İlker YAĞCIOĞLU: Mancini sabote etti!
Maça çok kötü başladı Galatasaray..
Oyunun ilk 25 dakikasında rakip kaleye tek şut dahi atamadan oyun hakimiyeti tamamen Sivasspor'un elindeydi.
Mücadele olarak da Sarı-Kırmızılı futbolcular ortada hiç yoktular.
Bırakın mücadeleyi 39. dakikaya kadar rakibe yaptıkları bir tek faul dahi yoktu. Her şeye rağmen 25. dakikadan sonra oyunda dengeyi sağladılar. Ve çok etkili olmasa da Sivasspor kalesinde pozisyon üretmeye başladılar. Bu dakikalarda sağ bek Eboue, ve ön liberoda oynayan Veysel, Galatasaray'ın Sivasspor kalesine taşıyan adamlar oldular. Tartışmasız Galatasaray'ın en çok mücadele eden ve en iyi oynayan oyuncularıydı.
Bu baskı Yekta'nın kişisel becerisiyle hazırladığı ve attığı golle meyvesini verdi. Golde Yekta'nın diripling gerçekten görümeye değerdi.
NE YAPTIN MANCİNİ
Yani Galatasaray için işler iyi gitmeye başlamışken Mancini'den inanılmaz bir hamle geldi.
Geldiği günden beri bizi çok şaşırtan Mancini yaptığı bu değişiklikle resmen Nirvana'ya ulaştı! Ne mi yaptı. Orta sahanın en iyi oyuncusu Veysel'i sağ beke kaydırdı. Sağ bek Eboue'yi de gitti orta sahanın soluna monte etti. Bu değişiklikten sonra da Galatasaray için her şey bitmiş oldu. iyiye giden bir maçta takımın en iyi iki oyuncusunu ancak bu şekilde etkisiz hale getirirsiziniz. Mancini'nin bu yaptığı tek kelimeyle takımını sabote etmekti. Bu kadarını Roberto Carlos'a izin verseler inanın o bile yapmazdı.
Sonuçta Galatasaray'ın şampiyonluk şansının kalmadığını hafta arası yaptığı açıklamada Galatasaray yönetimi de zaten kabul etmişti. Ama kimse Mancini'ye dur demezse Galatasaray, hedeflediği lig ikinciliğini ve Şampiyonlar Ligi'ne direkt katılma hakkını da kaybedecek gibi gözüküyor.
Serkan KORKMAZ: Olmasa mektubun
Mancini tanıdığım en istikrarlı teknik adam.
40 maçtır G.Saray'ın başında, 40 maçtır farklı taktikle, farklı on birler sahaya sürdü.
Her maçın içindeyse en az bir kez diziliş, iki kez taktik değişikliğe gitmesi cabası… Dün akşamki maçta ilk yarının kahramanı Aatif Şeyşu'ydu (kimse kusura bakmasın, ismin orjinalini yazmaktan kendimi, okumaktan da sizi kurtarıyorum).
G.Saray kalesinde ısrarcılığı ve takipçiliğiyle golü bulan Şeyşu, köşe vuruşundan gelen topla buluşup hareketlenen Yekta'ya basmayarak rakibine beraberlik golünü hediye etti. Mancini 4-4-2'ye dönerek olumlu sonuç aldığı nadir hamlelerden birine imza atmayı başarmıştı bi şekilde. 'Devre arasında soyunma odalarında ne konuşulmuştur' diye düşünürken 48. dakikada ultraslan'ın açtığı pankarta takılıp kaldım; 'mekanın cennet olsun Süleyman Gültekin'.
Futbol enteresan!
Mesleğe başladığım 1994'ten bu yana ilk kez, büyük fotomuhabir, güzel insan, Süleyman Gültekin'in görev almadığı bir Galatasaray maçı izliyordum. Kabullenmesi çok zor bir yoksunluktu bu. Keza; Gültekin, yöneticisinden futbolcusuna, kongre üyesinden teknik adamına, sarı kırmızılı camiayla beslenen pek çok isimden daha çok 'Galatasaray' demektir benim için.
Onu çok özleyeceğim (bu cümle bittiğinde Utaka'nın golü geldi).
Utaka'nın golüyle yeniden maça döndüm. Maçın bitimine yarım saat kalmıştı. O yarım saatlik dilimde Mancini'nin Emre Çolak'la sahaya gönderdiği mektup karşılık bulmadı. Hatırımda kalan kornerden gelen topa Koray'ın vurduğu kafa ve Sivas kalecisinin kurtarışı. Gözyaşlarıyla konuşulan Bilic, dün G.Saray kaybedip, Konya'da bugün berabere kalsa gülecekti. Futbol enteresan bir oyun, Mancini hariç...
Levent TÜZEMEN: Aysal'ı uyarıyorum!
Galatasaray Başkanı sayın Ünal Aysal 4 Nisan Cuma günü GS TV'de, "Tüm futbolcular İtalyan hocayı çok seviyor. Çünkü hepsini oynatıyor. Mancini'yi göndermem" demişti.
Bir hafta sonra Cuma günü Başkan Aysal, verdiği bir röportajda Fatih Terim için, "Terim gittiği için bir an bile pişman olmadım. Verdiğim karar yüzde yüz doğru." açıklamasını yaptı.
