Pazar 12.07.2009 00:00
Son Güncelleme: Pazar 12.07.2009 17:21

"Şehirleri kale gibi görmüyoruz"

AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, ''Bizim Antalya sevdamız, Antalya tutkumuz hafif bir rüzgarla savrulup gidecek değil. 81 vilayetimize nasıl adaletli bir şekilde hizmet taşıyorsak, aynı şekilde Antalya'ya da hizmetlerimiz devam edecek'' dedi.
Erdoğan, Antalya Kepez Spor Salonu'nda düzenlenen AK Parti Antalya 3. Olağan Kongresi'nde yaptığı konuşmada, AK Parti'nin iktidarı boyunca Antalya'ya hizmet götürdüğünü ve bunun gururunu yaşadıklarını belirtti. Bir önceki dönemde yokluk içinde devraldıkları kenti dünya markası haline dönüştürdüklerini ifade eden Erdoğan, Antalya'nın nereden nereye geldiğini herkesin gördüğünü vurgulayarak, şöyle konuştu:
''29 Mart seçimlerinde Antalyalı vatandaşlarımızın ortaya koyduğu irade ve tercihi saygıyla karşılıyoruz. Bu açıdan şunu da belirtmekte fayda görüyorum: Değerli kardeşlerim, (Başbakan Antalya'ya küstü) dediler, (Başbakan artık Antalya'ya gelmez) dediler. (Antalya artık hizmet alamaz, yatırım göremez) dediler. Bu ifadeler ana muhalefetin aynaya bakarak kendini takdim etmesidir. Onlar kendilerini anlatıyorlar. Onlar hiçbir zaman hizmeti takdir etmemişlerdir. Hizmet verenleri takdir etmemişlerdir. Hizmetkar insanları bu ülkede alkışlamamışlardır. Tam aksine hep yaftalamışlardır. Mantıkları budur, anlayışları budur. Şu beş sene içerisinde bunu Antalya'da Antalyalı vatandaşlarımız çok açık bir şekilde göreceklerdir. Bunu söylüyorum. Bunlar tamamen, lafügüzaftır. Boş laftır. Bizim Antalya aşkımız, geçici bir aşk değildir. Biz burada CHP'ye hizmet etmiyoruz ki. Biz Antalya'ya ve Antalya'da yaşayan tüm vatandaşlarımıza hizmet ediyoruz. Bizim Antalya sevdamız, Antalya tutkumuz hafif bir rüzgarla savrulup gidecek değil. 81 vilayetimize nasıl adaletli bir şekilde hizmet taşıyorsak, aynı şekilde Antalya'ya da hizmetlerimiz devam edecek. Şehirlerimizi onlar gibi asla bir kale gibi görmedik. Tüm şehirlerimizi medeniyetin bir aynası olarak gördük. Şehirlerimiz kalkınırsa Türkiye kalkınır, şehirlerimiz ilerlerse Türkiye ilerler. Kalkınma da, demokraside önce şehirlerden başlar. Bunun yaklaşımı içinde olduk.''
Türkiye bir dünya ülkesi olurken, Türkiye bölgesinde ve dünyada ağırlığı olan itibarı olan bir ülke haline gelirken, o kale gibi gözüken bazı şehirlerin etrafına nasıl setler çektiklerinin, kapattıklarının görüldüğünü ifade eden Başbakan Erdoğan, AK Parti kadrolarını tercih etmiş olsun ya da olmasın tek tek tüm şehirleri kalkındırmak ve sorunlarını gidermenin boyunlarının borcu olduğunu söyledi. Erdoğan, şehirler için millet için çalışmaya devam edeceklerini vurguladı.
İktidara geldiklerinden bu yana Türkiye'ye büyük sevinçler yaşattıklarını belirten Erdoğan, Türkiye'yi yüksek hedeflere taşıdıklarını, bundan sonra da azimle, gayretle, kararlılıkla Türkiye'yi yeni hedeflere, daha yüksek seviyelere taşımaya devam edeceklerini ve bunda kararlı olduklarını söyledi.
