Penaltı yanlıştı

Türk Telekom Arena'da müthiş bir atmosferde oynanan maçta Trabzonspor, 24'üncü dakikada Colman-Burak ikilisinin zekice ortaklığıyla öne geçti. Bu dakikada Galatasaraylı oyuncuların dalgınlığından yararlanan Colman, serbest vuruştan Burak'a 'git de at' dedi, golcü futbolcu da Trabzon'u öne geçiren vuruşu yaptı: 0-1. Burak bu golle birlikte 31 gole ulaştı ve Fatih Tekke'nin bordo-mavili formayla 'bir sezonda en çok gol atan oyuncu' rekoruna ortak oldu. Maçın ikinci yarısında heyecan iyice doruğa çıktı ancak iki takım da yakaladıkları pozisyonlarda kalecileri geçmeyi başaramadı. 82'nci dakikada ise Sabri'nin ortasında top ceza alanındaki Alanzinho'nun eline çarptı, hakem Cüneyt Çakır penaltı noktasını gösterdi. Atışı kullanan Melo derbinin sonucunu ilan etti: 1-1. İşte yazar yorumları; #Sayfa# METİN TEKİN: Koşu oyunu Play-off'u garantileyen takımlar arasındaki puan farkını belirleyecek takım, dün Galatasaray'dan aldığı beraberlik ve gelecek hafta Fenerbahçe karşısında alacağı sonuçla Trabzonspor olacak. Play-off'taki maçlarda özellikle Beşiktaş ve Trabzonspor'un oyun stratejileri hep kazanma odaklı olacaktır. Çünkü başka hiçbir sonuç bu takımlara şampiyonluk mücadelesi yaşatamaz. Dün akşam Trabzonspor da bu kazanma düşüncesinde; tempolu ve önde oynama isteğiyle oyuna başladı. Uzun bir süre bu anlayışı götürebildi ve oyunu 1-0'a getirdiler. Bu golde Colman'ın duran topu çabuk kullanmasının yanı sıra Galatasaray savunmasının da hatası var. Futbolda çok temel bir kural olan, duran topun hemen kullanılmasını engelleyecek bir oyuncu bulundurmadıkları gibi Ujfalusi'nin pozisyon hatası da Burak'ın gol atmasına neden oldu. Genelde her oyunun ayrı ayrı karakterleri oluyor. Bazen teknik beceriler, bazen mücadele, dün akşam da bir koşu sonucu belirliyor. Dün akşam savunmalar ileri çıkamadı, öne yaklaşamadı, iki takım da çabuk atakları deneyip top kayıpları yaşadığı için bir türlü mesafeyi daraltamadı. Çok geniş alanlarda bir koşu oyunu şeklinde oynandı. Bu da Trabzonspor için avantajlı bir durumdu. Nitekim final paslarını isabetli oynayabilseler daha farklı sonuca getirebilirdi maçı Trabzonspor. ÖNCE GERGİN, SONRA SAKİN Galatasaray penceresinden oyuna baktığımızda; teknik ekip de dahil çok gergin oynadıkları ilk yarıdan daha sakinleşen bir ikinci yarıya çıktılar. Bu da onların oyuna daha çok ısınmalarını sağladı. Oyun karakteri, koşu oyunu olunca Fatih Hoca oyunu değiştiremediğini düşünüp kenardan buna uygun oyuncuları oyuna soktu. Yiğit gibi süratli, Sabri gibi tempolu oyuncuları kullanmaya başladı. Böylece oyunu 1-1'e getirebildi. Geri kalan 10 dakikalık bölümde Mehmet Batdal'la 2-1'e de getirebilirlerdi. NOT: Dün gece son derece formsuz bir Cüneyt Çakır izledim. #Sayfa# AHMET ÇAKAR: Ne şiş yansın ne kebap! Maçtan önce biri Cüneyt Çakır'a dese ki 'Maçı berabere bitir'; ancak böyle berabere bitirirdi. Çakır