Ve daha sonradan hakikaten Cenk'in yediği golle son dakikaları biraz heyecanlı geçirmesine neden oldu. Partizan takımı Beşiktaş'ın ayarında bir takım değil. Totenham ile birlikte bi gruptan elini sallaya sallaya çıkacağını belirtmiştik Beşiktaş'ın... Beşiktaş bu gruptan Tottenham ile birlikte çıkar. Bu maçta ekstra bir olay vardı. Bu maçta İsmail'i sağ bekte oynatması Necip'i sağ bekte oynatmasından daha etkili... Dün akşam bunu bir kez daha gördük. Bilic'in İsmail'i sağ bekte oynatmasıyla Beşiktaş daha etkili oynadı.
Hayri Ülgen: Kartal Avrupalı ama!
Beşiktaş çok büyük sürpriz olmazsa bu gruptan çıktı. Ancak dün Partizan önünde oynadığı futbol kopuk bir film gibiydi. Eğer Avrupa'da başarılı olmak istiyorsan böyle basit goller yemeyeceksin. Hele hele 90+4. dakikasında kaleci Cenk'in inanılmaz kurtarışı olmasaydı, bu Beşiktaş taraftarını yine fıtık edecekti. Futbol istikrar oyunudur. Devamlılık ister. Bilic futbolcularına disiplinli ve mücadeleci bir futbolu kafalarına yerleştirmezse Beşiktaş bir var bir yok olur. İşte Partizan'da 4 attı. Sonra iki mağlubiyet dün de Partizan önünde zoraki bir galibiyet. Gökhan Töre iyi oynadığı zaman bir takıma bedel. Bu doğru. Penaltı yaptırdı golü attırdı. Bunlar da tamam. Ama topu aldı mı hiç kimseye vermiyor. Bari Bilic ona bir top verse de ikinci bir topla oynasa.Demba ba her geçen gün Beşiktaş'ın golcüsü olduğunu gösterdi. Zaten Avrupa'da attığı 7 golle de bunu kanıtladı. Bilic ve Beşiktaş Demba Ba'nın daha etkili olmasını istiyorsa kanatları çok iyi kullanması lazım. Bir çift lafım da Olcay Şahan'a. Kaliten var iyi futbolcusun. Önce devamlılığın yok sonra kendine iyi bakmıyorsun. Her maçta atan bir Olcay'dın. Şimdi her maçta oyundan çıkartılan bir Olcay Şahan oldun. Yakışmıyor. Son sözüm de Beşiktaşlı taraftarlara. Her şeye rağmen Beşiktaş taraftarı 12 bin kişi tribünleri doldurarak görevlerini yaptı. Aslında bu taraftar her şeye layık.
Sinan Vardar: Töre ve İsmail
Kartal, Partizan'ı yendi ve Avrupa macerasında büyük bir avantajı cebine koydu. Beşiktaş, rakibini 3 hafta önce deplasmanda sürklase etmesine rağmen Bilic, Veli ve Atiba tampon bölgesiyle rakibinin karşısına çıktı. Kartal koca bir ilk yarıyı boşa geçirdi. Beşiktaş'ın daha üretken olacağını düşünenler yanılmıştı. Atılacak bir gol her şeyi tozpembe yapacaktı ancak bu gol için tam 57 dakika beklendi. Mücadelenin ikinci yarısının başlamasıyla birlikte sahada Gökhan Töre sahneye çıktı. Töre takımına önce penaltı kazandırdı, ardından da Demba Ba'ya nefis gol pası verdi. Töre, Beşiktaş'ın hücum gücündeki en büyük silahı olduğunu gösterdi. Demba Ba ise attığı gollerde klasını konuşturdu. Sağ kanadı teslim alan İsmail Köybaşı attığı uzun ve nefis paslarla Beşiktaş'ın oyun şablonuna zenginlik kazandırdı. İsmail, takım için büyük kazanç olduğunu gösterdi.Maçın son anlarında ise Beşiktaşlı taraftarların sık sık karşılaştığı bir klasik yaşandı. Savunma hatasından yenilen golün ardından Kartal'ın oyunu kendi yarı sahasında kabullenmesi sıkıntıya neden oldu. Beşiktaş savunması Partizan'ın cılız ataklarında zaman zaman duruş hataları yaptı. Burada orta sahanın da oyundan düşmesi de dikkat çekiciydi. Maçın son anında Partizan'ın kazandığı frikik vuruşunda önce Cenk'in muhteşem kurtarışı, ardından direkte patlayan şut Beşiktaşlılara derin bir nefes aldırdı. Bu galibiyetle Beşiktaş, Süper Lig'de alınan üst üstte 2 yenilginin ardından yeni birbaşlangıç yaptı. Ancak Bilic artık bu basit savunma hatalarına bir çare bulmalı.
