Pazar 22.11.2009
Kırılma anı Emre'nin sakatlığı
Fenerbahçe son dört lig maçında sadece Galatasaray'ı yendi; 8 puan kaybetti. Bu düşüşün sebebi nedir?
Öncelikle ligde her şey iyi giderken bir takımda rehavet havası oluşmamalı. Tabi sakatlıklar ve önemli oyuncuların olmaması da mühim. Bu günle ilgili olarak Fenerbahçe'nin Beşiktaş'a göre daha az motivasyonla hazırlandığını gördük. Taktik detaylar da var tabi. Alex'in Fink'in markajında kalması da önemli bir etken. Oyuncu seçimlerinde de tartışmalar olabilir. Her şeyden önemlisi Beşiktaş'ın bu maça hem psikolojik hem de taktiksel olarak en iyi şekilde hazırlanmış olması maçın bu şekilde bitmesinin en önemli nedeniydi.
Maçın kader anı Emre'nin sakatlanması diyebilir miyiz?
Beşiktaş taraftarıyla birlikte müthiş hazırlanmış olsa da maç bir şekilde dengede gidiyor gibiydi. Emre'nin sakatlanması ve Fink'in attığı gol sonrası dengeler değişti. Evet, kırılma anı Emre'nin sakatlanmasıydı.
DAUM GOLDEN SONRA TAKTİĞİ DEĞİŞTİRMEDİ
Emre çıkarken Daum'un Vederson'u sahaya sürüp Santos'u göbeğe çekmesi doğru muydu? Daha önce Emre cezalıyken bu görevi başarıyla yapan Topuz sahadaydı mesela!
Ondan ziyade insan şunu düşünüyor. Gol yedikten sonra Daum aynı oyun düzenini sürdürmeye devam etti. Ama o değişikliği mi yapması gerekirdi yoksa çift forvete geçmesi mi gerekirdi bunlar tartışılacak konular tabii ki.
Daum, tek forvette Galatasaray maçında iyi ama Kayseri'de kötü görünen Kazım'da ısrar etti. Semih iyileşmişken bu tercihi haklı mıydı?
Her maçın atmosferi farklı. Beşiktaş gibi ligdeki durumu kritik olan ve mutlak kazanması gereken bir rakip varken Galatasaray maçına çıkar gibi bir düşünceden ziyade farklı bir yaklaşım yapılabilirdi. Böylesi önemli ve topa hakim olmak gereken maçlarda Semih her zaman birinci tercihtir. Dolayısıyla Alex'in sıkı markaj altında olduğu bir maçta Semih her zaman öne çıkabilecek bir oyuncu.
Sağlam, dinç bir Lugano ikinci golde Bobo'yu döndürür müydü?
Yorgunluktan ziyade orada bence Bobo'nun yeteneğini öne çıkarmak gerekir. Gelen pasa tekte rakibinin yanından dönerek vurması ve gol yapması nedeniyle Bobo'yu tebrik etmek gerekir. Orada yorgun olmayan dinç bir Lugano ya da Bilica da olsa bence Bobo golü yapardı.
Öncelikle ligde her şey iyi giderken bir takımda rehavet havası oluşmamalı. Tabi sakatlıklar ve önemli oyuncuların olmaması da mühim. Bu günle ilgili olarak Fenerbahçe'nin Beşiktaş'a göre daha az motivasyonla hazırlandığını gördük. Taktik detaylar da var tabi. Alex'in Fink'in markajında kalması da önemli bir etken. Oyuncu seçimlerinde de tartışmalar olabilir. Her şeyden önemlisi Beşiktaş'ın bu maça hem psikolojik hem de taktiksel olarak en iyi şekilde hazırlanmış olması maçın bu şekilde bitmesinin en önemli nedeniydi.
Maçın kader anı Emre'nin sakatlanması diyebilir miyiz?
Beşiktaş taraftarıyla birlikte müthiş hazırlanmış olsa da maç bir şekilde dengede gidiyor gibiydi. Emre'nin sakatlanması ve Fink'in attığı gol sonrası dengeler değişti. Evet, kırılma anı Emre'nin sakatlanmasıydı.
DAUM GOLDEN SONRA TAKTİĞİ DEĞİŞTİRMEDİ
Emre çıkarken Daum'un Vederson'u sahaya sürüp Santos'u göbeğe çekmesi doğru muydu? Daha önce Emre cezalıyken bu görevi başarıyla yapan Topuz sahadaydı mesela!
Ondan ziyade insan şunu düşünüyor. Gol yedikten sonra Daum aynı oyun düzenini sürdürmeye devam etti. Ama o değişikliği mi yapması gerekirdi yoksa çift forvete geçmesi mi gerekirdi bunlar tartışılacak konular tabii ki.
Daum, tek forvette Galatasaray maçında iyi ama Kayseri'de kötü görünen Kazım'da ısrar etti. Semih iyileşmişken bu tercihi haklı mıydı?
Her maçın atmosferi farklı. Beşiktaş gibi ligdeki durumu kritik olan ve mutlak kazanması gereken bir rakip varken Galatasaray maçına çıkar gibi bir düşünceden ziyade farklı bir yaklaşım yapılabilirdi. Böylesi önemli ve topa hakim olmak gereken maçlarda Semih her zaman birinci tercihtir. Dolayısıyla Alex'in sıkı markaj altında olduğu bir maçta Semih her zaman öne çıkabilecek bir oyuncu.
Sağlam, dinç bir Lugano ikinci golde Bobo'yu döndürür müydü?
Yorgunluktan ziyade orada bence Bobo'nun yeteneğini öne çıkarmak gerekir. Gelen pasa tekte rakibinin yanından dönerek vurması ve gol yapması nedeniyle Bobo'yu tebrik etmek gerekir. Orada yorgun olmayan dinç bir Lugano ya da Bilica da olsa bence Bobo golü yapardı.
DİĞER