Uluç: İki kadınla aleme kas dayanmaz!

Uluç 'Drogba Chelsea'de Ballack'ı bitirdiği gibi burada da Selçuk'u bitirdi. Ama o zaman hakkını ver. Benim kasıklarım sakat diyeceksin, 90 dakika Fener derbisinden sonra iki kadınla âlem yapacaksın sabah. Yani sabah dediğim saat beşte evlerine gittiği biliniyor, ondan sonra âlem nasıl devam ettiği, kaça kadar devam ettiğini bilmiyoruz. O kastan bir daha hayır gelir mi?' dedi. Özge AYDIN /SABAHSPOR.COM #Sayfa# G.Saray'da Sivas dönüşü uçakta soğuk rüzgarlar esti. Daha önce hep yan yana oturan Arıboğan ile Mancini, yüz yüze bile bakmadı. Lütfi bana kalırsa basketbolun başına geçsin. Çünkü Galatasaray CEO'su olarak yıpratıyorlar Lütfi'yi. Bu kız takımının başarısında Lutfi'nin rolü çok büyük. Ben Lutfi'nin yerinde olsam Ünal Aysal ile konuşup 'Ben arkadaş basketbol şubesinin sorumlusu olayım. Onların CEO'su olayım' derdim. Yani Lutfi zamanını yüzde yüz basketbola verse Galatasaray erkek takımı da Avrupa Şampiyonu olur. Galatasaray'ın Fildişi Sahilli yıldız futbolcusu Didier Drogba, pubis bölgesinde, sağ kasığına ve bele vuran ağrı nedeniyle yurt dışına gönderildi. Şimdi Drogba bu ülkeden kovulması gereken bir adam. Çok daha sert konuşuyorum artık! Adamın sakatlığı pubis kasları. Pubis kaslarından sakat olan bir adam çok zorlu geçen bir Fenerbahçe derbisinden çıkar çıkmaz iki kadın ile gece kulübüne gidip sabah beşe kadar âlem yapar mı? Galatasaraylı yıldız futbolcular son zamanlarda gece gezmeleriyle dikkat çekiyorlar. Gece kulübüne git efendim! Genç adamsın, paran da var, git. Ama maç gecesi yorgunluk maçının gecesi muhakkak dinlenmesi lazım kasların. Türkiye'deki uzun sakatlıkların sebebi bu kaslara gereken ihtimam gösterilmiyor. Daha evvel de söyledim, Derwall maçın oynandığı akşam kampa alırdı takımı ki gençlikleriyle o kasları yormasınlar diye. O âlem gecesini iki kadınla tahmin edebiliyorum. Sapasağlam kas dayanmaz, bir de sakat, bir de yorgun. Ondan sonra iflah eder mi? Galatasaray ikincilik savaşına girmişken, (ikincilik demek Şampiyonlar Ligi'ne direkt girmek demek) kalan maçları çok önemliyken adam âlem yapıyor Fenerbahçe maçının ardından sonra da diyor ki 'Ben doktoruma gidiyorum, hastayım.' Cehenneme git ve gelme. Bu adam yüzünden Galatasaray bölündü, bu adam yüzünden Galatasaray'da yabancılar ve yerliler bölündü. Bu adam zamanında Chelsea'de Anelka ve Ballack'ı nasıl perişan ettiğini biliyorum. Aynı egoizm orada da vardı. Frikik olurdu, Ballack Almanya milli takımının kaptanı ve frikikçisi, Anelka Fransa milli takımının frikikçisiydi ama hepsini bu atardı. Ballack'ın kızıp oyunu terk ettiğini hatırlıyorum. Aynı Drogba. #Sayfa# Selçuk ile de frikik konusunda ters düşüyordu. Olmaz olur mu! Selçuk'u bitirdi! Ballack'ı nasıl bitirdiyse birebir... Chelsea'de Ballack'ı bitirdiği gibi burada da Selçuk'u bitirdi. Ama o zaman hakkını ver. Benim kasıklarım sakat diyeceksin, 90 dakika Fener derbisinden sonra iki kadınla âlem yapacaksın sabah. Yani sabah dediğim saat beşte evlerine gittiği biliniyor, ondan sonra âlem nasıl devam ettiği, kaça kadar devam ettiğini bilmiyoruz. O kastan bir daha hayır gelir mi? Bir de 20 yaşında da değilsin artık, 36 yaşındasın. Bu Drogba yüzünden Galatasaray paramparça oldu. Gidiyormuş, aman. Çünkü