Pazar 13.09.2009 00:00
Son Güncelleme: Pazar 13.09.2009 17:45

"Şehitlerimiz istismar edilmesin"

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, ''Bazıları çıkıyor diyor ki 'Operasyonlar dursun'. Operasyon terörün olmadığı yerde zaten yapılmaz ki. Operasyon asayişin berkemal olduğu yerde yapılmaz ki. Operasyon, eğer huzur tehdit altındaysa huzuru tehdit edenlere karşı yapılır ve güvenlik güçlerinin görevi de budur. Bunu yanlış tanımlamaya, yanlış anlatmaya da kimsenin hakkı yoktur'' dedi.

Erdoğan, Polatlı'da Perpa Meydanı'nda düzenlenen toplu açılış töreninde yaptığı konuşmada, Hakkari'de ağustos ayında şehit düşen Jandarma Uzman Çavuş Abdullah Erkmen'in Polatlı'nın evladı olduğunu belirterek, ailesine, Polatlı'ya ve tüm millete başsağlığı dileğinde bulundu ve rahmet diledi.
Polatlı'dan, şehitler diyarından bazı hususları açık açık ifade etmek durumunda olduğunu belirten Başbakan Erdoğan, şunları kaydetti:
''Terör sinsi ve kalleş yüzünü her fırsatta ortaya koymaya devam ediyor. Bugüne kadar nasıl tarihinde görülmemiş bir etkinlikte terörle mücadele ettiysek bundan sonra da asla taviz verilmeden devam edilecektir. Birliğimize, bütünlüğümüze, huzurumuza, kardeşliğimize kast edenlere karşı devlet olarak asli fonksiyonumuzu hakkıyla yerine getirmeye devam edeceğiz. Bazıları çıkıyor diyor ki 'Operasyonlar dursun'. Sevgili kardeşlerim, operasyon terörün olmadığı yerde zaten yapılmaz ki. Operasyon asayişin berkemal olduğu yerde yapılmaz ki. Operasyon, eğer huzur tehdit altındaysa huzuru tehdit edenlere karşı yapılır ve güvenlik güçlerinin görevi de budur. Bunu yanlış tanımlamaya, yanlış anlatmaya da kimsenin hakkı yoktur.
Huzur, sükunet, suhulet var da operasyon mu yapılıyor? Hayır. Eğer terör sorunu devam ediyorsa, terör sorununa karşı şüphesiz ki güvenlik güçlerinin asli görevi operasyonel olmalarıdır. Askerimizin de görevi budur, polisimizin de görevi budur. Durup dururken bunlar olamaz. Oluyorsa zaten suç işlemiş olurlar. Ama huzurumuz yerinde, asayiş berkemal, o zaman niçin kalksın da güvenlik güçlerimiz operasyon yapsın? Durup dururken başına iş almaya herhalde kimsenin böyle bir hesabı, derdi... Hiçbir yönetici böyle bir şey içerisine giremez. Hiçbir emniyetteki yönetici böyle bir şeye giremez. Askerdeki yönetici de böyle bir şeye giremez, girmez.
Herkes şunu çok iyi bilmeli, devletin görevi gerek kendisine karşı başkaldıran, insanına silah çeken, illegal, altını çiziyorum, örgütlere yani yasa dışı örgütlere karşı gereken mücadeleyi vermektir. Ülkesini, milletini ve hukuk sistemini korumaktır.''
''ŞEHİTLERİN ÜZERİNDEN SİYASET YAPANLAR...''
Başbakan Erdoğan, özellikle bir konuya daha değinmek istediğini belirterek, şunları söyledi:
''Terörden beslenenler var. İllegal terör örgütleri de bundan besleniyor, maalesef bunun yanında şehitlerimiz üzerinden siyaset yapanlar da bundan besleniyor. Kimse şehitlerimiz üzerinden istismara kalkışmasın. Kimse şehitlerimizi istismar etmesin. Bakınız, terörle mücadele konusunda attığımız adımlar var. Bunun yanında milli birliğimize yönelik attığımız adımlar var. Son dönemlerde başlattığımız bir 'Demokratik Açılım' sürecimiz var. Bu mücadeleyi verirken şehit olan, ay yıldızlı bayrağa sarılmış tabutlar geldikçe birilerinin sevinmesini mi istiyoruz? Bunun devamıyla birilerinin mutlu olmasını mı istiyoruz? Yoksa bu işi durdurarak 'Artık hamdolsun' demeyi mi bekliyoruz?
