'Eşimin gözyaşına mahkûm kaldık'

Başbakan Tayyip Erdoğan, bir süre önce gündeme getirdiği eşi Emine Erdoğan'ın ünlü tiyatrocu Nejat Uygur'u Gülhane Askeri Tıp Akademesi'nde (GATA) ziyaret edememe olayına ilişkin yeni açıklamalarda bulundu. Olayı, "Eşimin gözyaşlarına mahkum kaldık" sözleriyle yorumlayan Erdoğan, "Söyleyecek daha çok şey var. Ama ülkemde gerilim istemiyorum. Bu konuda yaşadığım başka şeyler de var. Bunları belki siyasetten çekilince gündeme getireceğiz. Ama şimdi ülkem bunları kaldıramaz" dedi. Uluslararası Stratejik Araştırma Kurumu'nda (USAK) "Değişen Dengeler ve Türkiye'nin Artan Önemi" konulu konferansta konuşan Erdoğan, Meclis'teki kavga, demokratik açılım, darbeler ve eşi Emine Erdoğan'ın GATA'ya gidememesine ilişkin ayrıntıları paylaştı. Erdoğan'ın konuşmasından öne çıkan başlıklar şöyle:
GERİLİM İSTEMİYORUM
Ben yaşadığım bir olayı anlattım, eşimin yaşadığı bir olayı anlattım. Üç senedir eşim de ben de bunu gündeme getirmedik. Gereken yerlere söylemediniz mi, söyledim. Söyleyecek daha çok şeyler var. Ama ülkemde gerilim istemiyorum. Bu konuda yaşadığım başka şeyler de var. Bunları belki siyasetten çekilince kaleme alarak gündeme getireceğiz. Ama ülkem şimdi bunları kaldıramaz. Onun için bazı şeyleri söylemek zaman içinde oluyor. Ama bunun zamanı gelmişti.
Bu olayın akılla, izanla, kurumsal yaklaşımla izahı olabilir mi? Bunu neyle izah edeceksiniz? Hangi özgürlük çerçevesinde bunu bir tanıma oturtacaksınız. Bunun demokrasiyle, laiklikle, hukuk devletiyle uzaktan yakından bir alakası olabilir mi? Bir hastanede Başbakan'ın eşini engellemeye kalkıyorsunuz. Bu işin üzerine gidemez miydik? Gidebilirdik. Ama orada sadece eşimin gözyaşlarına mahkum olarak kaldık.
Türkiye gibi bir ülke için asıl tehlike içe kapanmaktır. Sanal senaryolar ve komşuları düşman yerine koyma anlayışı da Soğuk Savaş'la sona ermiştir. Ülkeler ve kurumlar kendilerini yeniden tanımlamak, çağdaş dünyaya ayak uydurmak zorundadır. Bilginin hızla yayıldığı bir dünyada korku salarak kimsenin başarı elde etme şansı kalmamıştır.
Her ülkede değişime direnen gelişmelere kaygıya yaklaşan kesimler olabilir. Türkiye'nin yaşadığı dönüşüme de direnç çıkabiliyor. Bunu normal karşılıyorum. Önemli olan çetelerin mafyanın serbestçe, özgürce tartışılıyor olmasıdır. Bu tür yapılanmaların ileride ortaya çıkmasını engelleyecek olan asıl süreç budur. Türkiye'de darbeler dönemi kapanmıştır. İleride demokrasiye yönelecek girişimleri engelleyecek olan da bu tartışma zeminidir. Türkiye'de içerde üretilen yapay korkuların dış politikaya da hakim olduğunu, dış tehdidin sanal korkular üzerine inşa edildiğini belirtmek isterim.
('Darbe dönemi bitti' diyorsunuz ama yeni planlar ortaya çıkıyor. Bir de siyasi tansiyon bilinçli olarak mı yükseltiliyor? sorusu üzerine ) Aslında darbe planları noktasındaki şeylerin geçmişi biraz eskiye de dayanıyor. Günübirlik şeyler de değil bunlar. Tabii bunlar darbe planı mıdır, değil midir tartışma konusu olan şeyler. Ama biz bu görüntülere baktığımızda, bu değerlendirmelere baktığımızda bunun izlenimlerini gerçekten alıyoruz. Konuyla ilgili olarak da zaten yargı süreci devam ediyor. Yargı bunun gerekli değerlendirmelerini yapacaktır. Nihai kararını da verecektir. Temennimiz odur ki böyle bir yanlış yapılmamış olsun. Bir kere artık bazı şeylerin üzerinde durmanın çok çok yanlış olduğu ortada. Dün akşam yaşanan olay (TBMM'de yaşanan olay) bunun farklı bir göstergesi.
Türkiye'de Romanlar da var onların sorunları diğerlerinden fazla. Devletin üst kademesinde kaç tane Roman var. O senin vatandaşın değil mi? Azınlıkların yok sayılması, Kürtlerin yok sayılması Türkiye'ye ne kazandırmıştır? Demokratik açılımda hiç bir zaafı ve yavaşlamayı kabul etmiyoruz. Bedeli ne olursa olsun hız kesmemiz söz konusu olmayacaktır.
Ben imam hatip mezunuyum. Bundan iftihar duyuyorum, gurur duyuyorum. İmam hatip mezunu olarak beni üniversiteye almadılar ve ben gittim ayrıca bir de lise bitirdim. Liseyi bitirdikten sonra üniversiteye girdim. Bu çileleri çeke çeke biz buralara geldik. Bunları da yaşayarak geldik. Bunu da milletimin bilmesini istiyorum. İmam hatip mezunu, liselilerden farklı imtihana girmiyordu, aynı imtihana tabi tutuluyordu. Bunu Batı'da uygulamıyorlar size, Amerika'da uygulamıyorlar size. Benim çocuklarımın hepsi imam hatip mezunudur, hepsi de gittiler Amerika'da okudular. Herhangi bir sıkıntı yaşamadan okudular. Nasıl inanıyorlarsa öyle okudular ve en güçlü üniversitelerinden de mezun oldular, oluyorlar. Demek ki oluyormuş ama ne yazık ki bu sıkıntıları kendi ülkemizde yaşadık. Necip Fazıl'ın ifade ettiği gibi, 'Öz yurdunda garipsin, öz vatanında parya.'
KORUMALARINA YEMEK ISMARLADI
Konuşmasının ardından USAK Başkanı Sedat Laçiner tarafından plaket verilen Başbakan Tayyip Erdoğan, USAK'daki programının ardından Gençlik Caddesi'nde Düveroğlu isimli lokantada öğle yemeği yedi. Lokantada yaklaşık 1 saat kalan Erdoğan'ın yemek tercihinin karışık kebap olduğu öğrenildi. İşyeri sahiplerinin fıstıklı baklava ikram ettiği Erdoğan, korumalarının hesabını da ödeyerek lokantadan ayrıldı. Erdoğan öğleden sonra MGK Genel Sekreteri Serdar Kılıç'la görüştü.