AK Parti'nin diğer partilerden ayrılan çok önemli bir vasfı olduğuna işaret eden Erdoğan, ''AK teşkilatın diğer teşkilatlardan ayrılan çok önemli bir yanı var. Biz, hiçbir kompleksi olmayan, hiçbir çekincesi olmayan son derece samimi bir şekilde öz eleştirisini, kendi iç muhasebesini yapan bir partiyiz'' diye konuştu.
AK Parti'nin 29 Mart seçimleri ile daha önce girdiği üç seçimden birinci parti olarak çıktığını anımsatan Başbakan Erdoğan, diğer tüm partilerin belli bölgelerde varlık gösterdiğini, ancak AK Parti'nin Türkiye'nin yedi ayrı bölgesinin yedisinde de birinci parti olduğunu söyledi.
İl Genel Meclisi oylarına göre 81 vilayetin 63'ünde AK Parti'nin birinci parti olduğuna dikkati çeken Erdoğan, AK Parti'nin birinci olamadığı illerde de yarışı ikinci parti olarak tamamladığını kaydetti. Erdoğan, ''AK Parti bu son seçimde de bir Türkiye partisi olduğunu, Türkiye'nin tamamında siyaset yaptığını, Türkiye'nin tamamını kucakladığını gösterdi'' dedi.
Türkiye genelinde birinci parti olmalarına rağmen, AK Parti'nin oylarındaki kısmi gerilemeden dolayı öz eleştiri yaptıklarını ve yapmaya devam ettiklerini dile getiren Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:
''Antalya'da, Antalya gibi birkaç şehrimizde ortaya çıkan seçim sonuçlarının sebeplerini de istişare ettik, etmeye de devam ediyoruz.
Antalya Milletvekili Baykal, 29 Mart seçimleri öncesinde kendi partisi için bir hedef belirlerken ne diyordu: (AK Parti şu kadar oranın altında bir oy alırsa bu seçimin mağlubudur). Bakın daha yarışa girerken, (Ben bu maçtan galip çıkacağım) diye girmiyor. Maça çıkarken (mağlup olacağım da kaç gol yiyeceğim) bunun hesabını yaparak çıkıyor. Bir defa siyasette bir lider yarışa çıkarken (mağlup olacağım) diye çıkar mı? (Bu seçimden başarıyla çıkacağız) diye, (galip geleceğim) diye çıkar. Ama sayın Baykal bugüne kadar hiçbir zaman bu ülkede bir numara olmamıştır, olamamıştır. Çünkü 29 Mart seçimlerine, yenilmiş olarak, kaybetmiş olarak, ikinci parti olmayı içine sindirmiş olarak girdi. Kendi başarısızlığına bakmıyor, kendi öz eleştirisini yapmıyor, kendi muhasebesini yapmıyor. Ya... AK Parti'nin oylarındaki kısmi azalma üzerinden siyaset üretmeye çalışıyor. Sayın Baykal, biz sana muhasebe müdürlüğü görevini vermedik ki. Biz kendi muhasebemizi yapıyoruz zaten, bizim bu noktada sıkıntımız yok.''
BİZ CHP'Yİ İSKİ SKANDALINDAN TANIRIZ
Öz eleştiri yaptıklarını, kendi içlerinde yenilenmeyi, tazelenmeyi her fırsatta gerçekleştirdiklerini vurgulayan Erdoğan, ''Kabinemizin 9'u değişirken buraya bir başkası gelmedi. AK Partili arkadaşlarım kabinede geldi görev aldı. Değişen bir şey yok. Arkadaşlarımın hepsi AK Parti için bu yolculuğunu devam ettiriyor. Sayın Baykal, partinizin başında olduğunuz süre boyunca siz her seçimde, seçim kaybettiniz. Barajın altında kaldınız. İkinci, üçüncü parti oldunuz. Kısa süreli koalisyonların dışında iktidar yüzü görmediniz, göremediniz. Partinizde hangi reformu yaptınız, hangi revizyonu yaptınız, hangi düzenlemeyi yaptınız. O koltuktan kalkmayı, yerinizi gençlere bırakmayı hiç düşündünüz mü?'' diye konuştu.
