Çarşamba 16.09.2009 00:00
Son Güncelleme: Çarşamba 16.09.2009 13:27

Sadece bir hata!

Siyah-beyazlı ekip, Şampiyonlar Ligi B Grubu ilk maçında İngiliz devi Manchester United'a 1-0 mağlup oldu! Süper Lig'de liderin 9 puan gerisine düşen Kara Kartal, Devler Ligi'ne de kötü bir başlangıç yaptı. Kırmızı Şeytanlar'a galibiyeti getiren golü 77'de Scholes attı.
FOTOĞRAFLAR İÇİN TIKLAYINIZ...
ALİ GÜLTİKEN: Yeniler nerede? (SABAH)

Dün akşamın Beşiktaş adına en güzel yanı seyircisiydi. Sahaya döndüğümüzde bir şeyler yapmaya çalışan, mücadele isteği olan, gol atmak için üstün gayret gösteren ama sonucunda çok da etkili pozisyonlar üretemeyen bir Beşiktaş görüntüsü devam etti. Devam etti diyorum çünkü buna yakın bir maçı 3 gün evvel Galatasaray karşısında da izledik.
Gole kadar Beşiktaş'ın ofansta çok etkili olmamasına oyunu berabere götürebilecek bir mücadeleyi de ortaya koyduğunu söyleyebiliriz. Fakat son sözü söyleyen yine iki takım arasındaki kalite ve yetenekli oyuncu farkı oldu diyebiliriz.
Burada Beşiktaş'ın kendi adına bu puan kaybı ve mağlubiyeti kadar aslında ciddi düşünmesi gereken başka bir konu var. Bu takım için Şampiyonlar Ligi'ne takviye olsun diye anormal bedellerle transfer edilen oyuncuların gerçekte bu takıma hiçbir artısının ve katkısının olmaması. Geçen seneki takımın üzerine konulan hiçbir şey yok. Hatta geriye giden birçok şey olduğunu da söyleyebiliriz.
AHMET ÇAKAR: Sadece bir hata (SABAH)
Koskoca maçın özetlenecek tek bir cümlesi var. Her şey dengede giderken Beşiktaş 1 puanı almışken, bir anlık gaflet her şeyi alıp götürüveriyor. Diğer bir deyimle Manchester United gibi takımlar kötü de oynasalar böylesine maçları angarya bile görseler, rakibin bir anlık zaafını gol olarak değerlendirebiliyorlar.
Koskoca maça bakıyoruz ve Beşiktaş'ı alkışlıyoruz. Çağdaş futbolun bütün gereklerini ellerinden geldiklerince tüm iyi niyetleriyle rakipten fazla koşarak yerine getirmeye çalıştılar. Ne pozisyon verdiler ne de pozisyon buldular. Çok haklı olarak Rooney, Scholes, Nani, Valencia ve ismini sayamayacağımız birçok yıldıza karşı yüksek tedbirli oynamak zorundasınız.
Böylesine iyi mücadele ettiğiniz maçta böylesine markajsız kalan bir oyuncu olabilir mi? Olursa ne olur? Bu oyuncu Scholes olursa tabii ki gol olur. Ve ondan sonra da her şey biter.
İddia ediyorum; bir daha Manchester United'ı hiçbir takım böyle yakalayamaz. Ve yine iddia ediyorum, CSKA da, Wolfsburg da İstanbul'da Manchester United gibi böylesine rölanti oynamayacak. Ama Beşiktaş hep dün geceki gibi istekli ve konsantre oynayıp çok basit goller yemezse grupta bazı şeyleri başarabilir.
TURGAY DEMİR: Fark burada (FOTOMAÇ)
Burası Şampiyonlar Ligi, annemizin ligi değil.. Kafasında tilki dolaşmayan bir hakemin yönettiği bir maçı izlemek ne keyif. İtalyan hakem hata yapsa bile gördüğünü çaldı, eyyam yapmadı. Fazla söze gerek yok.
Duran toptan sonuca gitmek için çok fazla tekrar yapmak gerekir de ondan. Beşiktaş kornerleri laf ola beri gele kullandı. Ne ön direk, ne arka direk taktikleri vardı. Ceza sahasına öylesine ortalandı toplar hasbelkader gol olursa olacaktı. Olmadı..
Rakibi ne kadar güçlü olursa olsun, taşları yerinden oynanmamış, motive olan bir Beşiktaş'ın neler yapabileceğini bu maçla görmüş olduk. Şanssız bir golle de olsa Beşiktaş son derece iyi oynadı. Yazık oldu demek istiyorsanız tam zamanıdır.
HAŞMET BABAOĞLU: Gol ayağı yok (FOTOMAÇ)
