Yazarlar Galatasaray-R.Madrid maçını yorumladı

UEFA Şampiyonlar Ligi çeyrek final rövanş maçında Galatasaray, İspanya'nın Real Madrid takımını 3-2 yendi. Rakibine deplasmandaki ilk maçta 3-0 yenilen sarı-kırmızılı takım, kupadan elendi. İşte spor yazarlarının karşılaşmayla ilgili yorumları... İskender GÜNEN: Mükemmel İkinci yarıda Real Madrid gibi dünyanın en iyi takımlarından birine 3 gol atabilmek kolay değil. Her yönüyle mükemmel bir Galatasaray izledik. İlk yarıda Ronaldo'nun attığı golden sonra oyunda istediğini yapan tempoyu ayarlayan takım Real Madrid'di. Galatasaray hücuma çıkarken direkt oynamak yerine çok yan pas yaptığı için rakibi az adamla yakalama şansı bulamadılar. İkinci yarıda ise rakibi kendi alanında baskıyla hataya zorlayarak çabuk ve ilk yarıyagöre hızlı ve direkt hücum girişimlerinde bulundukları için 3 gol üretme becerisi gösterdiler. Her ne kadar sonuç istediğimiz gibi olmasa da ikinci yarıda Galatasaray'ın oynadığı oyundan etkilenmemek mümkün değil. #Sayfa# Metin TEKİN: Terim, Jose'yi yendi Gerçekten bana göre mükemmel bir sonuç. Real Madrid'i oyuncuyla yenmenin çok zor olacağını düşünürdüm. Kilit nokta doğru oyun oynamaktır. Bir kez daha gördük ki daha çok hücumcuyla oynamak, daha çok hücum oynamak değil. Bana göre doğru yapı ikinci yarıdaki takım şekliydi. Tabii sadece bununla da açıklanamaz. Bazı maçlar vardır ki her iki devreyi, iki ayrı maç gibi oynarsınız. Tıpkı dün akşam ikinci yarıdaki Galatasaray gibi. Galatasaray dün gece elendi ama maçı yönetenler açısından bakarsak elindeki kartlara göre Fatih Terim, Jose Mourinho'yu bana göre yenmiştir. Tabii dün Arena'daki mücadeleyi gördükten sonra hepimizin aklı keşkelerle dolu Madrid'deki maçta kaldı. #Sayfa# Emrah KAYALIOĞLU: Başlar dik Doğrusu ilk yarıda Melo'nun 'Madrid'e giderken şansımız % 50 idi. Şimdi % 10. Evimizde kupaya veda edeceksek de bunu başımız dik yapalım' sözlerine uygun bir oyun göremedik Galatasaray'dan... Real gibi bir takıma karşı bunu yapabilmek, hele o başlangıç sonrası hiç de kolay değildi zaten. Jose Mourinho, 'Futbol tarihi mucizelerle dolu. Ben işin bitmediğini biliyorum. Oyuncularımı buna ikna etmeye çalışacağım' açıklamasında dile getirdiklerini lafta bırakmamış. İlk maçtaki 3-0'a rağmen Real, Arena'nın atmosferini de göz önüne alarak öyle bir başladı ki maça; adeta nefes aldırmadı. 8'de Ronaldo ile golü buldular. Galatasaray'ın sol kanadının ilk dakikalardaki halini, golde Khedira'nın yaptığı asisti önlemeye çalışanın Drogba oluşu gayet iyi anlatıyor. Fatih Terim, devre arasında futbolcularından tek bir şey istemişti: 'Sonuç ne olursa olsun bu sahadan başınız dik çıkın.' Aslanlar gibi oynayan bir takım, adeta satranç hamleleriyle (Değişiklikler Hamit/Amrabat, Umut/ Sabri ve Eboue/Elmander) Realliler'in kafasını allak bullak eden bir kulübe vardı Galatasaray adına ikinci yarıda. 56'da Eboue, Sneijder'in soldan getirip yerden geriye çıkardığı topu uzak 90'a çakarken 'Madrid'dekini nasıl kaçırdın?' dedirtti. 