Baykal'a her seçimde alınan başarısızlıktan dolayı kendisine ve yakın çevresine fatura kesmeyi düşünüp düşünmediğini Başbakan Erdoğan, ''Hiç bir kere olsun aziz milletin size verdiği mesajları doğru okumayı aklınızın ucundan geçirdiniz mi? Siz önce bir iğneyi kendinize batırın, önce kendiniz bir aynaya bakın. Biz zaten sizi çok iyi tanırız. Sizi İstanbul'dan, Kocaeli'nden, Ankara'dan tanırız. Biz CHP'yi İSKİ skandalından, Yuvacık barajındaki skandaldan, Çankaya'daki yamyamlar skandalından tanırız. Sizi gayet iyi tanırız. Ve sizi en son işte Anayasa Mahkemesi'nin verdiği 1 trilyonluk cezadan tanırız. Hazine'den aldığınız o parayı nerede harcadınız onu anlat onu? Bak 1 trilyon cezaya mahkum oldunuz. Yolsuzluklardan bahsediyorsun, bu ne? Ne bu? Önce bunun hesabını ver'' dedi.
Antalya Büyükşehir Belediyesi'nde yönetimin CHP'li olduğunu, ancak göreve gelir gelmez iki kişinin rüşvet skandalıyla gittiğini kaydeden Erdoğan, ''Acaba gelecek seçime kadar kaç arkadaşları daha gidecek. Acaba gelecek seçime kadar kaç skandal daha patlayacak. Ben Antalyalı kardeşlerimden rica ediyorum. Antalya'ya sahip çıkınız, Antalya'nın kaynaklarına sahip çıkınız. Antalya'nın projelerine, Antalya'nın kazanımlarına sahip çıkınız'' ifadelerini kullandı.
''MİLLİ İRADEDEN, HUKUKTAN, ASLA TAVİZ VERMEYECEĞİZ''
Parti Genel Başkanı ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, milli iradeden, hukuktan, demokrasiden, şeffaflıktan ve temiz yönetimden asla taviz vermeyeceklerini bildirdi.
Erdoğan, AK Parti Antalya 3. Olağan İl Kongresinde yaptığı konuşmada, 2002 yılı sonunda Antalya'nın 4 milyon 750 bin turist ağırladığına işaret ederek, geçen yıl itibariyle bu rakamın 9 milyona ulaştığını kaydetti. Tanıtımla, teşviklerle, alt yapı yatırımlarıyla Antalya'yı bu reformlarla tanıştırdıklarını vurgulayan Erdoğan, şöyle konuştu:
''Antalya çok daha fazlasını elde edebilir. Tüm Antalyalıların bu hedeflerin takipçisi olmasını rica ediyorum. Buradan teşkilatıma da sesleniyorum: İnanıyorum ki siz de, muhasebenizi yaptınız, öz eleştirinizi yaptınız. Eksikleri, noksanları tespit ettiniz. Bunların tekerrür etmemesi için önlemlerinizi alacağınıza, daha çok çalışacağınıza, daha coşkuyla bu harekete sahip çıkacağınıza inanıyorum. Önümüzdeki hafta sonu itibarıyla il kongrelerimizi tamamlıyoruz. Ardından büyük kongremizi gerçekleştirecek ve heyecan, enerji depolamış şekilde 2011 seçimleri için kollarımızı sıvayacağız. Şuraya dikkatinizi çekiyorum: Bizim Türkiye'ye hayal kırıklığı yaşatmak gibi bir seçeneğimiz asla ve asla yok. Olamaz. Türkiye'nin ufkunu geliştirerek, kararlı bir şekilde geleceğe ilerlemek zorundayız. Yedi yıl boyunca önümüze nice engeller çıkardılar. Nice hilelerle, nice vesilelerle bizi yolumuzdan alıkoymak istediler. Provokasyonlarla üzerimize geldiler. Hukuku zorlayarak üzerimize geldiler. İftiralarla, asılsız iddialarla üzerimize geldiler. Aramıza nifak tohumları ekmek istediler, fitne çıkarmak istediler. Başaramadılar. İstikrarı bozarak, güven ortamını zedeleyerek, ekonomik krizlere davetiyeler çıkararak netice alacaklarını zannettiler. Başaramadılar. Çetelerle, mafyayla, hukuk dışı karanlık odaklarla üzerimize geldiler. Başaramadılar. Allah'ın izniyle bundan sonra da başaramayacaklar.