çilekçi Ünal Aysal'a kalsa Galatasaray'ın milyonlarını verecek, tutacak bunları. Galatasaray Başkanı Ünal Aysal, Didier Drogba'nın sezon sonu takımdan ayrılma ihtimali olduğunu söyledi. Aysal 'Drogba isterse gidebilir' ifadesini kullandı. Aslında Ünal Aysal'ı göndermek lazım ama kimse kimseyi göndermiyor Galatasaray'da. Galatasaray ve Beşiktaş'ın puan kaybettiği haftanın tek kazananı Fenerbahçe oldu. Antalyaspor'u 4-1 yenen Fenerbahçe şampiyonluğa bir adım daha yaklaştı. Şimdi, Fenerbahçe 3 Temmuz sürecini çok iyi kullanarak hayatında olmadığı kadar iyi takım oldu ve o havayı sürdürüyorlar. Galatasaray 'takım' deyince Fenerbahçe ile mukayese edilmez. Fenerbahçe, Galatasaray'ın on misli falan. Galatasaray da takım makım yok. Paramparça olmuşlar ama Fenerbahçe kim oynarsa oynasın takım. Ama sadece bu değil. Arkasında müthiş bir medya desteği var ve arkasında müthiş bir federasyon ve hakem desteği var. Yani Antalyaspor kümede kalmak için oynayan bir takımken fanatik Fenerbahçeli olduğu bilinen bir hakemi oraya veriyorlar, alay eder gibi. Şimdi, yukarıda bir şey yok ama aşağıda müthiş bir kümede kalma savaşı varken hakem tayinlerinin çok iyi olması lazım. Ama olabilecek en laubali tayinler yapılıyor. #Sayfa# Düşünebiliyor musun, aynı maçta oğlu hakem babası gözlemci. Bu dünyanın neresinde olur ya! Kendi oğluna karşı bir babanın tarafsız olmasını nasıl beklersin ve de adamı niye ona zorlarsın. Aileyi yıkmak mı istiyorlar. 3 verse Metin Tokat oğluna da oğlunun hakemliği bitse ne olacak? O evde huzur kalır mı bir daha. Kaç yüz tane gözlemci var ellerinde ya! Bunun şeyi açık, bir tek meşru tarafı var, 'Torpil olsun diye babasını verelim ki bu çocuk ilerlersin.' Başka mantığı yok. Zekeriya Alp bu işi beceremedi. Çok hassas olunması gereken maçlar var, hakemlerin çok iyi olması, seçilmesi gereken maçlar var. Yazık! Fenerbahçe – Antalyaspor maçının genelini nasıl buldunuz? Ben bir defa Saraçoğlu Stadı'nda o hakem ile Antalya'nın puan alabileceğine inanmıyordum. Maçın 20 dakikasını seyrettim, hakeme de baktım 'Ne güzel yorumluyor, tam istenildiği gibi, anlaşıldı' dedim ve benim için maç orada bitti. Zaten İzmir'de bir konsere gidiyordum. Süper Lig'de ikincilik mücadelesi veren ve Şampiyonlar Ligi'ne direkt olarak katılmayı hedefleyen Beşiktaş, zorlu Konyaspor deplasmanından bir puan çıkardı. Biliç'in isyanı vardı 'Bizi öldüremezler, bunların üstesinden geleceğiz' dedi. Şu açık ki, Türkiye'de kimse hakemlere inanmıyor. İş artık oraya geldi ve insanlar da inanmamak da haklılar. O hakemler kötü yönetiyorlar çünkü. Evvelden bir Erman Toroğlu korkusu vardı, şimdi eyyamcı Markus Merk olunca o korkuda kalmadı. Hakemler ne isterse o oluyor. Benim inancım da budur. Türkiye'de kimin ikinci, kimin üçüncü olacağına, kimin küme düşeceğine hakemler karar verecek diye düşünüyorum. Son olarak hafta sonu oynanacak Beşiktaş – Fenerbahçe derbisi ile ilgili neler söyleyeceksiniz? Bir tarafta şampiyonluğunu ilan etmek isteyen Fenerbahçe diğer tarafta ikinciliği garantileyerek Şampiyonlar Ligi'ne direk katılmak isteyen Beşiktaş. Fenerbahçe şampiyon onu geç. Bu maç Beşiktaş için önemli bir maç, Fenerbahçe için önemli falan değil. Şimdiden başlamış dedikodular 'Galatasaray