İhaleden sonra 'Artık biz de futbolun içinde bir aktörüz. Önemli rollere soyunacağız'
ifadeniz dikkat çekti. Acaba bu ifade yurtdışındaki Canal Plus-Paris Saint Germain (Fransa) veya Mediaset (Milan) gibi kulüp sahipliğini içeriyor mu? Türkiye'de medya yöneticiliğiyle kulüp yöneticiliğini birlikte götürme gibi örnekleri grubunuzdan da görecek miyiz? "Faal olmaktan kastımız kesinlikle ön planda olmak değil. Paralar çok büyüdü. Daha önce sadece futbol ekibimizin baktığı bir konuyu artık yöneticiler olarak tamamen endüstriyel gözle ele almak zorunda olduğumuzu hissettik. Faal olmamızın tek anlamı bu. Kulüpler, Kulüpler Birliği çatısı altında gayet güzel birbirleriyle anlaşarak tek ses olma yolunda büyük yol kat etti. Federasyon halkın aklındaki birçok şaibeyi ortadan kaldıracak doğru adımlar attı. İkisi de ihale sürecinde birlikte hareket etti. Hem federasyonla hem Kulüpler Birliği ile konuştuk. Aynı yaklaşımları gördük ikisinden de. Böyle bir konsensus ortamı varken katiyetle bir adım öne çıkma düşüncemiz yok. Kulüp ve federasyon yönetimlerine müdahale etmeyi kesinlikle düşünmüyoruz."
BU YÜKSEL BEDEL HAYIRLI OLACAK
İhale öncesinde genel kanı Digiturk ve Telekom'un ortak girip, Digiturk'ün A paketindeki IP yayın hakkını Telekom'a devredeceği yönündeydi. Ama sonra rakip oldunuz. O süreçte neler oldu? Bu iki rakip bundan sonra birlikte hareket edebilecek mi; yoksa Digiturk Telekom'a kapıları kapattı mı? "İhale öncesi muhammen bedelin yüksek olması nedeniyle hem TFF hem de kulüpler Birliği muhtemel alıcılarla görüştü. Taraflar birbirlerine büyük bir samimiyetle ne kadar verebileceklerini gösterdi, konuştu. Ortaya çıktı ki, arzu edilen bedellere ulaşılması zor; her firma kendi güçlü olduğu alanda desteğini ortaya koyarsa bu rakamlara ulaşılabilir. O toplantılarda bugün dile getirilen, böyle bir rakamın ortaya çıkması Türk futbolunda birçok şeyin düzeltileceği sürecin başlangıcı olur düşüncesi de telaffuz edildi. Hem ihale öncesi hem bugün geldiğimiz noktadaki konsensüs çok hoşumuza gitti. Bunu 9-10 yıldır görmedik. Son 1-2 gün içinde değişiklik oldu. Türk Telekom kendisi girmeye karar verdi. Bu da doğal. Ondan sonra da rakam bayağı yükseldi. Her işte bir hayır vardır, belki bu ekstra paraların düzelme sürecine büyük katkısı olacak. 9 yıldır futbol yayını yapan bir kuruluş, olaya sadece ticari bakamıyor. Kendisini ailenin parçası olarak hissediyor. Nasıl ihaleden önce birlikteysek ihaleden sonra da öyle olacak. Her zaman Türk Telekom ile, TRT ile, herkesle futbol adına işbirliğine hazırız."
TELEKOM'UN BAŞARMASI ZORDU
İhale 300, 310 milyon doları aştığında Digiturk çekilse, Telekom alsa, Digiturk'ünki gibi bir altyapının hazırlanması, o müşteri portföyünün yakalanması ciddi bir maliyet ve süreç gerektirdiğinden belki de bir yıl sonra bu tarihlerde Telekom 'Yapamıyorum'
diyerek çekilmiş olacak ve yeni ihale yapılacaktı. Digiturk de o zaman belki de düşük bir bedelle ihaleyi alacaktı. Digiturk ekibi, ihale sürecinde böyle bir senaryoyu aklından geçirdi mi? "Bu işe o kadar gönülden girmiştik ki, şu anda oluşan tablo en doğrusu. Digiturk'ün beş senenin sonunda bu bedelleri çıkartıyor duruma gelmesi Türk Telekom'a nazaran daha muhtemel. Çünkü Türk Telekom bunun üzerine 400-500 milyon dolarlık yatırım yapacaktı. Bizim 9 yıllık tecrübemizi onlar beş yılda daha yeni kazanmaya çalışacaktı. Onların başarma ihtimali daha azdı. Beş sene sonra moral bozukluğu olacaktı. Belki de bu çıkmış olan değer aynen dediğiniz gibi gerisin geri düşerdi. Örnekleri Avrupa'da, Türkiye'de var. Futbol için en doğru sonuç oldu. Kimsenin kimseye kırgınlığı, kızgınlığı yok. Türk Telekom ile hala beraber çalışmak isteriz."