Bizim arkamızda milletin gücü, hayır duası var. Türkiye'yi demokratik, laik, sosyal bir hukuk devleti olarak dört ilke üzerinde aydınlık yarınlara taşıma mücadelemiz hız kesmeden devam edecek.
Demokratikleşme ve insan hakları noktasında çok önemli reformlar gerçekleştirdik. Yenilerini de kararlılıkla yapacak, Avrupa standartlarında demokratik yapıyı Türkiye'de mutlaka ama mutlaka tesis edeceğiz. Yedi yıldır attığımız her adıma, yaptığımız her reforma karşı çıkanlar oldu, bugün de oluyor, bundan sonra da olacak ancak tüm bu engelleri aşacak, ezberleri bozmaya devam edecek, Türkiye'nin o kronik meselelerini tek tek çözüme kavuşturacağız. Milli iradeden, hukuktan, demokrasiden, şeffaflıktan, temiz yönetimden asla taviz vermeyeceğiz.
Birileri çetelerin avukatlığına soyunmuş olabilir, birileri Türkiye'nin prangalarından, safralarından kurtulmasından rahatsızlık duyabilir. Birileri Türkiye'nin temiz bir siyasete, topluma kavuşmasından tedirgin olabilir. Bedeli her ne olursa olsun, Türkiye'nin ayak bağlarından kurtarma azmimizi muhafaza edecek, bu yolda kararlılıkla ilerleyeceğiz.''
TÜRKİYE DÜNYANIN YÜKSELEN YILDIZI

Türkiye'yi ekonomide adeta dibe vurmuş bir halde, dengeleri tamamen altüst olmuş halde devraldıklarını, yedi yılda adeta dünyanın yükselen yıldızı haline getirdiklerini ifade eden Erdoğan, göreve geldiklerinde 230 milyar dolar olan Türkiye'nin gayrisafi yurt içi hasılasının yedi yılda 742 milyar dolara ulaştığını bildirdi. Göreve geldiklerinde faizin yüzde 63 olduğuna işaret eden Erdoğan, ''Bu ne demek: Kimin cebinden çıkar bu? Milletin değil mi? Vatandaşımın cebinden çıkar'' dedi.
Zaman zaman, ''Başbakan bunları eleştirmesin'' dendiğini ifade eden Erdoğan, eleştirmediğini, hatırlatma yaptığını söyledi. ''Unutuyoruz ve ondan sonra aklama durumuna getiriyoruz. Bunlar aklanacak durumda değil'' diyen Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:
''21 banka milleti soydu ve fona devredildi. Fona devredilen bankaların bu millete faturası 40 milyar dolar. Kim ödedi? millet ödedi. Benim fakir fukara vatandaşım, memurum, işçim, köylüm, ödedi. Bunların hesabını sorduk mu? Hala her taraf toz pembe mi? Bunları unutmayalım. Bunları duymayanlara anlatalım. Tüm bunlarla beraber bir gerçek daha var. İkide bir şunu söylüyorlar: zam zam zam. Biz vatandaşımızı enflasyona ezdirmedik ve geldiğimizde de resen yaptığımız artışlarla beraber geçmiş dönemlerle mukayese edilmeyecek bir duruma getirdik. Neydi enflasyon yüzde 30, şimdi ne oldu 5.7... Enflasyon vatandaşımın cebindeki paranın alım gücünün azalmasıydı. Şimdi ne yaptık o canavarı adeta boğazladık ve 5.7'ye düştü. Bu bir kazanım. Niçin MHP bunu başaramadı...''
Bütün meselenin samimiyetle bu yolda yürümek olduğuna dikkati çeken Başbakan Erdoğan, ''Millete efendilik yoktur, hizmet vardır. Biz bu milletin efendisi olarak yola çıkmadık, milletimizin hizmetkarı olarak yola çıktık. Bu yolda böyle devam edeceğiz'' diye konuştu.