ikinci olmasın diye Fenerbahçe yatacak.' Efendim tarihte bunların örnekleri var. Benim çocukluğumda hatırlıyorum bir sene Galatasaray şampiyon olmasın diye Fenerbahçe bırakmıştı maçı Beşiktaş'a. Ertesi sene de Beşiktaş borcunu ödemişti ve gene Galatasaray şampiyon olmasın diye. Ondan sonra bir daha rastlamadık ama tabii şimdi milletin ağzı torba değil. Tahmin ediyorum bu dedikoduların ardında Galatasaraylılar var, Fener'i tahrik etmeye uğraşıyorlar ki oynasın Beşiktaş'ı yensin diye. Mahmut Uslu da diyor ki 'Bizim için Galatasaray ve Beşiktaş eşit uzaklıkta. Ama bir seçim yapmak gerekirse, kime yakın olduğumuzu herkes biliyor' diyerek o da yangına körükle gidiyor. Çok dedikodusu olacak bir maç olacak. #Sayfa# Kupa Olimpiyat Stadı'nda kaldırılsın mı? Kupayı nerede kaldırmak istiyorsa orada kaldırır. Ama ben olsam kendi seyircim önünde kaldırırım. Fener seyircisine yasak olan Olimpiyat Stadı'nda kupa kaldırsan ne olur. Galatasaray Odeabank'ın Fenerbahçe'yi 69-58 yenip Euroleague şampiyonu olduğu karşılaşma sonrasında Fenerbahçe Başkanı Aziz Yıldırım ile Galatasaray taraftarları salon çıkışında karşı karşıya geldi. Küfürleşmeye varan gerginlik yaşandı. Galatasaray ile Fenerbahçe arasında bildirim savaşı yaşandı. Bu gerilimi nasıl değerlendiriyorsunuz? Yani, ben açık söylüyorum, Türkiye bir felakete gidiyor ve bunu ciddiye alan hiç kimse yok. Aylardan beri söylüyorum; Fenerbahçe ve Galatasaray gibi gerçekten ezeli rakip ve ebedi dost iki kulüp... Yıllardan beri adım adım, ısrarla ve inatla telaffuz edilen 'düşman' sözcüğü yüzünden Türkiye bugün iki kutuba ayrılır hale geldi. Önce dinamiti koydular, şimdi fitili de yakıyorlar. Fitil şimdi yavaşa yavaş dinamite doğru ilerliyor. Patladığı zaman neler olur bilemiyoruz. Geçen hafta Heysel Faciası'nın 25. yılını yaşadık. Heysel beklenmedik bir olaydı. Bunu bekliyorum ama kimse hiçbir şey yapmıyor. Yani, yangına körükle gidenleri sessiz izlemek, suça ortak olmak demektir. Sporda Şiddetle Mücadele Yasası diye bir yasası olan Türkiye'de kimse darılmasın ama yürütme de yargı da görevini yapmıyor. Bu ülkede bir Spor Bakanı varsa çağırır bu başkanları 'Kardeşim nereye gidiyorsunuz, sizin amacınız ne' der. Bu ülkenin bin yıllık sözüdür 'imam - cemaat' hikayesi. Sen tepede böyle saldırırsan, böyle düşmanca laflar, böyle hakaretler edersen, aşağıdaki insanlar birbirini öldürürler. Ama iki yol var; 1- Savcılar gereğini yapacaklar. 2- Spor Bakanı gereğini yapacak. Kan davasına dönüyor bu iş yahu! 'Gelin bakalım, ,siz bu işi nereye götürmek istiyorsunuz' diyen yok! Fenerbahçe - Galatasaray başkanları sarmaş dolaş olsalar, maçta yan yana otursalar, birbirlerini kutlasalar, tebrik etseler, birbirlerinin deplasmanlarına gidemez hal kalır mı Türkiye'de? Valiler de yangına körükle gidiyor. Kadıköy'e Galatasaraylılar gelmesin, Arena'ya Fenerliler gelmesin. Böyle bir şey olur mu ya! Bu teslimiyet. Koskoca Türkiye Cumhuriyeti iki kulüp başkanının kişisel düellosuna teslim olmuş. Neyi bekliyoruz? Dinamitin patlamasını... Heysel gibi bir facianın yaşanmasını... Çok az kaldı fitilin dinamite ulaşmasına. Türkiye Cumhuriyeti başsavcılarına da Türkiye Cumhuriyeti Spor Bakanı'na da bunu ben söylüyorum. Yarın kıyametleri koparmak, ağlamak, gidenleri