Eğer aramızda bir barışın, birliğin, kardeşler arasındaki dayanışmanın olmasını istiyorsak bu illegal örgütleri yalnız başına bırakmamız lazım. Milletimizi onlardan koparmamız lazım. Bunu başarmamız lazım. Onun için biz kardeşlik, milli birlik dediğimiz zaman, 'Demokratik Açılım' dediğimiz zaman rahatsız oluyorlar. Dikkat edin, burası çok önemli çünkü ayaklarının altından istismar zeminlerinin kayıp gittiğini görüyorlar. Oradan nemalanıyorlar, menfaatleri orada yatıyor. Kanlı terör piyasasında rantları azalacağı için feryat ediyorlar, sıkıntıları burada.
Terörün doğurduğu olumsuz psikolojiyi tahrik etmek, bu olumsuzluğun devamını arzulamak nasıl bir insafsızlıktır? Bunun üzerine siyaset yapmak nasıl bir pervasızlıktır? Biz 'Akan kan dursun, gencecik fidanlar toprağa düşmesin' diye uğraşırken gayretlerimizi boşa çıkarmaya çalışanlar, bir yandan da gerilimi artırmanın gayreti içindeler. Kan akmaya devam etsin istiyorlar. Annelerin gözyaşı dinmesin istiyorlar. Ama biz de diyoruz ki 'Bu kan artık dursun, bu gözyaşı dinsin, ocaklara daha fazla ateş düşmesin'. Bütün gayretlerimiz, çabalarımız, çalışmalarımız bunun için. Onun için mücadeleye devam edeceğiz.''
''BU SÜRECİ TAHRİK ETMEK İSTEYENLER OLACAK"
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, ''Efendim 'Biz dağa çıkacağız.' Buyur çık dağa. Dağa çıkmanı kimse engellemiyor. Buyur çık. Böyle bir çözüm var mı ya? Ne terör örgütü ne de onun uzantıları, şunu açık söylüyorum, benim Kürt kökenli vatandaşlarımın hiçbir zaman temsilcisi olmamıştır, bundan sonra da olmayacaktır, ben buna inanıyorum'' dedi.
Erdoğan, Perpa Meydanı'nda düzenlenen toplu açılış töreninde yaptığı konuşmada, ''demokratik açılım'' sürecine değinerek, ''Daha önce de ifade ettim, bu süreci tahrik etmek isteyenler olacak. Sabrımızı zorlayacaklar. Direncimizi ölçmeye yeltenecekler. Nitekim görüyorsunuz, bunu da yapıyorlar ama biz sabırla, soğukkanlılıkla, sağduyuyla, suhuletle bu süreci inşallah tamama erdireceğiz'' dedi.
''Demokratik açılım'' sürecini siyasi hesaplarla, oy hesabıyla yapmadıklarını ifade eden Erdoğan, bunu bir devlet, millet meselesi olarak gördüklerini söyledi. Herkesi bu duyarlılıkla hareket etmeye davet eden Erdoğan, şunları kaydetti:
''Milletimiz, hamaset yaparak meseleyi taşıyanların yaklaşımlarının sorunu daha da derinleştireceğini çok iyi biliyor. Sorunu bu hale getiren zihniyetin, milletimizin ufkunu açacak, huzur ve güvenliğini tesis edecek bir yaklaşımı ortaya koyması mümkün değil. 7 yıldır biz iktidardayız. Bundan 23 yıl önce kimler iktidardaydı, niçin bir şey yapamadığınız, neden durumu buraya getirdiniz? Eğer gerekli tedbirleri almış olsaydınız bu hale gelir miydi? Gerekli adımları atsaydınız bu hale gelir miydi? Atmadınız, şimdi biz atıyoruz bu adımı, rahatsız oluyorsunuz.
