Atletico Madrid-Beşiktaş maçı için İspanya Madrid'teyiz. Daha önceki sözleşmemiz üzerine maçtan 3 saat önce Arda Turan ve Menajeri Ahmet Bulut'la birlikte
Julian De Tolasa adlı restoranta buluşuyoruz.
Masadan A.Madrid Sportif Direktörü Jose Luis Perez Caminero kalkıyor ve bir saat süren sıcak sohbetimiz başlıyor. Arda uzun bir aradan sonra neşeli ve esprili kişiliğiyle karşılıyor bizi... Merak ettiklerimizi soruyoruz, o istediklerini cevaplıyor. Ortaya bizim adımıza keyifli bir sohbet çıkıyor. Arda, Beşiktaşlı oyunculara başarılar dileyip maçı izlemek için stada giderken, karşılaşma sonrası da bilgileri güncelliyoruz.
Burada futbola ve futbolcuya bakış açın değişti mi?
Türkiye'deki bakış açısıyla buradaki bakış açısı çok farklı. Burada her maç sahada olan takımın en önemli oyuncusuna bakış açısı Türkiye'den çok farklı.
Bu durum Türkiye'de olsa gol atamıyor asist eksik diyebilirlerdi. Burada takımın önemli oyuncusu, sahada yüreğiyle oynuyor ve mücadele ediyor. Sana saygı duyup sevgiyle karşılıyorlar. Bu farklı bir duygu. Daha iyisini yapacağıma inanıyorum. İspanya henüz Arda'yı görmedi. Adaptasyon durumu var, dili var, farklı kültürü var, ligin farklı bir karakteri var. Her şey yolunda ancak daha çok çalışmak lazım. Burada futbol çok çok daha zor.
İtalya ve İngiltere'den bile daha zor. Çünkü İspanya'da her takım futbol oynamayı biliyor. İtalya ve İngiltere'de oynamaktan ziyade oynatmamayı düşünen takım, kapanan takım bulursunuz.
BÜYÜK SÖZÜ DİNLEDİK VE GİTMEDİK!
Zamanı geri çevirsen ve geriye dönsen "Keşke 20 yaşımda buraya gelseydim" dediğin oldu mu?
O zaman da teklifler vardı. İstesek bir şeyler olurdu, o zaman da transfer yapabilirdim. Bu kadar isteseydik o zaman da olurdu. Bizde örf adetler ve büyükleri dinlemek önemliydi. O zaman öyle karar verdik. Hepsini yaptım, hepsini yerine getirdim. Bazı tecrübeleri yaşamış bir oyuncu olarak doğru zamanda geldim. 24 yaşında geldim. Biraz daha geç gelseydim o zaman geçikmiş olurdum.
YEDİĞİM İÇTİĞİME BAKILMIYOR
A.Madrid'in maçına 3 saat var ve sen Sportif Direktörün Caminero ile birlikte yemektesin? İlginç bir durum. Takımın yanında olmam gerekmez miydi?
Keşke oynasaydım o zaman daha farklı olabilirdi. Onlar için sizin sahada nasıl mücadele ettiğiniz ve tavrınız önemli. Dışarıda arkadaşız. Ne yediğinize, neye bindiğinize ne giydiğinize karışmazlar. İnsanların bakış açısı farklı. Sahaya baktıklarında
"Bu çocuk takımı için savaşıyor" dediklerinde sorun yok. O önemli. Maç var biz yemek yiyoruz. Fikir alışverişi yapıyoruz.
İnsanların bakış açısı farklı.
VİCDANIM OLDUKÇA RAHAT!..
Fatih Terim ile ilişkilerin nasıl?
Her zaman çok iyi ve derindir. Fatih hocamı çok severim. Fatih Terim'in Allah yardımcısı olsun. Dualarım hep onunla. Hepimizin babası.. Allah yolunu açık etsin.
Galatasaray'dan ayrılış sürecine dönersek neler söyleyeceksin?
G.Saray'dan ayrılma sürecimde maruz kaldığım küfür kararımı direk hızlandırdı ve etkiledi. Ancak o anları ve yaşananları geride bırakmak istiyorum. G.Saray'ın benim kalbimdeki yeri belli. O sevgiyi ve aidiyet duygusunu kimse söküp atamaz.
2012'de niye yokuz. Özellikle cezalı duruma düştüğün eleştirilerine ne diyeceksin?
Hırvatistan'ı yenecek güçte değildik. Play-off'a kadar geldik. Hayat bazen böyle, olmayınca olmuyor. Vicdanım rahat. Elimden gelenin hepsini yaptım. Sahada sakat sakat oynadığım maçlar oldu. İki ay ligde oynamayıp milli maçta oynadığım karşılaşmalar oldu. Bunları yapmış bir isim olarak bir de sarı kart polemiği yapıldı. Üzüldüm.
2020'YE KADAR AVCI!
Milli Takım'da yeni bir dönem başladı. Abdullah Avcı hakkında ne düşünüyorsun?
Bir kere çok sabır lazım. Abdullah Avcı'ya güvenmek lazım. Ona inanmak lazım.
2014, 2016, 2018 ve hatta 2020'ye kadar güvenmek lazım. 2 senelik gelsin-gitsin olmamalı. Abdullah Avcı'da bu yetenek, taktik, teknik bilgi ve karizmanın olduğuna inanıyorum. Biz hep değiştiriyoruz bir şey olmuyor, bir de değiştirmeyelim ne olacak bir görelim.
BEN KAPTAN DEĞİLİM!
Milli Takım'da değişim oluyor. Sen de 24 yaşında 51 kez milli olduğun için kaptan oldun. Bundan sonra kaptan sen misin?
