Belhanda'yı bırak "2 S"ye bak!..

Fenerbahçe için dünkü maç belki de olmak ya da olmamak adına son duraktı. İkinci yarı kurduğu baskıyla bu sezon 2. deplasman galibiyetine ulaştı. Bir başka deyişle Semih, takımı havlu atmaktan kurtardı.
Bu kritik galibiyet, Fenerbahçe'nin zirveye tutunmak istiyorsa izlemesi gereken yol haritası hakkında ipuçları taşıyor. Kazanırken gerçeklerle yüzleşmek, doğruları bulmak adına en sağlıklı yoldur zira.

KOCAMAN'IN STATÜKO TUTKUSU
• Aykut Kocaman'ın tutuculuğu, yine bir 45 dakikanın heba olmasına yol açtı. Daha geçen hafta Elazığ karşısında ziyan olan ilk yarı ve kupa sınavlarında "Çaren benim" diye bas bas bağıran Semih de Kocaman'ın bakış açısını değiştirmemişti belli ki… Son haftaların iki formda silahı Salih ve Semih yani "2 S" yerine, defalarca denenmiş ve sonuç vermemiş forvet arkası Baroni, arkada Topal ve Meireles… Kuyt-zaman zaman yer değiştirse de- asla yapamayacağı sol önde… Sağ kanat ise işlemesi imkânsız Topuz-Orhan Şam ikilisiyle kaderine terk edilmiş.
Yeni bir şey denemekten bu kadar çekinmek, alternatiflere bu kadar kapalı olmak gerçekten de ilginç bir ruh hali.
KONTROL OYUNUYLA 19 MAÇTA GERİ DÜŞMEK
• Fenerbahçe 36 maçın 19'unda geriye düşmüş!.. Deplasman maçlarında önde kaldığı süre ise sadece 70 dakika kadar. Tedbir futbolundan asla ödün vermeyen ve hemen her maça 6-7 savunma ağırlıklı oyuncuyla çıkan bir takım için ne kadar ironik… Fakat artık defans güvenliği top kesen, nefesi güçlü adamların çokluğuna endekslenmiyor. İşin sırrı, efektif pas oranında ve oyunu rakip sahada oynama becerinizde yatıyor. Topun peşinde koşturarak ya da rakibe set örerek değil topu rakibe vermeyerek savunmak yani.
SEMİH HEM GOL ATAR HEM DE PAS İSTASYONU OLUR
• Fenerbahçe transfer için artık çok geç kaldı. Bu saatten sonra gelecek bir ismin katkı yapma şansı çok düşük. Ancak illa yapılacaksa da artık Semih faktörü göz önüne alınmalıdır. Fenerbahçe mutlaka çift forvetle devam etmelidir. Yetenekleri erozyona uğramış da olsa genç (!) Semih'in sırtı dönük oynama becerisi, stoperlerle boğuşup Sow'un elini güçlendirmesi, pas istasyonu olma özelliği Kocaman için tek çıkış yoludur.
* Belhanda gibi bir ismin gelmesi 4-2-3-1'de ısrar edilmesi anlamına gelir… Ancak bu sistemin sonuç vermesi için sadece 10 numaranızın kalitesi yetmez…
Alex, bir "9.5" numaraydı. Oyun kurucu değil. "Gizli" hatta aleni forvetti. Aykut Kocaman'ın "Yıllardır işleyen bir sistem var değişiklik yapmayacağız" dediği bu diziliş, Brezilya'nın skor oburluğu ve yıllık 20-25 gol istatistikleriyle işliyordu.
SIFIR ÇEKEN ÖNDEKİ ÜÇLÜ…
• Alex yokken de bu sistem elbette uygulanabilir.
Matematik basit… Skor yükünü 3'lüye dağıtmak. Yani 10 numaranız sisteminiz olur.
Öndeki üçlü demişken:
Sol önde çoğunlukla tercih edilen Caner'in bu sezon attığı gol sayısı: "1".
Baroni'nin Alex'in mevkisinde oynamaya başladığından beri attığı gol sayısı: "2"… Yani arkada oynarken attığının yaklaşık 4'te biri…
Geçen sene ligde 10 gol atan Stoch'un bu sezon tüm maçlarda attığı gol sayısı: "0" (yazıyla sıfır).
Krasic'in 20 maçta attığı gol sayısı: "1". O da kupada…
Yani Kuyt dışında skor katkısı sağlayacak bir "eleman" yok öndeki üçlü opsiyonları arasında. Merkez orta saha zaten statik. Velhasıl 3'lü ofansif orta saha modelinin eldeki malzemeyle sonuç vermesini beklemek saflık olur.
• En akla yatkın çözüm, klasik 4-4-2'yi ve "2 S" formülünü olabildiğince çabuk adapte etmektir. Zira Salih biraz tempo ve tecrübe kazanırsa, çift yönlü merkez orta saha kontenjanı için rakipsiz hale gelebilir, Baroni'den formayı çalabilir.
SOL ÖN VE ALTERNATİF BİR SAĞ KANAT ŞART
• Transfer illa yapılacaksa birinci tercih sol ön olmalıdır. Krasic'ten tez zamanda kurtulup, Kuyt'a "zinde ve efektif" bir alternatif bulunmalıdır. Ama ne olursa olsun eldeki malzemeyle işlemediği defalarca kanıtlanan tek forvetten vazgeçilmelidir artık…
Ancak bunun için; gelecek oyuncuları, bütçeyi vs ayarlamaktan daha önemlisi Aykut Hoca'yı ikna etmektir:
"Değişiklik iyidir, bazen hayat verir…"
degerlibulent/twitter.com