Biz o statükocu yaklaşımlardan başka bir şey ortaya koymadığınızı görüyoruz. Sadece 'hayır' diyorsunuz, sadece 'olmaz' diyorsunuz, sadece yokuş gösteriyorsunuz. Milletimiz artık bu yaklaşımları tasvip etmiyor. Bu ülkenin birliğine, beraberlerliğine kastınız varsa 'buyurun' diyorum. Ne söyleyecekseniz 'buyurun' diyoruz, 'öneriniz ne bunu söyleyin' diyoruz. Halkımız, çözüm istiyor, netice istiyor, yeni yaklaşımlar görmek istiyor. 'Ne söylüyorsunuz, söyle' diyoruz.''
''GÖRÜŞEREK, ANLAŞARAK NETİCEYE VARACAĞIZ''
Başbakan Erdoğan, ''demokratik açılım'' süreci konusunda İçişleri Bakanı Beşir Atalay'ı görevlendirdiğini anımsatarak, şöyle devam etti:
''Bakanımı görevlendiriyorum, randevu istiyor, randevu vermiyorsunuz. Bu işi oturarak mı konuşacağız? Görüşerek, anlaşarak bir neticeye varacağız. Siz bunları engellerseniz nasıl çözeceğiz? Var mı çözümün bunu söyle?
Efendim 'Biz dağa çıkacağız.' Buyur çık dağa. Dağa çıkmanı kimse engellemiyor. Buyur çık. Böyle bir çözüm var mı ya? Ne terör örgütü ne de onun uzantıları, şunu açık söylüyorum, benim Kürt kökenli vatandaşlarımın hiçbir zaman temsilcisi olmamıştır, bundan sonra da olmayacaktır, ben buna inanıyorum.''
''BİZİM MUHATABIMIZ MİLLETİR MİLLET, BAŞKA KİMSE DEĞİL''

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, ''Etnik yapı sonradan kazanılmış, sonradan inşa adilmiş bir yapı değildir'' dedi.
Erdoğan, Perpa Meydanı'nda düzenlenen toplu açılış töreninde yaptığı konuşmada, Polatlı'nın şehitliklerinde vatanın her karış toprağından gelip şehit düşmüş, yan yana yatan Mehmetçikler olduğunu belirterek, şunları kaydetti:
''Burada, bu vatandaşlarımın içerisinde benim Kürt kökenli vatandaşlarım da var. Polatlı'da toprağın üzerinde de Kürdüyle, Türküyle, Lazıyla, Gürcüsüyle, Tatarıyla ve diğer etnik gruplarıyla kardeşliğin de ötesinde artık birbirine akraba olarak yaşayan benim vatandaşlarım var. Hepsi de Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı. Bu üst kimlikte birleşmişler. Kürt olan kardeşime Türk kardeşimin saygısı, Türk kardeşime Kürt kardeşimin saygısı, Laza Gürcünün saygısı, Gürcüyü Lazın saygısı muhakkak olacak.
Hangi etnik unsurdan olursa olsun, hepimiz birbirine saygı duyacağız. Etnik yapı sonradan kazanılmış, sonradan inşa adilmiş bir yapı değildir. Her doğan, o etnik yapıyla doğar. Öyle mi? Sonradan bu sipariş edilmiyor. Sonradan sipariş edilerek insanlar Türk ve Kürt olmuyor, Laz olmuyor, Gürcü olmuyor.
Doğarken öyle doğuyor. Burası çok önemli. Yaradan öyle yaratıyor ama Yunus'un diliyle biz ne yapıyoruz? Biz, yaradılanı yaradandan ötürü seviyoruz. Bizim farkımız bu.''
Erdoğan, bu bağın çok önemli olduğunu ifade ederek, bu konuda Polatlı'dan daha güzel bir örneği arayanın boşuna arayacağını söyledi. Polatlı'nın Türkiye'nin en büyük ilçelerinden biri olduğunu anımsatan Erdoğan, Polatlı'yı bu seviyelere taşıyanın buradaki dostluk, kardeşlik, akrabalık ve huzur olduğunu bildirdi.
