Başbakan'dan erken seçim açıklaması
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, ''Biz geldik, artık seçimler ilan edilen tarihlerde yapılacak. 2 ay, 3 ay öne alırsın ayrı mesele... Seçimin tarihi ne zamansa seçim o zaman yapılacak'' dedi.
''Birkaç gündür bir şeyler var. Güya 29 Ekim merasiminde ben ana muhalefet liderine erken seçimden bahsetmişim. Yok böyle bir şey. Benim temel ilkelerime ters. Bu yola çıkarken bir şey söyledim. Türkiye 16 ayda bir seçim yapma dönemini bizimle kapattı. Biz geldik, artık seçimler ilan edilen tarihlerde yapılacak. 2 ay, 3 ay öne alırsın ayrı mesele... Seçimin tarihi ne zamansa seçim o zaman yapılacak.''
Başbakan Erdoğan, ''erken seçim'' ifadesini ortaya koyanların bu ülkeyi düşünmediklerini, zarar verdiklerini ifade ederek, ''Sadece şunu 2 gündür konuşmanın borsada meydana getirdiği etkiyi hiç araştırdınız mı? Bunların derdi yok. Ülkede böyle bir yalanı ortaya atarsak ne olur, ne gider...'' diye
konuştu. Ana muhalefet lideriyle böyle bir şeyi konuşmadıklarını vurgulayan Erdoğan, şunları söyledi:
''Böyle bir şeyi söyleyeceksem milletimle paylaşırım. Ana muhalefetimle niye paylaşayım böyle bir şeyi? Bu ifade, bu açıklamalar külliyen yalandır. Ben böyle bir şey söylemedim. Ben 'demokratik açılımın parlamentoya gelme süreci yakındır' dedim. Bunu alıp bu hale dönüştürdüler. Bunların nasıl siyaset yaptığını anlamanız bakımından bunları söylüyorum. Demokrasiden asla taviz vermeyeceğiz. Aynı kararlılıkla yolumuza devam edeceğiz. Biz bu terminalleri inşa etmeye çalışırken bırakın onlar bu dedikodularla meşgul olsunlar. Biz işimize bakacağız. Bir taraftan yolların açılışlarını yapacağız, bir taraftan köprüler inşa edeceğiz, bir taraftan bu modern binalarımızı inşa edeceğiz. Onlar da yalanı, dolanı inşa etmeye devam etsinler.''
''BUGÜN CUMHURİYETİMİZ VE DEMOKRASİMİZ HER ZAMANKİNDEN DAHA GÜÇLÜDÜR''
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Cumhuriyet'in ve demokrasinin her zamankinden daha güçlü olduğunu ifade ederek, ''Türkiye, Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün göstermiş olduğu muasır medeniyetler seviyenin üstüne çıkma hedefine doğru hızla yol almaktadır'' dedi.
Erdoğan, Sabiha Gökçen Havalimanı'nın yeni terminal binası ve eklerinin hizmete açılması nedeniyle düzenlenen törende konuştu. Cumhuriyet Bayramı'nı bir kez daha kutlayarak, Cumhuriyet'in herkesin ortak değeri olduğunu vurgulayan Erdoğan, ''Cumhuriyetimizi yüceltmek, demokrasimizi geliştirmek, ülkemizi, birlik ve beraberlik içinde daha da ileriye taşımak, daha da güçlendirmek hepimizin ortak misyonudur'' dedi.
Başbakan Erdoğan, Hükümet olarak görevi devraldıkları 2002'den bu yana geçen 7 yıl boyunca milletin taleplerini yerine getirmek için yoğun bir emek ve gayret gösterdiklerini belirterek, şöyle devam etti:
''Çok şükür bu çabalarımızın, milletimizin yolunda döktüğümüz bu terlerin karşılığını, meyvelerini aldık, almaya devam ediyoruz. Türkiye özlem duyduğu aydınlık geleceğe, hasretini çektiği aydınlık yarınlara doğru büyük adımlar atıyor. Lafla peynir gemisi yürümez. İşte eser ortada. Bu eserlerle Türkiye nereden nereye geliyor, bunu görüyoruz. Türkiye'nin 81 vilayetinde artık bu eserleri görmek mümkün. Bugün, Cumhuriyetimiz ve demokrasimiz her zamankinden daha güçlüdür. Türkiye, Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün göstermiş olduğu muasır medeniyetler seviyenin üstüne çıkma hedefine doğru hızla yol almaktadır.''
