Cuma 02.06.2017 00:00
Son Güncelleme: Cuma 02.06.2017 11:12

Derin ven trombozu hastaları için Ramazan'da önemli uyarı

Derin ven trombozu konusunda Türkiye’nin önde gelen isimlerinden biri olan Doç Dr. Mert Dumantepe, konuyla ilgili olarak önemli açıklamalarda bulundu.

Ramazan ayının gelmesi ile birlikte derin ven trombozu hastalarının da aklında aynı soru var;

Derin ven trombozu tedavisi görüyorum, havalar çok sıcak? Oruç tutabilir miyim?
Bu oldukça önemli bir konu. Derin ven trombozu oldukça sıkıntılı sürece sahip bir hastalık. Yapılacak bir hata yeniden pıhtı oluşumuna, tedavi içinden harcanan tüm emeklerin, tüm o safhaların tekrar yaşanması anlamına gelebilir. Peki bu konuda neler yapılması gerekiyor? Oruç tutmak derin ven trombozu hastaları için sakıncalı mı? Bahçeşehir Üniversitesi Tıp Fakültesi Kalp ve Damar Cerrahisi Anabilim Dalı Öğretim Görevlisi Doç Dr. Mert Dumantepe, tüm bu soruların cevabını verdi.

Derin ven trombozu hastalarının en çok merak ettiği nokta Ramazan ayında oruç tutup tutamayacakları. Derin ven trombozu hastalığının en önemli sebebi vücudun susuz kalması sonucu kanın koyulaşması.

Doç Dr. Mert Dumantepe, özellikle bu konuya dikkat çekiyor. Oruç tutan kişilerin genellikle iftardan sonra çok yemek yediklerini ama yeterli su içmediklerini söyleyen Dumantepe, "Havaların sıcak olması ve uzun süre su içilmemesinden dolayı, vücuttan terleme ile sıvı kaybı fazlaca olur ve bu sıvının mutlaka karşılanması, vücuttaki sıvı dengesinin korunması açısından çok önemlidir.

Günlük su tüketimi konusunda uzmanların farklı görüşleri olsa da çoğunlukla ortalama 2-2,5 litre su içilmesi tavsiye ediliyor. Bunu günde 8 defa 250 ml veya 8 su bardağı su içilmesi şeklinde açıklayabiliriz. Ancak ideal olan, su ihtiyacının kişinin vücut ağırlığına ve vücut yüzey alanına, mevcut hastalıklarına, hava sıcaklığına ve aktivite düzeyine göre ayarlanmasıdır. Normal şartlarda bir günde insan ter, idrar ve deri yoluyla 2 litre kadar su kaybeder, yaz aylarında bu kayıp daha da artar. Ramazanda iftar ve sonrasında daha çok sıvı almak gerekli" dedi. Sıcak yaz günlerinde ve Ramazan Ayı'nda da metabolizmanın aynı hızlı çalışmaya devam ettiğini belirten Dumantepe, "su ihtiyacı azalmaz, aksine sıcak nedeniyle miktar da artar. Vücudumuzun en temel gereksinimi olan suyun yeterli miktarda alınamamasından dolayı kanda pıhtılaşma sorunları sıklıkla yaz aylarında görülmektedir" dedi.
Doç. Dr. Mert Dumantepe, her derin ven trombozunun ayrı bir vaka olduğunu, her kişinin kendi içinde değerlendirilmesini belirtiyor. Derin ven trombozu hastalığını geçirmiş ve şu an tedavisi kan sulandırıcı ilaçlar ile devam eden hastalar için hastalığın tekrarlamasını açısından ilk bir yılın çok riskli olduğunu söyleyen Dumantepe, "Derin ven trombozu sonrasında, hastalığın tekrarlaması ve yeniden pıhtı oluşma riski, "ilk ay" en yüksektir, ancak takip eden aylarda risk "0" olmaz. "İlk yıl" boyunca yeniden derin ven trombozu geçirme riski, daha düşükte olsa, kalıcı bir tehlike şekilde devam eder. Çok merkezli ve yüksek hasta sayılı birçok çalışma ile kanıtlanmıştır ki, bir kez derin ven trombozu geçirmişseniz, ikinci kez damarlarınızda pıhtılaşma olma olasılığı, sağlıklı bir insana göre çok daha fazladır.