Tam en azından bir puandan emin olduğumuz ve Beşiktaş'ı alkışlamaya hazırlandığımız bir sırada skor tabelası değişiverdi. Ne diyorsunuz? Matematik bir dille söyleyelim: Serbest vuruşlar hariç 78. dakikaya kadar Beşiktaş kalesinin önüne hiç kalabalık gelmedi United!
Galatasaray maçında da gördük, siyahbeyazlıların oynadığı futbol neden skor tabelasına yansımıyor? Golü sadece golcüler atmaz elbette. Ama şunu bilelim ki, Beşiktaş'ın gol ayağı yok! Herkes ya asist yapmaya ya da olur olmaz yerden şut atmaya oynuyor.
Şampiyonlar Ligi birkaç gömlek büyük geliyor. Yalnız Tabata'ya değil, Beşiktaş'ın bütün yabancılarına büyük geliyor. Beşiktaş daha başta işi şansa bırakmış, biz üzerine laf tüketiyoruz. United hiçbir şey oynamadan üç puan alıp gitti. Denizli'nin bunda payı yok mu? Var tabii! Sezon başında dönmek istemedi Denizli! Neden? İşte o gerekçeler hâlâ devam ediyorsa, ki ediyor. Bir hoca için boşa kürek çektiğini bilmek çok acıdır! Onu çalışmaktan soğutur.
RECEP TEKİN: Sonuç yakışmadı (FOTOMAÇ)
Muhteşem tribünler, muhteşem bir mücadele izledik dün İnönü Stadı'nda. Keşke sonuç da Kara Kartal için muhteşem olabilseydi. Futbol böyle bir şey işte, hata yapan kaybeder!
Manchester, Scholes'un kafa golüyle bu hatayı affetmedi. Sonrasında siyah-beyazlılar bastırdı ama nafile. O bildik sıkıntı; son vuruşlardaki yetersizlik ve telaşla gelen pas hataları dakikaları Kartal'ın aleyhine yiyip bitirdi. Bu mücadeleye, bu futbola, bu tribünlere sonuç hiç de yakışmadı. Ancak daha yolun başındayız. Biten bir şey yok.
ERMAN TOROĞLU: Fark var (HÜRRİYET)
Manchester United sahaya mükemmel yayılıyor. İleriye doğru 10 metre koşuyorlar, öne veya yana depar atıyorlar, 6-7 futbolcuları boşa çıkıyor. Topu kaptırdıklarında geriye ve yana 5-6 metre depar atıyorlar. Bu sefer de rakip için bütün alanlar kapatılıyor. Diyeceksiniz ki, "Bu kadar kolay mı?" Değil tabii ki. Çok çalışma isteyen, dikkat isteyen, özveri isteyen, futbol tekniği isteyen, oyun anlayışı isteyen bir olay bu. Adamlar sanki son iki yılın arabası gibi. Bizim Beşiktaş ise eski model. İtiyorsun, itiyorsun gitmiyor. Giderse gelmiyor, gelirse gidemiyor.
Düdükleri yanlış da çalsa, doğru da çalsa İtalyan hakem tarz ve hareketleriyle ödün vermedi. Kendisini tribüne şikayet eden İbrahim Kaş'a da ne yaptığını hep beraber gördük. Hakemlik tavırdır, kişiliktir, şahsiyettir. İnşallah bizimkiler de bu kavramları öğrenecekler.
RIDVAN DİLMEN: Gol atan galip geldi (MİLLİYET)
Beşiktaş'ın orta sahası Galatasaray maçının aynısıydı. Savunmadaki tek fark İsmail'in yerine İbrahim Üzülmez vardı. Öndeki üçlü ise Serdar Özkan hariç farklıydı. Nobre santrfor, solda Serdar Özkan, sağda Holosko.
Rakip Manchester United da hemen hemen beklenen kadro ile çıktı. Dörtlü savunmanın önünde üçlü; Scholes, Carrick ve Anderson. Onların önünde sağda Valencia, solda Nani ve forvette Rooney. Her şeyi iki takım için de aynıydı. Oyuncuların pozisyon almaları dahil. Ama arada tek bir fark bulunuyordu, o da iki takımın önde oynayan açıklarının kalite farkı. Nani ve Valencia müthiş oynadılar.
İbrahim Kaş ve İbrahim Üzülmez maksimum derecede performans gösterdi. Ancak karşılarındaki oyuncular çok etkiliydi. Bir de çok yalnız yakalandılar. Beşiktaş coşkulu taraftarının önünde maalesef kötü başladı. Bu turnuvada her puanın önemi var. İyi mücadelenin karşılığında bir puan alabilirlerdi ama olmadı.

X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.