Uluç: Selçuk'u azarlamak senin haddine mi?

Sabah Gazetesi'nin usta kalemlerinden Hıncal Uluç, geçtiğimiz haftaya damgasını vuran spor olaylarını Sabahspor.com okuyucularına değerlendirdi. Uluç 'Bazı arkadaşlarımız Selçuk'u suçlamışlar. Kendilerini onun yerine koysunlar bakalım. Şuraya kapıdan girsin 'Hıncal abi sen Selçuk'u savunmuşsun' desin, daha onu derken 'Hadi dışarı, sen kim oluyorsun benim odama giriyorsun. Haddini bil! Bas git' desem ben ne yapar? Bu masayı kafama geçirir. Bir de insancıl tepkiler var. Dünkü köşemde uzun uzun bunu yazdım. Özetini söylüyorum size; Türk korsanları İtalya sahillerini basarken, İtalya'da anneler çocuklarını 'Türkler geliyor' diye korkuturlar, korsanlar devrinden kalma bir laftır bu. Bu Mancini'ye herhalde çocukluğunda annesi 'Türkler geliyor' diye çok korkutmuş' dedi. Özge AYDIN /SABAHSPOR.COM #Sayfa# Galatasaray – Fenerbahçe derbisine Selçuk İnan – Mancini gerginliği damgasını vurdu. Maç içinde bazı pozisyonlarda Mancini'nin tepkisini çeken Selçuk İnan, karşılaşmanın son bölümünde İtalyan teknik adamla karşı karşıya geldi. İkinci yarıda Selçuk'un yaptığı kötü orta sonrası Mancini'nin tepkisiyle başlayan gerginlik, giderek büyüdü. Bu pozisyonda Mancini'nin saha kenarından bağırarak ve el hareketleri yaparak gösterdiği tepkiye, tecrübeli oyuncu el hareketleriyle karşılık verdi. O bir yüz karası olaydır. Mancini maçın başından beri (televizyon başında gayet net gördük) Selçuk ile uğraşmaya başladı. Yanına çağırıyor, bağırıyor, çağırıyor, pasına kızıyor, şutuna kızıyor... Kıyamet koparan attığı şut. Hiçbir teknik direktör şut atan oyuncusunu hem de böyle bütün tribünlerin ve bütün kameraların önünde fırçalamaz. Karşında bir genç adam var, çocuk değil. Bu bir mahalle maçı olsa ve de karşındaki 5 yaşındaki çocuğun olsa azarlarsın kenarda. Ama o yaşını başını almış, bu toplumun saygın bir üyesi. Nasıl bir haddir bu azarlıyorsun bağırarak. Çağırırsın kulağına bir şeyler fısıldarsın, konuşursun. Ama 'Ben Selçuk'u azarlıyorum' diye şov yaptı Mancini. İki dakika sonra aynı yerden, aynı şutu, aynı minarelere diken Sneijder attı. Seyredin bakalım Mancini'nin tepkisi var mı? Tam eski Türk deyişi 'Hanım yaparsa kaza, halayık yaparsa ceza.' Sneijder hanımefendisi Galatasaray'ın, Selçuk halayık. Halayığın kolunda Galatasaray'ın kaptanlık bandı var. Selçuk'un tepkisini gayet normal karşılıyorum. Çünkü başından itibaren Selçuk'u yıpratmak, Selçuk'u harcamak ve de çıldırtmak için elinden geleni yaptı Mancini. Sonunda da çıldırttı ben de olsam ben de çıldırırım. 'Ben de çıldırırım' dediğim pozisyonda da Selçuk'u suçlayamam. Bazı arkadaşlarımız Selçuk'u suçlamışlar. Kendilerini onun yerine koysunlar bakalım. Şuraya kapıdan girsin 'Hıncal abi sen Selçuk'u savunmuşsun' desin, daha onu derken 'Hadi dışarı, sen kim oluyorsun benim odama giriyorsun. Haddini bil! Bas git' desem ben ne yapar? Bu masayı kafama geçirir. Bir de insancıl tepkiler var. Dünkü köşemde uzun uzun bunu yazdım. Özetini söylüyorum size; Türk korsanları İtalya sahillerini basarken, İtalya'da anneler çocuklarını 'Türkler geliyor' diye