MHK'nin Silivri Klassis Resort Hotel'de düzenlediği Uluslararası Hakem Semineri'nde büyük bir skandal yaşandı. UEFA Asbaşkanı Şenes Erzik, TFF Başkanı Mahmut Özgener, Yönetici Ufuk Özerten ve Genel Sekreter Ahmet Güvener gibi isimlerin yanında Bulgaristan, Romanya, Çek Cumhuriyeti, Azerbaycan ve KKTC federasyonlarına bağlı hakem ve temsilcilerin yanısıra UEFA Hakem eğitimcisi Jorn Larsen'in de bulunduğu seminere Vedat Yüksel ile Bülent Demirlek'in baskın yapmaları şok etkisi yarattı.
KONUŞMA İZNİ VERMEDİLER
Eski FIFA kokartlı hakemler Yüksel ile Demirlek, yanlarında Silivri Birinci Noteri ve avukat da bulundurarak otele geldiler.
Uluslararası futbol dünyasından birçok ismin gözleri önünde görevlilerin engelleme çabalarına rağmen salona giren Demirlek ve Yüksel'in konuşmalarına izin verilmedi. İkili, açılış töreni ve Larsen'i dinledikten sonra, kürsüye yürüdü ve Eğitim Planlama Alt Komisyonu Başkanı Zihni Aksoy'dan konuşma izni istedi. Ancak Aksoy kürsüden "Toplantıya ara verilmiştir" dedi ve başta Oğuz Sarvan olmak üzere yetkililer salonu terketmeye başladılar. Bu sırada Demirlek salondaki hakemlere dönerek
"Arkadaşlar; 16 yıllık hakemim. Hep şerefimle hakemlik yapmaya çalıştım. Burada bize 1 dakika bile söz hakkı verilmiyor. Seminere gerekçe gösterilmeden davet edilmedik. Biz mağduruz. Bizi töhmet altında bırakıyorlar. Ne yaptıysak açıklasınlar. Çocuklarımıza, öğrencilerimize, topluma karşı bizi zor durumda bırakıyorlar" diyerek isyan etti. Yüksel ise,
"Sayın Sarvan; neden açıklama yapmıyorsunuz?" diyerek MHK Başkanı'nın arkasından bağırdı. Yüksel,
"Kul hakkından bahsediyor. Bizim hakkımız yenilmiyor mu? Seminere çağırılmıyorum, müsabaka verilmiyor. Muhatap bulamıyoruz. Herkes sırtını dündü. Suçluysak açıklasınlar" dedi. MHK, geçen sezon bu iki hakeme gerekçesiz görev vermemiş, Demirlek'e UEFA'dan verilen görev de MHK'nın talebiyle geri alınmıştı. Geçen hafta da Yüksel hakem seminerine davetli olmamasına karşın gitmiş, rezervasyonu olmadığını görüp Sarvan ile görüşemeyerek geri çevrilmişti.
TFF İLE HAKEM DERNEĞİ ARASINDA KAVGA BÜYÜYOR
Silivri'deki seminere davetli olmadıkları halde katılan ikiliden Demirlek halen TFFHGD Başkanı, Yüksel ise başkan yardımcısı görevinde bulunuyor. Dernekle TFF arasındaki gerginlik de tırmanıyor. TFFHGD, TFF destekli üyelerin seçimi kazandığı İstanbul Şubesi hakkında iki konuda Üsküdar Cumhuriyet Başsavcılığı'na başvuruda bulunmuştu. Bunların ilkinde Beyoğlu'ndaki bir taşınmazın EPAK Üyesi ve İstanbul İl Hakem Kurulu Başkanı Ahmet Erdoğan tarafından Uğur Bekdemir'e yetkisiz kiralandığı belirtilerek dava açılması talep edilmişti. Diğer başvuru ise görev ve yetkilerini müteşebbis heyete devretmeyen İstanbul Şubesi yönetiminin tasarruf yetkisinin durdurulması amacıyla tedbir kararı alınması için yapılmıştı. TFFHGD'den federasyon ve MHK'ya yönelik bir büyük eleştiri de Rize İl Hakem Kurulu Başkanı Zeki Çavuşoğlu hakkında geldi. 1996-97 sezonunda Birinci Lig yardımcı hakemi olan Çavuşoğlu'nun 29 Temmuz 1997'de PFDK tarafından
"Spor ahlakı ve centilmenliğe ağır biçimde aykırı davranış" nedeniyle 1 yıl hak mahrumiyeti cezası aldığı ve Tahkim'e gitmemesi sonucu cezasının kesinleştiği bildirildi. Dernek yetkilileri, Çavuşoğlu'nun cezasına karşın İl Hakem Kurulu Başkanı olarak görev yapabildiği bir ortamda TFFHGD yöneticisi olan hakemlere maç verilmemesinin açıklanamayacağını öne sürdü.
SİCİLİ 'TEMİZ' ÇIKTI
MHK ile Vedat Yüksel arasında yaşanan 'adli sicil' tartışmasında yeni bir boyut ortaya çıktı. MHK Başkan Yardımcısı Yüksel Okçuoğlu'nun, görev verilmeyen ve geçen hafta Silivri'deki hakem seminerine davetli olmamasına karşın gelen Yüksel hakkındaki 22 Temmuz günü yaptığı "5.5 aylık hapis cezası var. Düdük mü vereceğiz böyle bir hakemin eline?" açıklamasının ardından Yüksel, "Dernekler kanununa muhalefetten yargılandık. Ama ceza almadık. Bu dava sürerken aynı MHK bana maç verdi" demişti. Vedat Yüksel, Okçuoğlu'nun açıklaması hakkında da adli sicilinin temiz olduğunu göstermek için İçel Cumhuriyet Savcılığı'na başvurdu. 28 Temmuz'daki başvuru üzerine sorgulamada Vedat Yüksel'in adli sicil kaydı ve adli sicil arşiv kaydı bulunmadığı resmi yazıya döküldü.