Hıncal Uluç ile haftanın gündemi

Sabah Gazetesi'nin usta kalemlerinden Hıncal Uluç, geçtiğimiz haftaya damgasını vuran spor olaylarını Sabahspor.com okuyucularına değerlendirdi. Uluç; Bu Tahkim Kurulları, bu federasyonlar seçilirken kongrede Galatasaray neredeydi? Kongreye katılmadı bile Galatasaray!.. Kongreye katılırsın, bu federasyona oy vermek istemiyorsan oylama sırasında çıkarsın. Ama kongreye katılırsın ve konuşursun; 'Böyle Tahkim olmaz, böyle PFDK olmaz, böyle federasyon olmaz' diye... Federasyon ve Tahkim Kurulları'nın seçildiği gün erkekliğin onda dokuzu kaçmak, onda biri hiç görünmemek kuralını uygula, ondan sonra arkadan kararı beğenmeyince de 'Bu iş yanlış!' Geçiniz. Ya zamanında konuşacaksın ya hiç konuşmayacaksın! Özge AYDIN /SABAHSPOR.COM #Sayfa# Meireles'in cezasının indirilmesiyle ilgili tartışmalar da devam ediyor. Bu defa konuşan MHK Başkanı Zekeriya Alp'ti ve net bir şekilde 'Meireles hakeme tükürdü' dedi ve 'Daha fazla konuşursam beni ipe dizerler' diye de ekledi. Bu konuda halen gizli kalmış bir şeyler var galiba... Zekeriya Alp, MHK Başkanı olarak söylenmesi gereken her şeyi söylemiş, daha ne desin! Burada iki tane suçlu vardı benim için... 1- Tahkim Kurulu... 'Hakemin resmi devlet evrakında yalan yazdığını' ilan ediyorsun ama o hakem hakkında işlem yapmıyorsun! Görevi ihmal suçu var. Tahkim Kurulu'nun yaptığı Türk Ceza Kanunu'na göre suç... Çünkü senin kararın hakemin yalan yazdığı üzerine... 'Tükürmemiş ağzından sıvı çıkmış!' Ağzında gazoz mu varmış o sırada, kola mı içiyormuş hakem! Normal zamanda adamın ağzındaki sıvının adı biyoloji kitaplarında yazar; tükürüktür onun adı... Ağzında başka sıvı olmaz. Ya da kusarsın. Maç esnasında elinde şişe ile dolaşmadığına göre Meireles hakeme ya kustu ya tükürdü. 'Ağızdaki sıvı' ne demek? Konuşurken ağzından bir şeyler saçıyorsan buna Türkçede 'Ağzından sıvı saçarak konuşuyor' demezler. 'Ağzından tükürük saçarak konuştu' derler. Yani her halükarda tükürük çıkar ağızdan... Kelime oyunları yapmasın Tahkim Kurulu; tükürdü mü, tükürmedi mi? Tükürmediyse; hakem yalan yazdı. Mahkemeye verilmesi lazım. Ceza Kurulu'na değil mahkemeye!.. Resmi devlet evrakında yalan yazıyor adam, futbolcunun hayatını karartmak için, bir adamın mesleğiyle oynamak için, bir adamın para kazanma yoluyla oynamak için... Bundan ağır suç olur mu? Hayır! Meireles'in cezasını kaldır, hakemi mahkemeye verme, 'Ne şiş yansın ne kebap!' Bu ne; Tahkim Kurulu... Ben o kurula güveneceğim, öyle mi? Geçiniz. Birinci suçlu odur. İkinci suçlu; Faal Futbol Hakemleri ve Gözlemcileri Derneği'dir. Zekeriya Alp, bir resmi devlet kurumunun başı... O hakemleri boykota ya da eyleme ya da söyleme davet edemez. Sadece fikrini açıklar. Öbürü Sivil Toplum Örgütü... 'Ben hakemlerimi maça çıkarmıyorum bu karar düzelmezse' dediler mi? Ya da 'Tahkim Kurulu'nu protesto etmek için hakemler maçı 15 dakika geç başlatacak' dediler mi? Faal Hakemler Derneği ne işe yarar? Hiçbir işe yaramaz. Türkiye'de hakemlerin bir sivil toplum örgütleri yok. Hakemleri bu kurulların önünde yapayalnız bırakıyorlar. 