Başbakan Erdoğan, ''Polatlı, aynı vatan toprağı üzerinde, aynı ay yıldızlı bayrak altında birbirine bu seviyeleri hamd olsun yakalamıştır. Polatlı'yı daha ileri noktalara taşımak için, Türkiye'nin tüm ilçelerini Polatlı seviyesine taşımak için mücadeleye hız kesmeden inşallah devam edeceğiz. Allah'ın izniyle milletimizin desteğiyle bu süreci hayırlı bir sonuca ulaştıracağız ama sizin desteklerinizle. Bizim muhatabımız milletir millet, başka kimse değil'' diye konuştu.
''MİLLETİMİZİN BİR BÖLÜMÜ KENDİSİNİ ÖTELENMİŞ, DIŞLANMIŞ, HOR GÖRÜLMÜŞ HİSSEDERSE AZİZ MİLLETİMİZ TAM ANLAMIYLA HUZUR VE ESENLİK İÇERİSİNDE OLAMAZ''
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, ''Milletimizin bir bölümü kendisini ötelenmiş, dışlanmış, hor görülmüş hissederse, aziz milletimiz tam anlamıyla huzur ve esenlik içerisinde olamaz. Bu ülkenin bölgeleri arasında, illeri arasında, ilçeleri arasında, tek tek vatandaşları arasında ayrım yapmak, ayrımcılık yapmak, altını çizerek ifade ediyorum en başta Kurtuluş Savaşımızın ruhuna, kuruluş felsefemize, Cumhuriyet anlayışına terstir'' dedi.
Erdoğan, Perpa Meydanı'nda düzenlenen toplu açılış töreninde yaptığı konuşmada, Polatlı'nın tarihin en büyük meydan savaşlarından birine şahit olduğunu anımsatarak, Mehmetçiğin vatanı işgal eden, işgale kalkışanlara karşı farklı bir karar ve inançlılıkla karşı durduğunu kaydetti.
Başbakan Erdoğan, Mehmetçiğin taarruza geçerek Polatlı'dan itibaren vatan topraklarına istiklalini yeniden kazandırdığını, Sakarya Meydan Muharebesi'nin hangi şartlar altında kazanıldığının bugün için çok daha büyük bir anlam ve önem ihtiva ettiğini belirterek, şöyle devam etti:
''Ülkenin neredeyse yarısı işgal edilmişti. Milletimiz varını yoğunu on yıllardır devam eden savaşlarda kaybetmişti. Tam bir yoksulluk manzarası vardı. Ama bu millet umudunu asla ve asla kaybetmedi. İstiklale olan azmini ve kararlılığını hiç yitirmedi. Ülkeyi işgalden kurtarma yönündeki iradesini hiçbir zaman eksiltmedi. 13 Eylül 1921'de bir ülkenin, bir milletin kaderini değiştirecek zaferi beraberinde getirdi. Ben bu anlamlı yıl dönümünde tüm şehitlerimize Allah'tan rahmet diliyorum. Tüm gazileri minnetle, rahmetle yad ediyorum. Başta Gazi Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere Kurtuluş Savaşımızın tüm kahramanlarını şükranla yad ediyorum.
Bakınız Gazi Mustafa Kemal burada Polatlı'da Sakarya Meydan Muharebesi sırasında son derece anlamlı tarihe geçmiş olan bir ifade kullandı. Bu ifadeyi bir kez daha ve altını kalın hatlarla çizerek hatırlatmak istiyorum. 'Hattı müdafaa yoktur sathı müdafaa vardır. O satıh bütün vatandır. Vatanın her karış toprağı vatandaşın kanıyla ıslanmadıkça terk olunamaz'. O gün Gazi Mustafa Kemal de silah arkadaşları da her bir Mehmetçik de bu hattın herhangi bir yerinden yarılması durumunda, bütün vatan satıhının büyük bir tehlike altına girdiğini çok iyi biliyordu. Belki Ankara elden gidecekti. Milletimizin kalbi durumunda olan Türkiye Büyük Millet Meclisi elden gidecekti. Belki düşman içerilere kadar ilerleyecek ve ülkenin kaderi tamamen değişecekti. İşte onun için bütün bir vatan satıhının savunulması söz konusuydu. Aynı anlayış cumhuriyetimizin kuruluşundan sonra da devam ettirildi. Tüm bir vatan satıhının kalkındırılması, bütün vatan topraklarının imar edilmesi, yeniden inşa edilmesi bir hedef olarak ortaya kondu. Bugün de yine aynı anlayışla, ruhla, heyecanla bizler 780 bin kilometrekarelik vatan toprağının eş zamanlı olarak kalkınması, ilerlemesi, muasır medeniyetler seviyesine ulaşması için var gücümüzle gayret ediyoruz.''

