Hıncal Uluç ile haftanın gündemi

Sabah Gazetesi'nin usta kalemlerinden Hıncal Uluç, UEFA Tahkim Kurulu'nun Fenerbahçe ve Beşiktaş ile ilgili aldığı kararı Sabahspor.com okuyucuları için değerlendirdi. Uluç; UEFA'nın TFF'ye güvenmediğini söyleyen Uluç 'ben aslında Türkiye'de Türkiye Futbol Federasyonu olduğuna inanmıyorum. Ben Türkiye'de Federasyon olduğuna inanmıyorum. Bu mevcut yönetmeliklerle Ankara istediği herkesi Federasyon Başkanlığı'na getiriyor. Yıldırım Demirören'i de Türkiye'deki kulüplerin seçmediği açık. Beşiktaş'ı batıran, olabilecek en kötü şöhretli bir adam nasıl olur da Federasyon Başkanı olabilir? Ama getirildi Federasyon Başkanlığı'na. Aslında Yıldırım Demirören, Mehmet Ali Aydınlar'ın kafasındakini yapmaya uğraşıyordu' dedi. Özge AYDIN / SABAHSPOR.COM #Sayfa# UEFA Tahkim Kurulu, Fenerbahçe'nin 2+1 yıllık cezası Avrupa kupalarından men cezasını 2 yıla indirdi, Beşiktaş'ın 1 yıl men ceza ise onandı. Siz bu kararları bekliyor muydunuz? Yani bu kararı yadırgamadım. Cezaların kaldırılabileceğini düşünmüyordum hiç. Fenerbahçe'nin artı biri zaten göstermelik bir cezaydı. Göstermelik kısmını kaldırdılar, geçerli kısmı duruyor. İki kulübümüz, Uluslararası Spor Tahkim Mahkemesi'ne (CAS) Avrupa kupaları kuraları öncesi yürütmeyi durdurma için başvurdu. Şimdi CAS'tan dört – beş ay evvelden karar çıkmaz. Fenerbahçe ve Beşiktaş için CAS'tan çıkacak en olumlu karar ya da Kasımpaşa ya da Bursaspor için en olumsuz karar yürütmeyi durdurma kararı olabilir. Bu yürütmeyi durdurma kararı vermesi için de kulüplerin CAS yargıçlarına verdikleri savunmalarında çok inandırıcı olmaları gerekir. Yani CAS'ın geçmişine baktığınız zaman öyle pek kolay yürütmeyi durdurma kararı verdikleri görülmüyor. Fenerbahçe ve Beşiktaş'ın dosyaları da çok yüklü ve çok kalabalık bir dosya. Yani münferit bir iki olay değil. Öyle olduğu için ben bir yürütmeyi durdurma kararının çıkacağını da tahmin etmiyorum. Çünkü bu fazla iyimserlik olur. Kimse bu hayale kendini kaptırmasın. Çıkarsa ne mutlu Fenerlilere ve Beşiktaşlılara. Şimdi gözler Türkiye Futbol Federasyonu'nda. UEFA'nın Federasyon'a 'Kararınızı yeniden gözden geçirin' diye baskı yapabileceğine dair iddialar var. TFF'ye herhangi bir yaptırım uygulanır mı? Yani ben aslında Türkiye'de Türkiye Futbol Federasyonu olduğuna inanmıyorum. Ben Türkiye'de Federasyon olduğuna inanmıyorum. Bu mevcut yönetmeliklerle Ankara istediği herkesi Federasyon Başkanlığı'na getiriyor. Yıldırım Demirören'i de Türkiye'deki kulüplerin seçmediği açık. Beşiktaş'ı batıran, olabilecek en kötü şöhretli bir adam nasıl olur da Federasyon Başkanı olabilir? Ama getirildi Federasyon Başkanlığı'na. Aslında Yıldırım Demirören, Mehmet Ali Aydınlar'ın kafasındakini yapmaya uğraşıyordu. Yani Fenerbahçe'yi olaydan mümkün olan en az ceza ile kurtarmak. Başbakan Erdoğan'ın sözleri çok açıktı 'Kişilerin işledikleri cezadan dolayı kesinlikle kurumlar cezalandırılmamalı' deyişi açık açık bunu ifade ediyordu. Ama UEFA tam tersini yaptı. Kişilerle ilgili şu anda karar yok, müfettişlerden ilave rapor istendi. O raporlar ne zaman gelir, kişiler ne zaman ceza alır bilinmez ama kulüplere apar topar cezayı kestiler. #Sayfa# Türkiye Futbol Federasyonu'nun düşündüğünün tam tersini yaptılar. Federasyon da insanlara ceza verip, kulüpleri kurtarmaya uğraşıyordu. Şimdi bu da tabii Federasyon ile UEFA'nın karşı karşıya gelmesi demek bir anda. Bu da Türkiye açısından hoş bir şey değil. Bu nasıl çözülecek? Bunun bir tek çözüm yolu var, UEFA'nın Federasyon'a güveni yok. Bu Federasyon Başkanı UEFA'ya sahte belge gönderdiği için Beşiktaş kupalardan ihraç edilmişti. Yani düşün UEFA'ya sahte evrak gönderen adam Türkiye Futbol Federasyonu Başkanı. Onun için yapılması gereken şey derhal bir olağanüstü kongre toplayıp Türkiye futbolunu yönetmeyi hak eden bir Federasyon'un, özgür, kulüpler tarafından seçimini sağlamak. Bu da günümüzün koşullarında bana sorarsanız bir hayal. Onun için geleceği karanlık olmasa bile çok bulutlu görüyorum. Bu durum Milli takımı nasıl etkiler? Milli takımın ne kadar etkilendiği zaten görüldü. A Milli Takımı'mız dökülüyor, U-20 Milli Takımı'mız perişan oldu. Efendim 'U-20 organizasyonunu çok iyi yaptık.' Geçiniz! Bunlar palavra! Benim 1980'den beri katılmadığım organizasyon kalmadı. Organizasyonu yapanlara o organizasyonun sahipleri çıkarlar hep teşekkür ederler 'Harikaydınız' diye. Hiç daha başka laf duymadım. Hepsi harikadır, adettir, yazılı konuşmadır. Dünyanın en az seyircili U-20 Dünya Kupası'nı yapmayı başarmış bulunuyoruz. Bu da Olimpiyat yolunda çok önemli tabii. Olimpiyatlara talip Türkiye'nin seyircisiz olduğunu dünyaya gösterdik. Yani Türk futbolu en kötü zamanını yaşıyor aslında her bakımdan. Onun için Federasyon'un değişmesi Türk futbolu açısından da iyi olacak.

Hıncal Uluç ile haftanın gündemi

EN SON HABERLER