'Ey hakem kardeşim maç başına bin 600 lira kazanmaya devam etmek istiyorsan büyüklerin yalayıcısı olacaksın!' Faal Hakemler Derneği'nin hakemlere tavsiyesi budur. Bu da suç... Dernek, 'eylem yapmamak, hakemlere sahip çıkamamak, onları büyük güçlerin önünde yapayalnız bırakma suçu' işlemiştir! Dernekler niye kurulur? Açsınlar, o tüzüğü bir okusunlar bakalım. Kocaman 'İki hakem de yalan rapor yazdı' diyerek çok önemli bir suçlamada bulundu ancak bu laf havada kaldı gibi... Oysa PFDK başkanlara ağır cezalar kesmişti. Türkiye'de bir Futbol Federasyonu olsa bunların hepsi olur. Ama sorun, Türkiye'de Futbol Federasyonu yok. Başkanların ceza alması sembolik bir ceza, hiçbir işe yaramaz. Her başkan maçı locasından izliyor zaten... Kimsenin gidip protokol tribününde oturma merakı yok. Bunun dışında başkanın cezası ne işe yarıyor? Aziz Yıldırım cezalıyken koridorlarda gezip, Fener soyunma odasına girdi. Bu görüntülerle kanıtlandığı halde herhangi bir işlem yapıldı mı? Disiplin Kurulu'nun verdiği 21'er günlük cezayı hangi başkan umursadı? Hepsi dalga geçtiler. Ama Aykut'a verilen ceza başka... Aykut'u tribüne çıkarırsan yer yerinden oynar! Bunun için Aykut'u duymayacaksın, başkana sallayabildiğin kadar salla. Alan razı veren razı!.. #Sayfa# Öteki taraftan Tahkim Kurulu'nun yapısı da tartışılıyor. Galatasaray yöneticisi Sedat Doğan, Tahkim'in tarafsız ve bağımsız olmadığını ileri sürdü ve seçilerek gelmesi ve hakimlerden oluşması gerektiğini söyledi. Tahkim'in yapısı değişmeli? Sedat Doğan bunları ne zaman söylüyor? Meireles kararından sonra... Bu Tahkim Kurulları, bu federasyonlar seçilirken kongrede Galatasaray neredeydi? Kongreye katılmadı bile Galatasaray!.. Kongreye katılırsın, bu federasyona oy vermek istemiyorsan oylama sırasında çıkarsın. Ama kongreye katılırsın ve konuşursun; 'Böyle Tahkim olmaz, böyle PFDK olmaz, böyle federasyon olmaz' diye... Federasyon ve Tahkim Kurulları'nın seçildiği gün erkekliğin onda dokuzu kaçmak, onda biri hiç görünmemek kuralını uygula, ondan sonra arkadan kararı beğenmeyince de 'Bu iş yanlış!' Geçiniz. Ya zamanında konuşacaksın ya hiç konuşmayacaksın! Fenerbahçe, Ziraat Türkiye Kupası grup maçlarında Galatasaray'ı eleyen 1461 Trabzon'u son dakikalarda bulduğu 2 golle mağlup etti. Maçı nasıl buldunuz? 1461, Trabzon'un yedek takımı... Fenerbahçe'nin ligi henüz ikinci plana attığını düşünmüyorum. Avrupa maçları da var. Bunun için yani Türkiye Kupası şu anda Fenerbahçe için olsa da olur olmasa da olur. Gerek moral motivasyon açısından gerek Aykut Kocaman'ın kupaya fazla asılmamasını da normal karşılıyorum. Buna rağmen işte yine de yendiler. Maçta ilginç de bir protesto vardı. Fenerbahçeli oyuncular, kura sonrasında, 'PTT 1. Lig'de karşılaşmamız gereken Fenerbahçe ile kupada oynayacağız' şeklinde tweet atan Göksu'nun elini sıkmadı! Bu olayı evvela Türkiye Futbol Federasyonu'nun