Giriş Tarihi: 11.11.2009 14:23
Son Güncelleme: 11.11.2009 14:30
AK Parti'den jet yalanlama
CHP'nin TBMM'de pankart açması üzerine Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın Meclis Başkanı Mehmet Ali Şahin'e sert bir üslupla tepki gösterdiği yönündeki haberlere AK Parti'den jet yalanlama geldi.
AK Parti'li Hüseyin Çelik, "Sayın Başbakan'ın Meclis Başkanı'na talimat vermesi ve benzer bir ifade kullanması söz konusu değildir" dedi. AK Parti Genel Merkezi'nde kameraların karşısına geçen Çelik, "Sayın Başbakan, Meclis Başkanı'na o görüntülerin doğru olmadığnı ifade etmiş ve Sayın Başkan'dan bunlara müdahale edilmesini rica etmiştir. Sayın Başkan'ın şahsına yönelik ve Sayın Başbakana'a yakışmayan bir tutum sergilenmesi, müdahale teşebbüsünde bulunulması asla söz konusu değilidir" ifadesini kullandı. Meclis'te dün yaşanan pankart krizinin ardından başlayan polemiğe AK Parti adına Başkan Yardımcısı Hüseyin Çelik cevap verdi. İşte Çelik'in açıklamaları: Orada o görüntülerin doğru olmadığını ifade etmiş ve sayın Başkandan buna müdahale etmesini istemiştir. Sayın Başbakan böyle bir hakkını kullanmıştır. Ancak sayın Meclis Başkanı'nın şahsına yönelik bir tutum sergilenmesi, teşebbüsünde bulunulması asla söz konusu değildir. Sayın Baykal, buradan hareketle, meclis'teki görüntülerle ilgili olarak demokrasilerde böyle şeyler olur demiştir. Demokrasilerde neyin nerede olamayacağıyla ilgili hükümler çok kesindir ve bizim yasalarımızda bunlar vardır. Özgürlük, her istediğinizi istediğiniz yerde ifade etme anlamına gelmez. İki üniversite öğrencisini, dinleyici locasına çıktığı için hapse atacaksınız, ama milletvekili olarak ellerinizde pankartla, orada icra edeceksiniz. Bu kabul edilebilir bir şey değildir. Siyaset aynı zamanda rekabettir, bu da aynı zamanda nezaketi getirir. Gön görüşmenin öncesinde, bize hep sordular, bugün meclis'te kavga olur mu? TBMM bir arena değildir, milletvekilleri de gladyatör değildir. orası ülke meselelerinin, düzeyli bir şekilde müzakere edildiği bir mekandır. Millet iradesinin yansıdığı Türkiye'deki en büyük kurumdur. Taban tabana zıt şeyler düşünebiliriz, tekliflerimiz olabilir. Ama medeni insanlara yakışan bir üslupla bunu ifade etmek Bazı insanlar mikrofondan haberdar değil. Bir insan çok bağırıyorsa, şiddete yöneliyorsa, eğer karşınızdakine hakaret ediyorsanız, bu da bir sözlü şiddettir. Demokratik açılım başladığından beri muhalefetin yaptığı muhalefet üç kelimede özetlenebilir. Birincisi hamaset. İkincisi husumet. Üçüncüsü de hakarettir. Bahçeli'nin yapılan kongresinde, sayın başkan, hükümetimize partimize yönelttiği bazı ifadeler burada tekrar bile etmek istemem. Kendileri her türlü hakareti yapma imtiyazını kendilerinde bulunuyorlar. Ancak kendileri en ufak bir eleştiriye tahammül edemiyorlar. Bir kez daha bir şeyin altını çizmek istiyorum. Siyasi partiler aynı şeyleri düşünmedikleri için farklı siyasi partiler. Her partinin her partiyle aynı düşünülmesi beklenilemez. Bu eşyanın zaten tabiatına aykırı. Ama farklı düşüncelerimizi birbirimize hakaret etmeden, işin içine iftira katmadan dile getirmek zorundayız. Çünkü biz topluma örnek olmak zorundayız. Halkımız bizi seyrediyor ve örnek almaya çalışıyorlar. Kötü örnek olmamamız gerekir. Genel görüşme talebi kabul edilmiş üzerinden 48 saat geçtikten sonra TBMM'de, tekrar görüşmenin yapılması Ancak Perşembe günü çok vakte geleceği için grubumuz bu görüşmenin Cuma günü yapılması için Danışma Kurulu'na öneri götürecektir. Umarım ki, demokratik açılımı yine kendi milletimizin ve kendi ülkemizin menfaatinin gerektirdiği bir üslupla müzakere ederiz ve bundan da insanımız kazançlı çıkar.
