Cumartesi 15.08.2009 00:00
Son Güncelleme: Cumartesi 15.08.2009 15:13
Son Güncelleme: Cumartesi 15.08.2009 15:13
Türker: Toprak reformu yapılmalı
DSP Genel Başkanı Dr. Masum Türker, "Demokratik Açılım" çerçevesinde atılması gereken üç adım bulunduğunu bildirdi ve bunların "ekonomik özgürlük', "seçim barajının sıfıra indirilmesi' ve "toprak reformu' olduğunu söyledi.
Türker, Hükümet'in "Demokratik Açılım' çerçevesinde DSP ile yaptığı görüşmeyi anlatırken "Bize "üniter devlet, tek dil' olgusundan taviz verilmeyeceğini deklare ettiler" dedi. DSP'nin "Demokratik Açılım' konusundaki yaklaşımlarını da anlatan Türker şunları söyledi:
"Biz görüşmede üç öneride bulunduk. Birincisi bölgede ekonomik özgürlüğün sağlanması, ikincisi siyasal özgürlüğün gerçekleşmesi için seçim barajının sıfıra indirilmesi, üçüncüsü de toprak reformudur. Herkes, tek dil ve üniter yapının korunması konusunda hemfikir. Hükümet bunu "demokratik bir açılım' olarak değerlendiriyor. "Kürt' kavramıyla başlayan süreçte Başbakan'ın geldiği son nokta, "demokratik açılım' şeklindedir. Görüşmede, açık bir düşünceleri olmadığını, siyasi partilerle, sivil toplum örgütleriyle bazı görüşmeler yaptıktan sonra saptayacakları olgularla öneri paketi geliştireceklerini söylediler. Bu konuda çözüm yerinin TBMM olduğunu da bildirdiler."
BAŞBAKAN DİĞER LİDERLERLE DE KENDİ GÖRÜŞMELİYDİ
Türker, DSP'nin "Sorunun çözüm yeri TBMM olmalı' yaklaşımını benimsediğini, Türkiye'deki çoğunluğun da bu görüşü desteklediğini bildirdi ve "TBMM meşru zemin kabul edilince, Meclis'te temsil edilen tüm partilerin içinde yer alabileceği bir çözüm paketi söz konusu olur" dedi.
Başbakan Erdoğan'ın DTP Genel Başkanı ile kendisinin görüştüğüne, diğer partilere İçişleri Bakanı Beşir Atalay'ın gönderildiğine dikkat çeken Türker, CHP ile MHP liderlerinin Hükümet temsilcilerine randevu vermemelerini bu nedenle "haklı' bulduğunu söyledi.Türker, "Başbakan DTP lideriyle görüştüğü gibi, diğer partilerin liderleriyle de kendisi görüşmeliydi. Biz de Hükümet'in yaptığı bu hatayı anlatmak için kendileriyle görüşmeyi kabul ettik. Bakan Atalay'a da bunu söyledik" diye konuştu.
HÜKÜMET ZİHİNSEL OLARAK AÇILIMA HAZIR DEĞİL
Hükümet'in, demokratikleşmeye açık bir duruş sergilemesi gerektiğini ancak yaşanan olayların bunun tersini gösterdiğini dile getiren Türker, iktidarın eleştiriye bile tahammülü olmadığını söyledi. Türker "Eğer öğretmenler, memurlar hak talebinde bulunmak üzere eylem yaptı diye, öğrenciler harç zammına karşı geldi diye yaka paça götürülüp gözaltına alınıyorsa, bu tutum, Hükümet'in zihinsel olarak demokratik açılıma hazır olmadığını gösterir. Hükümet kendi kendini rehabilite etmeli ve açılıma hazır hale gelmelidir" dedi.
ASIL GÜNDEM EKONOMİDİR
Türker, Kürt kökenli vatandaşların taleplerini dikkate alarak tüm Türkiye için demokratik açılım yapmanın önemli bir gündem maddesi olduğunu, buna karşın bu süreçte ekonominin de unutulmaması gerektiğini belirtti. "Asıl gündemde tutulması gereken konu ekonomidir" diyen Türker, "Birçok kesim ekonomik sıkıntılar nedeniyle risk altındadır. Hükümet, bu konuda derhal tedbir almalıdır" uyarısında bulundu.