değerlendirmesi lazım. O el sıkma göstermelik bir seremoni ise kaldırılsın. El sıkma, tribündeki seyircilere ve televizyon başındakilere örnek olması, 'spor dostluktur, kardeşliktir' anlamı vermesi için yapılıyorsa, el sıkmama suçu işlenmiştir. Göksu'nun elini sıkmayan bütün Fenerbahçeli futbolcuların ceza heyetine gitmesi lazım. Ya da bu uygulamayı kaldırsınlar. Çünkü yarın bu seremoni sırasında çok başka olaylar da olabilir. Bu ülkede yıllardır, göz yumduğun anda, kapıyı açtığın anda o kapıdan neler çıkar, neler girer, ben gayet iyi biliyorum. Ama Türkiye'de buna cesaret edecek bir federasyon olmadığını da biliyorum. Bu olay sadece Fenerbahçeli futbolcuların ve Fenerbahçe'yi yönetenlerin mizahtan ne kadar uzak insanlar olduğunu göstermekle kalmayacak aynı zamanda Futbol Federasyonu'nun olayları nasıl geçiştirdiğini, nasıl eyyamcı olduğunu ortaya koyacak. Onun için altını çiziyorum. Yoksa Yıldırım Demirören federasyonundan herhangi bir beklentim katiyen yok. Altını çiziyorum ki federasyonun da nasıl göz yumduğunu ve yumacağını bütün Türkiye iyice görsün!.. #Sayfa# Geçen hafta 2012 yılını 91 golle kapatan Messi üst üste dördüncü kez Altın Top ödülünü kazandı. Yılın 11'inin İspanya ligi takımlarından oluşması da ilginçti. Messi hak etti mi, ne düşünüyorsunuz? Bazı itirazlar vardı, 'Biz Messi'ye oy vermedik. Bizim oylarımız Messi'ye çıktı. Biri oyları değiştirmiş' diye! Bence bu FIFA'nın yaptığı seçimler eski değerini, anlamını kaybetti. Ben hala Ronaldo'nun Messi'den çok daha iyi futbolcu olduğuna inanıyorum. Messi'nin iyi futbolcu olduğunu kanıtlayacağı yer Arjantin Milli Takımı, Barcelona değil!.. Messi o ödülü alıyorsa, aldıranlar başta İniesta, Xavi olmak üzere Barcelona takımı... Bütün takım Messi'ye oynuyor, bütün takım Messi için oynuyor. Maradona öyle mi oynuyordu? Maradona tek başına takım için oynuyordu. Maradona tek başına Arjantin'i Dünya Şampiyonu yaptı. 'Herkes bana oynasın.' Ne güzel! Arjantin Milli Takımı'na ne yaptı şimdiye kadar? Milli forma altında 'Messi' diye bir adam hatırlıyor musunuz, gördünüz mü, duydunuz mu, rastladınız mı? Ayrıca Stoch'un Gençlerbirliği'ne attığı gol Puşkaş Ödülü'ne layık görüldü. Bence bunlar yanlış seçimler! Stoch'un bütün Türkiye'de oynadığı zamanı hatırlıyorum. 'O top ayağına oturdu' diye yılın golü olmaz. Hagi harika goller atardı ama o golleri hep atardı. O vuruşu Hagi yapsa yılın golü olsa hiç itirazım yok. 50 tane volesinden 49 tanesi tribünlere gidiyor, bir tanesi kaleye gidiyor, o da yılın golü! O kadar ucuz değil, o kadar ucuz olmaması lazım! Bu adamın futbolcu kariyeri nedir? Fenerbahçe'de yedek oyuncu! 