Hıncal Uluç ile haftanın gündemi

Sabah Gazetesi'nin usta kalemlerinden Hıncal Uluç, geçtiğimiz haftaya damgasını vuran spor olaylarını Sabahspor.com okuyucularına değerlendirdi. Uluç'un konuşmalarından kısa başlıklar; - Hakemlerin durumu iç açıcı değil. Hakemler eyyamcı. - Bu Aziz Yıldırım o kafayla orada oturduğu sürece Fenerbahçe'nin işi de çok zor. - Erkan Kaş'ın hareketi kesin, tereddütsüz anında kırmızı kart. Yani buna eğer bir hakem kırmızı kart çıkaramıyorsa o hakem hakem değildir. - Senelerden beri Emre'yi baş tacı yapan Fatih Terim'in üç maç ceza almış Volkan'ı milli takıma çağırmaması söz konusu olamaz. Özge AYDIN /SABAHSPOR.COM #Sayfa# Galatasaray'ı Süper Kupa'da yenerek moral depolayan Fenerbahçe'nin konuğu Karabükspor'du. Gol düellosunun yaşandığı maçın galibi sarı lacivertliler oldu. Maçın geneli ve hakem ile ilgili neler söyleyeceksiniz? Fenerbahçe iki maçı da çok rahat kazanmalıydı. Ama yani bu Galatasaray'ı yenemiyorsa (İyi oynayan Muslera'ya rağmen) Fenerbahçe'de bir sorun var demektir. Yani tarihte karşısına çıkabilecek en kötü Galatasaray! Şimdi en kötü derken şunu kastediyorum; Galatasaray'ın bir tarihi yenilgisi var o da 6-0. O 6-0'lık maçı alalım ve seyredelim. Arkasından da bunu seyredelim. Göreceksiniz ki 6-0'lık maçta Galatasaray'ın 6-6 olabilecek kadar pozisyonu var. 6-0 yenildiği maçta, Fenerbahçe'nin attığı gol kadar net gol pozisyonu girmiş bir Galatasaray var. 0-0 biten maçta Galatasaray diye bir takım yok! Yani Fenerbahçe, Galatasaray'ı yenemedi. Arkadan da Karabük'ü yenemiyordu. Fenerbahçe iyi yönetilmiyor. Fenerbahçe kulüp olarak da iyi yönetilmiyor, kenardan da iyi yönetilmiyor. Bu Aziz Yıldırım o kafayla orada oturduğu sürece Fenerbahçe'nin işi de çok zor. Ama kadrosu fevkalade zengin, fevkalade güçlü. Diyorum ya yedekleri Galatasaray'da direk oynayacak bir kadrosu var. Diego'ya ceza sahasında arkadan yapılan müdahalede Brezilyalı futbolcu yerde kaldı. Sizce penaltı verilmeli miydi? Diego'nun pozisyonu tartışılır. Bence penaltı değildi. #Sayfa# Erkan Kaş'ın Kuyt'a arkadan sert müdahalesine hakem sarı kart çıkardı. Bu pozisyonda kırmızı kart olmalı mıydı? Erkan Kaş'ın hareketi kesin, tereddütsüz anında kırmızı kart. Yani buna eğer bir hakem kırmızı kart çıkaramıyorsa o hakem hakem değildir. Aslında bu seyrettiğim maçlara bakarak birinci haftanın ortaya koyduğu en büyük sorun hakemler. Hakemlerin durumu iç açıcı değil. Hakemler eyyamcı. Büyük takım lehine eyyam yapıyorlar, ev sahibi takım lehine eyyam yapıyorlar ve de daha sonra yanlış olduklarını düşündükleri kendi kararları üzerine de eyyam yapıyorlar. Yani sana bir kart çıkaramadığını düşünüyorsa karşılığındaki pozisyona da kart çıkaramıyor. Kendi kararları altında da eziliyorlar. Kendisine hiç dokunan yokken çimenlerin üstüne balıklama uçan Emre'ye güldü, geçti. Hiç tartışılmaz sarı karttı. Yuttursa penaltı