Türker, Hükümet'in "Demokratik Açılım' çerçevesinde DSP ile yaptığı görüşmeyi anlatırken "Bize "üniter devlet, tek dil' olgusundan taviz verilmeyeceğini deklare ettiler" dedi. DSP'nin "Demokratik Açılım' konusundaki yaklaşımlarını da anlatan Türker şunları söyledi:
"Biz görüşmede üç öneride bulunduk. Birincisi bölgede ekonomik özgürlüğün sağlanması, ikincisi siyasal özgürlüğün gerçekleşmesi için seçim barajının sıfıra indirilmesi, üçüncüsü de toprak reformudur. Herkes, tek dil ve üniter yapının korunması konusunda hemfikir. Hükümet bunu "demokratik bir açılım' olarak değerlendiriyor. "Kürt' kavramıyla başlayan süreçte Başbakan'ın geldiği son nokta, "demokratik açılım' şeklindedir. Görüşmede, açık bir düşünceleri olmadığını, siyasi partilerle, sivil toplum örgütleriyle bazı görüşmeler yaptıktan sonra saptayacakları olgularla öneri paketi geliştireceklerini söylediler. Bu konuda çözüm yerinin TBMM olduğunu da bildirdiler."
BAŞBAKAN DİĞER LİDERLERLE DE KENDİ GÖRÜŞMELİYDİ
Türker, DSP'nin "Sorunun çözüm yeri TBMM olmalı' yaklaşımını benimsediğini, Türkiye'deki çoğunluğun da bu görüşü desteklediğini bildirdi ve "TBMM meşru zemin kabul edilince, Meclis'te temsil edilen tüm partilerin içinde yer alabileceği bir çözüm paketi söz konusu olur" dedi.
Başbakan Erdoğan'ın DTP Genel Başkanı ile kendisinin görüştüğüne, diğer partilere İçişleri Bakanı Beşir Atalay'ın gönderildiğine dikkat çeken Türker, CHP ile MHP liderlerinin Hükümet temsilcilerine randevu vermemelerini bu nedenle "haklı' bulduğunu söyledi.Türker, "Başbakan DTP lideriyle görüştüğü gibi, diğer partilerin liderleriyle de kendisi görüşmeliydi. Biz de Hükümet'in yaptığı bu hatayı anlatmak için kendileriyle görüşmeyi kabul ettik. Bakan Atalay'a da bunu söyledik" diye konuştu.
HÜKÜMET ZİHİNSEL OLARAK AÇILIMA HAZIR DEĞİL
Hükümet'in, demokratikleşmeye açık bir duruş sergilemesi gerektiğini ancak yaşanan olayların bunun tersini gösterdiğini dile getiren Türker, iktidarın eleştiriye bile tahammülü olmadığını söyledi. Türker "Eğer öğretmenler, memurlar hak talebinde bulunmak üzere eylem yaptı diye, öğrenciler harç zammına karşı geldi diye yaka paça götürülüp gözaltına alınıyorsa, bu tutum, Hükümet'in zihinsel olarak demokratik açılıma hazır olmadığını gösterir. Hükümet kendi kendini rehabilite etmeli ve açılıma hazır hale gelmelidir" dedi.
ASIL GÜNDEM EKONOMİDİR
Türker, Kürt kökenli vatandaşların taleplerini dikkate alarak tüm Türkiye için demokratik açılım yapmanın önemli bir gündem maddesi olduğunu, buna karşın bu süreçte ekonominin de unutulmaması gerektiğini belirtti. "Asıl gündemde tutulması gereken konu ekonomidir" diyen Türker, "Birçok kesim ekonomik sıkıntılar nedeniyle risk altındadır. Hükümet, bu konuda derhal tedbir almalıdır" uyarısında bulundu.
DİĞER