Hıncal Uluç ile haftanın gündemi

Sabah Gazetesi'nin usta kalemlerinden Hıncal Uluç, Beşiktaş - Galatasaray derbisini Sabahspor.com okuyucularına değerlendirdi. Uluç 'Fenerbahçe baskılı oyun oynadı, önde bastırarak oynadı. Ve de çok da iyi oynadı. Ama dediğim gibi ne kadar iyi olursa olsun Fenerbahçe, bu durum Başakşehir'in bu kadar başarısız, bu kadar döküntü futbol oynamasını izah etmiyor. Yedikleri iki gole rağmen ligin hala en az gol yiyen takımı Başakşehir. Yani bu takım nasıl en az gol yiyen takım olmuş... Yani 15 haftadır başka Başakşehir bir oynamış, bu hafta Fenerbahçe'ye karşı başka Başakşehir oynamış. İzah edemiyorum!..' dedi. Özge AYDIN/SABAHSPOR.COM #Sayfa# Sizin haftalardır eleştirdiğiniz Emre Çolak yine ilk 11'deki yerini aldı. Hamzaoğlu'nun bu seçimini nasıl buldunuz? Yani her şey aklıma gelirdi de, iki haftada bir 'Mustafa Denizli iyi ki Galatasaray'ın başına gelmemiş' diyeceğim gelmezdi. Galatasaray Hamza Hoca gelince niye düzelmiş biliyor musunuz? (O rezil, o baştan sona teknik yönetim hatalarıyla dolu maçta, o berbat futbol ve A'dan Z'ye yanlış oyunla Beşiktaş'ı tesadüfen ve rakibin daha berbat hataları sonucu yenmek, düzelmek oluyor bir defa, Denizli için..) Efendim, orta sahaya 'Az top kaptıran Emre Çolak' yerleşmiş de... Sözleri aynen bu... Yahu hocam, sen maç izlerken bir yandan tavla mı oynuyordun? Al maçın DVD'sini Emre'yi senin gibi göklere çıkaran Şansal'dan, bize gel, birlikte seyredelim 90 dakika boyu Emre'yi... 1- Sahanın en çok top kaybeden futbolcusu Emre.. (İstatistiklere de bak istersen..) Girdiği hemen her ikili mücadeleyi kaybederken, durmadan ikili mücadeleye hevesleniyor, kendini Messi sandığı için... 2- Tek top oynama diye bir şey bilmiyor sanki... Tugay'ı yok eden o topa basma, etrafında 360 derece dönme ve böylece oyunu geciktirip rakibe toparlanma ve kaptırdığı anda kontratak fırsatı verme onda.. 3- En yakınındaki adama en garanti pasları bile garantili değil. Rakibe attığı topun haddi hesabı yok... Beşiktaş ataklarının pek çoğu Emre'nin top kaptırmaları ve yanlış pasları ile başladı. #Sayfa# 4- O lanet istatistiklere göre, Selçuk'tan sonra en çok koşan Galatasaraylı... Hocam, ekran başında uyumasan, Emre'nin nasıl boş, nasıl sahte, nasıl uzaktan, nasıl eskort koşuları yaptığını görürdün. Emre, Sneijder'den de kötü... Sneijder takımı eksik oynatıyor ama hiç değilse rakipten oynamıyor. Rakip ondan korktuğu için başında adam tutuyor. Emre Galatasaray'ı eksik oynatmakla kalmıyor, rakipten oynuyor. Galatasaray bir eksik, Beşiktaş bir fazla, Emre sayesinde. Ağır mı kaçtı?. Halep orda, arşın burda hocam... Al maçın DVD'sini gel. Gözüne sokayım, dediklerimin hepsini.. Diyeceksin ki, 'Genel yorumlar da Emre lehine..' İşte asıl kanıt bu.. Fener medyası birini övüyorsa, bilin ki Galatasaray'a zararlıdır. Prandelli gidiyor diye matem tutanlarla Emre'yi övenler, ayni.. Arda'yı kaçıran da onlar.. #Sayfa# Spor Toto Süper Lig'in 16. hafta karşılaşmasında Fenerbahçe, ligin