''BAZI İLLERİN OLDUKLARI YERDE SAYMASI KABUL EDİLEMEZ''

Başbakan Erdoğan bundan önce Doğu, Güneydoğu, Doğu Karadeniz, Orta Anadolu ve Orta Anadolu'nun ihmale uğradığını belirterek, ''Ama biz iktidar olduk dedik ki 'Ne batı, ne doğu, ne kuzey, ne güney her şey Türkiye için' dedik yola böyle koyulduk. 'Vatanın her karış toprağı modern bir duruma gelecek, alt yapısıyla, üst yapısıyla Türkiye değişecek' dedik. Türkiye'nin 7 bölgesini, 81 vilayetini aynı anda yüceltmenin mücadelesini veriyoruz. Burası son derece önemli. Ülkenin yalnızca bir kısmının refah ve huzura kavuşması asla yeterli olmaz. Bazı bölgelerimiz, illerimiz hızla kalkınırken, ilerlerken, diğer bazılarının oldukları yerde sayması asla kabul edilemez. Milletimizin bir bölümü kendisini ötelenmiş, dışlanmış, hor görülmüş hissederse aziz milletimiz tam anlamıyla huzur ve esenlik içerisinde olamaz. Bu ülkenin bölgeleri arasında, illeri arasında, ilçeleri arasında, tek tek vatandaşları arasında ayrım yapmak, ayrımcılık yapmak, altını çizerek ifade ediyorum en başta Kurtuluş Savaşımızın ruhuna, kuruluş felsefemize, Cumhuriyet anlayışına terstir'' diye konuştu.
''SAKARYA ŞEHİTLİĞİ HERŞEYİ ÇOK AÇIK İFADE EDİYOR''
Başbakan Erdoğan, Sakarya Meydan Muharebesi'nde resmi rakamlara göre, 5 bin 713'ü şehit olmak üzere, yaralı ve kayıplar dahil 49 bin 289 kişi olduğunu kaydetti. Sakarya Şehitliğinin her şeyi çok açık ifade ettiğini anlatan Erdoğan, şunları söyledi:
''O şehitlikte Kurtuluş Savaşı'na katılmış, canını vatan uğruna feda etmiş, 81 vilayetten şehitlerimiz yatıyor. Sadece 81 vilayetten değil, Azerbaycan'dan Bosna'ya, Halep'ten Yemen'e kadar çok geniş bir coğrafyadan kardeşlerimiz de burada bu topraklarda bizimle omuz omuza çatıştılar, şehit oldular. Buradaki şehitliklerde yatıyorlar. Bu manzarayı çok iyi anlamak zorundayız. Bu fotoğrafı çok iyi görmek durumundayız. Okumakla dinlemekle olmuyor. Ben Türkiye'nin tüm çocuklarının, gençlerinin gelip buraları ziyaret etmelerini, bu şehitlikleri görmelerini, bu mezar taşlarını tek tek okumalarını arzu ediyorum. Dua Tepe'ye gelsinler, Dumlupınar'a gitsinler, Çanakkale'yi ziyaret etsinler. Bu milletin istiklalini nasıl kazandığını yeni nesiller gözleriyle görsünler. En önemlisi de bu milletin nasıl kaynaştığını, bütünleştiğini, nasıl bir ve beraber olduğunu, nasıl ayrılmaz, bölünmez, parçalanamaz şekilde birbirleriyle kardeş haline geldiklerini işte bu şehitlikleri teneffüs ederek anlasınlar bilsinler.''
''KISA SÜREDE KRİZİN ETKİLERİNDEN KURTULACAĞIZ''
Başbakan Erdoğan, küresel ekonomik krizin gerileme sürecine girdiğini ifade ederek, sanayide kapasite kullanım oranının bir önceki döneme göre artış kaydettiğini söyledi.