''GEÇMİŞTE GÜNDEMİ BELİRLENEN BİR TÜRKİYE VARDI"
AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, ''Geçmişte gündemi belirlenen bir Türkiye vardı, artık gündemi belirleyen bir Türkiye yok. Gündem belirleyen bir Türkiye var'' dedi.
Erdoğan, AK Parti Antalya 3. Olağan İl Kongresinde yaptığı konuşmada, Türkiye'nin dış politikasına değinerek, geçmişte gündemi belirlenen bir Türkiye olduğuna işaret etti. Erdoğan, ''Artık gündemi belirleyen bir Türkiye yok. Gündem belirleyen bir Türkiye var'' diye konuştu.
Dış politikanın böyle devam edeceğini vurgulayan Erdoğan, yarın Ankara'da uluslararası bir adım atılacağını ve bunun NABUCCO olduğunu vurguladı. ''Yani Türkiye artık doğalgazda, petrolde artık bir hareket noktası. mihengi noktası. Şimdi Avrupa'ya doğalgaz Türkiye'den gidecek ve bunun inşallah anlaşmasını imzalıyoruz'' diyen Başbakan Erdoğan, devlet başkanları, başbakanların yarın Ankara'ya gelerek imzaları atacağını söyledi. Başbakan Erdoğan, bu projeyle Orta Asya'dan Avrupa'ya kadar doğalgazın Türkiye'den geçeceğine işaret etti.
Göreve geldiklerinde Türkiye'nin dünyada 26. büyük ekonomi olduğunu vurgulayan Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:
''Göreve geldiğimizde Türkiye dünyada kaçıncı büyük ekonomiydi biliyor musunuz? Sayın Baykal ve Bahçeli size ithaf olur: 26. büyük ekonomiydi. Şimdi 17. büyük ekonomi. Daha ne söyleyeyim. Bunlar size bir şeyler ifade etmiyor mu? Bunları bir kenara mı atacaksınız? Bakın dünya küresel bir finans krizi yaşadı. ABD'de 77 bankanın battığı, 30 milyar dolarlık bir zararın oluştuğu, Avrupa'da bankaların tek tek iflas ettiği, el değiştirdiği bir küresel kriz döneminde bizim finans sistemimiz, hamdolsun onların yaşadığını yaşamadı. Küresel krizin etkilerini mümkün olduğunca Türkiye'den uzak tuttuk. Kararlı tutumumuz ve aldığımız önlemler sayesinde kriz sonrasında Türkiye, en hızlı atılım yapan ülkeler arasında olacak inşallah. Bütün bunlarla beraber bu adımları atarken, tüm bu projelerle, Türkiye için zenginlik anlamına gelen bu projelerle birlikte Türkiye, bu ve benzeri projelerle inşallah güvenlik noktasında, istikrar noktasında ciddi adımlar atıyor ve bir çekim alanı oluşturuyor. Türkiye, bu benzer projelerle dünyanın güçlü ve itibarlı ülkesi konumuna yükseliyor. Biz bölgesinde düşman üreten değil, dost kazanan bir ülke olduk. Bölgesel meselelerin çözümüne, küresel barışa katkı sağladık. Sağlamaya devam ediyoruz.''
Çin Halk Cumhuriyeti'nin Sincan Uygur Özerk Bölgesi'nin başkenti Urumçi'de yaşanan olaylara da değinen Başbakan Erdoğan, 150'den fazla kişinin, gözü dönmüş kalabalık tarafından katledildiğini, binden fazla kişinin yaralandığını söyledi.
UYGUR TÜRKLERİ AKRABAMIZ, SOYDAŞIMIZ, KARDEŞİMİZDİR
''Orada yaşayan Uygur Türkleri bizim akrabamız, soydaşımız, kardeşimizdir'' diyen Erdoğan, ''Ayrıca dünyanın neresinde birileri mazlumiyet yaşarsa, haksızlığa uğrarsa; dinine, diline, milliyetine bakmadan sadece insan olduğu için tepkimizi dile getiriyor, sağduyu, itidal, adalet çağrısı yapıyoruz. Burada çıkan olaylar karşısında da sessiz kalmamız, bu vahşet karsısında da duyarsız olmamız asla söz konusu olamaz. Dışişleri Bakanlığımız olayların duyulmasının hemen ardından gerekli açıklamaları yaptı. Çin'in Ankara Büyükelçiliği maslahatgüzarı, Dışişleri Bakanlığına çağrıldı ve kaygılar iletildi'' dedi.
