Gaziantep'te karşılaşma öncesinde faciaya yol açabilecek bir olay yaşandı. Polisin biber gazı kullanması nedeniyle kale arkası tribününde bulunan taraftarlar zarar gördü ve sahaya indiler.
Bu korkunç bir olay!.. Türkiye'de biber gazıyla ilgili söylenmedik laf kalmadı. Yani tribünlerin dışından sıktığın biber gazı, tribünün içindeki adamı boğacak noktaya geldiyse ne kadar biber gazı sıkılıyor anlayın.
Biber gazı neticede zehir. Polise biber gazı verirsin, herkes veriyor ama onu kullanmanın bir ölçüsü vardır! Tribünleri aşıp sahanın içini zehirleyecek kadar sıkmak ne demek? Kurşun at daha iyi! Kurşun çünkü sadece karşısındakini vurur, ötekileri değil.
Gaziantep'teki maçın gergin olacağı belli, Gaziantep'te valilik yapmış İçişleri Bakanımız var. Gaziantep'i benden iyi tanır. Gaziantep polisi, o gün sabahtan itibaren önlemleri almaktan aciz demek ki! Son anda stadı boğacak kadar tonlarla biber gazı kullanıyor. Böyle bir şey olur mu? Ama soruşturan var mı?
Türkiye'deki biber gazı doğru mu, kullanılıyor yanlış mı kullanılıyor soruşturan var mı? Maskeyi takan eline biber gazını alıyor, salla Allah salla!..
Bir korkunç olay da İnönü Stadı'nda vardı. Protokolden inen takım elbiseli üç adam coplarla taraftar dövdü ve hiçbir şey olmamış gibi yeniden protokole çıkıp ortadan kayboldu.
O bana sorarsan asrın olayı! Bu neyi gösteriyor; her türlü eşkıya protokol tribününe girebilir ve oradaki bir devlet büyüğünü öldürebilir. Çünkü aranmıyorlar demek ki... Numaralı tribüne girerken üzerindeki 50 kuruşu 'madeni para' diye alanlar protokol tribününe girenleri aramıyorlar. Oraya cebinde 'glock tabancayla girebilirsin' demek ki!
Buna böyle bakan bir kişi yok. Neden; bu ülkede savcı yok çünkü!.. Ben resmen ona inanıyorum. Polis üçünü de yakalamış ve savcılığa göndermeden serbest bırakıyor ve ertesi gün Cumhuriyet Savcısı 'Ne yapıyorsun hemşerim! Nerede o adamlar?' demiyor Emniyet Müdürü'ne!..
Maçta savcı da var. Özel savcı var maçta... O özel savcı gelsin ona sorun, maç yorumunu o yapsın. O iş için gidiyor herhalde!.. Ben burada savcılık yaptığıma göre Hıncal Uluç olarak, maçta görevli özel savcı da yoruculuk yapsın. Ne bileyim ben!
Protokol tribününe üstü aranmadan üç kişi nasıl girmiş? Bu dünya çapında skandaldır. Demek ki yarın Putin, Türkiye'ye maç seyretmeye gelse adamı tribünde öldürebiliriz biz! Böyle bir şey olabilir mi!..
O protokol tribününün kapısında kim varsa hepsinin tutuklanması gerekirdi bugün... Sadece saldıranlar değil. 'Siz bunları içeri nasıl bıraktınız?' diye...
Vilayetin yaptığı açıklamaya bakar mısın; 'Biz takımlara on beşer tane akreditasyon kartı veririz. Gerisine...' Yok ya! O on beş tane kart eşkıyanın eline düşerse ne olacak? Böyle bir şey olur mu!..
Çoluk çocuk önünde insanlar kan revan içinde kaldı.
O önemli değil! Protokol tribününde adam öldürülür, tetikçi sokarsın oraya adam öldürürsün. Ben çok başka bir şey konuşuyorum. 'O adamların oraya nasıl girdiğini' konuşuyorum. Bunu sorması gereken İstanbul Valisi, bunu sorması gereken kişi İstanbul Cumhuriyet Savcısı...
Protokol tribününe üç tane adam, ceplerinde coplarla nasıl girdiler, bunlar nasıl aranmadı ve niye o gece ve ertesi gün hiçbir işlem yapılmadı?
Yoksa biz tribün kavgasına her zaman şahit oluyoruz. O tribün kavgaları yüzünden işte o rafta duran yasayı çıkardık. O başka bir şey... Ama ben biliyorum ki numaralı tribünde emniyetteyim, en fazla ağzımı burnumu kırarlar, hastanede kendime gelirim. Protokol tribününe gidersem emniyette değilim, orada öldürülebilirim. Çünkü orada arama yok. Oraya her türlü silah girebilir, her türlü eşkıya, her türlü tetikçi oraya girebilir.
Polat Otel'in güvenlik müdürünü adamın biri satın almadı mı o resimler için... Başka bir adamın biri de bir başkasını satın alır; 'Ver şu akreditasyon kartını bana' der boynuna asar glock tabancasıyla içeriye girer, istediğini vurur çıkar gelir. Olaya böyle bakan yok ya!