“Türk Sanatının Derinliklerine Yolculuk” Konulu Etkinlik Düzenlendi

Sakarya Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi tarafından ‘Türk Sanatının Derinliklerine Yolculuk’ konulu bir etkinlik düzenlendi.
SAÜ Güzel Sanatlar Fakültesi Gizem Frit Amfisinde düzenlenen etkinliğe Gazi Üniversitesi Türkçe Eğitimi Bölümü Öğretim Üyesi ve araştırmacı-yazar Prof. Dr. Necati Demir konuşmacı olarak katıldı. Prof. Dr. Demir, Türk tarihindeki semboller, işaretler, bayraklar, kaya üzerindeki yazılar ve eski Türk halıları üzerinden örnekler sundu.
Sümerlilerin Türk olduğunu söyleyen Prof. Dr. Demir, “Danimarkalılar ve Finlandiyalılar Türk kökenlilerdir. Sümerliler de Türk’tür ve Amerikalı iş adamı Rockefeller, yaptığı bir açıklamada bunu kabul etmiştir. Sümerlilerin medeniyeti başlattığını biliyoruz ve eğer Sümerlilerin Türk olduğunu kabul ederlerse, medeniyetin babasının Türkler olarak kabul etmek zorunda kalacaklar. Bu onların asla istemeyecekleri bir durum” diye konuştu.
Türk devletlerinin bayraklarındaki sembolleri olan ay, yıldız ve güneşin İslamiyet ile alakası olmadığını, bunun yanılgı olduğunu vurgulayan Prof. Dr. Demir, “Mısır’da araştırmalarım sırasında Oğuzname’yi anlatan bir kitaba ulaştım. O kitapta yaratılışla alakalı bir yazı vardı. Ulu Ay Ata ve Ulu Ay Ana’nın topraktan yaratılışını anlatan bir yazıydı. Türk devletlerinin üzerindeki ay, aslında Ulu Ay Ata ve Ulu Ay Ana’yı temsil ediyor” şeklinde konuştu. İsrail Devleti’nin bayrağındaki pentagram şeklinin yıllar önce Türklerde kullanıldığını dile getiren Prof. Dr. Demir, “Bu altı köşeli yıldız aslında Oğuz Kağan’ın oğullarını temsil ediyor. Bazı yapılarda görülen 24 köşeli yıldız şekilleri de Oğuz Kağan’ın 24 torununu temsil ediyor. Bakıldığı zaman Anadolu Selçuklu Devleti yıkıldıktan sonra, Anadolu’da kurulan Türk beyliklerinin bazılarının bayraklarında da bu altı köşeli yıldızı görüyoruz” diye konuştu.
Oğuz Kağan’ın torunları olan 24 boyun hepsinin sembolleri olduğunu söyleyen Prof. Dr. Demir, bu sembollerin Türk halılarında, taşlarda ve hayvanlara vurulan damgalarda görüldüğünü ve bu sembollerin günümüze kadar ulaştığını söyledi.