G-8 Zirvesi'nde de konuya ilişkin hassasiyetleri dünya liderleriyle paylaştığını ve konuyu gündeme taşıdığını vurgulayan Erdoğan, dünya kamuoyunun dikkatlerini bu konuya çekmek için girişimlerin sürdüğünü bildirdi. Erdoğan, şöyle devam etti:
''Fakat bakıyorum ki Sayın Bahçeli bana sesleniyor: Davos'ta dedin ''one minute'', burada da ''One munite' de de yardımcı olalım'. Sen duymuyorsan ben ne yapayım Sayın Bahçeli. Yaa... Bizim hassasiyetlerimiz seninle mukayese edilmez. Biz olayları anında gündeme taşırız ama sen ne yazık ki iktidarda olduğun dönemde, Başbakan yardımcısı iken, Çin'e gittiğinde, Uygur Türkçesi 50 yıldır üniversite okutulurken orada yasaklandı ve Sayın Bahçeli sesiniz çıkmadı, sesiniz... Araştırdım, baktım sesiniz çıkmadı ve sizden sonra da diğer arkadaşlarınız gitmeye devam etti. Gelmiş şimdi bana hamaset yapıyorsun. Hamaset yapma, icraat yap, icraat. İcraat yap da alkışlayalım, yok. Uygur Türkçesi yasaklanıyor Çin'de sesin çıkmıyor. O zaman Türkiye'nin başbakan yardımcısısın. Arkadaşlarıma söyledim iyice araştırın diye.''
Bugün bazı gazetelerde Dünya Uygur Kongresi Lideri Rabia Kader'in 2006 yılında Türkiye'ye giriş yaptığına ilişkin haberler yer aldığına işaret eden Erdoğan, Dışişleri Bakanlığının Rabia Kader'in 2006 yılında Türkiye'ye girişi olmadığını ve Yalova'da böyle bir konuşma yapmadığını bildirdiğini kaydetti.
Erdoğan, ''2006 yılında Rabia Kader'in Türkiye'ye girişi yok. Yalova'da da böyle bir konuşma yapmamış. 1990'lı yıllarda girişi var. O zaman da iş kadını. Ayıptır. Ben Dışişleri Bakanlığı'na söyledim, 'gerekli tekzibi yayınlayın' dedim. Dışişleri Bakanlığı konuyu takip ediyor. Bizim bu konu ile ilgili hassasiyetlerimiz belli'' diye konuştu.
İSTİSMAR SİYASETİNİ TERK ETMEYE DAVET EDİYORUM
Erdoğan, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'yi bir kez daha tutarlı siyaset yapmaya davet ettiğini belirterek, şöyle konuştu:
''Kan üzerinden siyaset yapmayı bırakmasını istiyorum. İstismar siyasetini terk etmeye davet ediyorum. Bunu bir kez daha kendisine hatırlatıyorum. AK Parti'nin aklığını konuşacak kadar kendisini ak olmaya davet ediyorum. Eğer deterjan bulmakta sıkıntı çekiyorsa, kendilerine biz yeteri kadar deterjan göndeririz, hiç endişesi olmasın. (Deterjan arıyormuş AK Parti). Biz sana gereken deterjanı buluruz merak etme. Sen önce kendin gerçek manada milli ol, milliyetçi ol. Uygur Türkleri bizim akrabamız, kardeşimiz. Hükümet olarak, ülke olarak burada bir ayrımcılığa, burada bir katliama kayıtsız kalmamazı asla söz konusu olamaz. Nitekim kalmıyoruz da. Biz her platformda söyledik, dürüstçe, cesurca hakkı dile getirdik. Her platformda mazlumun yanında, zalimin karşısında olduk. Bundan sonra da bu tavrımızı kararlılıkla sürdüreceğiz.''