Mert Aydın: Gökhan şov
Önümüzdeki hafta sonunda Beşiktaş, İstanbul Başakşehir ile oynayacak. Teknik direktör Slaven Bilic, o maç için kadro seçerken zorlanacak. Çünkü Olcay, Gökhan ve Veli cezalı. Ama dün gece Hırvat çalıştırıcı için rahat bir geceydi. Çünkü hem bu üçü oynuyordu hem de kenarda bol alternatif vardı. Açıkçası oyunun başındaki bir 10- 15 dakikalık bölüm hariç maça hükmeden bir Beşiktaş vardı. Gökhan'ın özel performansıyla süslenen bu hakimiyetin meyvesini alabilmek için ikinci yarıya kadar bekledi Beşiktaş. Bir türlü markajdan kurtulamayan Demba Ba fazla etkin olamadı bu bölümde.Beşiktaş'ın problemi rahat kazanılabilecek karşılaşmaları bile zora sokmak. Dün gece de böyle bir maç izledik. Beşiktaş, ilk maçtaki skora yaklaşamadıysa ve bir de temposunu kaybedip puan kaybıyla flört ettiyse iyi düşünmeli. Her şeye rağmen turu getiren maç oldu diyebiliriz.
Metin Tekin: Oyunu çözen adam!
1- Fenerbahçe maçının ardından Beşiktaş'ı fiziksel ve moral olarak nasıl buldunuz?
Partizan karşılaşması Beşiktaş'ın psikolojik ve moral olarak geri gelme maçıydı. Hem Avrupa Kupası'ndaki pozisyonu hem de üç gün sonraki Başakşehir maçı öncesi gerekli olan bir motivasyon kazandılar. Siyah beyazlılar bu hafta sonu bence, ligdeki en önemli maçına çıkacak.
2- Gökhan Töre ve sağ bek İsmail Köybaşı?
Bilic zaman zaman İsmail Köybaşı'nı sağ bekte kullanmıştı...Belli ki önümüzdeki lig maçlarında da İsmail Köybaşı'nı kullanacak...Çünkü Necip'in Fenerbahçe maçındaki pefrormansından sonra tercihi İsmail olacaktır. Gökhan Töre'ye gelince...Yine iyi bir Gökhan performansı izledik. Demba Ba'ya tabiri caiz ise iki tane penaltı vuruşu yaptırdı. Ama bu görüntü sadece bu karşılaşmaya özeldi çünkü Başakşehir karşılaşmasında yok Gökhan... Partizan karşılaşmasında bir kere daha gördük ki Beşiktaş'ın bu kadro yapısında oyunu çözmede, en önemli oyuncu Gökhan Töre.
3- Seyircinin maça ilgisizliği hafta arası olmasına bağlanabilir mi?
Benim için tahminimden daha fazla seyirci vardı Olimpiyat Stadı'nda. Belki de havanın etkisi vardı. Çünkü Olimpiyat Stadı'nda seyirci sayısını maçın öneminden ve değerinden çok hava şartları belirliyor. Ben yine de beklediğimden fazla Beşiktaş seyircisi gördüm
4- Olcay, Veli Kavlak ve Gökhan Töre Başakşehir maçında yoklar. Bu takımı nasıl etkiler?
Tabii ki çok etkiler..Ama bazen takımlar bu durumda kalsa da önemli oyuncuların yoksa doğru oyunlarla bu işin üstesinden gelmelisin. Ama Slaven Bilic tanıdığımız kadarı ile takım formasyonunda çok tutucu bir teknik adam. Benim beklediğim Kerim Frei ve Mustafa Pektemek'i kullanarak, takım şeklinde bir değişiklik yapmaması. Ama gerekenin ve doğru olanının bu olduğundan benim çok şüphem var. Çünkü zaman zaman oyuna ufak tefek, farklı dokunuşların hem sizi hem takımınızı yükseltmek açısından ve hem de rakibin kafasında bir acaba oluşturması açısından denemmesi gereken şeyler olduğunu düşünüyorum.
Gürcan Bilgiç: Töre'nin formülleri!..
