Slovenya maçıyla beraber
madalyaya, rüyalara, basketbolun muhtemel yükselişine bir adım daha yaklaşacağız.
Favori gözüktüğümüz eşleşmede bir kez daha hedefe ulaşarak... Önce Slovenya'da basketbolun ne kadar önemli olduğunu paylaşalım sizlerle. Coğrafya kitaplarında
Slovenya 2 milyonluk bir nüfusuyla çıkar karşımıza. Neredeyse bizim
Ankara'nın yarısı. Ama sokağa çıkıp detay basketbolu konuşmak istersen ülkede
on binlerce koça rastlarsın. Taksi şoföründen, restauranlardaki servis elemanlarına kadar...
Basketbol bilgisi ve kültürü bu kadar derine yayılmış bir ülkenin oyuncuları da doğal olarak çok akıllı ve kazanma gururuyla dolu olacaklar. Bu geceki rakibimizi özetleyelim:
Lakoviç, Dragiç ve bu turnuva öncesi kampında takımı bırakan ağabeyinden aldığı feyzle küçük kardeş
Udrih; oyunu ve oyundaki
her topun özellikle bu maçta altın değerinde olduğunu bilerek oynayacak bir oyun kurucu ekibi.
Nachbar, Sani Beciroviç gibi değerli şutörler.
Pota altı üretimine değer katacak
Vidmar, Brezec,
Slokar ve
Kerem Gönlüm gibi ekstra enerji katan
Zupan. Bu şampiyonada oyun temposunu kontrol ile yükseltebilenler çok büyük bir avantaj sağlıyor. Oyun kurucularımız
Kerem Tunçeri ve
Ender'e
Ömer ve
Sinan da artı bir değer ile katılınca biz topu karşıya hem çabuk hem de etkin götürüyoruz. Geriden gelen trailer'ler (takip ediciler)
Hido,
Ersan,
Kerem Gönlüm, hatta uzunlarımız o topun dönüşüne hatasız yardımcı oluyorlar. Günün bu en doğru basketbolunu çözümleyebildiğimiz için bugün namağlup devam ediyoruz. Maçın en kritik noktası burada.
Topa tüm takım halinde sürat, ivme verip çember altı üretimini de katarak 80 sayılara ulaşan bir Türkiye; karşısında da o çabukluğu ve sürati sadece oyun kurucularının becerisiyle uygulayabilen bir Slovenya. Harika uyguladığımız bu özelliğimizi devam ettirebileceğimiz için kocaman bir adım öne çıkacağız. Sloven koç
Mehmet Beciroviç, oyun tercübesi, yönetimi ve maçtaki yaratıcılık değerleri olarak
Tanjeviç'e olsa olsa iyi bir asistan olabilir. Maçın masa hesabı uygulamalarında da önde olacağız. Bize sıkıntı yaratabilecek faktör olarak, geriye bu maçı asla bırakmayacaklarını bildiğimiz Slovenler'in günlük ekstra performansları kalıyor. Dışarı çözülerek şutlarıyla oynamayı seven
Slokar'a çabuk ayaklı Kerem Gönlüm, Semih gibi oyuncularla açık şut pozisyonu vermeyeceğimizi düşünürsek sayfanın neresinden bakarsak bakalım galibiyetin her taraftan bize gülümsediği ortada. Bunlara koskocaman
"2010 Dünya Şampiyonası Made in Ankara+İstanbul" seyircinin yaratacağı ev artısını ekleyince belki daha önceki Rusya, Fransa, Yunanistan gibi çabuk kolay teslim olacak bir takım bulamasak da karşımızda,
eninde sonunda zafere adımızı yazdıracağız.
EN SICAK SORU:
Bu şampiyonada çok etkin kullandığımız zone savunma dışarıdan iyi atan Slovenler'e karşı ne kadar başarılı olur
Slovenler dışarıdan atmanın da ötesinde oyunun çok değerli parametresi olan pas yapmayı bildikleri için Fransa, Porto Riko ve Yunanlılar gibi bu savunmaya acz içinde hücum etmeyecekler. Yine de Tanjeviç bu kadar başarılı olan bir defansı mutlaka deneyecektir. İki-üç açık şut yemeden zone savunmadan korkup geri çekilmek için hiçbir neden yok.
MAÇIN FORMÜLÜ: Sayılardaki 13 sayılık artımız savunma direnci ve başarımızdan. İstatistiklerde serbest atışlar dışında öndeyiz. Özellikle uzun oyunculara asla averajının üstünü vermemeliyiz. Slovenler'in Lakoviç, Dragiç ve Nachbar gibi sadece üç atıcısıyla kazanması neredeyse imkansız. Bu gece uzunlarımızın maç öncesi net üstünlüğü sahaya yansıdıkça maçın üstünlüğü de hep bizde kalacak.
TÜRKİYE DAHA AĞIR BASIYOR
- ERMAN KUNTER -
Türkiye % 60 önde
Fransa karşılaşmasına göre çok daha zor olacak. Fransızlar baskıya karşı iyi oynamıyorlardı. Ama Slovenler Lakovic, Dragic ile onlar kadar kötü hücum etmezler. Bizim mutlaka sert oynamamız lazım. Slovenler'in yumuşak olmasından dolayı sertlik onları bozacaktır. Fransa'nın yaptığı hataları onlar yapmaz. Bu maç çantada keklik değil. Avustralya gibi bir takımı 30 sayıyla yenebiliyorsa bir takım, bu dikkat edilmesi gereken bir sinyaldir. Ancak ben yine Türkiye'yi %60 oranında önde görüyorum.
- ERGİN ATAMAN -
% 70 kazanırız
Çok sert, tam sahadan baskılı adam adama savunma yapmamız lazım. Özellikle de Lakovic'e tam sahada baskı yapıp onları düzenden çıkartmamız lazım. Hücumda ise onların zayıf yönü pota altı. Oğuz'u daha çok kullanmalıyız. Sırtı dönük oyunu iyi bilen Oğuz'u durdurmakta zorluk çekecekler. Yüzde 70 kazanacağımızı düşünüyorum. Bugüne kadar bizi iyi taşıyan alan savunması çok riskli. Kazandığımız bütün maçlarda rakipler alan savunmasına kötü hücum ettiler. Ancak Slovenler'in buna karşı iyi oynayacaklarını düşünüyorum.
- MURAT ÖZYER -
İbre bizden yana
Slovenya'nın kısa oyuncuları hücumda etkili ama bireysel savunmaları zayıf. Özellikle Lakovic'in bireysel savunması çok zayıf. Bu da bizim açımızdan önemli bir avantaj. Ömer Onan ve Sinan'la takımın beyni olan Lakovic'in takımla ilişkisini kesmeliyiz. 4 numaralarımızın 3 sayı yüzdelerinin yüksek olması şart. Turnuvaya imza atan "alan savunmamızın" etkinliği ve kullanılma süresi de önemli. Maçın karar anlarında Hidayet, Kerem Tunçeri ve Ender'in hücumdaki etkinlikleri de performansımızı belirleyecektir. Bence ibre bizden yana. Yüzde %55 ihtimalle bu maçı biz kanacağız.