çünkü. Orada güldü, geçti. Arkadan Kuyt'un futbol hayatını bitirebilecek kadar kasti, gaddar, acımasız... Yani inanamadım. Yani o andaki duygularımı söyleyeyim; ben hakem olsam kırmızı kart falan çıkarmam kendisini doğrudan doğruya yaka paça kucaklar dışarı atardım 'Senin bu sahada oynamaya hakkın yok' diye. Daha senenin birinci maçı ya! Böyle bir gaddarlık yok. Lanet olsun ya! Ama şimdi o bütün bir sezon o çıkaramadığı kırmızı kartı boynunda taşıyacak 'Sen onu atmadın da şimdi bunu nasıl atarsın' diye. Şimdi ilahi adalete bak; orada kırmızı kart görmediği için oyunda kalan Erkan Kaş, Fenerbahçe'ye galibiyet golünü hediye etti. Harika bir asist yaptı. Volkan Demirel'e verilen 3 maçlık ceza sizce doğru bir karar mı? Şimdi bir defa olay ilginç. Volkan Demirel'e ceza liglerin başlamasına bir hafta kala verildi. Volkan Demirel, Disiplin Kurulu'na ligin başlamasına bir hafta kala tedbirsiz olarak sevk edildi. 'Nasıl tedbirsiz verilir' diye şaşırdım. Normalde çünkü olay oldukça tartışılması gereken bir olay. Tedbirli ceza heyetine sevk edersin. Hayır! Tedbirsiz sevk ettiler ama hem cezayı hem Tahkim'den onayını o beş gün içine sıkıştırdılar. Türk futbol tarihinde ender böyle bir hız. Yani bunun altında da bir şeyler var. Ama diyorum ki Türkiye'de gazeteci, muhabir yok. Volkan'ın cezası nasıl oldu da bugüne kadar Fenerbahçe'nin sağ kolu gibi çalışan bir federasyon tarafından bu kadar hızlı bir şekilde -Tahkim'de onanması dahil- verildi. Ama son zamanlarda her şeyi merak ediyoruz. Çünkü muhabirlik olayı bitti!.. Gazeteciliğin bitmesi kimsenin umurunda değil. Türkiye'de hiçbir şey hiç kimsenin umurunda değil. Nasıl İstanbul'un bu rezil trafiği İstanbul Emniyet Müdürü'nün umurunda değilse spordaki bu habersizlik de kimsenin umurunda değil. #Sayfa# A Milli Takımımızın 3 Eylül'de Danimarka ile oynayacağı özel maçın ve 9 Eylül'de İzlanda ile oynayacağı 2016 Avrupa Şampiyonası grup eleme karşılaşmasının aday kadrosu belirlendi. Volkan Demirel kadroya alınmadı. Bu kararı nasıl buldunuz? Şimdi oradaki eleştirilere katılmıyorum. Disiplin cezası olarak Fatih Terim almamazlık yapmaz. Fatih Terim'in umurunda değil disiplin cezası. Senelerden beri Emre'yi baş tacı yapan Fatih Terim'in üç maç ceza almış Volkan'ı milli takıma çağırmaması söz konusu olamaz. Ki Emre FIFA ve UEFA'nın 3 yıldır en hassas olduğu konuda hapse mahkûm oldu. Yargıtay onaylamış olsa Emre hapse girecek ve yasalar gereği futbol hayatı bitecek, lisansı iptal edilip futbol oynayamayacak. Şu anda dosya Yargıtay'da duruyor. Yani belki de oynamaması gereken maçları oynuyor. Yargıtay bu kararını verdiği zaman (yani nöbetçi mahkeme gidip verseydi) Emre şimdi yoktu. Onu çağırıyor. Emre'nin çağrılması konu olmuyor. İlk 11'de oynasa bir de kaptan olacak ve FIFA diyecek ki 'Türk Milli Takımı ırkçılık suçundan hapse mahkûm adamı kaptan yaptı.' FIFA'nın Türkiye'ye