geri getirmez. Bir daha da Fenerbahçe - Galatasaray dostluğu asla olmaz. İşin içine kan girdi mi, ölüm girdi mi bir daha da olmaz. Sporun da sonu olur. Türkiye'de ben Fenerbahçe'nin ve Galatasaray'ın olmadığı bir spor düşünemiyorum. #Sayfa# Kadın basketbolunun en prestijli kupası Euroleague'de Galatasaray Odeabank, Fenerbahçe'yi 69-58 mağlup ederek Avrupa'nın en büyüğü oldu. Orada bile rezil olduk. Türk sporunun hele Türk kadın sporunun dorukta olduğu bir gece, Avrupa Şampiyonlar Ligi'nde iki Türk kadın takımı final oynuyor, bunun keyfini yaşayacaklarına, bunun mutluluğunu yaşayacaklarına Rusya'da iki karşılıklı tribüne oturmuşlar birbirlerine sövüyorlar. Birbirlerine sövmek için Rusya'ya gitmişler, takımlarını kutlamaya değil. Yani ne hale geldiğimizin resmidir. Allah'tan Rusya gibi iletişimi az bir ülkede oldu bu. Yani bu final İtalya'da, İngiltere'de, Fransa'da olsaydı dünyaya rezil olmuştuk. 'İşte Türkler' diye manşetler atılmıştı. Böyle bir şey olur mu ya! İki Türk takımı final oynuyor. Spor Bakanı ne iş yapar? Gitsene oraya, al sağ tarafına bir kulübün başkanını, sol tarafına bir kulübün başkanını... Ünal Aysal'ın Rusya'daki tarihi maça gitmemesi de tartışma yarattı. Böylesi önemli bir maçta takımın yanında olmak yerine Mali Genel Kurul'a katılan Aysal'ın bu kararını nasıl değerlendiriyorsunuz? Üç para etmez bir kongre için Ünal Aysal gitmedi ya! Böyle bir maç Türkiye tarihinde ilk. Senin on paralık mali kongren gelecek hafta da olur, ertesi gün de olur, bir gün evvel de olur, üç gün sonra da olur. Hiç de olmayabilir. 'Kabul edenler, etmeyenler' diye el kaldıracak diye Ünal Aysal böyle bir şeyi kaçırıyor. Adamın değer ölçülerine bakar mısın? Galatasaray Başkanı'nın değer ölçülerine bakar mısın? Özel uçağı var. Sabah gelirsin kongreye, dersin ki 'Arkadaşlar ben şimdi uçuyorum Ekaterinburg'a. Türkiye bir tarihi yaşıyor orada. Benim orada olmam lazım. İsterseniz beni ibra etmeyin. Haydi Allah'a ısmarladık.' Ama bunu ayarlaması gereken kişi aslında Spor Bakanı. 'Arkadaşlar ben bu maça gidiyorum. İki kulüp başkanı da benim yanımda olacak' desin de 'Hayır' desinler bakayım. Bir resim gördüm, gözlerime inanamadım. Fenerbahçe yöneticisi, Galatasaray tribünlerine 'nah' işareti yapıyor. Senin yöneticin bunu yaparsa oradaki insanları nasıl tutarsın ya! Tam böyle felaket bir yangına körükle gidiliyor ve herkes seyirci. #Sayfa# Kimse çözüm bulamıyor... Hayır, çünkü kimse çözüm aramıyor. Çok açık konuşuyorum, çözümü aradıkları gün tabutlar dizilmiş olur. Kayseri - Sivas diye tabutlar yan yana dizildiği zaman gelip arkasından namazı kılarlar, utanmadan, sıkılmadan. 'Bu tabutlar bizim yüzümüzden buraya dizildi' demeden gelir orada bir de namaz kılarlar. Namaz kılmayın arkadaşlar, işinizi yapın. Namaza doğru gidiyoruz çünkü. Taraftarlara 'iyi başkan görünmek için' iş şova dönüştü. Yani iki başkan şov yapıyor diye bütün Türkiye bunlara teslim edilir mi? Ben savcı olacağım da elimde yasa varken yapsın bakayım bu şovu. Alırım ikisini de içeri, haydi yapın bakayım şovu. Bu bugünkü bir şey değil ki. Bu senelerden beri bu halde. 