flaş ekiplerinden İstanbul Başakşehir'i 2-0 mağlup ederek ilk yarıyı lider bitirdi. Maç ile ilgili neler söyleyeceksiniz? Sezon başından beri seyrettiğim en iyi Fenerbahçe ve de sezon başından beri seyrettiğim en kötü Başakşehir. Fenerbahçe çok iyi olduğu için mi Başakşehir çok kötü, Başakşehir kötü olduğu için mi Fenerbahçe çok iyi bunu anlamak gerçekten çok zor. Ama ikisinin iç içe olduğunu düşünebiliriz. Yani, yeni yıl arası verilmeseydi bu hafta belli olur diyecektim. Ama araya devre bitmediği halde devre arası giriyor. Ondan sonra da çok şey değişeceği için bu sorunun cevabı biraz havada kalacak. Evvela kötü oyundan başlayayım. Başakşehir dünyanın en iyi takımlarından Bayern Münih, Real Madrid ya da dünya karması ile oynasa gene bu kadar kötü olamaz. 90 dakika boyunca arka arkaya üç top yapamayan bir takım aciz bir takımdır, mahalle takımıdır. Çoğu zaman birinci topları pas vermek değil sadece kesmek için, uzaklaştırmak için kullandılar. Çok rahat oldukları pozisyonlarda dahi öyle oynadılar. Ender olarak topu ikinci adama verebildiklerinde bu defa ikinci adam üçüncü pası yapamadı. Böyle bir takımın Süper Lig'de ne işi var? Amatör Lig'de, halı sahada böyle futbol oynanır. İnanamadım!.. Yani, Fenerbahçe baskılı oyun oynadı, önde bastırarak oynadı. Ve de çok da iyi oynadı. Ama dediğim gibi ne kadar iyi olursa olsun Fenerbahçe, bu durum Başakşehir'in bu kadar başarısız, bu kadar döküntü futbol oynamasını izah etmiyor. Yedikleri iki gole rağmen ligin hala en az gol yiyen takımı Başakşehir. Yani bu takım nasıl en az gol yiyen takım olmuş... Yani 15 haftadır başka Başakşehir bir oynamış, bu hafta Fenerbahçe'ye karşı başka Başakşehir oynamış. İzah edemiyorum!.. Fenerbahçe'de Emenike krizi gün geçtikçe daha da büyüyor. Emenike, İstanbul Başakşehir maçında oyuna giremeyince karşılaşma bitmeden soyunma odasının yolunu tuttu. Emenike'nin tavrını nasıl değerlendiriyorsunuz? Fenerbahçe'nin Emenike'yi şutlaması lazım. Oyundan alınırsın ve kızarsın. Bunu anlıyorum ben. O oyunun heyecanı içinde, o oyunun sıcaklığı içinde, o mücadele içinde kendinde bir potansiyel hissederken hele forvet oyuncusuysan, gol atacağını düşünürken kenara alınıyorsan öfkelenirsin. Onun izahı var. Ama kenarda ısınan bir adam 'Ben oyuna girmedim' diye iki haftadır bu havaları atıyorsa o adamın o takımla ilişkisi kopmuş demektir. Emenike 'Ben burada mutlu değilim. Beni gönderin' diyor. Yaptığı hareket bu. Fenerbahçe Emenike'yi tutarsa sezon sonunda satacak takım da bulamaz. Ama şimdi devre arasında içerden, dışardan 'Aman bu Emenike'dir' diye para sayacak birileri çıkabilir. #Sayfa# Süper Lig'de 15. hafta sona erdi. Son olarak sizden bir lig değerlendirmesi alabilir miyiz? Ben, bir televizyon seyircisiyim. Onun için yorumum televizyon üzerine. 1-Lig TV utanç verici bir yayın yapıyor. Hem yayıncılık açısından hem de yorumlarında taraf tutuyorlar resmen. 