“Yaş aldıkça vücudumuzda doğal kolajen üretimi azalır”
Cilt sağlığı ve genç görünüm için beslenmenin anahtar faktör olduğunu belirten Uzm. Dr. Onur Çapkan, “Bu sebeple deri sağlığı iyi beslenmenin bir yansıması da kabul edilebilir. Deri yaşlanmasını önlemek, yaşlanmanın izlerini azaltmak, derinin görünümünü daha iyi hale getirmek için popüler olarak son dönemde sıkça destek ürünleri önerilmektedir” dedi.
Uzm. Dr. Onur Çapkan, kolajen hakkında önemli bilgiler verdi. Çapkan, "Vücudumuzda en çok bulunan ve deriden, kemiklere, kaslara, tendonlara ve bağlara kadar vücudumuzdaki bağ dokusunu oluşturan ana yapısal proteindir. Kolajen derimizin yaklaşık yüzde 80'ini oluşturur ve derimize elastikiyetini veren "elastin" isimli bir başka proteinle birlikte çalışır. Yaş aldıkça vücudumuzda doğal kolajen üretimi azalır. Gençken sıkı parlak görünmeyi sağlayan bu protein yaşlandıkça yıpranmaya, azalmaya başlar" dedi.
KOLAJEN YIKIMI 20 YAŞINDAN SONRA BAŞLIYOR
"20'li yaşlardan itibaren her yıl mevcut kolajenimizin yaklaşık yüzde 1'ini kaybetmeye başlarız. Bu da derinin gittikçe kuruluğunun artması daha nemsiz ve soluk görünmesi anlamına gelir" diyen Uzm. Dr. Onur Çapkan "Kontrolsüz güneş maruziyeti, sigara kullanımı, hava kirliliği, stres, hareketsizlik, dengesiz beslenme bu süreci daha da hızlandırabilir. Tam da bu noktada azalan kolajeni desteklemek, genç görünümün devamını sağlamak için önemli olacaktır. Kolajenlerin farklı dokularda farklı yoğunluklarda bulunan tipleri vardır. Deride, saç ve tırnaklarda çoğunlukla Tip 1 ve Tip 3 kolajen bulunmaktayken, eklem kıkırdaklarında çoğunlukla Tip 2 kolajen bulunmaktadır. Destek ürünlerinde bulunan kolajenler, hidrolize kolajen-kolajen peptid olarak adlandırılır. Kolajen ile aynı aminoasit içeriklidir ve vücudumuz tarafından daha kolay emilir. Fakat alınan bu takviyelerin tam olarak ne kadarının emildiği, hedef dokularda yapı taşı olarak ne kadarının kullanıldığı hala tartışmaya açıktır" şeklinde konuştu.
Bazı çalışmalarda birkaç ay boyunca alınan kolajen takviyeleri cilt elastikiyetini, kırışıklıkları ve yaşlanma belirtilerini azaltabileceğini de vurgulayan Çapkan, "Yine kemik, eklem ve bağ dokudaki yaptığı artış nedeniyle çeşitli ağrı tedavilerinde kullanılabileceğini gösteren çalışmalar da bulunmaktadır. Fakat bu çalışmalar çok geniş çaplı olmadığından yeni araştırmalara ihtiyaç duyulmaktadır. Kolajen, yapısı gereği büyük bir molekül olup emilimi zor olabilmektedir. " ifadelerini kullandı.
YIKIMI HIZLANDIRAN FAKTÖRLER
Son olarak sadece besin takviyesi alarak kolajen üretimini desteklemek doğru bir yaklaşım olmadığını belirten Çapkan, "Düzenli egzersiz, sağlıklı ve dengeli beslenme, sigaradan uzak durma, güneşten korunma, yeterli uyku kolajen yıkımından koruyucudur" diye sözlerini tamamladı.
EN SON HABERLER
- 1 Adeta karaciğerin sessiz katili! Bir daha ağzınıza bile sürmeyin...
- 2 Katarakt cerrahisinde devrim
- 3 Bunu yiyen 100 yaşından önce ölmüyor! Bilim insanları uzun yaşayan insanların sırrını açıkladı: "Her gün bir tane..."
- 4 Bu yiyecekler ruh sağlığına iyi geliyor
- 5 4.5 yıl daha uzun yaşayacağız
- 6 Mersin Üniversitesi Öğretim elemanlarına 'Sözlü Bildiri İkincilik' ödülü
- 7 İmmünoterapi tedavisi ilerlemiş kanserde dahi etkili
- 8 Gaziantep’e 3 bin yeni sağlıkçı atandı
- 9 Uzm. Dyt. Selahattin Dönmez açıkladı: Vücuttaki yağı su gibi akıtıyor! "Günde bir çay kaşığı..."
- 10 Bunu yiyen 100 yaşından önce ölmüyor! Bilim insanları uzun yaşayan insanların sırrını açıkladı: "Her gün bir tane..."