62'de Modric'in asistini (!) kale sahasında auta atan Sneijder, 70'te Sabri'nin hazırladığı pozisyonu boş geçmedi. Sıra Drogba'daydı. Fildişili, kariyerinin 89. Avrupa maçında (En çok maç oynayan Afrikalı olarak Kuffour'u yakaladı) İspanyol aşkını tazeledi. İspanyol takımlarına her 131 dakikada bir golü vardı. İlk maçı pas geçmişti. Arena'da bu istatistiği topuğuyla sürdürdü. Skoru uzatmalarda Ronaldo belirlese de, o saniyelerde Mourinho'nun saha kenarında Galatasaray'ı ve taraftarını alkışlayışı herhalde yıllarca unutulmaz. Drogba'nın maç sonunda tribünleri dolaşırken verdiği resim de Nouma-Beşiktaş, van Hooijdonk-Fenerbahçe'yi çağrıştırdı bize... Madrid'deki 90, Arena'daki ikinci 45 dakikanın özeti: Teşekkürler Galatasaray, teşekkürler Fatih Terim. Mutlu musun UEFA ve Platini? (Dün de Drogba'ya yapılan net bir penaltı vardı). #Sayfa# Bülent TİMURLENK: Mourinho'nun bildiği bizim unuttuğumuz Galatasaray 'futbolda imkansız yoktur'un eşiğinden döndü. Santiago Bernabeu'da verilmeyen iki penaltı, TT Arena'da Wesley Sneijder'in altıpastan bomboş kaçırdığı pozisyon, işte tüm bunlar çeyrek finalin Galatasaray açısından özeti... 3-0 gibi insanda umut bırakmayan bir skorun ardından Galatasaraylı futbolcuların tüm Türkiye'ye dün gösterdiği inananın, mücadele edenin kazanabileceğiydi. Üstelik erken yenilen bir gole rağmen... Bazı maçların dizilişi, taktiği kağıt üzerindedir. Sahada ayaklar kadar yürekler de oynar. Real Madrid turu geçmiş olabilir ama dün akşam sarı-kırmızılı futbolcular başta Galatasaraylılar olmak üzere bütün Türkiye'yi güneşli bir çarşamba sabahına uyandıracaklar. Sanırım herkes koca Mourinho'nun dün gece Arena'ya neden ideal 11'ini çıkardığını bu doksan dakikanın ardından anlamıştır. #Sayfa# Levent TÜZEMEN: Gurur duyulmalı UEFA'nın geçen yıl ıskaladığı Real Madrid-Barcelona finali Wembley'de oynanacak gibi görünüyor. UEFA bunun için de tedbiri elden bırakmıyor. Madrid'de iki penaltıyı Norveçli hakem 'Pas' geçmişti. Türk Telekom Arena'da görevi Fransız hakem devraldı. Fransız Lannoy ilk dakikadan itibaren çaldığı düdüklerle 'Bu gece ben Real'in yanındayım' dedi. Çünkü Galatasaraylı oyuncuların tehlike yaratacak pozisyonlarda rakiple girdiği mücadelelerde Fransız Lannoy 'Real'e değemezsin. Real'e dokunamazsın' kararlılığında düdüğünü çaldı. Tıpkı Madrid'deki gibi Ronaldo ile Real'in 8. dakikada bulduğu gol ofsayttı. Ancak Fransız hakemin düdükleri Galatasaray'ın attığı gollere bahane yaratamadı. Çünkü atılan üç golün üçü de birbirinden temizdi. KAYBETMEKTEN KORKMA! Erken golün rahatlığıyla yelpaze gibi açılıp kapanmaya başlayan Realli oyuncular üst düzeydeki 'Pozisyon bilgileri' sayesinde topu çok iyi yönetti. Galatasaraylı oyuncular topa hakim olduklarında nasıl pozisyon alacakları ve nereye nasıl koşacakları konusunda kararsızlık yaşadıklarından ayağa, araya isabetli pasları yapamadılar. Hamit-Amrabat değişikliğiyle ikinci yarıya başlayan Galatasaray, oyun anlayışı olarak da Fatih Terim'in, 'Kaybetmekten korkma.. bir şeyi kazanmak için bazı şeyleri kaybetmelisin. Ve; unutma.. Kaybettiğinde değil vazgeçtiğinde yenilirsen' sözünü zihinlerine kazıyarak Real'in önüne dikildi. Eboue'nin, Sneijder'in ve Drogba'nın 'Jenerik' olacak golleri Real'i bir anda alabora etti. Sneijder eğer boş kaleye gözü kapalı atacağı golü kaçırmasaydı Arena, Mourinho ve yıldızlar topluluğu Real'e cehennem olabilirdi. Galatasaray, Real Madrid bir devi yenerek elenmenin gururunu yaşadı. Galatasaraylı oyuncuları ve Fatih Terim'i çeyrek finalle sonlanan Avrupa heyecanını 12 yıl sonra tekrar yaşattıkları heyecandan dolayı kutluyorum. İkinci yarıdaki oyunun