Sağlıklı uyku aşı kadar önemli

İnsanların hayatının yaklaşık üçte biri uykuda geçiyor ve uykuda solunum bozuklukları hayatı olumsuz etkiliyor. Uykuda sounum bozuklukları ve vücut direnci hakkında SABAH'a konuşan Uludağ Üniversitesi Tıp Fakültesi Göğüs Hastalıkları Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Mehmet Karadağ, "Sağlıklı uyku, vücudumuzda antikor oluşmasını sağlayan lenfositlerin gelişmesini, antikorların oluşmasını sağlıyor. O yüzden sağlıklı uyku için; belirli sürelerde, karanlıkta, sessiz ortamda, rahat bir yatakta uyunmasını öneriyoruz. Ancak her şeye rağmen uykuda solunum bozukluğu olan kişiler toplum içinde yaygın ve bu kişilerin tanısını koyup tedavisini yapmazsak trafik kazalarını önlememiz, kişilerin yaşam kalitesinin bozulmasını engellememiz ve sağlık harcamalarını azaltmamız mümkün değil. Ayrıca hipertansiyon, obezite ve şeker hastalığı gibi hastalıkların yanında uyku apnesi olan kişilerde bu hastalık tedavi edildiğinde diğerlerinin tedavisi ve kontrol edilmesi de kolaylaşıyor" ifadelerini kullandı.

SAĞLIKLI UYKU AŞININ EN BÜYÜK DESTEKÇİSİ

Sağlıklı bir uykunun vücudun direncini geliştirmek için aşı kadar önemli olduğunu ifade eden Karadağ, "Uyku, insanların savunma sistemini doğrudan etkiliyor ve son bir buçuk yıldır pandemi sürecinde bunu çok net gördük. Toplumda horlama, uykuda nefes alıp vermekte güçlük, uyku apnesi dediğimiz olay da oldukça yaygın. Şu anki tahminlerimize göre Türkiye'de 8 milyon civarında uyku apneli insan var. Ancak bunların yüzde 90'dan fazlası henüz tanı almamış. Pandemi sürecinde sokağa çıkma yasakları ve insanların eve hapsolmasıyla obezite arttı ve obeziteyle uyku apnesi direk ilişkili bir tablo. Tüm dünyada obezite, hipertansiyon ve diyabeti olan kişilerde uyku apnesi gelişme riski çok yüksek. Onların toplumda artmasıyla birlikte uyku apnesi de artıyor" dedi.

YETİŞKİNLERDE UYKU APNESİ OLMA RİSKİ YÜZDE 35

Yapılan çalışmalara göre erişkinlerin uyku apnesi olma riskinin yüzde 35 olduğunu belirten Karadağ, uyku apnesinin sosyal yaşama yansımalarını şöyle anlattı: "Doğrudan görülen trafik kazaları ve iş kazalarının yanında, insanların yaşam kalitelerini, sağlık harcamalarını ve toplumdaki sosyal ilişkilerini etkiliyor. Riskli gruplara uyku testi yapılarak tanılarının konulması gerekiyor. Biz kovid nedeniyle yatan hastalarda uyku apnesi riskinin daha yüksek olduğunu gördük. Uykuda solunum bozukluğu olan kişilerin kovide yakalanma riski daha yüksek. Kovid nedeniyle hastalıkları daha ağır geçiyor, daha fazla yoğun bakıma yatıyorlar ve ölen hastaların büyük çoğunluğunda da uyku apnesi olanların riski daha fazla. Sağlıklı uyku vücudumuzda birçok şeyi düzelttiği gibi vücudumuzun restorasyonunu da yapıyor, ertesi güne hazırlıyor. Bu restorasyon döneminde beynimizden ayak parmağımızın ucuna kadar tüm vücudumuz dinleniyor ve ertesi güne hazır hale geliyor."

ÜLKEMİZDE 8 MİLYON UYKU APNELİ İNSAN VAR

Ülkemizde uyku testlerinin yapıldığı merkezlerinin sayısının artması gerektiğini dile getiren Karadağ, şöyle devam etti: "Ülkemizde de dünyada da yeterli sayıda uyku laboratuvarı yok. Şu anda 8 milyon hasta var ancak Türkiye'de her gün tüm uyku laboratuvarları test yapmaya çalışsa en fazla 4 bin yatak bulunabilir, ülkemizde toplam 300 civarı akredite uyku merkezimiz var. Dünyada 2017 yılından beri evde uyku testi denilen portabl testler var. Kişiler kendileri evlerinde belli parametrelerle uyku apnesi olup olmadığını tespit edebiliyor. Önümüzdeki süreçte Sağlık Bakanlığı'nın ülkemizde de evde uyku testleri için gerekli yasal altyapıyı hazırlaması gerekiyor. Çünkü sağlıklı uyku antikor oluşmasında en etkili yöntemlerden birisi ve hastalıkla mücadelede aşının en büyük destekçisi."