Erdoğan, Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün Cumhuriyet'in kuruluşunda ''İstikbal göklerdedir'' diyerek, Türk havacılık sektörünün kuruluşu ve gelişmesine öncülük ettiğine işaret ederek, bu havalimanına adı verilen Sabih Gökçen'in Atatürk'ün manevi evladı olduğunu hatırlattı. Sabia Gökçen'in Türkiye'nin ilk kadın pilotu olarak, ülkeye değerli katkılarda bulunduğunu ve adını tarihe yazdırdığını belirten Erdoğan, bugün hem Sabiha Gökçen'i saygıyla andıklarını hem de onun adını taşıyan bu modern havalimanına yeni ve muazzam bir terminal binası kazandırmanın mutluluğunu yaşadıklarını söyledi.
Sabiha Gökçen Havalimanı'nın açıldığı 2001'de sadece 47 bin yolcuya hizmet verdiğini belirten Erdoğan, 2009 yılı sonu itibarıyla havalimanının yaklaşık 6 milyon yolcuyu ağırlayabilecek hale geldiğini bildirdi. Başbakan Erdoğan, yapılacak ikinci pist ve diğer yatırımlarla Sabiha Gökçen Havalimanı'nın çok daha ileri bir seviyeye ulaşacağını ve İstanbul'un orta vadedeki ulaşım ihtiyacına cevap veren Türkiye'nin en önemli havalimanlarından biri haline geleceğini söyledi.
Yeni terminal binasının hiçbir kamu kaynağı harcanmadan tamamen özel sektörün dinamizmi, yerli ve küresel sermayenin ortak yatırımı ile gerçekleştirildiğini ifade eden Erdoğan, yap-işlet-devret modeliyle yaklaşık 2 milyar avronun savunma Sanayi Destekleme Fonu'na kazandırılacağını, böylece savunma sanayiinin gelişimine önemli katkılar sağlanacağını bildirdi.
Erdoğan, tesisin temelinin 3 Mayıs 2008'de atıldığını ve ihalede 30 aylık bir sürenin söz konusu olduğunu anımsatarak, yüklenici firmalarla bir araya gelerek onlara gece gündüz çalışarak bu tesisi daha kısa sürede tamamlamalarını istediğini anlattı. Karşılıklı olarak 18 ayda mutabık kaldıklarını dile getiren Erdoğan, firmaların verdikleri sözü tuttuğunu ve söz verilenden 3 gün önce açılışı gerçekleştirdiklerini belirterek, Türk Limak şirketiyle Malezya ve Hindistan şirketlerine teşekkür etti.
''DÜNYADA HAVACILIK YÜZDE 5 HIZLA BÜYÜRKEN, TÜRKİYE YÜZDE 30 HIZLA BÜYÜMEYE BAŞLADI"
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, ''Bütün dünyada havacılık yüzde 5 hızla büyürken, Türkiye yüzde 30 gibi bir hızla yükselmeye ve büyümeye başladı. Hani 'Türkiye uçuşa geçecek' diyorduk ya işte Türkiye gerçekten uçuyor'' dedi.
Erdoğan, Sabiha Gökçen Havalimanı'nın yeni terminal binası ve eklerinin hizmete açılması nedeniyle düzenlenen törende yaptığı konuşmada, havayolunu lüks olmaktan çıkaracaklarını, halkın yolu haline getireceklerini ifade ettiklerini belirterek, bunu yakalamanın mutluluğu içerisinde olduklarını söyledi. Her vatandaşın hayatında en az bir kez uçağa bineceğini söylediklerini ve bunun çalışmalarını başlattıklarını anlatan Erdoğan, ''Artık bırakın bir kez binmeyi, uçak da ulaşımda tercih edilen araçlardan biri oldu'' diye konuştu.