10 dakika oyuna girmiş, bir tane top ayağına oturmuş yılın golü! Bir gol son vuruş olayı da değildir sadece... Hazırlanış vardır öyle seçeceksin golü... O gol nasıl hazırlanmış ve nasıl ağlarla buluşmuş. Yılın son vuruşu seçersen ona itirazım yok. Yılın golü başka bir şey. Gol senin takımın topa sahip olduğu andan itibaren başlar. Kaleciden, bekten, orta sahadan, forvetin presinden... Oradan itibaren hazırlanış ve son vuruştur gol... Stoch'a denk geldi. Hadi bir daha atsın bakalım. Abdullah Avcı ile Selçuk İnan'ın beden dilinden küs olduğunu hissettiğini, bu küslüğü devam ettirirse kendisi ve Türk futbolu için sıkıntı olacağını ifade etti. Selçuk fazla mı uzattı küslüğü yoksa haklı mı! Abdullah Avcı'ya ben 'ne derece güveneceğim' bilmiyorum. Bu konuda söyledikleri de yanlış. Selçuk'u hedef gösteren de kendisi... 'Bana yönelik eleştirilerin kaynağı Selçuk'tur. Bir tek adam yüzünden bir hoca eleştirilmez.' Abdullah hoca yapma, gözünü seveyim. Selçuk sana yönelen yüz tane eleştiriden bir tanesi. Seçtiğin takım yanlıştı, oynattığın futbol yanlıştı, aldığın sonuçlar rezaletti, olmadık takımlara olmadık maçlar kaybettirdin sen; senin bütün bu yanlışların yazılırken, 'a, b, c, d, e' diye z'de de Selçuk vardı. Buradan Selçuk'u birinci madde yaptı, öbürlerinin hepsini sildi ve Selçuk'un yüzünden 'Beni eleştiriyorlar' demeye getirdi! Sen kendini Selçuk'un yerine koy ne hissedersin? Abdullah Avcı hala kamuoyunu kandırmaya uğraşıyor. Yazık... #Sayfa# Galatasaray bir haftadır Sneijder ile yatıp kalkarken bu konuda konuşmayan tek isim ise Fatih Terim... Yönetim ile Terim arasında Sneijder krizi mi yaşanıyor? Terim'in sessizliğini neye bağlıyorsunuz? Şimdi işin bir su üzerinde olan kısmı var. Bir de su altında olan kısmı var. Sneijder olayı son bir haftadır yoğunlukla gündemde. Sneijder'in bu kadar yoğunlukla gündemde olduğu bir dönemde ağzından 'Şi' hecesi dahi çıkmayan birisi var; Galatasaray'ın teknik direktörü Fatih Terim... Türk medyasında kimse merak etmiyor mu; Fatih Terim bu konuda niye görüşlerini açıklamıyor? 'Galatasaray'ın ikinci yarıda, Şampiyonlar Ligi ve Türkiye ligindeki oyun kurucusu, seyirci toplayıcısı, cazibe merkezi, zeka merkezi, oyun merkezi' diye lanse edilen bir adam, gelmesi ve gelmemesi söz konusuyken, Galatasaray Teknik Direktörü'nden ses çıkmıyor, buna karşılık gazetelerde bütün manşetlerde adı geçen adam, Fatih Terim'in nefret ettiği kişi olarak bilinen Bülent Tulun!.. Bu ne demek!.. Bir de durup dururken Ünal Aysal'ın sözleriyle yarattığı bir hava var. 'Fatih Terim, benim profesyonel çalışanımdır. Ne emredersem, onu yapar' demeye getirdi. Köşe yazarları şiddetle bunun altını çizmeye başladı; Öcal Uluç Türkiye'de, Ercan Güven Milliyet'te, Levent Tüzemen Sabah'ta... Başından beri söylüyorum ki; Galatasaray'ın başkanı Ünal Aysal değil. Ünal Aysal lisecilerin eline düşmüş, onların öne koyduğu bir adam... Galatasaray'ın gerçek başkanı İnan Kıraç... Onun adamı da Bülent Tulun... Galatasaray'ın yöneticileri bunlar!.. Ünal Aysal söyleneni yapıyor. Söylenenin de ne olduğunu ben tahmin ediyorum. Liseliler değil, bu ayrımı tekrar tekrar yapıyorum, liseciler, Fatih Terim'i Galatasaray'a yakıştıramıyor oldum olası... Şu anda Fatih Terim'i atacak yürekleri olmadığı için de Fatih Terim'in huyunu gayet iyi biliyorlar, onu istifaya zorlayacak, eylemler ve