Avrupa'nın en iyi hakemlerinden biri, lakin dün gece çok ama çok kötü kararlar verdi. Önce Trabzonspor'un attığı gole bakalım... Oyuna çabuk başlaması bir futbolcunun hakkı, burada bir sıkıntı yok. Topu alan Burak da ofsayt pozisyonunda değildi. Lakin Alanzinho'ya Engin'in yaptığı hareket faul değil. İkinci yarı Necati ceza alanı içinde boynundan çekilip düşürülüyor. Bu da penaltı. Ama Çakır bunu da yanlış değerlendiriyor. Aynı Çakır maç başında hemen sarı kartlarına başvurdu. Eboue, Olcan, Engin, Zokora ve Emre Çolak art arda kartlar gördüler. Neredeyse ilk 20 dakikada görülen bu kartlardan sonra Çakır kartı kesti. Mesela ondan sonra Emre Çolak'ın atılması gerekiyordu, atılmadı. Terim'in kendisine ve yardımcı hakeme yaptığı sportmenlik dışı reaksiyonları gördüğü halde cezalandıramadı. Hele hele sarı kart gösterdikten sonra Eboue'nin hakemi kolundan çekip çevirmesi en az bir sarı kartlık hareket. Gelelim ikinci yarıya... Hava topunda Mehmet Batdal-Giray mücadelesinde Trabzonspor lehine öyle bir faul çaldı ki bunun adı 'Ne şiş yansın ne de kebap' felsefesidir. Bir hakemin kafasında şiş ve kebap olduğunda işte maç da dün geceki gibi yönetilir. Cüneyt Çakır Trabzonspor'un kazandığı gol öncesi verdiği hatalı faul kararında kaldı ve bundan sonra gerek faul, gerekse sarı kart uygulamalarında inanılmaz hatalar yaptı. Penaltı kararı doğru Penaltıya değinirsek... Her ne kadar Alanzinho'nun kayarak müdahalede, top ayağından sekip koluna çarpıyorsa da bence penaltı kararı doğru. Zira Alanzinho topa kayarak hamle yaptığında, sağ kolu yukarıda. Bu kayarak müdahale eden bir oyuncunun doğal fiziki yapısı değildir. Maçın son dakikalarında bir kaleciye pas tartışması yaşandı. Ama Çakır devam ettirdi. Bu karar doğruydu. Zira Trabzonlu oyuncunun düşüncesi kalecisine pas vermek değil, araya girip topu kesmekti. 1-1 biten maça inanılmaz yanlışlarıyla damgasını vuran adam Çakır oldu. #Sayfa# İSKENDER GÜNEN: Bu kadar kaçırırsan... Maça arzulu ve istekli başlayan takım Trabzonspor'du. Galatasaray 4-4-2 oynayan bir takım. Bu sistemin en önemli oyuncusu Elmander. Çünkü orta sahaya destek veren bir isim. Elmander'in yokluğunda Trabzonspor bu yüzden orta sahada üstünlüğü kolaylıkla ele geçirdi. Zokora, Colman ve Alanzinho; orta sahada bir eksik kalan Galatasaray karşısında Trabzonspor'u karşı kaleye taşıyan isimlerdi. Trabzonspor 1-0 öne geçtikten sonra da oyunun şekli tam Trabzonspor'un istediği gibiydi. Çünkü ilk yarının 25. dakikasından sonra Galatasaray tüm riskleri ele alıp çok adamla hücum etti. Kaptırdıkları toplarda Trabzonspor hızlı hücum girişimlerinde bulunarak 3'e 1 yakaladığı iki pozisyonu önce Burak'la, sonra Volkan Şen'le değerlendiremedi. Eğer Burak, Volkan Şen ve Olcan gerekli performanslarını gösterselerdi, çok farklı bir sonuçla soyunma odasının yolunu tutarlardı. VOLKAN VE BURAK ATAMADI İkinci yarıda ise Trabzonspor