Başbakan Erdoğan, geçmişte siyasi rant elde etmek için yapılan birçok havaalanının atıl durumda olduğunu, üzerlerinde hayvanların otladığını ve kullanılmaz hale geldiğini dile getirerek, bu havaalanlarını yeniden projelendirdiklerini, özel sektörle el ele vererek yap-işlet-devret modeliyle faaliyete geçirdiklerini, bunun yanı sıra yeni havaalanları da yaptıklarını ifade etti.
''3, 4, 10 yılda yapılan havaalanları yerine 11 ayda havaalanı yapan hükümet durumuna geldik'' diyen Erdoğan, bölgesel havacılık projesini başlattıklarını, havaalanlarının terminal kapasitesini artırdıklarını kaydetti. Antalya Havalimanı'nda zamanında ''turistlerin inim inim inlediğini, vatandaşların valizlerin üzerinde yattığını, klimaların iflas ettiğini'' söyleyen Erdoğan, gerekli yatırımları yaptıklarını belirtti. Başbakan Erdoğan, Antalya Havalimanı'nın geçen yıl 9 milyon turisti ağırladığını, bu yıl da daha fazlasını ağırlayacağını umduklarını kaydetti. Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü:
''2002 yılında tek bir özel firma 2 merkezden 25 noktaya uçuyordu. 2009 yılında 5 firma 7 merkezden 44 noktaya uçuş gerçekleştiriyor. Sivil havacılıkta serbestleşme yolunda adımlar attık. Özel sektör, tarifeli seferler düzenlemeye başladı. Bütün dünyada havacılık yüzde 5 hızla büyürken, Türkiye yüzde 30 gibi bir hızla yükselmeye ve büyümeye başladı. Hani 'Türkiye uçuşa geçecek' diyorduk ya işte Türkiye gerçekten uçuyor. 2002 yılında 8,7 milyon olan iç hat yolcu sayısı, bugün yüzde 285 artarak 35 milyonun üzerine çıktı. Dış hat yolcu sayısı da aynı şekilde yüzde 60 arttı. 25 milyon olan dış hat yolcu sayısı 40 milyona ulaştı. Bizi sevindiren en önemli nokta, artık güvenilir hava taşımacılığıyla Türkiye dünyadaki yerini alıyor.''
Başbakan Erdoğan, bunun istihdamda da çok önemli yansımaları olduğunu, sektörde 2002 yılında 48 bin olan kalifiye personel sayısının 2009 yılında 100 bine ulaştığını söyledi. Bu şekilde çalışmaya devam ederek havayolu sektörünü daha da büyüteceklerini dikkati çeken Erdoğan, ''2013 yılında yolcu sayısı 140 milyona ulaşacak. Hedefimiz bu'' dedi. Sabiha Gökçen Havalimanının İstanbul'un hem hava, hem şehir trafiğini önemli ölçüde rahatlattığını belirten Erdoğan, şöyle konuştu:
''Dün gece Sabiha Gökçen Havalimanı'na indim. Apronun halini görünce gururlandım. Neredeyse uçakların gelip yerleşeceği yer kalmamıştı. O hale gelmişti. Arkadaşlarıma söyledim. Lütfen bir an önce 2. pistin ihalesini gerçekleştirelim. Apronu süratle genişletelim. Çünkü burası, aynen Atatürk Havalimanı'na dönecek. Süratle çalışmaları geliştireceğiz.''
İSTANBUL'UN TRAFİĞİ
Başbakan Erdoğan, havayolu trafiğinin Atatürk Havalimanı'ndan Sabiha Gökçen Havalimanı'na kaydığını, şehir içi trafiğin de aynı oranda değişim gösterdiğini ifade ederek, İstanbul'un şehir içi trafiğini farklı şekillerde geliştirdiklerini anlattı.
''Marmaray'la burayı bağlantılı hale getireceğiz. Marmaray bitirildiğinde buradan Atatürk Havalimanı'na ulaşma imkanı olabilecek'' diyen Erdoğan, bu konuda çalışmaları sürdürdüklerini, böylece Asya ve Avrupa yakaları arasındaki dengeyi daha sağlıklı bir noktaya taşıma imkanı bulacaklarını söyledi.