2-Televizyonlarımızda Avrupa liglerinden maçlar seyrediyoruz. Dünyanın en çok yağmur alan ülkesi İngiltere. İngiltere'de maç seyrediyorsun, halı gibi saha. Dünyanın kışa en çabuk giren ülkelerinden bir tanesi Almanya. Almanya'da maç seyrediyorsun, halı gibi saha. Türkiye'de daha dün yapılmış Kayseri sahası da, Olimpiyat adı taşıyan stadyum da yüzkarası. Yani bu çim işini İngiliz biliyor, Alman biliyor da Türkiye'de bilen mi yok ya da bileni getiren mi yok? Kulüplerin adını taşıyor ama bakmayın bu sahaların çoğu devletin. Kulüplere üst kullanım hakkını vermiş ama neticede devletin sahaları. Şimdi kötü saha, kötü yayıncılık bir de bir yandan Pasolig bir yandan da Türkiye'nin utancı, Türkiye'nin yüzkarası deplasman yasağı yüzünden tribünler boş. Yani Passolig'i niye koydun? Biri 'zırt' dese kimin 'zırt' dediğini görmek için. O yerin sahibi belli. Üstelik özellikle büyüklerin yani deplasman yasağı koyan Fenerbahçe, Galatasaray ve Beşiktaş'ın sahalarında yüzlerce kamera var. Yani, Türk polisi, Türk savcısı o görüntüler ve Passolig sayesinde maçta olay çıkaranı ertesini gününü beklemeden hatta maç oynanırken yakalayıp alma şansına sahip. Bunlar varken hala Fenerbahçe, Beşiktaş ve Galatasaray başkanı adlı üç tane kanun dışı, yasadışı adam 'Biz istemiyoruz' dedikleri için ve de İstanbul'da 'Benim vatandaşımın güvenliğini sağlayacak gücüm var' diyen bir vali, bir emniyet müdürü çıkmadığı için hala deplasman yasakları var. Seyirci eksilsin diye ellerinden geleni yapıyorlar. Şimdi ben televizyon başında oturuyorum, kötü bir yayıncının, kötü bir maç yayını, kötü bir saha ve boş tribünler... Ben daha ne kadar seyrederim bu maçları. Sen soru sorduğun sürece, senin hatırın için ederim. Ama şu mecburiyetlerim olmasa (A Spor'daki programım ve Sabah.com.tr'deki röportajlarım olmasa) bana kimse maç seyrettiremez. İstanbul'da çünkü geceleri yapılacak o kadar güzel şeyler var ki. İstanbul 2010'da Avrupa Kültür Başkenti olduktan sonra gerçek bir kültür başkentine döndü. Özellikle hafta sonlarına yığılıyor bütün faaliyetler. Ben oturup bu iğrenç maçları seyrediyorum. Niye? Yani Türkiye Futbol Federasyonu, Türkiye Gençlik ve Spor Genel Müdürlüğü ve Türkiye Cumhuriyeti Spor Bakanı bir araya gelip 'Bu işi nasıl toparlarız' diye karar almazsa bu iş biter. #Sayfa# Beşiktaş – Galatasaray derbisine atanan Cüneyt Çakır oldukça eleştirildi. Beşiktaş Kulübü Protokol Müdürü Ahmet Ateş, Cüneyt Çakır hakkında şoke eden tweetler paylaştı. Ateş 'Çakır'ın Galatasaray forması ile fotoğrafını paylaşarak 'Şaşırdık mı tabii ki hayır!' dedi. Bu tepkileri nasıl buldunuz? Şimdi bir defa, her kritik maçtan önce taraflardan birinin hakem hakkında konuşması Türkiye'de adet haline geldi. Bunun çok şiddetli şekilde önlenmesi lazım. Türkiye Futbol Federasyonu gerekirse ceza yönetmeliklerinde değişiklik yaparak, hele adı açıklanan hakem hakkında maç öncesi konuşmayı çok ağır bir şekilde cezalandırmalı ki bir daha kimse yapmasın. Böyle bir sallıyorlar 'Hakem bizi satar' diye aynen söylemek istedikleri o. Böylece de fayda umuyorlar 'şimdi biz böyle dedik ya hakem şimdi artık kollar bizi' diye. Taktik bu kadar basit, bu kadar ayıp, bu kadar çirkin. Ve bunu hepsi yapıyor. 