lige yansıdığında şampiyonluk yolunun açık olduğunu düşünüyorum. Not: Yarın gece Fenerbahçe'ye Avrupa Ligi'ndeki yarı final yolunda Lazio karşısında başarılar diliyorum. #Sayfa# Rıdvan DİLMEN: İz bıraktılar Karşılaşmanın ikinci yarısı için söylenebilecek tek cümle gurur duyduk. Hem oradaki hem buradaki maça bakıyorum, Real Madrid'den oyun olarak yüzde 10-15 oranında daha iyiyiz. İlk maç Madrid deplasmanında 4-0 bitmiş, (Böyle söylüyorum çünkü maçın başında yani 8. dakikada Galatasaray gol yedi. Yani maçın başında fark 4'e çıkmış oldu.) Kolay değil, gol yemeden Real Madrid'e 5 gol atman lazım. İlk yarı tamamlandığında Galatasaray'ın pozisyonu dahi yok. Yani Real Madrid'e 45 dakikada 5 tane gol atacaksın! TÜM DÜNYAYI ŞAŞIRTTI İşte bu noktada Fatih Terim devreye girdi. Real Madrid'le oynadıkları iki maça da 4-3-1-2 ile başlayan Fatih Terim, Madrid'de ikinci yarı üçlüye dönerken bu kez 4-2-3-1'e döndü. Dedi ki üçlü oynadım olmadı, 4-3-1- 2 oynadım olmadı, hatta üçlünün her versiyonunu oynadım olmadı, 4-3-1- 2'ye döndü ve Real Madrid'i darmadağın etti. Hazırlanış olarak şahane goller attı Galatasaray. İkinci yarıda bütün ülkenin takdir ettiği bir tempo yakaladı. Galatasaray, Real Madrid gibi üst düzey bir takım karşısında bütün dünyaya 'Neler oluyor? Bir futbol mucizesi mi geliyor' dedirtti. Olmadı, ama Galatasaray iz bıraktı. MADRİD'İ SAHADAN SİLDİLER Dünkü ikinci yarıya kadar Melo'un dışında futbolcularından beklediği performansı alamayan Galatasaray, bir anda 11 kişi ile çok iyi oynayarak Real Madrid'i adeta sahadan sildi. Yani galiptir bu yolda mağlup. Verilen verilmeyen penaltılar, kartlar her zaman tartışılır ama skor 3-1 olduktan sonra hakemin Galatasaray'ın lehine çalmayıp Real Madrid'e çaldığı fauller var ki hakemin o 3 dakikalık tempoyu düşürmesi mucizeyi engelleyecek küçük de olsa bir sebepti. Tebrikler Galatasaray, Tebrikler Fatih Terim... #Sayfa# Mert AYDIN: Ne 45 dakikaydı! Real Madrid'in anlı-şanlı yıldızları dün geceyi ders olarak bir yere not edeceklerdir. Futbolun rehavete izin vermeyen bir oyun olduğunu bir daha unutmayacaklardır. G.Saray belki yarı final biletini alamadı ama maçın son 20 dakikasında, 'Ya olursa' dedirtti ya o yeter! Aslında Real Madrid, maça ciddiyetle başlamıştı. Hem Ronaldo'nun golü, hem de yakaladıkları pozisyonlar, turu almayı ne kadar istediklerini göstermişti. İlk yarı boyunca Galatasaraylı futbolcular arı gibi çalışkandı. Ama iş bal yapmaya gelince pek başarılı değillerdi. Muslera'nın kurtardıkları farkı engelliyordu. İlk yarının tek tesellisi Sneijder'in biraz olsun oyunun içinde bulunmasıydı. Real'e ders verdik İkinci yarı başında Amrabat'ın oyuna girmesi maçın kaderini de değiştirdi. Realli futbolcuların vurdumduymazlığı, Selçuk'tan Sneijder'e, Amrabat'tan Drogba'ya hücumcuların hareketliliği bazı şeylerin değişebileceği sinyallerini veriyordu. Sneijder'in görüşü ve Eboue'nin harika şutu beraberliği getirirken Real Madrid artık o rehavetten dönüşün zorluğunu yaşıyordu. Beraberlik golünden sonra oyun tamamen Galatasaray'ın eline geçti. Riera da devamlı ileri çıkıyor ve sarı-kırmızılılar ilk yarının aksine etkili geliyordu. Ortada ne Ronaldo kalmıştı ne Mesut. Selçuk oynuyor, Sneijder oynuyor, Amrabat oynuyordu. Hollandalı inanılmaz bir gol kaçırdıktan sonra bunu telafi eden golü attı. Hemen