bakışına bakar mısın! Bunlar umurunda değil Fatih Terim'in. Melo'ya söylediği söz yüzünden Volkan üç maç ceza almış da o yüzden kadroya almamış. Volkan'ın formunu beğenmedi. Tolga'yı çağırdı mı? Onu da çağırmadı. Formda olmadıkları için çağrılmadılar. TFF Başkanı Yıldırım Demirören yeni sezona dair fair play mesajları verirken 2014-2015 sezonunun da Süleyman Seba adına oynanacağını açıkladılar. Palavra!.. Yani geriye doğru gittiğin zaman 'Ahmet Dursun, Seba gitsin' diye bağırtılanlar, onları kim nasıl bağırttı, onların arkasından neler oldu... Beni kimse konuşturmasın. #Sayfa# Son olarak Basketbol ile kapatalım isterseniz. FIBA Dünya Basketbol Şampiyonası'nda Türkiye'nin gruptan çıkma şansınızı nasıl buluyorsunuz? Yani Yeni Zelanda'yı yenmeleri lazımdı, çok zorlanarak yendiler. Amerika'ya yenilmeleri lazımdı ama üç periyod baya zorladılar. Hani o klasik laf var ya önümüzdeki maçlara bakalım. Bütün mesele Ergin Ataman oyunu şutörler üzerine kuruyor. Şutörler şutu attığı zaman işler iyiye gidiyor. Kaçırmaya başladıkları zaman da işler kötüye gidiyor. Yeni Zelanda maçını çeviren boyalı alan oldu. Oğuz girdi, son sekiz dakikada 13 sayı attı. O zaman niye başından beri oynatmıyorsun? Elinde Oğuz gibi bir adam var, Ömer Aşık gibi NBA'de oynayan bir adam var. Ömer Aşık'a bakıyorum bir sayı ile çıkmış. Yani Ömer Aşık 1 sayı ile çıkıyorsa oyundan kabahat Ömer Aşık'ta değildir. Demek ki onun üzerine bir oyun kurgusu yapmamışsın. Maçta herkes sallarken üçlükleri aradan ne gelirse gelir. Olmaz öyle!.. Türk Milli Takımı'nın milli takım olması için, Galatasaray'ın Galatasaray olması için, basketbolun basketbol olması için boyalı alanı kullanmamız lazım 'Başkandan 3 transfer istedim' diyen Cesare Prandelli'nin dediği oldu. Napoli'nin forveti Goran Pandev, orta sahasından Blerim Dzemaili ve Eskişehir'den transferi yılan hikâyesine dönen Tarık artık Galatasaraylı. Transferleri nasıl buldunuz? Tarık Çamdal iyi bir transfer. Galatasaray'da uzun süre oynayacak bir isim. En önemli tarafı da Türk pasaportu olması. Bu yabancı kısıtlamaları Türk oyuncularının maddi-manevi değerini çok arttırdı. Ama Napoli'den alınanlar hakkındaki istihbaratım... Biz nasıl Galatasaray olarak birtakım adamları mesela Dany ve Amrabat'ı , işte Fenerbahçe Yobo ve Baroni'yi falan birilerine itilemeye çalışıyorsak bu ikisini de Napoli aynen Galatasaray'a itelemiş. Yani İtalyan futbolunu yakından takip eden, izleyen arkadaşlarım var. Geçen akşam tesadüf bendeydiler, onlarla konuştum. Kullandıkları kelime 'Napoli bize kakaladı. Roma'ya kakalamaya çalıştı. Roma yemedi ama Galatasaray yedi' dediler. Yani vakti zamanında bir şeyler oynamış olabilirler ama geçen sene bir şey oynamamışlar. Süper Lig'e Trabzonspor, Fenerbahçe ve Galatasaray yeni teknik direktörlerle başladılar. Yeni hocaların ilk hafta performanslarıyla ilgili neler söyleyeceksiniz? Yani