'Durduralım' diye en son kanun çıkardık, kanunu da uygulamıyoruz. Niye çıkardık o zaman kanunu? İşte 'nah' yapan fotoğraf, bütün internet sitelerinde var. Kadıköy Savcısı'na ben ihbar ediyorum; 'O nah yapan adamı haydi çağır' diye. Elinde kanun var. Açık ihbar ediyorum buradan. Ama ne yazık ki biz olay olmadan kılımızı kıpırdatmamayı öğrendik. Galatasaray Kongresi'nden devam edelim. Galatasaray Başkanı Ünal Aysal, mali genel kuruldan önemli kazanımlarla ayrıldı... Aysal, hem seçim taleplerini geri püskürttü, hem idari ve mali açıdan ibra edildi, hem de yetki uzatımı konusunda onay aldı. Konuşmak dahi istemiyorum. Ben Galatasaray Kongre üyeliğinden niye istifa ettim? 'Bu kongrenin üyesi olmak bana bir katkıda bulunmaz. Bana gurur da vermiyor' dedim. Bunlar el kaldırılan, el indirilen kongreler. Kulüp nereye giderse gitsin, ne olursa olsun. İşte buyur! Ünal Aysal 2016 yılında başkanlığı bırakacağını açıkladı. O öyle de belli olmaz. Şimdi, Galatasaray maddi manevi olarak yerlerde süründüğü için öyle diyecektir. Ama 2016'da işler düzelirse 'Efendim ben bırakacağım demiştim ama bak o kadar çok talep var ki...' O lafları biz çok duyduk. Geçiniz! #Sayfa# Galatasaray, Fenerbahçe derbisinin ardından Sivasspor ile karşılaştı. Deplasman fobisini yenemeyen Galatasaray yine eli boş döndü. Maçın geneline baktığınızda neler söyleyeceksiniz? Genç bir kadro ile sahaya çıktılar. Fenerbahçe, Antalya karşına nasıl bir kadro ile çıktı? Hem de küme de kalma savaşı veren Antalya'ya karşı, hem de ilk defa oynayan adamlarla dört attı Antalya'ya. Öbür tarafta ne yaptığını kendi bilmeyen bir şaşkın hoca var, takıma anlatamayan, takıma anlatmaktan aciz olduğu için durmadan mektuplar yazan, alay konusu olan mektuplar yazan, ama o mektuplarla daha bir şeyi değiştirdiği görülmeyen... Yanında da bir sfenks! Yani Ünal Aysal bunu bile seyrediyor ya. Adam diyor ki 'Ben bu takımı tanımıyorum.' Daha ne desin? Hoca diyor ki 'Ben bu takımı tanımıyorum.' Sen bu takımı tanımıyorsan yanında oturan Türk teknik direktör yardımcısının görevi ne? O tanıyor diye geldi oraya. Tugay orada otururken hocanın 'Ben bu takımı tanımıyorum' demesi 'Bu adam bir işe yaramıyor' demektir. Türkçesi bu! Hiçbir müdahale yok, Tugay'dan çıt yok, ifade yok. Paralar cebe. Kaçar para alıyor Mancini ve Tugay bilmiyorum. Ama Galatasaray futbol takımından sorumlu olan bunlar. Ve hiçbir faydaları da yok. Karmakarışık ediyorlar. Galatasaraylı hiçbir futbolcunun nerede oynayacağını, niye oynayacağını bilmiyor. Bütün bir hafta antrenman yapıyorlar, maç öncesi soyunma odasında uzun uzun anlatıyor Mancini efendi taktiği, 10. dakikada içeriye bir kâğıt giriyor ve bütün bir taktik değişiyor. 15 dakika sonra içeri bir kâğıt geliyor ve bu taktik yeniden değişiyor. Bilgisayar dayanmaz ya! Ama senin kongren: 'Kabul edenler, etmeyenler. Edilmiştir!' İdari ibra, mali ibra... Mali bakımdan batmış kulüp, idari bakımdan batmış vaziyette kulüp, kongrede ibra ediliyor. Benim o kongre içinde yerim yok. Sivasspor pozisyonları değerlendirebilseydi skor daha farklı olabilirdi. Maç beşe gidiyordu. Geldikleri her akında delik deşik ettiler. Ve Sivasspor iki forvetle oynadı Aydın Karabulut ve Chahechouhe. O kadar.

Uluç: İki kadınla aleme kas dayanmaz!

Sabah Gazetesi'nin usta kalemlerinden Hıncal Uluç, geçtiğimiz haftaya damgasını vuran spor olaylarını değerlendirdi.

EN SON HABERLER