'Terörden silah tüccarları kazandı'

Başbakan Tayyip Erdoğan, Şeb-i Arus törenlerine katılmak için geldiği Konya'dan demokratik açılım çalışmalarına karşı çıkanlara Mevlana'nın sözleriyle seslendi. "Dertler insana yol gösterir. Biz bu milletin dertleriyle dertliyiz" diyen Erdoğan, "30 yıldır bu ülkede devam eden terörden kim kazandı?" diye sorarak, "Mayın satan kazandı, uyuşturucu pazarlayan kazandı. Gençlerin kanıyla beslenenler kazandı, şehitleri, dağa çıkanları istismar edenler kazandı" yanıtı verdi. Erdoğan, dün Konya Kültür Park'ta düzenlenen, çeşitli tesislerin toplu açılışı ve 2 bin 282 TOKİ konutunun anahtar teslim töreninde şu mesajları verdi:
Soruyorum: 30 yıldır devam eden terörden kim kazandı? Türk mü kazandı, Kürt mü, Alevi mi, Sünni mi, kim kazandı? Doğu mu, Batı mı, kim kazandı? Silah satan, mayın satan, uyuşturucu pazarlayan kazandı. Gençlerin kanıyla beslenenler, şehitleri, dağa çıkanları istismar edenler kazandı. Ben kaybettim, gençler, gençlerin anneleri, babaları, eşleri, masum yavruları kaybetti. Ülke, millet kaybetti.

ADRES: chp.org.tr
'CHP'nin böyle bir raporu yok' diyorlar. 'Acaba yanlış mı yaptık' diye merak ettim, arkadaşlara dedim ki, 'Şu CHP'nin web sitesini bir açın'. Web sitesini açtık, raporlar orada duruyor. Kendi partisinin web adresini bilmiyorsa ben şimdi Konya'dan hatırlatıyorum: chp.org.tr. Baykal, sen neyi inkar ediyorsun? Kendini neden inkar ediyorsun?
Elbette terörle mücadele edeceğiz. Ama gelinen noktada terörle mücadelenin sadece güvenlik tedbirleriyle başarıya ulaşmayacağı ortaya çıkmıştır.
CHP, MHP kenara çekilmekle kalmadı, yapanı taşlamak, süreci baltalamak, zihinleri bulandırmak, topluma, ülkeye karamsarlık yaymak için de ellerinden geleni yaptılar, yapmaya devam ediyor.
Açılım durdu diyenler, bu hükümetin bu milletin kararlılığını görmek istemiyorlar.

MEDYAYI ELEŞTİRDİ
Başbakan terör olaylarının basında yer alması ile ilgili de ağır eleştirilerde bulundu. Erdoğan basına şöyle çattı: "Bu kirli tezgâhın içinde bilerek ya da bilmeyerek bazı medya kuruluşları da var. Ülkede bir kaos, sanki bir çatışma, böyle bir ortam varmış gibi her gün bazı lokal olayları evire çevire tekrar tekrar yaymak suretiyle, Türkiye'nin her yerini adeta bir kan gölü almış götürüyor gibi gösteriyorlar. Bunun basın özgürlüğüyle alakası yok. Basın özgürlüğü demek, ülkesinin geleceğini karartmaya yardımcı olmak demek değildir. Bilerek ya da bilmeyerek medya bu kirli tezgahın değirmenine lütfen su taşımasın."