İstanbul'un deniz yolu, kara yolu ve hava yolu gibi her alanda dünya ulaşımında çok önemli stratejik kavşak noktası olduğunu vurgulayan Erdoğan, Türkiye'nin tamamının, tarih boyunca en önemli ticaret ve göç yollarının ana güzergahında olduğunu bildirdi.
Ulaştırma hizmetlerinin kendileri için büyük bir önem taşıdığını, Türkiye'nin her alanda daha ileriye gitmesi, küresel rekabet gücünün artması için dünya ekonomileri arasında çok önemli bir noktaya getirmeye çalıştıklarını belirten Erdoğan, ''Türkiye'nin dünya liginde hak ettiği seviyeyi elde etmesi için bu adımları atmak şart'' diye konuştu.
ULAŞTIRMA POLİTİKALARI
Ulaştırma politikalarını yeniden gözden geçirdiklerini belirten Erdoğan, şöyle devam etti:
''(Yol medeniyettir. Yollar sadece ülkeleri ve şehirleri değil, toplumları da birbirine bağlayan medeniyet köprüleridir) dedik. (Yol olmadan hızlı, güvenli, kaliteli bir ulaşım ağı olmadan ülkemizin herhangi bir yerine hizmet götüremeyiz. İl ve ilçelerimizi kalkındıramayız) dedik. Pakistan ve İran'la da ulaşım ağımızı konuştuk. İpek Yolu'nun raylı sistem olarak ele alınmasının bahtiyarlığını onlarla da yaşadık. Yollarımızı daha çağdaş standartlara ulaştırmadan komşularımızla, bölge ve dünya ülkeleriyle sağlıklı iletişim kurmanın mümkün olmayacağına inandık. Onun için de bunu gidermeye çalıştık. 7 yıl boyunca bu anlayışla ve şuurla hareket ettik.''
Başbakan Erdoğan, göreve geldiklerinde 6 bin kilometre olan bölünmüş yolun üzerine 10 bin 923 kilometre bölünmüş yol ilave ettiklerini belirterek, ''79 senede 6 bin kilometre, 7 senede 10 bin 923 kilometre bölünmüş yol... İş bilenin, kılıç kuşananındır. Azmederseniz her şey olur'' diye konuştu. Yozgat-Çankırı arasındaki seyahatinde çok sıkıldığını, berbat durumda olan yolu görünce Ulaştırma Bakanını aradığını ve ''Yol berbat. Ne yapacaksan yap, müteahhitleri topla, gerekirse 3 vardiya çalışsınlar. Tek vardiyayla bunu gerçekleştiremeyiz'' dediğini anlatan Erdoğan, her zaman önce devletin yatırım yapmayacağını, bazen de önden gidenin özel sektör olması gerektiğini söyledi.
Yozgat-Çankırı arasındaki yolun 24 saat gece-gündüz çalışılarak tamamlandığını ifade eden Erdoğan, yaz mevsiminin bu anlamda çok bereketli geçtiğini, şimdi de ardı ardına açılışlar yapacaklarını söyledi. Erdoğan, ''Takip edeceksin. Demek ki etmeden olmuyor. Bu sadece hükümetle olmaz. 'Yatırımcı, girişimci el ele verip her şey Türkiye ve Türk milleti için' dedik ve bunu başaracağız'' dedi.
Yıllardır tamamlanmayan Karadeniz Sahil Yolu ve Bolu Dağı Tüneli'ni 4-5 yılda bitirdiklerini belirten Erdoğan, Türkiye'nin dünyada hızlı tren kullanan 8 ülkeden biri olduğunu ifade ederek, hızlı tren çalışmaları hakkında bilgi verdi.
KITALAR ARASI 1 MİLYON YOLCU
Cumhuriyetin banisi gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün istikameti verdiğini anlatan Erdoğan, şöyle konuştu:
''Ülkenin dört bir yanını demir ağlarla örmek lafla olmuyor. İstikameti verdi, ama gelenlerin hiçbiri demir ağlarla örmediler. Ama biz demir ağlarla örmeye devam ediyoruz. Marmaray bunun en önemli örneği olacak. Marmaray ile Asya'yı Avrupa'ya, Londra'yı Pekin'e bağlıyoruz. 3 milyar dolara mal olacak Marmaray bittiğinde boğazın bir yanından diğer yanına geçiş 4 dakikaya inecek. Her gün 1 milyon yolcu bir kıtadan bir kıtaya geçecek.''