Ben milli takım kaptanı değilim öncelikle.. Bu kamp
(Son Slovakya ile yapılan özel maçtan bahsediyor) için en çok milli takım forması giyen futbolcu olduğum için pazubandı taktım. Milli takımın kaptanları bellidir. Ağabeylerimiz takımın kaptanıdır. Geldikleri zaman devam ederler. Yani oyuncular denenecek ve gelecektir. Geleceklerine de inanıyorum. Bizler olacağız ya da olmayacağız bize ne görev verilirse biz o görevi Milli Takım'da yaparız.
Milli Takım'da 3-4 gün ya da 8-10 gün beraberiz. Kaptanlık takım arkadaşlarını en iyi şekilde ayakta tutmak ve onlara yardımcı olmak..
BURADA KEBAP PARTİSİ YAPACAĞIZ
Madrid'te Hisar Cafe diye bir yere gittik. Oraya zaman zaman takım arkadaşlarınla gittiğini öğrendik. Türk mutfağını mı tanıtıyorsun?
Türk örf ve adetlerini öğretmeye, yansıtmaya çalışıyorum. Biz misafirperver sıcakkanlı insanlarız. Arkadaşlarımı Türk yemeği yedirmek için götürüyorum. Şimdi onu takımda başka bir şeye çevirdik. Her hafta başka bir oyuncu kendi ülkesinin yemeğine götürecek. Biz bunu Türk yemekleriyle başlattık. Yaza doğru İspanya'daki evimizde bir yemek vereceğim. Türkiye'den usta ağabeylerimizi getirip Türk işi yemekler, kebaplar yapacağız. Severiz biz kebap işlerini.. Yönetim de çok memnun oldu başlattığımız işten.
Takımda en iyi anlaştığın arkadaşların kim? Diego oda arkadaşım. Hepsiyle aram iyi. Diego, Mario Suarez, Adrian arkadaşlığım süper. Komplekssiz iyi çocuklar, çok samimi arkadaşlar.
İNÖNÜ ATEŞ ÇEMBERİ!
İnönü'ye
gideceğim ve keyif alacağım için şimdiden heyecanlanıyorum. Barcelona ile oynadığımızda nasıl futbolu daha çok seviyor ve bağlanıyorsam, İnönü'ye gideceğim için heyecanlanıyorum. Beşiktaş seyircisi özeldir.
Çarşı özel değil midir? En iyi atmosferler olmaz mı? Olur!. Keyifli sloganlar olmaz mı? Olur.. Arkadaşlarıma da bahsettim. Beşiktaş seyircisi özeldir. Ben de istiyorum ki takım arkadaşlarım Türkiye'deki, ülkemdeki güzel şeyleri görsünler ve bu güzellikleri yaşasınlar. Ben de gururla bahsedeyim. İnönü'yü iple çekiyoruz.
İlk maçtaki 3-1'lik skoru nasıl değerlendiriyorsun? İnönü'de neler olacak? (Arda Turan ile Calderon'da 3-1 biten ilk maçın ardından rövanşı da konuştuk)
Maçtan önce Beşiktaş soyunma odasına gittim. Bütün takıma başarılar diledim ve İbrahim Toraman'la sohbet ettim.
İlk yarı Beşiktaş iyi bir futbol ortaya koyamadı. Bizim takım Quaresma ve Veli'nin olduğu kanadı ilk yarı çok iyi kullandı.
Orada zafiyet gördüler ve ilk yarı oradan etkili ataklar geliştirdiler. İsmail'in sol beke geçmesi ve takım kurgusunun değişmesiyle birlikte ikinci devre oyun dengelendi.
İlk yarıda alınan 3-0'lık skor bizim takımı 60'dan sonra rehavete itti. Holosko, Mustafa biraz şanslı olsalar ikinci golü bulabilirlerdi. O zaman İnönü Stadı bizim için daha tehlikeli bir hal alırdı. Orası tam bir ateş çemberi. Arkadaşlarıma da söyledim. 3-1 iyi bir skor ama yeterli bir skor değil. İnönü'de farklı ve boğucu bir atmosferle karşılaşacağınızı bilmelisiniz. Farklı bir Beşiktaş izleyebilirsiniz" dedim.
Zor bir 90 dakika bizi bekliyor. 3-1'in avantajını kullanmak istiyoruz. Görev verilirse ben de oynamak istiyorum.
KUŞ GİBİ HÜRÜM
Atletico Madrid senin gözünde nerede duruyor?
Barcelona ve Real Madrid'den sonra İspanya'daki en büyük kulüptür. Tarihi ve başarı olarak da.. 1903'ten beri. Ben burada kendimi çok özel hissediyorum. İyi yerde duruyorum. Genç arkadaşlarımızın da Avrupa'ya açılmalarını önemsiyorum. İspanya olur, Fulham olur başka kulüpler olur. Avrupa'ya açılmalarını tavsiye ediyorum. Ülke futbolunu taşımak için bu çok önemli.
Madrid'te hayat nasıl? 24 saatin nasıl geçiyor?
Şükürler olsun. Ailem mutlu, ben mutluyum, etrafımdaki herkes mutlu. Şükürler olsun. Tamamen futbolu düşünüyorum. Sabah hafif bir kahvaltı, antrenman, öğlen güzel bir yemek ve sonra bir uyku. Uykudan, 5'ten sonra hayat senin. Hatır yok, zorlama yok. Oraya git, buraya git. Bütün zaman senin. İster eve git tv izle, ister kitap oku, ister dua et, istersen yemek..