korkuturlar, korsanlar devrinden kalma bir laftır bu. Bu Mancini'ye herhalde çocukluğunda annesi 'Türkler geliyor' diye çok korkutmuş. Ciddi söylüyorum, şaka değil! Türk nefreti, Türk korkusu adamın beynine yerleşmiş, şimdi eline fırsat geçmiş, bütün komplekslerini tatmin etmeye çalışıyor. Bir takımın teknik direktörü, bir takımın kaptanını bu şekilde aşağılayamaz. Bunun ruhsal bir izahı olmalı, mantıksal değil. Ruhsal izahı da bu herhalde, çocukluk korkusu. #Sayfa# Bir diğer konu da Mancini'nin Drogba kararıydı. Mancini'nin son günlerin formsuz ismi olan ve sakatlıktan yeni dönen Fildişili futbolcuyu ilk 11'de oynatmasını nasıl değerlendiriyorsunuz? Drogba geldiği günden beri yokları oynuyor. Türk Telekom Arena'ya ödül almak için gelen Hagi ne dedi? 'Beni bıraksalar beş dakika harika top oynarım' dedi. Drogba da beş dakika oynuyor. Yani Drogba'nın oynadığı dakikaları maçın içinde ayıklarsan beş dakikayı geçmez. Maçın tamamı zaten 41 dakika oynanmış. 23 dakika Galatasaray, 18 dakika Fenerbahçe oynamış. Yani maçın sekiz de birini 'Ben oynarım' diyor Hagi. Drogba da büyük futbolcuydu zamanında. İşte bunlardan birine vurup da gol oldu mu bizim yağcı, yabancı hayranı, aşığı 'Aman' diyenlerin ağzından sular akarak yazılar döşüyorlar. Drogba hiçbir şey yapmadığı zaman da 'Niye oynuyor' demiyorlar. Yani Drogba'nın oynayacağını ben başından beri adımı bildiğim gibi biliyordum. Bunlar her Fener – Galatasaray maçı öncesi karşılıklı olarak yapılan çok bilindik taktiklerdir rakibin kafasını karıştırmak için. Çünkü Drogba oynarsa başka türlü oynaması lazım Ersun Yanal'ın, Umut ve Burak ile oynarsa başka türlü oynaması lazım. Tek forvet ile oynarsa başka türlü oynaması lazım. Yani belli bir plan yapamaz, şaşırtır. Bunun için 'Drogba belli değil, belli değil...' Geçen hafta 'Bu Fenerlilerde zerre kadar akıl varsa, Galatasaray'a yenilirler. Çünkü nasıl olsa şampiyonlar ama yenilirlerse Ünal kalır; Ünal kalırsa, seneye de şampiyonluk garanti olur' demiştiniz ve Fenerbahçe yenildi. Görünen o ki hem Aysal hem de Mancini ile devam edilecek. Galatasaray Kongresi bu kararı vermek zorunda. Türk medyasına her hafta hakaret ediyor adam 'Sahtekar, terbiyesiz, aptal' diyor, Galatasaray kaptanının yerin dibine soktu. Formasını fırlatıp atacak hale getirdi. Bu adam Galatasaray'ın başında kalacaksa ben Galatasaraylı değilim. O Melo'ya ses çıkarmayan adam Galatasaray'ın başında kalacaksa hakikaten Galatasaraylı değilim. Bu kadar açık ve net konuşuyorum. #Sayfa# Doping cezası nedeniyle yaklaşık 2,5 yıldır podyumdan uzak olan Nurcan Taylan, Avrupa Halter Şampiyonası'nda 48 kiloda bir gümüş ve bir bronz madalya kazandı. Erkekler 55 kiloda ise İsmet Algül, koparmada ikinci hakkında kaldırmayı başardığı 115 kilo ile gümüş madalyanın sahibi oldu. Şimdi mesela 60 kiloda 135 kilo kaldıran birinci oldu. 1988'de Naim Süleymanoğlu 60 kiloda yarıştı ve 152,5 kilo kaldırdı ya! 135 nerede 152,5 nerede. Bu şunu ortaya koyuyor; açık, Naim ve o devrin haltercileri doping kullanıyorlardı. Yani Seul'de yarışıp da dopingsiz adam yoktu. Ama buna rağmen Naim en yakınındakine