Cuma 17.10.2014

Mayıs 2015 için stratejik mola

Ünal Aysal bizleri "sohbet toplantısı" diye çağırdı, GS TV'den canlı yayınlanan, hiç soru almadığı "sözlü basın açıklaması"na dekor yaptı. En sert açıklamaları dahi hazmettiren bir ustalıktaki hitabetiyle, ilk bölümde hayli zarif bir profil sergiledi. Maalesef ki; Galatasaray'ın içinde bulunduğu durum onun üslubu ve hitabetindeki ustalıkla ortadan kaybolmuyor. Aysal'ın bu toplantıda en çok finansal konulara ağırlık vermesi dikkat çekiciydi. Kendisine başkanlık koltuğunu getiren 2002 yılındaki "AIG Krizi"ndeki rolünü tüm açıklığıyla ortaya koydu. O dönem yaptığı katkı 3,5 yıl önce üyeler tarafından başkan seçilmesiyle takdir görmüştü zaten. Kulübün finansal durumunu, bilinenler hiç de öyle değilken, gereğinden fazla pembeye boyadığını düşünüyorum. Hem finansal açıdan "kötü gidiyoruz" deyip, kötü gidişe dair önlemleri sıralayıp, önlem paketi kabul görmeyince, seçim kararı almak ile pembe bir mali tablo sunmak doğrusu çelişki doluydu. Sportif açıdan, iki lig, bir kupa şampiyonluğuna vurgu yaptı. Basketbol final serisinin son maçından çekilme kararının hala arkasında oluşu bence tek kelimeyle tuhaftı. Keza alınan radikal karar ne hedefindeki TBF, ne de rakibi F.Bahçe'ye' herhangi bir bedel ödetmekten uzak kaldı. Desteklediği aday Yarsuvat'ın iki önemli söylemi var; 1- G.Saray tek adayla seçime girmez. (Yarsuvat bir önceki seçimde Aysal tek başına adayken -nedense- ortalarda yoktu) 2- Mayıs ayında yeniden seçim (ne ilginç ki; Aysal'ın 2015'te yeniden aday olacağı konusunda söylentiler zirve yapmış durumda)... Yarsuvat'ın her fırsatta dile getirdiği bu iki önemli husus ve Arena'da yapılan sohbet (!) toplantısı sonrasında Aysal "bırakmak", "kaçmak" gibi fiillerden çok, bu bir "stratejik mola" dedirtti bana. Fakat sarı kırmızılı camianın her katmanında Aysal'a karşı büyük bir tepki var. Bu taktiğinin tutacağına pek ihtimal vermiyorum. Aysal, Mayıs'ta ciddi bir talip çıkmaması ve kendisine "çatı aday" olarak gelinmesi hususunda çok motive olmuş durumda. Derbiyi yönetecek Cüneyt Çakır'a yönelik çok ağır ithamları, neredeyse seksenli yıllardaki Türkiye'den bir başkanın ağzından dökülüyor gibiydi. Hem bu kadar Avrupai, şehirli ve zarif olmak, hem bu kadar bildik kulüp başkanı refleksini sergilemek , aynı anda, aynı bünyede nasıl buluşabiliyor, anlamak çok zor. Sırf bu sebeple bile kendisini Galatasaray ve Spor Endüstrisi için bir kez daha çok "ürkütücü" buldum.
Serkan KORKMAZ

X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.