aslında tabii bir hafta içinde bu konuda yorum yapmak kolay bir şey değil. Hatırlayın; geçen sene sekizinci ay mı neydi Mancini hala 'Takımı tanımıyorum' diyordu. Bir de tabii atalarımızın 'Adam olacak çocuk...' diye de bir lafları var. Hazırlık maçlarını ve Avrupa maçlarını da işin içine katarsak ilk hafta sert izlenimlerimi söyleyeyim. #Sayfa# Prandelli ile bu iş olmaz. Yani adamın kafası Galatasaray'a uygun değil. Ne yaptığı belli değil! Akla hayale gelmez birtakım düşünceler içinde. Yani lige en kötü başlayan takım Bursaspor, Gürcistan gibi dünya futbolunda adı geçmeyen bir ülke takımı Chikhura Sachkhere'ye ön elemede elendiler. İki maç toplam 210 dakika oynandı ve onlara gol atamayan Bursaspor, Galatasaray'a beş tane atardı. Yani bırakın Muslera'nın hayatının maçlarından birini daha oynamasını, adamların Muslera'ya rağmen de atabilecekleri, kullanamadıkları pozisyonlar var. Buna karşılık Galatasaray'ın oynadığı oyun futbola çok uzak... Ne yapmak istediği belli olmayan bir Prandelli var. Adam hala göremiyor ki Burak tek santrafor olarak oynayamaz. Verimi yüzde 10'a düşer. Burak çift santrafor oynayan, ikinci santrafor ile oynayan ikinci santraforla çapraz koşular yapan, rakip defansta boşluklar arayan, bulan, yaratan birisi. Şimdi Umut Bulut'u kenarda oturtup da Burak'ı tek başına ileri koyarsan facia olur. Yani kanatları öldürmüş, kanat akını yok. Kanat adamı kullanmıyor. Amrabat'ı gönderiyor, Olcan'ı kenarda oturtuyor. Yani Prandelli'nin ne düşündüğü hakkında fikir sahibi dahi olamıyorum. Galatasaray'ın işi çok zor. Allah taraftarlara sabır versin. Fenerbahçe'nin çok iyi kadrosu var. Karabük maçını seyrederken bir ara Fenerbahçe'nin yedek kulübesini gösterdiler. Bu yedek kulübesinde oturan herkes Galatasaray'da direk oynar. Fenerbahçe'nin o yedeklerinin arasına sığdıramadığı için maçtan önce tören yapıp gönderdiği Baroni ve Yobo dahil hepsi Galatasaray'da direk oynarlar. Böyle bir kadro var Fenerbahçe'nin elinde. Bir de kısa oynadı ama gördük ki fevkalade faydalı olabileceğini gösteren bir Diego var. Ama o kenarda duran hoca o takımı taşıyacak güçte görünmüyor. Açık!.. Zaten İsmail Kartal'ın oraya neden getirildiği belli. Takımın resmi teknik direktörü Aziz Yıldırım. Yazık! Bu kadar güçlü bir kadronun böyle zayıf bir kenarla lige başlaması çok yazık. İki taraf da akla gelmez hatalar yaptılar. O goller zaten hep hatalardan doğdu. Aynı skorla Karabük de kazanabilirdi. Oysa normalde Fenerbahçe'nin çok net alıp götürmesi lazımdı o kadroyla. Trabzonspor'da ise Halilhodzic'in haklı olduğu yerler var. Trabzonspor'un kadrosu eksik. Cardozo sakat, iyileşip kadroya girdiği zaman biraz daha hareket getirir ama takımın daha yolu çok. #Sayfa# Galatasaray ile devam edelim isterseniz. Süper Kupa'da Fenerbahçe'ye penaltılarla yenilen ve performansı eleştirilen Galatasaray, Bursaspor'u 2-0 yendi. Maçın 