Salı 06.08.2013 00:00

İleride Selçuk Yula var

Sene 1985. 18 Eylül akşamı…
Televizyon vermiyor maçı, radyo başındayız çekirdek aile. Radyo yılları zaten o zamanlar… Haber de orada, eğlence de, arkası yarın hikayeleri de…
Küçük Dev Adam İlyas Tüfekçi bırakıyor aradan, Selçuk fırlıyor. Kaleciyle karşı karşıya… Bordeaux'un efsane savunmacısı Battiston arkadan yetişmeye çalışıyor, bakıyor olmayacak çekmeye çalışıyor ama nafile…
Sonra Murat Ünlü'nün sesi yankılanıyor evin salonunda. Türkiye'de milyonlarca evin salonunda…
"Gooooollllllll!.."
Saçları, stili, topun mecali kaleye varmaya yetmeyecek gibi penaltıları, yaratıcılığı, golleri, Bordeux mucizesi...
Tamam bunları onu seyreden, dinleyen herkes biliyor zaten.
Ama Selçuk Yula çok daha fazlası aslında. O bunca gözyaşı.
O yüzden düğümlenen sözcükler.
TV'de maç izlemeyi lüks sayan bir kuşak demek Selçuk Yula. Geceden stadın önünde bilet için sabahlamak, itiş kakış girince de külahta çekirdek çıtlayıp maç saatini beklemek, patates tarlası zeminlerde maç izlemek demek.
Avrupa kupası maçlarında ezeli rakiplerini delice tutan Beşiktaşlı demek, Galatasaraylı demek…
Futbola ısrarla romantik bakan bir kuşağın artık yaşlanması demek.
Renklerin yüceliğine, en sert rekabetin dahi onuruna, en çetin rakibin dahi dostluğuna, yarı yarıya tribünlerin büyüsüne inanların eksilmesi demek.
Efsane zaferleri çocuklarına, torunlarına anlatan büyüklerin yanaklarında bir yaş damlası daha eklenmesi demek Selçuk Yula…
Radyoda, reklamlarla kesilip duran cızırtılı maç yayını demek.
Çubuklu demek… Bir oyuncunun kulüp sevgisi, forma aşkı için evini dahi satması demek.
Sokak arasında, Arnavut kaldırımlarda adım almaca demek, kıyasıya maç demek. Terleyen sırta annelerin koyduğu bez demek.
Sadece Fenerbahçeliler ağlamıyor bugün giden kaptanlarının ardından. Bütün futbol aşıkları ağlıyor.
Ve anlıyor ki artık bazı şeyler gerçekten bitiyor, tükeniyor…
Biriktirdiğimiz en değerli futbolcu kartlarından biriydi o zamanlar Selçuk Yula.
Hiçbir kartla takas etmezdik onu… Hiçbirşeye değişmezdik Kaptan'ı anlayacağınız.
Şimdi orada, Bordeaux zaferinin diğer iki mimarı Erdoğan Arıca ve Hüseyin'le birlikte.
Bize futbolu sevdiren her renkten büyükleriyle yanyana…
Ama nereye giderse gitsin yeri belli onun.
Mevkisi belli…
Ne diyordu 30 yıl evvel o tribünler avazları çıktığı kadar?
İleride Selçuk Yula var…

X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.