Bu nedenle ulusal ve uluslararası tüm damar cerrahisi dernekleri, kılavuzlar ve otoriteler hastalığın şiddetine bağlı olarak, 3 aydan daha kısa olmamak üzerine 1 yıla kadar uzatılmış kan sulandırıcı tedavi ile takibi önerirler" dedi. Medikal takip altında, kan sulandırıcı kullanan hastaların, bu aylarda günde 2.5 litrenin altında olmamak şartıyla su içmesi, bol hareketli olunması, direk güneş ışınlarından uzakta, serin yerlerde bulunmasını öneren Mert Dumantepe, "Bu aylarda kanın sulanma oranını

ölçen, kan testleri daha sık yapılmalı ve daha dikkatli incelenmelidir, çünkü kanın yoğunluğunun artmasıyla paralel bağlı ilacın etkisi değişmekte ve aynı kan sulanma oranını sağlamak için daha yüksek dozda ilaç kullanılmasına gerek olmaktadır. İşte bu nedenlerden dolayı, derin ven trombozu geçirmiş ve kan sulandırıcı tedavisi süren hastalarımızın özellikle ilk 1 yıl oruç tutması sakıncalıdır. Bunun en önemli nedeni ramazan ayının yaz sıcaklarına denk gelmesi ve yaklaşık 17 saat susuz kalınması gerekliliğidir" diyerek sözlerine devam etti.

Doç.Dr. Mert Dumantepe, Anjiyografik yol ile tedavi edilmiş derin ven trombozu hastalarında ise; hastaya takılan stent'in tıkanmaması için susuz kalmamaya özen gösterilmesi gerektiğini de belirtiyor. Derin ven trombozu, akut halde iken başvuran ve tedavi edilen hastalar ile kronikleşmiş derin ven trombozu tedavisi görmüş hastaların durumlarını birbirinden ayırmanın gerekli olduğunu söyleyen Dumantepe, "Girişimsel tedavi sonrası ilk 2-3 ay yeniden pıhtılaşma için en riskli dönemdir. Bu nedenle hastaların yakın takibi, yüksek doz kan sulandırıcı kullanılması ve bol su içilmesi çok önemlidir. Ramazan ayına yakın dönemde hastalığa yakalanan ve anjiyografik yöntemle tedavi olan hastaların oruç tutmaları, bu dönemde uzun süreli susuz kalınması gerektiği için yeniden pıhtılaşmaya yol açabilir. Bu nedenle yaz aylarında bol su tüketmeleri ve oruç tutmamaları önerilir" dedi.

Kronik dönemde tedavi edilmiş ve stent takılmış hastaların ise çoğunlukla kan sulandırıcı ilaç kullanması gerektiğini söyleyen Dumantepe, tıkalı toplardamara takılan stent'lerin iç yapısının damar endoteli ile kaplanmasının yıllar aldığını belirtti. Alınan kan sulandırıcı ilaç kullanılsa bile uzun süreli susuzluk durumunda kısa zamanda yeniden pıhtılaşma görülebileceğini ve stent'lerin yeniden tıkanabileceğini vurgulayan Mert Dumantepe, bu hastaların oruç tutmalarının otoritelerce önerilmediğini belirtti.

Kan sulandırıcı ilaç kullanımı doktoru tarafından sonlandırılmış hastalar içinse kararın takip eden hekimlerinin yapacağı kontroller sonrasında verilmesi gerektiğini söyleyen Doç Dr. Mert Dumantepe, hastaların bu dönemde kan sulandırıcı ilaç da kullanmadıkları için, 17-18 saatlik susuz kalma sonucunda yeniden derin ven trombozu gelişme riskine karşı uyarılması gerektiğini belirtiyor. Yaz Aylarında Derin Ven Trombozu Hastalarının Dikkat Etmesi Gerekenler

*Bol sıvı alımına dikkat etmek, en azından kaybedileni yerine koymak.

*Kan sulandırıcı ilaçların düzenli kullanımına özen göstermek.

*Kanın sulanma oranını gösteren testlerin daha sık yaptırmak.

*Yaz dönemi öncesinde Doppler Ultrasonografik kontrolleri yaptırmak.

* Tatilde direk güneş ışınlarından olabildiğince uzak durmak, yüksek koruma faktörlü güneş koruyucuları kullanmak, mümkünse şemsiye altında yada gölgede kalmak.

*Derin ven trombozu hastalarının yüzmelerinde yada egzersiz yapmalarında hiçbir sakınca bulunmamaktadır. Aksine bacak kan dolaşımı artacağı faydalıdır.

*Deniz kıyısında varis çorabı giyilmesine gerek yoktur. Bol hareket etmek, yürümek ve yüzmek, gölgede kalmak ve bol su tüketmek yeterlidir.

X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.