Ligdeki yaralarını sarmak için en uygun fırsatı yakalamışlardı. Cezalılar sahadaydı. Her şeyin öncesinde Gökhan Töre vardı. Önder Özen geçen sezon bu transferi açıklarken, "Sahadaki sorunlarımızı çözecek, bize nefes aldıracak bir oyuncu karakteri" dedi. Gökhan bu sezon, bu tarifin her kelimesini hak eden bir performansla oynadı. Ne zaman ki kırmızı gördü, cezayı aldı; işte o zaman takımının hücum gücünün yarısı gitti. Örnek; Fenerbahçe derbisi... Beşiktaş maçı daha ilk dakikadan tek kale oynamaya başladı. Sürekli olarak aradı. Şutlarla, ver-kaçlarla, duran toplarla ama bir türlü istediği öne geçme sayısına ulaşamadı. Gözümüz Partizan'ın direncini yükselttiği bu aksiyon içinde beklere yöneldi. Motta da, İsmail de hücumun parçası değildi. Dolayısı ile kapanan rakibin açılması, hata yapması veya konsantrasyonun dağılması için çok neden oluşmadı. Ama topu kontrol edip, sürekli zorlayan Beşiktaş'ın oyun karakteri, hem Gökhan Töre ile penaltıyı getirdi, hem de gurbetçi oyuncumuz üstünden ikinci golü... Kazanmak Beşiktaş adına önemliydi. Ligdeki hayal kırıklığını ve ölü toprağını atmaları için böyle bir oyun ve sonuç gerekiyordu. Bu maçın etkileri, ligde muhakkak olumlu şekilde hissedilecektir. Necip'in yerine İsmail'in gelmesi, yeni bir kurban mı sorusunu getirdi aklımıza ama, genç oyuncu, tehdit etmeyen rakip karşısında fazla sırıtmadan oynadı. Dört maçta yenilgisiz sekiz puan aldı Beşiktaş. Kalan iki maçta da, kağıt üstünde zor görünen rakibi ile kendi sahasında oynayacak. Grubu birinci bitirmek, Şampiyonlar Ligi'nden gelenlerle eşleşmemek için önemli. Bu galibiyet Beşiktaş'ın önünü de açtı, şansını da arttırdı. Ama ligde zor günler geçiriyor. Gökhan Töre olmadan yaşadıkları ortada. Bilic'in bu maçı unutup, Başakşehir için yeni bir formül üretmesi lazım. Çünkü Töre'nin faydası dışında Tolga'nın da verdiği güveni kaybetti Beşiktaş... Cenk'in yediği gol, Partizan'ın son saniyelerde kaçırdığı pozisyon hep bir ipucu.
Fatih Doğan: Hakem kararıyla
Beşiktaş'ın oyun ve sonuç bakımından Süper Lig ile Avrupa performansı arasında çok önemli farklar var. Bunun en önemli nedeni hakemler ve yönetim anlayışları. Şampiyonlar Ligi ve UEFA Kupası maçlarında Beşiktaş sahaya şöyle bir fotoğraf koyuyor; "Ben futbol oynamak istiyorum. Oynarken ve kazanmak isterken keyif almak ve vermek önceliğim." Avrupa maçlarında hakemler iyi futbol oynamak isteyen ve bunun mücadelesini veren takımların önünü açıyor. Beşiktaş'ın olduğu gibi. Türkiye'de tam tersi işliyor. Hakemler zihinlerindeki çelişkileri, gel-gitleri hatta kompleklerini sahaya yansıtıyor. Türkiye'de futbol oynamak isteyen futbolcular ve takımların teşfik edilmesi bir yana önü kesiliyor. Maalesef maçlar hakemler, temsilciler ve de gözlemciler üzerine yapılan baskılar ve oyunlar ile başlıyor. Son Beşiktaş- F.Bahçe derbisinde gördüklerini raporlayamayan temsilcilerin, hakemlerin görüntesü Türk futbolundaki acı tabloyu gözler önüne seriyor. Türkiye'de aslan, kaplan kesilen futbolcular, takımlar hakem imtiyazlarını kaybettikleri zümün Avurpa'da tel tem dökülüyorlar. F.Bahçe yenilgisi sonrası Partizan maçı Beşiktaş için daha önemliydi. Fiziksel olarak yorulmuş, zihinsel olarak yıpranmış siyah-beyazlı takım ilk maçta 4 attığı rakibi karşısında oyunun kontrolünü genel olarak elinde tuttu. Bilic, gereğinden fazla kontrollüydü. Ancak hakettiği bir galibiyet aldı. İlk yarı risk almayarak götürdüğü oyunu ikinci yarının başında birazcık yüklenmeyle 2-0'a getirdi. Sol bekte Motta haftalardır dökülürken İsmail'in yokluk içinde sağ beke merhem olarak kullanılması Beşiktaş'ın düşünmesi gereken acı gerçeklerinden biri... Gökhan Töre'nin varlığı Beşiktaş için çok değerli. Bilic'in Gökhan'sız Beşiktaş çözümlemelerine çalışmasında fayda var. Aksi takdirde yorulan kanatlar ve ürütemeyen ritimsiz ortasaha ile sıkıntı yaşar. Beşiktaş Partizan maçında her yönüyle yorgundu. Az kalsın uzatmalarda beraberlik olacaktı. Bunun anlamı şu; Bilic'in yorulan oyuncular yerine İsmail, Mustafa, Uğurl, Cenk, Atınç ve Sosa'yı kullanması zaruri.