Yapma be hocam!

Elindeki kısıtlı kadroya rağmen, takıma başarılı bir grafik çizdirmeyi başaran teknik direktör Samet Aybaba'ya, kaybedilen maçlar için değil ama futbolcuları hakkında sarfettiği sözler nedeniyle tepki geldi. Puan yitirilen maçlar sonrası özellikle futbolculara yönelik eleştrisel açıklamaları tecrübeli hocanın başına dert oldu.
Kazanırken sorun yok...
Beşiktaş'ta bazı yöneticiler, "Hocanın futbolcuları sürekli eleştirir görüntü vermesi doğru değil. Kazanırken, takımdaki aksaklıklar gözükmez ancak kaybedince sorunlar da su yüzüne çıkar. Aybaba'nın futbolcusunun eleştirir-över fotoğraftan uzaklaşması gerek" diye görüş belirttiler. Aybaba'nın açıklamaları karşısında, takımın ligdeki iddiası nedeniyle sessiz kalmayı seçen yöneticiler, kaybedilen Kasımpaşa maçıyla şampiyonluk şansının azalması sonrası düşüncelerini dile getirmeye başladı. Futbol Şube Sorumlusu Ahmet Kalvacı, "Şampiyonluk sözü vermedim" diyen Aybaba'ya "Beşiktaş ambleminin olduğu yerde tek hedef şampiyonluktur" çıkışını yaptı. Bu çıkış Aybaba'nın bir yönetici tarafından ilk kez hedef alınması olarak kayıtlara geçti.
İşte Aybaba'nın oyuncularını eleştiren açıklamalarından örnekler:

G.Saray-Beşiktaş: 2-1
"Biz araya çabuk oynayan bir takımdık. Bunları yapamadık. Fernandes, Oğuzhan, Olcay yapamadı. Pas trafiğini kuramadık. Savunma oyuncularının yapacak bir şeyi yok. Pas yapamayınca onlar da mecburen uzun oynadı."
Beşiktaş-Karabük: 2-2
"Oyunu 2-0 öne taşıdık. Rakibimiz 10 kişi kaldı. Sonrası kabus gibiydi. Çok kötü goller yedik. Bunu çevirecek oyuncu sayımız sıfır. Fernandes oyuna kötü başladı, oyuna ağırlığını koyamadı. Bırakın ağırlığını koymayı yardımcı bile olamadı."
Beşiktaş-Gaziantep: 1-1
"Karşılaşmanın son bölümünde oyuncularım geriye çekilerek yanlış yaptı. 10 kişi kalmış rakip karşısında öne çıkıp, gol atmalıydılar. Rakip baskı yapmıyor, spontane bir şekilde gol yiyoruz. Kalemizde gördüğümüz son dakika golüne inanmakta güçlük çekiyorum.
Oğuzhan Özyakup için
(Gazetecilere) 'Oğuzhan'ın kendine iyi bakması ve futbolunu geliştirmesi lazım. Onun havaya sokulmaması uyarısını devamlı yaptım. Yüz kere söyledim; 'Şımarıyor, yapmayın, etmeyin' diye, sonuçlarını görüyorsunuz."