'Ben yapmıyorum' diyen bir kulüp çıkmaz. Onun için görev Türkiye Futbol Federasyonu'na düşüyor. Bugünkü mevcut yönetmelikler bunu sağlamıyor. Cüneyt Çakır sizce doğru bir tercih miydi? Cüneyt Çakır'ı ben olsam bu maça atamazdım. Ciddi bir rahatsızlık geçirdi, bu tür ciddi rahatsızlık geçiren bir hakemi Beşiktaş – Galatasaray maçına değil, Olimpiyat Stadı'na göndermek çok büyük haksızlık. Orası bir fırtınalar vadisi, orada en sağlam insan bile zor dayanır. Hep söylüyorum; o stat derhal yıkılmalı, imha edilmeli, yok edilmeli. Cüneyt Çakır rahatsızlansaydı ne olacaktı? Bugün neyi konuşuyor olacaktık? Cüneyt Çakır'a vereceğin maç mı yok ya da o derbiyi idare edecek hakem mi yok Türkiye'de? Merkez Hakem Komitesi'nin sadece sağlık sebepleri yüzünden fevkalade yanlış bir tercihidir. #Sayfa# Maç boyunca verdiği kararları nasıl değerlendiriyorsunuz? Veli Kavlak'a gösterilen bir kırmızı kart var. Maçı genelde iyi yönetti. Bu kadar gerilimli bir maçtı. İkili derbi de değil bu, üçlü bir derbiydi. Pazar gecesi Fenerbahçe de oynuyordu o sahada. Ve neticede kazanan Fenerbahçe oldu, liderliğe yükseldi. Böyle bir derbide her hakemin yapabileceği hatalar normal. Tek tartışılır kararı Veli'nin kırmızı kartıydı. Orada geçen hafta Atiba'nın hatasının olduğu gibi Veli'nin hatası var. Yani, hakem burnunun dibindeyken Sneijder ile aranda iki kişi varken o iki kişinin üzerinden Sneijder'e atlayarak hamle yaptığın zaman sen büyük bir riske giriyorsun demektir. Sen riske girdiğin zaman da çıkan sonuca razı olacaksın. Orada ama pozisyonu özellikle yakından izlediğin zaman açık seçik görüyoruz ki atılan Veli değil, attıran Sneijder. Sneijder, yüzkarası, utanç verici bir numara yapıyor. Veli'nin eli onun yüzüne doğru geliyor, (hakem de yanında. Bu pozisyon Maraton'da aynen yayınlandı) Sneijder dönüp hakemi görür görmez gözünü tutup çırpınmaya başlıyor. O sahne aynen var. Hakemin raporu böyle; 'Parmağını gözüne soktu.' Hayır, olayı gözüne sokan Sneijder! Ama adı büyük futbolcularda son zamanlarda utanç verici derecede artan bir eylem. Rakibi eksilterek maç kazanmayı düşünmek kadar çirkin, ayıp bir şey yok. O maçı milyonlarca insan seyretti. O insanlar evvela maç seyretmek istiyorlar. Adı bak 'game' oyun, Fransızcası 'jeu', Türkçesi 'oyun.' Ben bir oyun seyretmek istiyorum, bir hile değil, bir aldatmaca değil. Maça dönecek olursak Beşiktaş ile Galatasaray maçı ile ilgili neler söyleyeceksiniz. İki teknik direktörünün de kadro seçimini nasıl buldunuz? İki hoca, o ülkenin utancı, vergi verenin baş belası, derhal yıkılması gereken Olimpiyat Stadı(!)ndaki maçta müthiş bir kaybetme mücadelesine girdiler.. İkisi de maç boyu kazanmamak için tüm hamleleri yaptılar. Sonunda şans Biliç'e güldü. Yenilme savaşının galibi, o oldu.. Hamza Hoca sahaya, beraberliğe dünden razı olduğunu