Perşembe 26.01.2023

Yorgun kalp ameliyat riskini artırır

Kalp kapak hastalıkları, tüm kalp hastalıklarının yaklaşık yüzde 35’ini oluşturuyor. Ülkemizde ortalama 1 yılda 75 bin hastaya açık kalp ameliyatı yapılıyor. Bu hastaların da yaklaşık 30 bini kalp kapağı hastası. Günümüzde kapak ameliyatları artık küçük kesi ile göğüs kafesi açılmadan da yapılabiliyor. Ayrıca küçük kesi ile yapılan ameliyatlarda enfeksiyon riski daha az

Bezmialem Vakıf Üniversitesi Tıp Fakültesi, Kalp ve Damar Cerrahisi Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Cengiz Köksal, "Yorgun kalplerin ameliyatı her zaman daha risklidir. Şikayetler son evreye ulaşmadan, ameliyat korkusu bilinçlenmeyle yenilmelidir" dedi. "Kalp kapak hastalarında hareketle gelen nefes darlığı, çarpıntı gibi şikayetlerin başlaması ameliyat zamanının geldiğinin en önemli göstergesidir" diyen Prof. Dr. Köksal, şunları söyledi: "Eski dönemlerden kalan bir izlenimle, göğüs kafesinin tamamen açılacağını düşünen ve ameliyat sonrası buna bağlı ağrı ve huzursuzluktan endişe eden hastalar, kalp kapak ameliyatlarını maalesef erteleme yoluna gidebilmektedirler. Kalp kapak hastalarının ameliyatlarını ertelemesi demek zaman geçtikçe kalbin yorulması, yani kasılma gücünün azalması demektir."


GÖĞÜS KAFESİ AÇILMADAN YAPILIYOR
Yorgun bir kalbi ameliyat etmenin hem hayati riskleri arttırdığını hem de ameliyat sonrası hastaların ameliyattan görecekleri faydayı azalttığına dikkat çeken Prof. Dr. Köksal, "Ancak günümüzde ülkemizde kalp kapak ameliyatları konusunda uzmanlaşmış merkezlerde kalp kapak ameliyatları artık küçük kesi ile göğüs kafesi açılmadan yapılabilmektedir. Göğüs kafesi açılmadan küçük kesi ile mitral ve aort kapak ameliyatı olan hastalar daha az ağrı hissederler ve günlük hayata daha erken dönerler. Ayrıca küçük kesi ile yapılan ameliyatlarda enfeksiyon riski daha azdır" dedi. Prof. Dr. Köksal, kalp kapağı hastalarının yüzde 80'inin göğüs kafesi açılmadan, koltuk altından küçük bir kesi ile ameliyat edilebilecek hastalar olduğunu belirterek şunları ekledi: "Ameliyat olması gerektiği halde bunun geciktirilmesi kalbin daha da yorulması anlamına gelir ki, yorgun bir kalbin ameliyatı her zaman daha riskli olabilir. Mitral kapağınızda kaçak varsa ve kalp ritmi bozulmuş ise bu durum ameliyat olmanız gerektiğine dair önemli bir mesajdır."

RİTİM BOZUKLUĞU İÇİN ÖZEL İŞLEM
Mitral kapak ameliyatlarında, kalp ritim bozukluğunun normale döndürülmesi için özel bir işlem yapıldığını da belirten Prof. Dr. Köksal, "Kalp ritim bozukluğu ameliyat esnasında düzeltilmez ise beyne pıhtı atmasına engel olmak için ömür boyu kan sulandırıcı kullanmak gerekecektir. Tüm bunlara ek olarak, her zaman yaptığınız işleri yaparken yorulmaya ve tıkanmaya başladıysanız, halsizlik ve bitkinlik görülüyorsa, bu şikâyetlerde mitral kapak ameliyatı olmanız gerektiğine dair bir mesajdır" diyor.

KALBE 'SİHİRLİ YÖNTEM' İLE DOKUNUŞ
Kalbi durdurmadan yani kalp çalışıyorken küçük kesi ile yapılan mitral kapak tamir ameliyatının, kalbi durdurularak yapılan mitral kapak ameliyatlarına göre çok daha avantajlı olduğunu vurgulayan Prof. Dr. Köksal, şunları söyledi: "Bu ameliyatlarda kalp durdurulmadığı ve çalışmaya devam ettiği için hastanın makineye bağlanmasına gerek kalmaz. Özellikle kalp ameliyatı olması çok riskli, yaşlı ve akciğer, böbrek hastaları için bu yöntem bazen tek ameliyat seçeneğidir. Çünkü ileri yaşlı, akciğer ve böbrek problemleri olan hastaların kalp durdurularak kalp ameliyatı olmaları yüksek hayati risk teşkil eder. Kalp çalışmaya devam ettiği ve makineye bağlanmadığı için diğer mitral kapak yöntemleri ile kıyaslandığında ölüm riski yarı yarıya azdır. Bu yöntemle mitral kapak ameliyatı 1-1.5 saatte yapılmaktayken, diğer yöntemlerde bu süre 4-5 saate uzamaktadır. Hastalar 3 günde hastaneden taburcu edilip, 1 hafta sonra normal hayatlarına dönebilirler. Her mitral kapakta kaçağı olan hasta için uygun olmayan bu tamir yöntemi, özellikle mitral kapağında çökme olan hastalar için ideal tedavi yöntemidir ve bunun diğer bir adı da 'sihirli yöntem'dir. Nedeni ise hastaların mitral kapak tamir ameliyatlarının çok küçük bir riskle yapılıyor olması ve hastaların kısa bir sürede işlem sonrası normal hayatlarına dönebilmeleridir."
SIK ARALARLA AZ YEMEK
MİTRAL kapağında kaçak veya kan sızdırması olan hastaların, özellikle az tuzlu beslenme konusunda dikkatli olunması gerekiyor. Prof. Dr. Köksal, beslenmenin hastalığa etkilerini ise şu sözlerle açıkladı: "Sadece az tuzlu yemek veya tamamen tuzu kesmek de yeterli olmayabilir. İçinde tuz olan yiyecekleri de az yemeli veya hiç tüketmemek gerekebilir. Bu gıdalar arasında soda, maden suyu, gazlı içecekler, turşu, kuru yemiş yer alır. Ayrıca mitral kapağında kaçak olan hasta, zayıf olmalı ve her zaman masadan çok aşırı yemeden, tam doygunluk olmadan kalkmalıdır. Sık aralarla az yemelidir. Tempolu yürüyüş de son derece faydalıdır."

X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.