sonrasında ise Drogba'nın topuk golü geldi. Bu maçın sonucunda tur gelmedi. Ama Galatasaray, dünyanın en önemli, en güçlü takımlarından birine sadece 45 dakika oynayarak gerçek bir ders verdi. #Sayfa# Fatih KUŞÇU: En yakışıklı veda budur Şampiyonlar Ligi 'Maç günü' dergisi; Umut Bulut, 2 sayfaya konuk oluyor, başlığı: Fatih Terim, Galatasaray kadar büyük isim... Mersin İdman Yurdu maçında sahadan atılan Terim'in yardımcıları, Ümit Davala ve Hasan Şaş, tribüne çağrılıyor. Yumruk şov, 'İmparator Terim' tezahüratıyla bitiyor. Daha kurada, Terim'e saygı turlarına başlayan Mourinho, takımını iyi hazırlamış. İlk 10 dakikada Riera'nın kanadı otobana dönüyor, zaten Ronaldo fişi çekiyor. Sonra ağzına kadar dolu TT Arena'da, tur gibi kazanma umudu da mucizelere kalıyor. UEFA'nın dergisi Selçuk, Hamit, Muslera ve Riera'yı anahtar isimler olarak yorumlamış. Real'in iki cezalısı, Xabi Alonso ve Ramos'un yokluğunda, Modric ve Pepe ilk 11 başladı. Modric, savunmadan çok atakta güçlü bir isim. 13 takıma yenilmişti İlk yarıda Mesut'un savunma arkasına attığı toplarda, ofsaytı bozan Semih, geri dönemeyen Riera, sıklet farkının vurgularıydı. İkinci yarıda, birbirinden güzel gollerle gelen galibiyet, buruk değil şahane bir veda oldu. Didier Drogba'nın penaltısını veremeyen Fransız hakem, Norveçli meslektaşını aratmadı. Bu maça nereden gelindiğini unutmamak gerek. Daha 2 sezon önceydi, kendi liginde, 13 ayrı takıma yenilmişti G.Saray. Şampiyon oldu, hem de Terim'in sözüyle 'bir sezonda iki kere'. Ünal Aysal, tribünü coşturan transferleri; Terim, Avrupa'da adını anımsatan takımı gerçekleştirdi. Taraftar takıma, takım Terim'e, Terim yönetimine böyle teşekkür etti. Hak ettikleri gibi. #Sayfa# Vedat İnceefe: Ah o ilk gol olmasa! Ne olursa olsun Şampiyonlar Ligi'nde olmak ve bu ortamı yaşamak Galatasaray adına önemli bir ortamdı. Öylesine muhteşem bir ortam vardı ki, bir mucize olsa ve Galatasaray turu geçse sanki stat yıkılacak gibiydi. Maçın başlangıcında Real Madrid bu işin zor geçeceği tahmin etti ve maça hızlı başladı. Ronaldo'nun 8. dakikadaki golü bizi yıktı. Galatasaray'ın bu sezon en fazla sıkıntı çektiği bölge defanstı. Bir türlü buradaki sıkıntıyı çözemedi. Belki de bu problem Galatasaray'ı turdan etti diyebiliriz. İlk yarı itibariyle çok net olmasa da birkaç pozisyon buldu. Onları da gole çeviremedi. HERKESE TEŞEKKÜR İkinci yarıda herkesin umutlarının bittiği anda bir anda Emanuel Eboue'nin golü ardından Wesley Sneijder ve Didier Drogba'nın ard arda golleri, 'Acaba bir mucize daha gerçekleşir mi!' dedirtti. Fakat bu sefer mucize gerçekleşmedi ama çok yaklaştı! Eğer yenilen o ilk gol olmasıydı. Belki de uzatmalarda veya penaltılarda Real Madrid'i elemek, yarı finale çıkmak içten bile değildi. Bizlere bu güzellikleri yaşatan, başta futbolcular olmak üzere Galatasaray Teknik Direktörü Fatih Terim'e sonsuz teşekkürler. Seneye Sarı-Kırmızılı kulüp bu istikrarla devam ederse yarı final hatta final bana göre Galatasaray'a uzak değil. * * * MAÇIN EN İYİ OYUNCUSU Fildişili futbolculardan Eboue ve Drogba çok savaştı. İkili Galatasaray'ın en etkili oyuncularıydı. * * * MAÇIN EN KÖTÜ OYUNCUSU Galatasaray adına kötü diyeceğimiz şey savunma. Özellikle yenen ilk golde büyük hata var.

Yazarlar Galatasaray-R.Madrid maçını yorumladı

EN SON HABERLER