Beşiktaş, Ankara 19 Mayıs Stadı'nda müthiş taraftar desteğine rağmen G.Birliği ile berabere kalarak 3. maçında 4. puanını kaybetti. Son şampiyon Kara Kartal, başkent ekibine karşı gösterdiği performans yazarlar tarafından eleştirildi.
ALİ GÜLTİKEN: Bir puana sevinmek (SABAH)
Dünkü maçta 'Beşiktaş bunu ne kadar yaptı veya yapabildi mi?' diye baktığımızda çok olumlu şeyler söyleyemiyoruz. Özellikle Gençlerbirliği takımının maçın ilk dakikasından bitimize kadar tüm maç süresi içerisinde her topa hakim olduğunda garanti ve basit oynaması, topu kendinde tutmaya çalışması dönem dönem Beşiktaş'ın bıraktığı alanlara çabuk çıkma düşüncesi hepsi başarılı oldu.
İkinci yarı Tello'nun oyun kurma görevini devralmasıyla ön taraftaki oyuncuların çok etkili ve hareketli olamamaları rakip defansın markajı altında kalmaları da Beşiktaş'ın etkisizliğini devam ettirdi. Beşiktaş kazanamadığına elbette üzülmeli ama bunu düşünürken verdiği bu kadar çok gol pozisyonuyla da aldığı 1 puana sevinebilir.
ÖMER ÜRÜNDÜL: Beşiktaş biri kurtardı (SABAH)
Beşiktaş, hatalı takım tertibi ve ikinci yarıdaki yanlış değişikliklerle kaybetmesi gereken Ankara'daki Gençlerbirliği maçını bir puanla bitirdi.
Ayağa paslarla olumlu kat edilen mesafeler, ileri üçlüdeki yanlış kurgu yüzünden üretkenliğe dönüşmedi. Nihat'ın her zaman söylediğim gibi ileride son adam rolüne kesinlikle uygun olmayışı dün gece de Gençlerbirliği defansını rahatlattı. Holosko da devredışı kaldı.
Hakem Koray Gençerler alışılmış biçimde, kendine güvenli ve sakindi. Genelde yönetimi iyiydi. Ama iki tane büyük hatası var. Biri Holosko'ya göstermediği net sarı kart. İkincisi de Sivok'un Burhan'a orta alanda yaptığı harekete faulü çalmamasıydı. Böylece Sivok da ikinci sarı kartla ihraçtan kurtulmuş oldu.
TURGAY DEMİR:Sancılı değişim (FOTOMAÇ)
Rüştü, Toraman, Ekrem, Bobo, Delgado, Nobre, Gökhan Zan. Geçen sezon şampiyon takımın ideal 11'inde olup da dün gece sahada olmayanlar bunlar... Hakan, Ferrari, Erhan, Uğur, Fink, Nihat... Geçen sezon yedek oturanlar ve yeni gelip de 11'e girenler de bunlar... Bir bölümü zorunlu, bazıları keyfe keder bu değişim çifte kupalı şampiyonun kimyasını bozmuş Hazır olmayan Nihat, çok top kaybeden Uğur, etkili ortalar yapamayan Erhan ve kontrolsüz Ferrari başlıca arızalar...
Beşiktaş'ta Tello dışında becerikli krampon olmayınca golü bulması tesadüflere kaldı... Yazık... Beşiktaş üç kuruşluk futbol oynamadı, kazanmayı hak etmedi.. Gençlerbirliği ise ikinci yarıda hem kazanma azmini korudu, hem de iki net pozisyon buldu.. Beşiktaş bu futbolla yenilmediyse haline şükretmelidir. Üç hafta da 4 puan kayıbın hesabını birileri vermeli diyeceğim ama o hesabı kim soracak ki?
İLKER ATEŞ: Kayıp şampiyon (FOTOMAÇ)
Bu sezonun Beşiktaş'ından bir şey anlamadığım şeklindeki görüşümü yazık ki koruyorum... Hani dün Ankara'da yabancı bir dostuma rastlasam ve "Gel seni çifte kupalı şampiyonun maçına götüreyim" desem herhalde 90 dakika sonunda müthiş mahcup olurdum... Arkadaşım belki bana küfretmezdi ama sanırım tepkisini bir şekilde belli ederdi.
Ben Denizli'nin de gördüklerinden büyük eziyet çektiğinden eminim. Futbolcular eğer bir şeyler oynadıklarını sanıyorlarsa video başına geçip oynanmış üç maçı dikkatlice izlesinler. Görecekler ki ne takım olarak, ne kişisel olarak ortaya koydukları hiçbir şey yok. Şampiyon hâlâ kayıplarda ve bu futbol çifte kupaya hiç yakışmıyor.
İSMAİL ER: Dahiyane hareketler (HÜRRİYET)
Deneme yanılma yöntemi ile takım oluşturulursa, ancak bu kadar kötü olur. Beşiktaş karşılaşmaya üç ön liberolu, santrforsuz, forvetlerle gol arayan bir sistemle başladı. Mustafa hoca herhalde "Hamle yaptı" desinler diye önemli oyuncuları, özellikle de Nobre'yi yanında oturtuyor.
Bu Gençlerbirliği bu sezon hem çok keyif verir, hem de geçen sezonlarda yaşadığı sıkıntıları kesinlikle yaşamaz.
Böyle giderse Allah, önce sevgili başkana, yönetime ve en önemlisi 12'nci adama sabır ve kolaylıklar versin.
MEHMET DEMİRKOL: Kulübede futbol! (MİLLİYET)
Şampiyonun durumunu bir cümleyle özetleyebiliriz: Beşiktaş oyunu kendisi sıkıştırıyor. Ve kendisini bir 10 numaraya mahkûm ediyor.
İşin ilginç tarafı aynı durumun Gençler için de geçerli olmasıydı. İlk yarıda Mustafa Pektemek'in, Burhan'dan aldığı topu şutlayamaması dışında onların da bulabildiği bir pozisyon yok dolayısıyla. Halbuki bu tek pozisyoncuk da soldan gelişmiş bir atağın sonucu. Ama onlar da o kadar edilgen oynadılar ki rakip nerede oynuyorsa oraya mahkum oldular.
Doll takımına gerçekten iyi bir fizik kondisyon vermiş. Ama belli ki böylesine zaafları olan bir şampiyonla karşılaşacağını hiç düşünmemiş. Hiçbir hücum çabası olamadan kör kontrataklarla beraberliğe razı bir oyundu onlarınki de... Sonuç azap gibi bir 90 dakika oldu.