ANTALYA YATIRIMLARI
Konuşmasında hükümetin, Antalya'ya yaptığı yatırımlarını da anlatan Başbakan Erdoğan, önceki dönemde çok kısa sürede raylı sistemin kazandırıldığını ve açılışını yaptıklarını hatırlattı. ''Şu anda raylı sistem ne yapıyor? İstirahatte mi? Çalışıyor mu? Ne oldu?'' diye soran Erdoğan, salondan verilen ''hayır'' cevabı üzerine, ''İş bilenin kılıç kuşananın. Yapılanı bozarlar. Sayın Türel döneminde başlayan çalışmaların birçoğunu şu anda durduruyorlar. Onunla başarı elde edebileceklerini sanıyorlar. Antalyalı kardeşim ilk seçimde bunun hesabını soracak'' dedi.
Antalya'nın tüm Antalyalıların olduğunu ifade eden Erdoğan, partisinin Antalya teşkilatındaki tüm üyelerinden de yaşananları vatandaşlara tek tek, kapı kapı dolaşarak anlatmalarını istedi.
ÖSS sonuçlarının bugün açılandığını hatırlatan Erdoğan, salondaki partililere, ''Şöyle bir üniversitelere girenler ellerini bir kaldırın. Burada var mı?'' diye sorarak el kaldırttı. ÖSS sonuçlarıyla mutlu olanların yaşadıkları mutluluğu kendisinin de paylaştığını dile getiren Erdoğan, giremeyen gençler ve ailelerinin ise üzüntülü olmamasını istedi.
Bu yıl üniversitelere girenlerin oranlarının geçmiş yıllara göre arttığını, YÖK'ün bu noktada yeni adımlar attığını hatırlatan Erdoğan, bu uygulaması dolayısıyla YÖK'e teşekkür etti. Bu yönde bazı yeni bazı uygulamaların da geleceğini dile getiren Erdoğan, şunları kaydetti:
''(Home school) dediğimiz evde eğitimle, inşallah üniversite eğitimi yapabilecek ve yapmakta olan üniversitelerimiz var. Bunlarla da artık bu sayı daha da yükselecek. Böylece inşallah üniversiteli öğrenci sayımız daha da artacaktır. Ben bugünkü bu müjdeyi paylaşırken annelere ve babalara da diyorum ki; eğer çocuğunuz kazanamadıysa, siz de hüzünlü olmayın ve çocuklarımıza da bu konuda olumsuz yaklaşmayın. İnşallah önümüzdeki yıl bu gerçekleşir, önümüzdeki yıl bu başarıyı yakalama imkanı olur.''
AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, konuşmasının sonunda salondaki partililerden ayağa kalmasını isteyerek, ''Beraber yürüdük bu yollarda'' şarkısının dizelerini okudu. Partililer, dizeleri, hep birlikte seslendirdi.
Erdoğan, daha sonra Anavatan Partisi'nden, AK Partiye'ye katılan Alanya Belediye Başkanı Hasan Sipahioğlu'na parti rozetini taktı.
KEPEZ BELEDİYESİ VE VALİLİK ZİYARETLERİ
Başbakan Erdoğan, il kongresindeki konuşmasının ardından Kepez Belediyesi'ne gelerek Belediye Başkanı Hakan Tütüncü'yü ziyaret etti. Ziyarette, AK Parti Antalya Milletvekilleri'nin yanı sıra eski Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı Menderes Türel de bulundu.
Basına kapalı yaklaşık yarım saat süren ziyarette, Başbakan Erdoğan, Sefa Akın İlköğretim Okulu 6'ıncı sınıf öğrencisi görme engelli Muhammed Ali Batuhan Demir'e, görme engellilerin kullanımı için özel tasarlanmış diz üstü bilgisayar hediye etti.
Erdoğan ve beraberindekiler, Kepez Belediyesi'nin ardından, Antalya Valiliği'ne geçti. Basına kapalı ziyarette, Vali Alaaddin Yüksel ile bir süre görüşen Erdoğan, ziyaretin ardından Başbakanlığa ait otobüse binerek, vatandaşları selamladı ve çocuklara oyuncak dağıttı.

X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.