söylemlerde bulunuyorlar. Fatih Terim'in Galatasaray'da amatör çalışmadığını herkes biliyor. Tabii ki bir profesyonel... Ama Fatih Terim, teknik direktörlük kariyerine başladığı günden bu yana, Avrupa'dakiler dahil, Milan'ı dahil, Fiorentina'sı dahil, hangi başkanın emir kulu olmuş. Gori ile ters düşmüş ve büyük sıkıntılar yaşamıştı. Tabii... Hangi başkanın emir kulu olmuş Fatih Terim! Hangi teknik direktör, hangi başkanın emir kulu olur da ondan hayır gelir. Ünal Aysal, Fenerbahçe ile karıştırıyor galiba!.. Zannediyor ki kendisi Aziz Yıldırım, Fatih Terim de Aykut Kocaman!.. Ortada Fatih Terim'e karşı oynanan çok çirkin bir oyun var. Fatih Terim'i istifaya zorlayan... Sonra yaldızlı lafları da var, onları söyleyecek... 'Ben yaşadığım sürece Fatih burada olacaktır. Fatih'in arkasındaydık. Buna rağmen istifa etti, ben ne yapayım' diyecek! Biz de ahmağız ya yiyeceğiz!.. Birisi bana açıklasın; Sneijder gerçekten gerek tribün, gerek takım açısından çok önemli transfer ise niçin bir haftadır sadece Bülent Tulun'un adı geçiyor da Fatih Terim hiç girmiyor bu konuya? Galatasaray'da çok fena bir kanser yarası var. Ben onu görüyorum. Bu buzdağının suyun altındaki kısmı... Esas kısım da burası... Suyun üstündeki kısım o kadar önemli değil... Suyun üstündeki kısma gelince, hafta sonu ben İzmir'deydim. Televizyonlardan, alt yazılardan izleyebildim. Sneijder kardeşimiz, karısına soracakmış, karısı evet derse İnter ile kendisi ile anlaşılmış, karısına sorulacakmış, karısı evet derse falanmış, filanmış, pazartesi günü de Sneijder'in haberi gelecekmiş! Bu haberlere karşı Sneijder'in cevabı; 'Benim Türkiye'ye, Galatasaray'a gelmem çok önemli bir karardır. Öyle iki günde verilecek bir karar değildir. Bu olay daha iki hafta sürebilir.' Yok ya!.. İki hafta sonra Türkiye'de ara transfer sona erecek, Galatasaray gibi koskoca bir dünya kulübü, 'Sneijder iki haftaya kadar cevabını verecek' diye onu bekleyecek ve başka transfer de yapmayacak! Sneijder gelecekse başka olur transfer gelmeyecekse başka olur. Galatasaray ay sonuna kadar Sneijder'in keyfini bekler mi! Galatasaray'da yönetim olsa yönetici olsa, Ünal Aysal'da, Bülent Tulun'da yöneticiliğin Y'si olsa Sneijder bu lafı dediği anda 'Cehenneme kadar yolun var' denir. Real Madrid'den gönderilmiş, İnter'de tutunamamış, oynayamaz hale gelmiş adama son bir imkan önüne konuluyor, adam Galatasaray ile dalga geçiyor. Bu dalga geçmektir. 15 gün sonra transferin biteceğini bile bile '15 gün daha sürem var' ne demek! Kimsin sen? Koskoca Galatasaray 15 gün eli kolu bağlı senin keyfini bekleyecek. Ama Galatasaray da yönetici yok. Sneijder de aslında transfer falan değil. Bütün tezgâh Fatih Terim'i huzursuz etmek! #Sayfa# Öteki taraftan ortada yüksek bir maliyet var. 8 milyon euro'luk bir bonservis bedeli var, 5.5 milyonluk bir imza parasından bahsediliyor, 3.5 milyon euro yıllık ücret, 25 bin euro maç başı parası ve bonuslar... Bilmiyorum, Sneijder bunları karşılar mı? Takım içinde sıkıntı yaratır mı? 