Terim'in Galatasaray'ı iki yıl üst üste şampiyon oldu. İki kez Süper Kupa'yı Fenerbahçe'yi yenerek aldı. Şampiyonluk Kupası'nı Kadıköy'de kaldırdı. Ve; Avrupa'da çeyrek finale çıktı..
Her hafta her maça ayrı kadroyla çıkan, istikrar kelimesinin yanından bile geçmeyen, futbolcusunu tribünlerin kucağına iten Mancini'nin Galatasaray'da alay geçer gibi kurmak istediği laboratuar, Sivas'ta çöktü. Başkan Aysal, Mancini'yi devam eder mi bilinmez ama eğer Galatasaray iki maçta da yendiği, ikili averajda önde olduğu Beşiktaş'a karşı ikincilik koltuğunu kaybederse bunun hesabını kimse veremez!.. Kıymetli ikincilikte kasaya girecek 20 milyon Euro da kayıpların en büyüğü olur..
Başkan Aysal'ı, ünlü İngiliz yazar Bottome şu sözüyle uyarıyorum: "Zorlukları karşılamanın iki yolu vardır; ya zorlukları yaratanları değiştirirsiniz ya da zorlukları değiştirmek için kendinizi..."
Maça gelince; Sivas'ta, futbolcu kimliğinde gezenlerle, futbol oynamaya çalışanların mücadelesi vardı. Mancini çıkıp, "Sneijder, Melo ve Drogba'yı aradık" diyemez. Galatasaray bu oyuncularla da haftalardır deplasmanda kazanamıyordu.. Takım içinde "Aile ortamının" kaybolduğu o kadar belli ki; Galatasaray'da her oyuncu kendine oynamaya çalıştı. Sivas maçı, Mancini'nin damgasını vurması gereken maçtı. Ne yaptı İtalyan? Galatasaray sağdan etkili ataklar yaparken Eboue'yi çıkardı. Eboue'nin yaptığı gollük ortalara Haijrovic, Umut ve Selçuk kötü vurdu. "Mutlaka alınmalı" dediği ve uğruna Amrabat'ı gönderdiği Haijrovic'in yürümesini ve takımı 10 kişi oynatmasını 63 dakika izledi.
Yenilgiyi kabullenmeyen ve harika bir gol atan Yekta'yı alkışlıyorum. Galatasaray'da en çok Koray Günter'i beğendim. Kumaşı çok iyi. Dilerim Koray Günter kalan haftalarda ilk onbirin değişmezi olur.
Rıdvan DİLMEN: Sonuç sürpriz değil
G.Saray, kısa süre önceye kadar üç kulvarda devam ediyordu. Önce Şampiyonlar Ligi'nden elendi, kupada dezavantajlı skorla Bursa'ya gidiyor. Ligde de umutsuz... Sadece F.Bahçe maçı var prestij için kazanılan. Farklı bir kadroyla, ilk kez veya ikinci kez oynayan futbolcularla 20 dakika dışında iyi oynamayan bir Galatasaray izledik Sivas'ta. Matematiksel olarak şampiyonluktan kopmamış gibi görünse de ligin ikinci yarısı başlarken Galatasaray'ın bir iyi bir kötü gideceğini düşünüyordum.
Maçtan iki takımın da gol atmasını bekliyorduk. Bunu Sivas'tan dolayı bekliyorduk G.Saray'dan dolayı değil. Sivas ilk yarı 3-0 yapabilirdi. Geriye düştükten sonra G.Saray taktik değişikliğe gitti. Oyuna ağırlığını koydu, Yekta Kurtuluş 1-1 yaptı.
Galatasaray genel anlamda iyi durumda değil. İkinci yarıda karşılıklı ataklar var, golü Sivas attı. İlk kez oynayan Koray ve Semih savunma arkasına atılan toplarda zaaf yaşadı. Aydın 'Messi pası' atarak Utaka'ya "Al da at" dedi. Galatasaray bundan sonra 'kağıttan' ataklar yaptı. Tamamen bilinçsiz... Galatasaray kabullenmiş. Futbolcular "Artık lig bitsin" diye düşünüyorlar. Bunu biz de top oynarken yaşadık.
Drogba muhtemelen G.Saray- Fenerbahçe maçını kendi açısından son maç olarak görmüştür. Ama G.Saray kupada Bursa'yı elerse finalde oynar. Ben sakat olduğunu düşünmüyorum. Bu maçta eksikler nedeniyle enerjik olurlar diye düşünüyorduk. G.Saray'ın bu kadrosu şampiyonluk yarışında olabilecek bir ekip değil. Oyun içinde o kadar çok yer değişiklikleri oluyor ki, garip teknik taktik durumlar var. Mental anlamda, fizik anlamda, taktik anlamda iyi değil Galatasaray.
G.Saray'ın sezon geneli olarak bu kadar puan farkı yemesi sürpriz olabilir ama bu oyunla Sivas'a yenilmeleri sürpriz değil. İkinciliğin çok önemli olduğu bir sezonda Beşiktaş da puan kaybetmişken bu fırsat kaçırılmamalıydı. F.Bahçe Nisan bitmeden tur atabilir. İkincilik için oyuncuların konsantrasyonu yok. Camiada başıboşluk var. Antrenör "Benim takımım değil" diyor...
Erman TOROĞLU: Sanki film seyrediyorlar!