Bağış'tan muhalefe destek çağrısı

Bursa'da Devlet Bakanı ve Başmüzakereci Egemen Bağış, demokratik açılım sürecine karşı olanların tarihe ve millete karşı sorumlu olacağını belirterek, "Açılım bir partinin değil, bütün partilerin projesi olsun. Açılım siyasi değil, milli birlik projesidir" dedi.

TBMM'de bir maddenin 2 saate görüşüldüğünü ve zaman kaybı sebebiyle yeniliklerin yavaşladığını belirten Bağış, Türkiye'nin meselelerini çözmek için muhalefete birliktelik çağrısında bulundu. AK Parti Bursa İl Başkanlığı'nda çok sayıda partilinin de katıldığı basın toplantısında gündeme ilişkin açıklamalar yapan Devlet Bakanı ve Başmüzakereci Egemen Bağış, AK Parti döneminde ülkenin çok farklı bir noktaya geldiğini söyledi. Her seçimde Bursa'dan başarıyla ayrıldıklarını belirten Bağış, 1 Ocak 2009'dan itibaren Kürtçe ve Ermenice yayınlara başlandığını hatırlattı.
Bir zamanlar Kürtlerin 'Kürt'üm' demeye kortuğu ülkede devletin televizyonunun Kürtçe yayın yapmaya başladığını kaydeden Bağış, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın Alevi vatandaşlarla beraber iftar yaptığının altını çizdi. Devlet Bakanı Faruk Çelik'in Alevi Çalıştayı ile ilgili görevlendirildiğini söyleyen Bağış, demokratik açılım sürecinde sivil toplum örgütleri, akademisyenler ve partililerden görüş aldıklarını kaydetti.
"AÇILIM MİLLİ BİRLİK PROJESİDİR"
Çocuklarımızın huzur içinde büyüdüğü, annelerin ağlamadığı huzurlu bir ortamda çalışmalar yürüttüklerini ifade eden Bağış, ülkede tek bir etnik kesim olmadığını vurguladı. Türkiye'deki bütün kesimlerin meselelerini çözmek için çaba sarf ettiklerini dile getiren Bağış, "Ülkede tek bir etnik yok. Farklı kesimlerin farklı sorunları var. Bu açılım, bir siyasi proje değil, milli birlik projesidir. Bu, bir partinin projesi değil bütün partilerin projesi olsun. Maalesef Türkiye'de kan dökülmesin, huzur olsun
ve birlikte yaşayalım diyen partililer, 'Bizim sizinle yürüyecek yolumuz' dediler. Bir yandan statükodan söz eden, şikayetçi olan insanların alternatif plan yapmaları düşündürücü. Bu tarihe karşı bir sorumluluktur. Açılım sürecine karşı olanlar millete ve tarihe sorumlu olacaktır" dedi.
Muhalefet partilerinin kendilerini gözden geçirme vakti geldiğini kaydeden Bağış, "Gerçekten demokratik standartlar yükselecekse bunu hep beraber gerçekleştirmemiz gerekiyor. Bahçeli ve Baykal, Avrupa Birliği'nin bir devlet projesi olduğunu söylediler. Ama AB standarlarına yükselmek için çalıştığımız zaman mecliste bir kanunun geçirilmesi 2 saati alıyor. Bu ise yenilikleri engelliyor. 1940 yılındaki bir ticaret kanunuyla bugün uğraşıyoruz. Çok ciddi kayıplar geliyor. İstihdam yavaşlıyor, ekonomi
büyümüyor. Biz Türk Ticaret Kanunu'nun Atatürk'ün gösterdiği hedefler doğrultusunda yeniden düzenlemek istediğimizde bir madde, muhalefetin olumsuz bakışı sebebiyle saatlerce görüşülüyor. Bunun gibi yapılması gereken birçok reform var. Türkiye'de devletle herhangi bir konuda farklı düşünen insanların başvurabileceği Ombudsmanlık'ı da kurduk. Ama biz anayasayı değişteremiyoruz. Muhalefet destek vermiyor. Bu ülkenin yarınları için iş birliği yapmanın zamanı gelmiştir. Bizler her yaptığımız doğrudur demiyoruz. Yeter ki birlikte çalışalım, yapıcı olalım. Türkiye'nin sıkıntılarını el birliğiyle çözmek zorundayız" şeklinde konuştu. Türkiyenin genç ve dinamik bir ülke olduğunu söyleyen Bağış, "Gerçekten Türkiye çok önemli bir boyuta geçti. Bugün AB ülkeleri yaşlanıyor. Ama Türkiye çok daha genç. Türkiye'nin ne kadar genç ve dinamik bir ülke olduğunu bütün dünya görmeye başladı. Her sene 400 bin üniversite mezununu topluma kazandırıyoruz. Enerjide Türkiye artık bir merkez haline geldi" ifadelerini kullandı.
"ALMANYA'DAKİ TÜRKLER SEÇİM HAKLARINI KORUMALI"

Almanya'da 3 milyon Türk olduğunu söyleyen Bağış, önümüzdeki hafta gerçekleştirilecek seçimlerde göçmenlerin anayasal haklarını kullanmalarını istedi. Bağış, "Önümüzdeki hafta Almanya'da seçim var. 1 milyondan fazla soydaş oy kullanacak. Göçmenler, anayasal haklarını kullanarak oy vermeye gitsinler. En önemli çağrımız budur. Hangi paritye oy verceklerini söyleyecek değiliz. Herkes kendisine yakın gördüğü partiye oy verecektir. Ama oradaki Türklerin anayasal haklarını korumuş olmaları bile oradaki
toplumun ciddiye alınmasını ve ülkemizin saygınlığını artıracaktır"