sonucu korumak adına geriye daha fazla yaslandı. Orta saha oyuncuları da savunmanın içine fazla girdiği için; Galatasaray, Trabzonspor yarı sahasına ilk yarıya göre daha fazla görünen takımdı. Zaman ilerledikçe Alanzinho ve Colman'ın fiziksel yorgunlukları ortaya çıktı. Önde Burak, Volkan Şen ve Olcan ayaklarına gelen topu çabuk kaybetti. Beraberliği getiren penaltı golünden sonra da Trabzonspor'un Volkan Şen ve Burak'la yine yararlanamadığı iki net gol pozisyonu var. Sonuçta bana göre Trabzonspor dünkü maçta iki puanı bırakan takım. Çünkü böylesi büyük bir maçta bu kadar net gol pozisyonları ürettiğiniz zaman sonuca gitmek zorundasınız. Hakem Cüneyt Çakır'a gelince... Kötü bir yönetim gösterdi. İlk yarıda kendisini alkışlayan Melo'ya sarı kart gösteremedi. Penaltı yanlıştı. Çakır, seyircinin baskısından kurtulamayarak kritik pozisyonları G.Saray lehine değerlendirdi. #Sayfa# LEVENT TÜZEMEN: Elmander'siz olmuyor Büyük takım olmanın en önemli şartı her türlü baskıyı kaldırabilmektir. G.Saray bu sezon baskı altında oynadığı maçları ya kazandı ya da kaybetmedi. Hatta Kadıköy'deki taraftar baskısına rağmen 2-0 geriden gelip kazanma duygusunu direğe çarptıran Galatasaraylı oyuncular hakem Cüneyt Çakır'ın olumsuz düdüklerinden kolay etkilendi. Seyircinin hakeme öfkesi Galatasaraylı oyuncuların sinir katsayısını yükseltti. Fatih Hoca'nın (isyan etmekte haklıydı) bu sezon ilk kez sergilediği sinirli tavır takımı da gerdi. Trabzonlu oyuncular da sinirlenen ve kontrolünü kaybeden G.Saraylı oyuncuların bu zaafından ilk yarı çok fazla faydalandı. Volkan- Olcan ikilisi kanatlardan, Burak da göbekten etkili ataklar yaptı. ' 'SİNİR' TAKIMA YARAMADI Galatasaray'ın Trabzon önündeki en büyük zaafı maça aşırı sinirli başlamasıydı. Bu sinirlilik Galatasaraylı oyuncuların doğru düşünmesini, doğru pozisyon almalarını önledi. Galatasaraylı oyucular, öfke, telaş ve panikten en büyük silahları olan ayağa ezbere pası sahaya yansıtamadı. Burak'ın golü öncesi faul yanlıştı ama Colman'ın kolay pasını engellemek adına Galatasaraylı bir oyuncunun topun başında nöbet tutmaması sinirlilikle oluşan bir şuursuzluktu. Trabzonspor, Galatasaray'a karşı Avrupa maçlarındaki gibi alan savunması yaptı. Zokora-Alanzinho-Colman üçlüsünün orta alanda topu kullanmaya özen göstermesi ve top rakibe geçince hemen baskı yapması Melo- Selçuk-Engin-Emre dörtlüsünün topla rahat buluşmasını ve oyunu organize etmesine izin vermedi. İkinci yarı Selçuk, Melo, Eboue, Sabri ve Hakan'ın maçı döndürme arzuları Galatasaray'a bir puan getirdi. Elmander'in yokluğu takımın tüm dengesini alt üst etti. Baros sorumluluk almadığı gibi Necati'yi de olumsuz etkiledi. Piyangodan çıkan Mehmet Batdal ayağına gelen son dakikadaki fırsatı kaçırarak kalıcı olma şansını da kaybetti. Trabzon'a kaybetmemek Galatasaraylı oyuncuların moralini ayakta tutma adına çok önemli. Not: Gecenin yıldızı