahmin edemeyeceğiniz bir etki görürsünüz. (pozitif etkiden bahsediyorum!)

Sevgi ve Sağlık ile Kalın,

Sencer Bulut