75. dakikasında yayıncı kuruluş topla oynama oranlarını gösterdi ve yüzde 65'e 35'lik Bursaspor üstünlüğü olduğu görüldü. Sarı kırmızılı takımın oyun anlayışını nasıl buluyorsunuz? Galatasaray'da kötü oynayan oyuncular var ve o kötü oynayan oyuncularla kötü bir taktik uygulatan hoca var. Yani neresinden bakarsan bak kötü! Galatasaray'ın en iyi isimleri ise Bursaspor maçının en kötü oyuncuları olan Sneijder ve Selçuk. Mesela; Karabükspor'da Hakan Özmert diye bir futbolcu var, bu iki isim ile top diye oynar! Oyun kötü, taktik de kötü olunca takımda hiçbir ümit olmuyor. Ben zaten geçen hafta Sabah Gazetesi'ndeki köşemde dedim ki 'Galatasaray'ın en büyük talihi bu hafta ligin en kötü takımıyla oynuyorlar, Bursa'nın şansı olamaz Galatasaray'ın önünde (ki yanılmışım). O kötü Bursaspor bile Muslera olmasaydı Galatasaray'a beş atabilirdi ve adamlar biraz becerikli olsaydı. Bir de tabii milli takım arası var. İşte bu aralardan faydalanarak Prandelli yanlışlarını görebilir' diyordum yanılmışım. Prandelli hiçbir şey görmüyor. Yani bütün hazırlık maçlarında Galatasaray'da dişe dokunur tek adam, tek aktif görüntü Olcan'ın sağ kanattan yaptığı akınlardı. Olcan'ı kenarda tutup Yekta'yı oyun kurucu oynattı ya! Yani oyun kurucusu Yekta olan takım tam benim dediğim gibi 'Kümede kalmaya oynayan takımdır.' O amaçla oynayan takımda Yekta oyun kurucu olarak oynar. Yani Emre Çolak'ın günahı ne. Dört tane Yekta eder. Bu Veysel böyle dökülürken Sabri'nin günahı ne? Akla hayale gelmez işler yapıyor Prandelli. Yani anladığım kadarıyla Prandelli'yi de birileri yönetiyor kenarda. Bülent Tulun, Ünal Aysal'ı yönetiyor, Aysal da Prandelli'yi mi yönetiyor. Galatasaray da Fenerbahçe'ye mi dönüyor? Yani bu kadar çok saçmalamayı insanın aklı hafızası almıyor. Şöyle ya da böyle İtalya Milli Takımı Teknik Direktörlüğü yapmış bir adam şu maça Olcan'ı kenarda bırakıp oyun kurucu olarak Yekta ile başlar mı ya! Veysel'in böyle döküldüğünü göre göre Sabri'yi kadro dışı bırakmak da inat eder mi? Galatasaray, Şampiyonlar Ligi'nde Arsenal, Borussia Dortmund ve Anderlecht ile eşleşti. Galatasaray'ın bu gruptan çıkma şansı nedir? Şimdi, normal koşullarda rakiplerin üçü de tarihlerinin en kötü sezonunu yaşıyorlar. Yani Galatasaray buradan grup lideri bile çıkabilir. Ama Galatasaray bunların hepsinden daha kötü bir sezon yaşıyor. Yani üçüncü olup Avrupa Ligi'ne katılırsa başarıdır. Şu Bursa önünde gördüğüm Galatasaray o grupta sonuncu olur. Galatasaray Teknik Direktörü Prandelli beline eşofman bağlayarak maçı izledi. Bu görüntü için 'Bir Galatasaray hocasına yakışmaz' şeklinde yorumlar yapıldı. Siz neler söyleyeceksiniz? Bağlar, neden bağlamasın? Galatasaraylı olduğu zaman Türk medyası takılmak için bahane arar. Kafaları futbola fazla ermediği için de böyle adamın kılık kıyafetiyle eleştirirler.

Hıncal Uluç ile haftanın gündemi

EN SON HABERLER