kaleci Tolga oldu, kurtardıklarıyla Trabzon'u ikinci yarı ayakta tuttu. Hakem Cüneyt Çakır, Avrupa'da çok başarılı ama Türkiye'de bir türlü standart tutturamıyor; bu da güvensizlik yaratıyor. #Sayfa# NECMİ PEREKLİ: Hak eden kazanamadı (FOTOMAÇ) Trabzonspor, deplasmanda liderle oynadığı maçta bir önceki hafta Antalya karşısında ne kadar kötüyse o kadar iyi ve derli topluydu. Galatasaray liderliğin stresi ile baskı altında oynadı. Trabzonspor ise bu maçı sadece prestij olarak ele aldığı için son derece rahat ve kendinden emin olarak oynadı. Sarı-kırmızılılar gerek forvette gerekse savunmada istediği oyunu kuramadı. Hem savunmada özellikle yedikleri gol de fevkalade dikkatsizken. Rakip, bordo-mavililerin ceza sahasında gol yerlerinde de o denli rahatsız, hatta beceriksizdiler. TRABZON FAZLA GİBİYDİ Zira genelde arkaları kaleye dönük oynarken Trabzonspor savunmasının hem adam adama, hem de saha markajında üstünlüğü rakiplerine gol yapma imkanı vermedi. Neyse ki Galatasaray'ın imdadına Alanzinho'nun eline çarpan top yetişti. Trabzonspor sahayı orta saha da da o denli doldurdu ki sanki oyuncu adedi olarak rakibinden daha kalabalık gözüktü. Bu da bordo-mavililerin oyunu daha enerjik ve ekonomik kullandığının göstergesiydi. Fatih hocanın oyuncu değişiklikleri mantık olarak doğruydu fakat giren futbolcuların oyunu kendi lehlerine çevirme kapasiteleri yetersizdi. Artık Trabzonspor'un ' derbi avcısı' unvanını alabilmesi için pazar günü kendi sahasında F.Bahçe'yi yenmesi gerekir. #Sayfa# OLCAY ÇAKIR: Dengeleme! (FOTOMAÇ) Darısı Trabzon şehrinin başına diyerek başlayalım söze... Mükemmel bir stadyum yapılmış... Tribün baskısının direkt 'saha içine yansıdığı', taraftarın oyuna ve takımına direkt katkı yaptığı bir mücadele alanı olmuş Türk Telekom Arena... İstanbul'la her platformda yarışırken; hiçbir seyin lehinize olmadığını düşündüğünüzde yaptığınız mücadelenin büyüklüğü ve haklılığı ile gurur duyarsınız... Yarıştığınız takımların stadyumlarına ve tribün desteklerine bakmanız yeterlidir... *** Böyle bir atmosfer için atanmış en meşhur hakeminizin aslında en kötü tercih olduğunu onu atayanlar da biliyordu... Ama sistemin elinde kalan da bu. Verdigi kararların hepsi tartışılmaya açıktı. Her zamanki gibi yanıltmadı... İlk bölümde aldığı kenar ve tribün tepkileri sonrası kontrolü tamamen kaybetti... Kartları, penaltısı, faul uygulamaları ile puanları eşit dağıttı... *** Trabzonspor, Şampiyonlar Ligi'nde yaptıklarını ligde de yapmak istiyor... Play-off'a hasarsız girip ilk iki içinde yer alabilecek kadar da cesur ve rahat oynuyor.. Kazanabileceği bir İstanbul deplasmanından puanla dönebiliyor... Geciken değişiklikler, rakip alanda bencillikler, kazanabilecekleri maçı (hakemi saymazsak) az hasarla atlatmış oldular... Zokora'nın cezalı duruma düşmesi zaten beklenen bir durumdu... Şaşırmadık!

Penaltı yanlıştı

EN SON HABERLER