AK Parti'li Hüseyin Çelik, "Sayın Başbakan'ın Meclis Başkanı'na talimat vermesi ve benzer bir ifade kullanması söz konusu değildir" dedi. AK Parti Genel Merkezi'nde kameraların karşısına geçen Çelik, "Sayın Başbakan, Meclis Başkanı'na o görüntülerin doğru olmadığnı ifade etmiş ve Sayın Başkan'dan bunlara müdahale edilmesini rica etmiştir. Sayın Başkan'ın şahsına yönelik ve Sayın Başbakana'a yakışmayan bir tutum sergilenmesi, müdahale teşebbüsünde bulunulması asla söz konusu değilidir" ifadesini kullandı. Meclis'te dün yaşanan pankart krizinin ardından başlayan polemiğe AK Parti adına Başkan Yardımcısı Hüseyin Çelik cevap verdi. İşte Çelik'in açıklamaları: Orada o görüntülerin doğru olmadığını ifade etmiş ve sayın Başkandan buna müdahale etmesini istemiştir. Sayın Başbakan böyle bir hakkını kullanmıştır. Ancak sayın Meclis Başkanı'nın şahsına yönelik bir tutum sergilenmesi, teşebbüsünde bulunulması asla söz konusu değildir. Sayın Baykal, buradan hareketle, meclis'teki görüntülerle ilgili olarak demokrasilerde böyle şeyler olur demiştir. Demokrasilerde neyin nerede olamayacağıyla ilgili hükümler çok kesindir ve bizim yasalarımızda bunlar vardır. Özgürlük, her istediğinizi istediğiniz yerde ifade etme anlamına gelmez. İki üniversite öğrencisini, dinleyici locasına çıktığı için hapse atacaksınız, ama milletvekili olarak ellerinizde pankartla, orada icra edeceksiniz. Bu kabul edilebilir bir şey değildir. Siyaset aynı zamanda rekabettir, bu da aynı zamanda nezaketi getirir. Gön görüşmenin öncesinde, bize hep sordular, bugün meclis'te kavga olur mu? TBMM bir arena değildir, milletvekilleri de gladyatör değildir. orası ülke meselelerinin, düzeyli bir şekilde müzakere edildiği bir mekandır. Millet iradesinin yansıdığı Türkiye'deki en büyük kurumdur. Taban tabana zıt şeyler düşünebiliriz, tekliflerimiz olabilir. Ama medeni insanlara yakışan bir üslupla bunu ifade etmek Bazı insanlar mikrofondan haberdar değil. Bir insan çok bağırıyorsa, şiddete yöneliyorsa, eğer karşınızdakine hakaret ediyorsanız, bu da bir sözlü şiddettir. Demokratik açılım başladığından beri muhalefetin yaptığı muhalefet üç kelimede özetlenebilir. Birincisi hamaset. İkincisi husumet. Üçüncüsü de hakarettir. Bahçeli'nin yapılan kongresinde, sayın başkan, hükümetimize partimize yönelttiği bazı ifadeler burada tekrar bile etmek istemem. Kendileri her türlü hakareti yapma imtiyazını kendilerinde bulunuyorlar. Ancak kendileri en ufak bir eleştiriye tahammül edemiyorlar. Bir kez daha bir şeyin altını çizmek istiyorum. Siyasi partiler aynı şeyleri düşünmedikleri için farklı siyasi partiler. Her partinin her partiyle aynı düşünülmesi beklenilemez. Bu eşyanın zaten tabiatına aykırı. Ama farklı düşüncelerimizi birbirimize hakaret etmeden, işin içine iftira katmadan dile getirmek zorundayız. Çünkü biz topluma örnek olmak zorundayız. Halkımız bizi seyrediyor ve örnek almaya çalışıyorlar. Kötü örnek olmamamız gerekir. Genel görüşme talebi kabul edilmiş üzerinden 48 saat geçtikten sonra TBMM'de, tekrar görüşmenin yapılması Ancak Perşembe günü çok vakte geleceği için grubumuz bu görüşmenin Cuma günü yapılması için Danışma Kurulu'na öneri götürecektir. Umarım ki, demokratik açılımı yine kendi milletimizin ve kendi ülkemizin menfaatinin gerektirdiği bir üslupla müzakere ederiz ve bundan da insanımız kazançlı çıkar.
DİĞER