toplamda 30 kilo fark attı... Yani öyle bir Naim vardı. Ne kadar doping katarsan kat işin içine adamdaki yetenek de bir başkaydı. Şimdi doping yok, o yetenek de yok, 135 kilo ile altın alıyorsun. Nurcan yeni doping cezalarından çıkmış gelmiş. Ben Uluslararası Olimpiyat Komitesi'nin yerinde olsam çok düşünürüm. Yani halter sporu yapılmalı mı yapılmamalı mı? Avrupa Güreş Şampiyonası grekoromen 130 kiloda Rıza Kayaalp, erkekler serbest stil 125 kiloda ise Taha Akgül rakiplerini yenerek altın madalya kazandı. Güreş ilginç. Çünkü iki tane altın madalyamız var, bir grekoromen bir de serbest. İkisi de ağır sıklet. Bizim çocukluğumuzda, gençliğimizde, orta yaşlılığımızda Türkiye her sıklette şampiyonlar çıkarırdı bir türlü bizim başpehlivan dediğimiz ağır sıklette şampiyonumuz olmazdı. Şimdi tam tersine döndü. Başpehlivanlarımız var, aşağısı yok. Taha ile Rıza ikisi de üstelik rakiplerine puan vermeden şampiyon oldular. Rusların efsane şampiyonu Karalin gibi ikisi de. #Sayfa# Galatasaray – Fenerbahçe derbisine Melo'nun hareketi damgasını vurdu. Fenerbahçe kaptanı Emre Belözoğlu'nun kırmızı kart görmesi sonrası Felipe Melo, Emre'ye dil çıkarttı ve el kol jestleriyle oyundan çıkmasını istedi. Sizce Brezilyalı futbolcunun bu davranışı etik midir ve Melo'nun ceza alması gerekir mi? Tartışmam bile Melo'yu. Melo derhal Galatasaray'dan kovulmalı. Ben bunca yıllık Galatasaraylıyım, bu karakterde bir adamın oynadığı takımı tutmam. O sahneleri izlerken Galatasaraylı olduğumdan utandım ve hayatımda ilk defa oluyor bu iş. Galatasaraylılığımdan utanmam ilk defa oluyor. Galatasaray'da pek çok şeye kızdım, yönetime kızdım, teknik adamlara kızdım, futbolculara kızdım, öfkelendim, bu öfkem doruklara çıktığı zaman Galatasaray üyeliğinden istifa ettim. 'Geri dön' tekliflerini reddettim ama ilk defa Melo'yu izlerken Galatasaraylı olduğumdan utandım. Bu adamın Galatasaray'a yakışmadığını ben zaten iki senedir söylüyorum. Bu ahım şahım bir futbolcu da değil. Türkiye'deki yabancı hayranı birtakım gazeteci meslektaşlarım tarafından maalesef yüceltildikçe yüceltilenlerden bir tanesi. Brezilya, Dünya Kupası'nda ev sahibi ve Brezilya'nın yedek kadrosunda bile yok, adı geçmiyor. Bu adamı biz yücelttikçe yücelttik, başımıza taç ettik. Yaptığına bak. Galatasaray Başkanı Ünal Aysal için 'Kibar adam, centilmen adam, efendi adam, fair-playci adam' diyor herkes, bu dediklerinin tamamı değil, onda biri varsa Ünal Aysal'da, Melo'yu derhal kovar. Yani Galatasaray'ın yarın şampiyonluk maçı olsa bile kovar. Bununla gelecek galibiyetlere, bununla gelecek puanlara Galatasaray'ın ihtiyacı yok. İlk defa bir Fenerbahçe galibiyetinden sonra öfkeliydim ben bir Galatasaraylı olarak, hâlâ da öfkeliyim. Son 5 maçını (Karabük, Chelsea, Konya, Bursa, Kayseri) kazanamayan Aslan, taraftarından 'Özür dilemek' için çıktığı derbide, F.Bahçe'yi, Sneijder'in 9. dakikada attığı tek golle devirdi. Şöyle bir soru sorayım ben sana: Maç Saraçoğlu'nda oynanıyor, Fenerbahçe 9. dakikada bir gol atıyor ve Galatasaray kaptanı orta sahanın beyni, oyun kurucusu Selçuk İnan, 40. dakikada kırmızı kartla atılıyor, Galatasaray 10 kişi kalıyor. O maç kaç kaç biter. #Sayfa# Skor çok farkı olabilirdi. Bir de şuna bak ya! Galatasaray'ın maç boyu Volkan'ın kalesine attığı şut 7. 