İstanbul'u kongre ve toplantı merkezi haline getirmek için de birçok çalışma yaptıklarını anlatan Erdoğan, artık İstanbul'un kongre merkezi sıkıntısı kalmadığını, her türlü uluslararası toplantıyı İstanbul, Ankara ve Antalya'da yapacak güçte olduklarını kaydetti. Başbakan Erdoğan, ''10, 20, 30, 40, 50 yılınızı şimdiden göremez, planlayamazsanız muasır medeniyet seviyesinin üstüne çıkamazsınız'' dedi.
''İSTANBUL'A AZ BİLE''
İstanbul'a artık 2 havaalanının da yetmediğini belirten Erdoğan, ''Bereket, bereket... Taşıyor, ne yapacaksınız?'' diye konuştu. Erdoğan, ''Öyle anlar oluyor ki slot verilmiyor. Tabii uçaklar dönüp durdukça yolcu rahatsız oluyor. Onun için de çalışmalar yapıyoruz. Bunların hepsi İstanbul için az bile'' dedi.
Başbakan Erdoğan, 3. köprüyü de bir an önce bitirmeyi hedeflediklerini belirterek, sadece İstanbul'un değil, tüm illerin potansiyelini açığa çıkartmak için büyük düşünüp, büyük adımlar attıklarını söyledi.
Kütahya-Uşak-Afyonkarahisar arasına ve Çukurova'ya da havalimanı yapılacağını bildiren Erdoğan, şunları kaydetti:
''Bunlara ihtiyaç olduğu için yapıyoruz, lüks olduğu için değil. Geçmişte bunlar lükstü, şimdi ihtiyaç. Türkiye'nin bütün meselelerine büyük ölçekli çareler üretmek zorundayız. Türkiye'nin her hedefini büyük ölçekli belirlemek, çıtayı her zaman mümkün olan en yüksekte tutmak zorundayız. Özgüven içinde potansiyelimizin farkında olarak büyük adımlar atmak zorundayız. Bugün Türkiye'nin ulaştığı seviyeler esasen çok daha önce, 10 yıllar önce ulaşmamız gereken sevilerdi. Türkiye bu seviyelere ulaşmakta gecikti, geciktirildi. Türkiye enerjisini heba etti, kaynaklarını boşa harcadı, gereksiz tartışmalarla içine kapanarak, dünyadan koparak, gelişmelere, ilerlemelere bigane kaldı. Biz bu tartışmalarla vakit kaybetmedik. Enerjimizi, sonu gelmeyen gerilimlerle heba etmedik.''
Başbakan Erdoğan, Türkiye'nin yolu, suyu olmayan köyleri varken, kanalizasyonu olmayan belediyeleri, okulu olmayan yerleri varken gereksiz tartışmalarla vakit kaybetmediklerini anlatarak, Köydes Projesi'ni devreye soktuklarını, okulların yüzde 95'ine bilişim teknolojisi götürdüklerini söyledi. Bir yandan demokratik standardı yükseltirken, bir yandan da ekonomiyi büyüttüklerini ifade eden Erdoğan, şöyle konuştu:
''Bir yandan Türkiye'nin uluslararası itibarını yükselttik, bir yandan hukuku yücelttik. Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi üyesi olmayı ne kadar önemsediysek, Anadolu'nun, Trakya'nın bir köy yolunu da o kadar önemsedik. Medeniyetler İttifakı girişimini, küresel bir barış girişimi olarak ne kadar önemsediysek Karadeniz'in, Doğu Anadolu'nun, Güneydoğu Anadolu'nun susuz köylerini de o kadar önemsedik ve yatırım yapmayı görev kabul ettik.''
Başbakan Erdoğan, göreve geldikleri günden bu yana Türkiye ekonomisinde değişim gösteren bazı rakamlara atıfta bulunarak, ''Bunlar gayretin, dertli olmanın neticesinde gerçekleşti. Türkiye'yi bu seviyeye taşıyan bizim birlik ve bütünlüğümüzdür'' dedi.