Bana desinler ki "Maçın sonucu şu; Galatasaray 2-0 mağlup duruma düştü. Sonra 3-2 galip geldi." Ben o yazıyı yazarım. Bunların hepsinden de iyi yazarım. Bir maç analizi ya da kritiği olmaz mı ya! Beşiktaş ne yapıyor, ne oynuyor, nasıl oynuyor ya da Fenerbahçe ya da Galatasaray. Hayır! Yani masa başı yazısının da bir adabı var ya! Ve bunu utanmadan yazı diye, kritik diye, eleştiri diye gazeteye koyuyorlar. Bu spor müdürlerini hakikaten falakaya falan yatırmak lazım. Buna izin veriyorlar. Yani bu gazetelerin genel yayın müdürleri, bu gazetelerin patronları spor sayfalarına bakmıyorlar mı ya! "Utanmıyor musunuz efendiler. Bu nasıl spor sayfası" demiyorlar mı? 1960 yılından herhangi bir gazetenin (o spor sayfası tek sayfaydı) spor sayfasını çekip bunların önüne atmıyorlar mı? 1960'ta gazetelerde bu teknikler yokken... Gazeteci maçta çekilen fotoğraf filmini motosiklet ile gazeteye ulaştırılırken, gazetede banyo edilirken, banyo edildikten sonra karta basılırken, basıldıktan sonra klişehaneye gidilip ondan sonra gazeteye resim olarak girebiliyor. Yani bu aşama 7-8 saat sürerken çıkan gazeteye bak, bir de -fotoğrafı çektikten 10 saniye sonra bilgisayar yoluyla baskı hazır- bugünün teknolojisine bak ve yaptığınız gazeteye bak! Herhangi bir gazetenin herhangi bir patronu ya da herhangi bir genel yayın müdürü, spor müdürünü çağırsın "iki önemli maç oynandı. Galatasaray'ın ve Beşiktaş'ın. Bunların ikisi de Avrupa Şampiyonlar Ligi'ne play-off'suz gitme mücadelesi veriyor. Şu Beşiktaş ile Galatasaray'ın maçlarından sonra ikişer sayfa ayırmışız. Bana okunacak bir tek eleştiri yazısı ve bana bakılacak bir tane resim gösterin" desin. Bu müdürlere sayfa yetiştirme bahanesi verilmiş, bunun adını "sayfayı şişirme olarak alıyorlar" Müdür sayfayı şişirince, yazar da yazıyı şişiriyor. Yazıyı yazıp maçı izleyenleri biliyorum. Sonuna bir cümle ekliyorlar. Takımlar sahaya çıkıyor, kadrolara bakıyor ve yazıyı yazıyor, sonra maçı seyrediyor. Seyrederken değiştirmiyor. Maçın sonucuna göre sonuna bir yazı ekliyor. Bunları yapanlar dahi var. Ama Türkiye'de maç yazma da bitti, eleştiri de bitti. Polemik dönemi başladı.
Polemik de yok. Fenerbahçe uşaklığı var sadece, Hürriyet'in liderliğinde... Hiçbiri artık yetişemez hale geldi. Milliyet'i falan da solladı.
Fenerbahçe'nin resmi sözcüleri. Fenerbahçe şampiyon olduğu için Galatasaray camiasına hoş görünmek için şimdi biraz Galatasaraylı oldular. Beşiktaş da zavallı, üçüncü onlar. Türkiye'den adeta kovulur gibi gönderilen Toshack'ın bir lafı var, Türk basınını anlatan bir cümledir; "Benim Beşiktaş için hiçbir şey yapmadığımı söylüyorlar. Hiçbir şey yapmadıysam bile Beşiktaş'ı manşete çıkardım" dedi. Unutulmaz bir laftır ve doğru bir laftır. Beşiktaş'ı ancak o zaman manşet yapabildiler.
Siz hep Galatasaray son dakikalarda da olsa gol yeme potansiyeline sahip diyordunuz. Ancak bu sefer tersi oldu ve 90+3'te golü bulan taraf sarı-kırmızılı ekip oldu. Siz bu sonucu bekliyor muydunuz?
2-0 zaten tesadüftü. Mancini takımı baştan doğru dürüst çıkarsaydı o maçın normal sonucu 3-0 falandı. Galatasaray herhangi bir şeyi çevirmiş değil, Galatasaray oynaması gereken oyunu oynayınca fark bu oldu.