10 kişilik Fenerbahçe'ye karşı ikinci yarı neredeyse şutu yok ya! O Selçuk ve Sneijder'in 30 metreden attıkları şutlar dışında. Çünkü ikinci yarıda ilk devre Fenerbahçe'yi darmadağın eden o Galatasaray gitti, eski, uyuşuk, korkak Galatasaray geldi. 'Efendim Fenerbahçe 10 kişi kalsa bile ikinci yarı canlıydı.' Hayır efendim!.. Fenerbahçe'nin canlandığı falan yok. Kimse kimseyi kandırmasın. Fenerbahçe'nin üstüne giden her takım Fenerbahçe'yi dağıtır, Galatasaray olmasına gerek yok. Ligin sonundaki Kayserispor, Kayseri Erciyesspor dahil. Bunu söylemekten dilimde tüy bitiyor. Çünkü Fenerbahçe'nin zayıf yeri savunması. O savunmanın arasına girdiğin zaman perişan edersin. Maçın birinci yarısı Fenerbahçe yarı sahasında oynandığı için Fenerbahçe darmadağın oldu. Ama artık haftaymda ne dediyse Mancini efendi, Galatasaray ikinci devreye kendi yarı sahasında klasik yan ve geri toplar yaparak başladı. Araya giren Fenerbahçeliler ikisi Semih bir tanesi Hakan Balta'nın hatası yüzünden üç kere bu yan topları kaptılar. Atamayan Fenerbahçe, Galatasaray kurtarmadı. Galatasaray'ın armağan ettiği pozisyonları Fener atamadı. Peki bu armağanları Galatasary ilk defa mı veriyor? Fatih Terim zamanından beri devam eden bir hastalık bu. Aslında bu hastalığı Fatih Terim getirdi, Mancini değil. Yan top, geri top, Muslera'ya top, yan top, geri top, Muslera'ya top... İki stoper aralarında top çeviriyorlar. Selçuk ilerilerden geliyor, bunların arasına giriyor. Çünkü Galatasaray stoperlerinin topu santradan öteye çıkarma yetenekleri yok. Onun için Selçuk stoper gibi geliyor aralarına. O arada bir tane de top kaptırdın mı da al başına belayı, kontratağı yiyorsun. Kaç tane böyle pozisyon oluyor her maç Galatasaray'ın kalesinde. Yani insan biraz ders alır ya! Sen oyunu kendi yarı sahanda oynarsan bu şekilde, Fenerbahçe değil 10, 9 kişi olsa ne fark eder, 8 kişi olsa ne fark eder. Sen ileri gitmiyorsun ki. Sen oynamıyorsun ki! Kendi kalene çekilmişsin vakit geçirmeye uğraşıyorsun. Korku dağları bekliyor çünkü. Yahu ne korkuyorsun. Kaybetsen ne olacak! Hazır yakalamışsın o fırsatı. Kartların havada uçuştuğu bir derbiydi. Bülent Yıldırım'ın kararlarını nasıl buldunuz? Şimdi genel hava, kartların çok olduğu şeklindeydi. Oysa belki de ilk defa ilk defa büyük takım - küçük takım, büyük adam - küçük adam ayrımı yapılmadan bir maçta gösterilmesi gereken kartlar gösterildi. Onlar üstelik o kadar tarafsız yapıldı ki sevgili Rıdvan Dilmen bile müthiş bir cümle kullandı, dedi ki 'Hakem Bülent Yıldırım Fenerbahçe'yi Anadolu takımı zannetti.' Bu cümle aynen pazartesi günkü Sabah Gazetesi'nde var. Yani Türkiye'nin en önde gelen yorumcularından bir tanesi, benim gazetemin ve NTV'nin bir numaralı futbol yorumcusu diyor ki; 'Hakem Fenerbahçe'yi Anadolu takımı zannetti.' Bu nasıl bir itiraftır ya! Tabii hakemlerin bu sırayla Fenerbahçe'yi, Galatasaray'ı, Beşiktaş'ı Anadolu takımı zannetmediklerine alışılmış bu ülkede, hakemin biri çıkıp zannetmeyince 'Sizin Anadolu takımından farkınız yoktur. Ben futbolun gereğini yaparım' deyince şaşkına döndüler. 