Hakan Aksoy'dan bomba açıklamalar

Serdal Adalı, Tayfur Havutçu ve Ahmet Ateş tutuklandıktan sonra "Önce siyah" diyerek kötü gün dostu olduğunu gösteren ve maçlara gitmeme kararı alan Hakan Aksoy, Beşiktaş ve Türk futboluyla ilgili gündem yaratacak değerlendirmelerde bulundu.

- Hakan Aksoy, Serdal Adalı'yı Metris'e ziyarete gittiğinde Adalı neden görüşmek istemedi?
- Metris'te tutuklu bulunan 3 Beşiktaşlı için yönetim gerekli desteği verdi mi?
- Hakan Aksoy, Demirören'e kırgın mı?
- Carvalhal'i başarılı buluyor mu?
- Aksoy'a göre nasıl bir yönetim sistemi olmalı?
İşte Türk futbolunda sistemin sil baştan değişmesi gerektiğini savunan ve uygulanması gereken yeni sistemi detaylarıyla anlatan Hakan Aksoy'un, Sabahspor.com'a yaptığı açıklamalar:
"ŞİKENİN VARLIĞI KABUL EDİLMİŞ Kİ YASA İSTENİYOR"

3 Temmuz'dan bu yana Türk futbolunda şike soruşturması başladı. Sizin 3 Temmuz'dan bu yana yaşanan süreçle ilgili olarak genel değerlendirmeniz nedir?

Sporda Şiddet Yasası, Kulüpler Birliği'nin ortak kararıyla çıktı. Sonraki aşamalarda "yeterince incelemedik, etmedik" dendi. Bu kulüplerin isteğinin haricinde çıkan bir yasa değil. Demek ki bütün kulüpler böyle bir şeyin varlığını kabul etmiş ki yasa istiyor. Bu şikayetler zaten dün ortaya çıkan bir şey değil, yıllardır tartıştığımız şeyler. Örnek vermek gerekirse biz bunu defalarca yaşadık. Hatta camiamız o kadar ileriye götürdü ki başarının her şey olmadığını gösterebilmek için şarkılar yazdılar; "Biz seni sevinmek için sevmedik" dediler, "Şerefli ikincilikler bizim onurumuzdur" dediler.
Ben 36 senedir aktif olarak camianın içinde olan biriyim. Her maça giden bir insanım. Orası benim ikinci evim. Son iki dönem dahilinde de teveccüh edildi ve yönetim kurulundayım. Bir Malatya-Beşiktaş maçını mı anlatayım sana… Bunu o günlerde insanlar kabul etmese de o dönem Malatyaspor'da oynayan insanlar televizyonlara kadar çıktılar ve "Evet verildi" dendi. Bir Beşiktaş – Denizli maçı… Son dakikada yediğimiz golle şampiyonluk gitti. Biz 3-4 tane böyle şampiyonluk kaçırdık. Türkiye Cumhuriyeti'nde yaşanan olaylar bunlar.
İki tane felsefe var; Birincisi "Başarı içi her şey mubahtır" diyenlerinki... İkincisi "bu gerçekten bir spordur, her takımın sembolüne kadar bir anlamı, bir davranışı vardır" diyenlerinki... Bizde de meşhur Beşiktaşlılık duruşu dediğim şey var. Biz mütevazı ve halk takımı olmakla övünen bir kulübüz. Öyle şeyler yapıldığını bilsek biz camia olarak bunu zaten kabul etmeyiz. Ben bunu camiam adına çok net söylüyorum. Camiaya "Bu maçı almamız lazım, parayla alınacak" desen, inanın bunu bütün kalbimle söylüyorum o duruşa sahip olan hiçbir insan kabul etmez. Ama var olduğunu bildiğimiz için, bunu da kulüpler dahilinde de herkes bildiği için bir araya geldiler, bir kanun istediler ve kanun çıktı. Ama çıktı derken de bugün var olan isimler önemli değil bence, sistem çok önemli. İçerideki her insan artık şunu söylüyor: Daha evvel niye yapılmadı bu. Ya da "Çıkıp neler olduğunu herkese anlatacağım" diyen insanlar var. Haklılar mı? Kim ne derse desin, evet haklılar. Değişen ne? Tribünlerden görüyoruz bir seyirci azalması yaşanıyor. Türk futbolunda bir soğukluk var.
Türk futbolunda ciddi bir sistem değişikliği gerekiyor. Milli takımın ve Türk futbolcuların durumu ortada. Biz bu marka değerini nasıl arttıracağız? İnsanlar şunu söylüyor: "Ben 50 lira, 100 lira verdim maça girdim. Halbuki bu maçta şike varmış. Tiyatro mu seyrediyoruz. Bizi niye dahil ettiniz bu işe." Haklılar mı? Bence yüzde yüz haklılar.