'Fatih Terim benim profesyonel adamımdır' diyen, diyecek kadar maliyeci ve finansçı Ünal Aysal'ın hesabı Galatasaray camiasının önüne koyması lazım. 'Biz Sneijder'e bu kadar parayı veriyoruz ama bunun karşısında şu kadar da geri dönüşüm bekliyoruz.' 1- Sneijder ile ilgili forma dâhil hatıra eşya satışından beklediğimiz para şu kadar milyon euro'dur. 2- Sneijder'in gelişinden sonra Arena tribünlerinde yüzde şu kadar artış bekliyoruz, bunun karşılığı şu kadar milyon eurodur. 3- Galatasaray Televizyonu'nda reyting artışları ve dolayısıyla reklam artışları bekliyoruz, bunu karşılığı da şu kadar milyon euro'dur. Yani 'Sneijder, Galatasaray'a atıyorum kafadan '50 milyon euro'ya mal olacaktır ama bunun 40 milyon euro'su geri dönecektir. Yani Sneijder'in maliyeti 10 milyon euro'dur.' Ya da atıyorum kafadan 'Sneijder, Galatasaray'a 50 milyon euroya mal olacaktır ama geri dönüşümü 60 milyon euro olacaktır. Yani biz bu transferden bir de 10 milyon euro kar elde edeceğiz.' Bunu koyması lazım. 'Fatih Terim profesyonel adamımdır' diye babam da söyler! Profesyonellik bunu gerektirir. Yapabildi mi? Galatasaray'dan bu konuda bir hesap duyan var mı? Bu işin bir yanı... İkinci yanı; teknik direktör ile konuşacaksın. 'Ben bu Sneijder'e bu kadar para veriyorum. Bu takımdaki dengeleri bozar mı?' Ben geçmişte bozduğunu biliyorum. Erdal Keser, rayicin üstünde bir parayla transfer olduğu zaman Galatasaray'ın en gözde futbolcularının 'Parayı kim aldıysa o kurtarsın' dediklerini kulağımla duydum. Onun için teknik direktörle, 'Sen bu arkadaşlarımıza bu maliyeti anlatabilir misin? Sindirmelerini sağlayabilir misin? Takımda huzursuzluk çıkar mı' diye konuşulması lazım. Adam Fatih Terim ile muhatap olmuyor. Aziz Yıldırım, Antalya'ya Fenerbahçe'nin kampına gidiyor, Ünal Bey Antalya'ya teşrif etmiyor! Yunan Adaları daha cazip geliyor ona!.. Açıkça, Fatih Terim'e tavır aldığını hem eylemleri hem söylemleriyle gösteriyor. Mayalar '2012' dediler ama Galatasaray'da kıyameti 2013'ün şubatını bulmayacak. Ünal Aysal-Fatih Terim aşkı Sevgililer Günü'ne yetişmez. Benim bildiğim Fatih Terim'se eğer Galatasaray'da kıyamet kopmak üzere... Ünal ile Bülent Tulun da kına yakacaklar tabii... İnan ağabeylerine gidecekler 'Başardık! Sevgili gerçek başkanımız' diyecekler! Maliyet konusunda polemik konusu olan bir açıklama da var. Fenerbahçe Asbaşkanı Abdullah Kiğılı 'Bu kadar maliyetli oyuncular Türkiye için lüks. Galatasaray bunu nasıl ödeyecek!' dedi. Galatasaray'dan 'Fenerbahçe bıraksın da nasıl ödeyeceğimizi biz düşünelim' şeklinde bir yanıt geldi. Kiğılı'nın sözlerinde bir art niyet görüyor musunuz? Bunun cevabı 'Biz nasıl ödeyeceğimizi biliriz' şeklinde olmaz. Bunun cevabının nasıl olması gerektiğini az evvel söyledim. Abdullah Kiğılı'nın söyledikleri gayet mantıklı, gayet normal. Çünkü Abdullah Kiğılı da Fenerbahçe'nin finansından sorumlu yöneticisi... O bu işlerin nasıl olduğunu gayet iyi biliyor. Ona cevap rakamla verilir. 