16 tane sarı kart gösterdi, çıkardığı 16 kart da doğru. 'Fenerbahçe'yi Anadolu takımı zannetti' diyen Rıdvan kardeşim bana desin ki 'Şu sarı kartta haksızdı.' Ama ben hakemin göstermediği en az 4 pozisyon daha sayarım. Üstelik hakemin sarı ile geçiştirdiği bana sorarsan, pek çoklarına da sorarsan, kırmızı olacak bazı pozisyonları da gösteririm. 16 sarı kart çıkaran hakemin kartlar bakımından eksiği var ama fazlası katiyen yok. #Sayfa# Şimdi en tartışılan, tabii 40. dakikada Emre'nin kırmızı kart görmesiydi. Bir şey söyleyeceğim, Emre yüzde yüz haklı. Çocuk senelerden beri bunların daniskasını yapıyor, kaç kere daniskasını yapıyor, daniska üzeri dördü, beşi yapıyor, kart mart görmüyor. Adam biliyor ki 'Bana en fazla bir sarı kart çıkar, ondan sonra beraat ederim.' Bu alışkanlıktaki bir adam o hareketi yapar. Daha evvel üç tane ikinci sarıdan kırmızı kart görse o kartı görür mü Emre? Adamı morfine alıştırır gibi, eroine alıştırır gibi, nikotine alıştırır gibi alıştırmışsın, ondan sonra da diyorsun ki 'Fenerbahçe'nin kaptanı 40. dakikada sarı kartı olduğunu bile bile o bariz faulü yapar mı?' Yapar!.. Gelecek maçta gene yapar. Çünkü biliyor ki bunu Bülent Yıldırım yaptı, gelecek maçın hakemi yapmaz. Bu alışkanlıkları değiştirene kadar tartışmaları yaparız. İşte Cüneyt Çakır... Yani en koyu Beşiktaşlı kalemler bile Kayserispor'u Cüneyt Çakır'ın yaktığını yazdılar. Atılması gereken Beşiktaşlıları, verilmesi gereken Kayseri penaltısını 'Net penaltı, net kırmızı kart' diye yazdı Beşiktaşlı kalemler ki Beşiktaş, Galatasaray ile ikincilik yarışında. İkinci olmak önemli, çünkü ikinci olan Şampiyonlar Ligi'ne doğrudan girecek, play-off oynamadan. Ama Türkiye'nin en eyyamcı hakemi Cüneyt Çakır... Fenerbahçe, Galatasaray, Beşiktaş sıralamasını gayet iyi biliyor, Kayseri de Anadolu takımı Rıdvan'ın deyişiyle ve ona Anadolu takımı muamelesi yapıyor. Onun için Türkiye'nin en iyi hakemi. Türkiye'nin içinde adam gibi maç yönetmediği sürece Brezilya'da Dünya Kupası finalini yönetse ben Cüneyt Çakır'a hakem demem. Türkiye'de eyyam yap, Türkiye'de medyaya yaltaklan ama doğruyu dışarıda yap. Yok ya! Bari yapma da ben de bileyim 'Adam bu kadar adam ne yapayım, orada da altı buçuktan yedi alıyor, burada da altı buçuktan yedi alıyor' diyeyim. Hayır! Kapıkule'den öteye gitti mi dokuz - on numaralık maçlar, İstanbul'a geldi mi hele Anadolu takımlarına karşı büyüklerden birinin maçını yönetti mi üç, iki. Demek ki bile bile yapıyor. İlk defa bile bile tarafsız yöneten bir hakem gördü Türkiye. Hata yapabilir, her hakem hata yapabilir. Hatasız hakem yoktur. Ama Bülent Yıldırım'da olmayan şey kasıt, olmayan şey eyyamdı. Orası fevkalade kalabalıktı, başka şeyler de oluyordu. Melo'nun yaptıklarını görmediğini düşünüyorum. Görse kesin onu da atardı Emre ile beraber. Yani 'Bu eyyam kararı' diyebileceğim bir pozisyonu yok Bülent Yıldırım'ın.

Uluç: Selçuk'u azarlamak senin haddine mi?

EN SON HABERLER