İkinci çeyrek büyüme oranının da negatif olmasına rağmen bir önceki döneme göre olumlu bir seyir izlediğini dile getiren Başbakan Erdoğan, ''İnşallah kısa sürede krizin etkilerinden kurtulacağız ve Türkiye'mizi hep beraber büyütmeye devam edeceğiz'' dedi.
Türkiye'nin enerjisini tüketen, Türkiye'nin kaynaklarını heba eden tüm sorunları aşarak, tüm meseleleri çözüm yoluna koyarak yollarına devam edeceklerini vurgulayan Başbakan Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:
''İçeride birbirimizle uğraşmayalım istiyorum. Ben Baykal'a cevap yetiştirmekle uğraşmayacağım. Ben Bahçeli'ye cevap yetiştirmeye uğraşmayacağım. Onlar varsın bizlere hakaret etsinler. Biz yolumuza devam edeceğiz. Onlar bir yerde sel felaketi oldu mu, gidip oraya hemen sel felaketinin de faturasını birilerine rahatlıkla kesiyorlar. Kime? Tayyip Erdoğan'a ve hükümete. Milletim benim her şeyi çok iyi biliyor. Bu konularda neler yaptık gayet iyi biliyor.''
''YETER Kİ BİZ İSTİKRARI KORUYALIM''

Türkiye'nin son 7 yılda köklü şekilde değiştiğini ifade eden Erdoğan, Türkiye'de demokrasi standartlarını yükselttiklerini söyledi. Türkiye'de ekonomik ilklerin başarıldığını, ulaşılamaz gibi görünen hedeflerin yakalandığını kaydeden Başbakan Erdoğan, Polatlı'nın da buna iyi bir örnek olduğunu dile getirdi.
Polatlı'dan Bilecik'e hızlı trenle gideceğini belirten Başbakan Erdoğan, ''Bu hızlı tren Türkiye'nin aklının ucundan geçiyor muydu? Ama bu iktidar geldi Ankara-Eskişehir etabını bitirdi, şimdi de İstanbul etabını bitiriyor'' diye konuştu.
Hızlı trenle Ankara-İstanbul arasının 2,5 saate düşeceğine işaret eden Başbakan Erdoğan, bu çalışmaların devam edeceğini belirterek, ''Yeter ki biz istikrarı koruyalım. Yeter ki huzurumuzu, dostluğumuzu, kardeşliğimizi pekiştirelim. İşte o zaman ulaşamayacağımız hedef, yakalayamayacağımız hiçbir seviye kalmayacaktır'' dedi.
Erdoğan, Polatlı'da yapılan tesisler hakkında bilgi vererek, bundan sonra yapacakları pek çok tesisle Polatlılılara hizmet götürmeye devam edeceklerini ifade etti.
Polatlı'daki Mehmetçik Anıtı yanında 2008'de yapımına başlanan Sakarya Zaferi Panoramik Müzesi'nin de 2010 Ağustos'unda tamamlanacağını bildiren Başbakan Erdoğan, bu müze sayesinde Kurtuluş Savaşının canlandırılarak, yeni nesillere çok farklı bir atmosfer içinde kurtuluş ruhunun verileceğini söyledi.
Başbakan Erdoğan, sözlerinin sonunda Sakarya Zaferi'nin 88. yıl dönümünün Türkiye'ye ve Türk Milleti'ne hayırlı olmasını diledi. Açtığı tesislerin hayırlı olmasını temenni eden Erdoğan, vatandaşların Ramazan Bayramı'nı da tebrik etti.
Başbakan Erdoğan, daha sonra diğer yetkililerle birlikte kurdele keserek tesislerin açılışını yaptı.
Törene, Devlet Bakanı ve Başbakan yardımcıları Cemil Çiçek ve Ali Babacan, Milli Savunma Bakanı Vecdi Gönül, Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım, Ankara Valisi Kemal Önal, Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek, AK Parti Genel Başkan yardımcıları Necati Çetinkaya ve Hüseyin Tanrıverdi ile milletvekilleri katıldı.
Başbakan Erdoğan, törenin ardından vatandaşlarla sohbet etti. Tören alanı yanında bulunan bir vatandaşın evini de ziyaret eden Erdoğan, ziyaretinden sonra çocuklara hediye dağıttı ve vatandaşlarla fotoğraf çektirdi.

X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.