Salı 20.04.2010
Son Güncelleme: Salı 20.04.2010

Mide bulandırmayın

Ahmet Çakar TFF'ye yol gösterdi: Maçların farklı saatte olması, spekülasyonlar bir yana, taktik değişikliklere bile yol açabilir. Kasımpaşa-F.Bahçe ve G.Saray-Bursa aynı saatte başlamalıdır

Pazar günü çok kritik iki maç var. Kasımpaşa-Fenerbahçe ve Galatasaray-Bursaspor... Federasyon, bu maçların saatlerini açıkladığında trajikomik duygular içine girdim. "Bir federasyon böylesine bir hatayı nasıl yapabilir?" diye. Neden mi? Cevabı çok açık. Diyelim ki; 15:00'te başlayacak maçı Fenerbahçe kazandı. Bu durumda, Ertuğrul Sağlam oyun taktiğini tamamen kazanmak üzerine kuracak. Çünkü Sağlam bilecek ki, beraberlikte bile liderliği kaybedecekler. Diğer bir alternatif de şöyle: Fenerbahçe'nin Kasımpaşa'yı yenemediğini düşündüğümüzde Bursaspor için bir puan bile çok önemli bir avantaj getirecek. Oyun taktiği, kadro ona göre belirlenecek. İşin bir boyutu daha var. Yine diyelim ki; gündüz oynanan maçta Fenerbahçe Kasımpaşa'yı yendi. Ve gece oynanan maçta da bir Galatasaraylı'nın korkunç hatasıyla Bursa kazandı. Tıpkı; Fenerbahçe maçında Leo Franco'nun yediği gol gibi. Türk futbolunda nelerin patlayacağını düşünebiliyor musunuz? O hatayı yapan futbolcunun ne tür ithamlar altında kalacağını kestirebiliyor musunuz? Ne diyecekler? "Galatasaraylı bu hatayı yaptı, Galatasaray kaybetti. Amaç ise Fenerbahçe'yi şampiyon yapmamak." Eğer bir federasyon bu riskleri öngöremiyorsa, iki maçın aynı saatte başlatılması kararını veremiyorsa, bundan daha büyük bir yanlış olamaz. İki maçın da başlama saati derhal eşitlenmelidir. Bu işin naklen yayın ya da yayıncı kuruluşun menfaatleriyle alakası olmamalıdır. Mevzubahis Türk futbolunun selametiyse gerisi teferruattır.
REHAVET HATALARI GETİRDİ
Türk futbolu, rahmetli Hasan Doğan'ın başkanlığı ile müthiş bir güven ortamına girmişti. Doğan'ın vefatından sonra göreve gelen Özgener'e de kamuoyunun güveni tamdı. Hakemler hata yapıyordu, ama herkes "Masum hakem hatalarıdır. Olabilir" diyordu. Kimsenin gözünün yaşına bakmadan cezalar verdiklerinde yine futbol kamuoyu "Helal olsun! Herkese eşit mesafede duruyorlar" diyordu. Bu arada naklen yayın ihalesi gerçekleşti. Futbolumuz rekor bir rakamı gördü. Bunların hepsi futbol federasyonumuzun güvenilirliğini olumlu yönde etkilerken, Milli Takım'ın başına da Hiddink gibi bir markayı getirmeyi başardılar. Federasyonumuz okyanusu dev kulaçlarla yüzerek geçiyordu. İstenilen güven ortamı sağlanmış ve futbolun marka değeri günden güne artışa geçmişti. Bu zafer sarhoşluğu federasyona hata üstüne hata yaptırdı. Önce Özgener-Yıldırım kavgası, ardından Özgener'in voleybol finalini izlemeye gitmesi spekülasyonları arttırdı. Federasyon bir ilke kararı almıştı. "Hakemlerekarışmayacağız. Her şeyi MHK Başkanı Oğuz Sarvan'a bıraktık" diyorlardı. Ve art arda yanlış tayinlerle hakem hataları futbolu tehdit eder boyuta geldi. Maalesef federasyon önlem almadı. Ve en son önceki günkü derbide takke düştü, kel göründü. Hüseyin Göçek genç, pırıl pırıl, düzgün bir insan. Ama derbide son yıllardaki en skandal yönetimlerden birine imza attı. Göçek, bu kadar kötü olamazdı. Ne idi onu bu kadar kötü yapan? Pek tabii ki, onu oraya tayin edenlerin yaptığı inanılmaz hata. Hüseyin Göçek yaklaşık bir ay önce İstanbul BŞB-Diyarbakır maçında ağır bir travma geçirdi. Devletin valisinden adeta fırça yedi. Onun yaptığı hatayı federasyon belki ilkelerinden taviz vererek gidermeye çalıştı.

'DURUN' DİYEN KİMSE YOK Kİ!
İş sadece bununla mı kaldı? Hayır! Beşiktaş Kulübü maçtan bir hafta önce Hüseyin Göçek ve Yunus Yıldırım'ı derbide istemediklerini açıkladı. Bu da aynı genç hakem Hüseyin Göçek için önemli bir psikolojik baskıdır. İşte sözüm ona MHK Başkanı Oğuz Sarvan bu baskı ve travma analizlerini yapmadan derbiye Göçek'i atadı. Adeta Türk futbolunu ve Türk hakemliğini sabote edercesine yangına körükle gittiler. Ne de olsa onlara "Durun! Siz ne yapıyorsunuz?" diyen bir Allah'ın kulu yok. Federasyon hakem konusunda üç maymunu oynuyor. Vizyon ve analiz yeteneği sıfır Oğuz Sarvan da at koşturmaya çalışıyor. Sonucu gördük. Pazar günü verilen yanlış kırmızı kartlar, verilmeyen kartlar, cezasız kalan Bilica ve nice başka hatalarla tarihe kara bir sayfa olarak geçecek rezil hakem performansı. Bunların sorumlusu da kapasitesi sınırlı Sarvan'a meydanın boş bırakılmasıdır. Meydanı boş bırakan da okyanusu geçip böyle derede boğulan federasyondur.
ÇAKAR DERBİNİN POZİSYONLARINI KARE KARE YORUMLADI TIKLAYIN

X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.