'Fenerbahçe kendi işine baksın.' Şimdi okuyacaklar; 'Hıncal da kendi işine baksın' diyecekler. Geçiniz! 'Abdullah Kiğılı kendi işine baksın' diyecek adamın bu finans işlerini Abdullah Kiğılı kadar iyi bildiğini ortaya koyması lazım. Bu da rakamla olur. Sneijder'e kaç para ödenecek, kaç para dönüşüm bekleniyor bana bir söylesinler bakalım. Yoksa Galatasaray'ı 500 milyon euro borca batır, 'Kabul edenler, etmeyenler; ibra edilmiştir.' İbra ol çek git! Sen gene Yunan Adaları'nda keyfine bak, Galatasaray'da yeni yönetim, '500 milyon euro borcu nasıl ödeyeceğim' diye çırpınsın. Böyle iş mi olur! Niye karşı çıkıyorlar yeni futbol yasasına? Yöneticilerin sorumluğunu içeren yasayı engellemek için niye uğraşıyorlar? Can düşmanları el ele vermişler!.. Çünkü yeni yasa çıkarsa kulübün kesesinden gerdeğe girme imkanı kalmayacak. Kulübü borca sokan bedelini ödeyecek! Onu istemiyorlar. Sneijder'e 100 milyon ver, bilmem kime 300 milyon ver, sonra 'Ben gidiyorum, Allah'a ısmarladık' de Galatasaray ödesin! Abdullah Kiğılı'ya laf edenin o lafı rakamlarla etmesi lazım. #Sayfa# Galatasaray'da Aalen ile Antalya'da oynadığı maçı kaybetti. Savunma alarm vermeye devam ediyor. Cris'in takımdan ayrılması, Semih ve Ujfalusi'nin sakatlıkları, Gökhan Zan'ın maç eksiği olması transferi gündeme getirdi. Bütün bunlar olurken Fatih Terim susuyor! Ne dedim ben '14 Şubat'ı görmez.' Bütün bunlar olurken sessizliği, Terim'in niyetinin gitmek olduğunu ortaya koyuyor. Çünkü transfer ayı 6 ay değil. 1 Şubat'ta bitiyor. Her geçen gün de birtakım adamlar birtakım yerlere transfer oluyor. Uygun futbolcu sayısı azalıyor. Her geçen gün arta kalanlardan yapıyorsun transferini... Zengin pazardan değil, giderek daralan pazardan yapacaksın. Ya 'parası çok' diye alınmamış ya 'işe yaramaz' diye alınmamış kimler kalmışsa onları alacaksın. Böyle bir transfer politikası olur mu? Ama Galatasaray'ın 10 gününü 'Sneijder' diye yedi bu yönetim. Satır aralarında okuyorum; Fatih Terim bir liste vermiş. Bu listeyi bilen var mı? Bilinen bir tek şey var, Fatih Terim'in verdiği listeden daha bir kişi alınmamış. Bu ne demek? 'Biz Fatih Terim'i istemiyoruz' diyorlar. Fatih Terim de yılların deneyimlisi olarak medya üzerinden kavgaya girişmek istemiyor kimseyle... Fatih'in kimseden müdanası yok alır şapkasını gider. Galatasaray'ın stopere ihtiyacı var mı? Bence yok! Gökhan dört tane Cris eder. Semih'in de ebediyen sakat kalacak hali yok. Semih iyileşir, Gökhan da oynar, Dany de oynar. Ama şu dönemde Galatasaray'ın Sneijder mastürbasyonunu bir kenara atıp ciddi işler yapması lazım. Bunun için de ciddi bir başkan lazım, ciddi yöneticiler lazım. Galatasaray'da ciddi yönetici de yok. Ali Dürüst nerede, Abdurrahim Albayrak nerede? Gıkları çıkmıyor! 'Transfer sezonu bitiyor hey ahali ne yapıyorsunuz!' diyen yok. Fatih Terim'i tek başına bırakmışlar... Fatih Terim'in sırtında yumurta küfesi yok. Tekrar söylüyorum; alır şapkasını gider.

Hıncal Uluç ile haftanın gündemi

EN SON HABERLER