Çarşamba 05.02.2014 00:00
Son Güncelleme: Çarşamba 05.02.2014 10:39

16 yaşında kurşunlandı! Yılmadı GS'ye transfer oldu

Galatasaray'ın 16 yaşında diz kapağından kurşunlanan yeni yıldızı Veysel Sarı'nın ilginç hikayesi okuyanları hayrete düşürüyor.

Galatasaray'ın 16 yaşında diz kapağından kurşunlanan yeni yıldızı Veysel Sarı'nın ilginç hikayesi okuyanları hayrete düşürüyor. İşte genç futbolcunun Tophane sokaklarından Florya'ya uzanan ilginç hikayesi...
Futbola ne zaman ve nasıl başladın?
Her futbolcu gibi mahalle arasında futbol oynamaya başladım. Kola kutularıyla bile futbol oynardım. Tophane'nin küçük sahasında arkadaşlarla oynarken, Beyoğlu Yeniçarşı'nın antrenörü Rahmi Hoca beni görmüş, beğenmiş. "Kulübe gel" dedi. O sırada 11 yaşındaydım. Babama danıştım, o da olur verince gittim.
Ailen futbolcu olmanı nasıl karşıladı? Ailende futbol oynayan birileri var mıydı?
Ailemde değil, sülalemde futbolla ilgilenen birini bulmak çok güç. Sadece amcam biraz futbolu takip eder. Bir de abim yaşı itibariyle futbolla ilgileniyor. Hatta beni yönlendiren de abimdir.
Futbola başladığın dönemde zorluklar yaşadın mı?
Tophane'de oturuyorduk, Beyoğlu Yenişarçı takımı antrenmanlarını Halıcıoğlu'nda yapıyordu. Her gün Tophane'den Şişhane'ye yürür, oradan da Halıcıoğlu'na kadar otostop yapardım. Eğer kimse arabasına almazsa, yine yürürdüm. Amatörlüğün şartları zordur. Toprak sahada, çamurun içinde antrenman yapar, kendi eşyalarınızı kendiniz yıkarsınız. Annem o konuda çok kahrımı çekmiştir, sağ olsun.
Peki eğitimini de sürdürdün mü bu arada?
Liseyi Beyoğlu Fındıklı Lisesi'nde okudum. Sonra da Eskişehir'de üniversiteyi kazandım. Turizm Otelcilik Bölümü öğrencisiyim ama profesyonel olarak futbol oynamaya başlayınca okula devam edemedim. Bu nedenle açık öğretimde eğitimimi sürdürüyorum.
Futbola başladığında nereleri hayal ediyordun?
Amatör futbol oynadığım dönemde başımdan kötü bir olay geçti. 16 yaşındayken dizkapağımdan vuruldum. O nedenle ailem futbolu bırakmamı istedi.
Bu olay önemli. Nasıl vuruldun, neden vuruldun, bu konuya girelim istersen.
Tophane'de olur böyle şeyler (gülüyor). Okul çıkışında üç arkadaş yürürken kim olduğunu bilmediğimiz birisi artık ne sebeple olduğunu bilmiyorum ama bize ateş etti. Dizkapağımdan vuruldum. Hemen hastaneye kaldırdılar. Doktor benim yanımda anneme, "Bu çocuk artık yürüyemez" deyince annem çok kötü oldu. Bende de çok ciddi olamamak gibi bir durum var. Her olaydan gülecek bir şey çıkartırım. Orada da annemler feryat figan ağlarken ben yine gülüyordum. Doktorun "Artık yürüyemez" sözlerini duyunca, "Böyle olmayacak, başka bir hastaneye gidelim" dedim. Gittiğimiz hastanede ortopedi mütehassısı bana MR için gece randevusu verdi. Gece yeniden hastaneye gittik ve MR çektirdik. Doktor sonuçları görünce, "Mucize gibi bir şey, dizkapağına sanki hiçbir şey girmemiş gibi" dedi. Mermi girip çıkmış ama bağlarda veya kemikte hasara yol açmamış. 1.5 ay sonra maça çıkıp, üç gol attım.
Sonrasında da futbolculuk hayallerini gerçekleştirmeyi başardın.
Özellikle bu vurulma olayından sonra, ailem futbol oynamaktan vazgeçeceğimi umdu. Futbolu bırakmamı istiyorlardı. Neredeyse 20 yaşına yaklaşmıştım ama hâlâ amatör kümede futbol oynuyordum. Annem eczacı kalfası olmamı tavsiye ediyordu. Ben de "Anne bari 1 yıl dershaneye gideyim ve okumayı sürdüreyim" dedim. Dershaneye de yazıldım. Ama içimdeki futbol oynama arzusu ve umudu hiç dinmiyordu. O dönemde Müjdat Yetkiner Hoca aradı. Beni Amatör Millî Takım'dan tanıyordu. "Dikilitaş'ı çalıştırıyorum, seni de takımımda görmek istiyorum" dedi. Bana o zamanın parasıyla 7 milyar lira verdiler. 19 yaşına gelmiş ve futboldan ilk kez para kazanmıştım. Peşinatımla dershane ücretimi ödedim, sonra kalan taksitlerimi de yine kulüp ödedi. Dikilitaş'ta iyi bir sezon geçirdim ve yeniden Amatör Millî Takım'a seçildim.
Daha önce forvet oynadığını söylemiştin. Eskişehirspor'da ise bu sezon stoper olarak görev alıyorsun. Bu mevki değişikliğinden de söz eder misin bize?
Beyoğlu Yeniçarşı'daki son sezonumda hocam Metin Kurt'tu. İlk geldiğinde fiziğime bakıp, "Sen stoper oynayacaksın" dedi. Ben de "Oynayamam hocam" cevabını verdim. Çünkü tabiri caizse kız gibi top oynuyordum o sıralarda. Kafa topuna çıkmazdım, mücadele etmezdim, sadece top ayağıma geldiğinde oynardım. Fakat Haydar takımıyla oynayacağımız bir maçtan önce stoperimiz sakatlanınca Metin Hocam benden o bölgede oynamamı istedi. O maçta stoper oynamaktan keyif aldım. Topu kesmek, uzaklaştırmak veya geriden oyun kurmak bana zevkli geldi. Dikilitaş'ta da ağırlıklı olarak ön libero oynadım.

X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.