gösteren bir 11'le başlamakla kalmadı, tüm ilk yarı boyunca da Fatih Terim'in Galatasaray'a hediyesi, o sonuç almaktan uzak, kendi sahasında yan ve geri paslarla top çeviren, vakit öldüren futbolu oynattı. #Sayfa# Galatasaray'ın çift santrforlu güya 'Hücum' oyununda kanat akınları çok önemliydi. Hamza Hoca'nın ortaya pasif yığılma sağlamak için kanatları öldürmesi bu gücü sıfırladı. Maç boyu Galatasaray'ın yaptığı kanat akını sayısı 10.. Yazı ile on!.. Anlayın gerisini.. Peki, Biliç bu pasif, bu ölü, bu seyri bile nefret uyandıran futbola karşı ne yaptı?.. Hem de Olimpiyat Stadı'nın o dillere destan fırtına gibi rüzgarını arkasına aldığı ilk 45 dakika boyunca ne yaptı?. Takımını kendi yarı sahasına çekip, Galatasaray'ın oyunu öldüren futbolunu seyretti. Beşiktaş önde bassa, pres yapsa, o top çıkarırken kaybetme ustası Galatasaray savunmasını delik deşik ederdi. İkinci yarıda bir duran topun ardından, Sabri'nin nihayet yaptığı orta tesadüf golü getirince, Biliç nihayet saldırı emrini verdi.. Veli'nin aptalca kendini attırmasıyla 10 kişi kalmasına rağmen, bir tek Gökhan'la Galatasaray'ı nasıl çökerttiğini görünce, ilk yarıdaki felaket taktiğine (Ya da taktiksizliğine) çok pişman olmuştur. Maç içerisindeki değişiklikleri nasıl buldunuz? İkinci yarıda oyuna müdahalelerde de Hamza Hoca ve Biliç kaybetme kozlarını sonuna dek oynadılar.. Tesadüfen bulduğu golle 1-0 öne geçen Hamza Hoca, en fazla bir gol yiyip beraberliği yakalamak düşüncesiyle, savunma gücünü arttırmaya karar verdi ve ilk intihar hamlesini yaptı. Umut'u çıkarıp Hamit'i oyuna aldı. Aslında bu yanlışının işaretini bir hafta önce 'İki uç oyuncudan birini almakta geç kaldım' diye vermişti. Bu defa geç kalmadı. Ey Hamza Hocam!.. Amacın 1-0'ı muhafaza etmekse, Umut oyundan alacağın sonuncu oyuncu.. İki sebepten.. Bir 90 dakika boyu iki kale arasında mekik dokuyan tek futbolcun o.. İlerde pres yapıyor, basıyor. 2- Koşuyor, kendi altı pasından top çıkarıyor.. Umut olduğu sürece, Beşiktaş stoperleri, savunmadaki yerlerini terk edip ileri çıkamıyorlar. İtalyanlar Umut'u öldürmek için ellerinden geleni yapmışlardı, en iyi oynadığı anlarda oyundan alarak. Şimdi ayni ihaneti sen yapıyorsun. O zaman sat Umut'u Hamza Hoca.. Sat da kurtul, çocuk da kurtulsun.. #Sayfa# Melo – Bruma değişikliğini nasıl buldunuz? Felipo Melo sakatlandığında yerine Bruma'yı alması, akıllara seza ikinci intihar hamlesi oldu. Oyuna soktuğu Bruma'dan, Hamza'nın o anda ne beklediğini çok merak ediyorum. Galatasaray 1-0 önde. Rakip 10 kişi.. Maçı dengeli rahat rahat oynamak dururken, takımı adeta 10 kişiye düşürmenin ne anlamı var.. Ki Schneijder hiç koşmadığı için zaten 10 kişisin.. Eğer sakin düşünebilsen, Melo çıktığında Hakan Balta hamlesini yapardın, tek kanattan, soldan tek başına gelen Gökhan'la bile çöken savunmanı toparlamak için.. Hakan Balta'yı sol beke alır, Telles'i onun önüne sürer, Bruma'dan hayal ettiğin kontra, hızlı kanat ataklarını Telles'e çok daha iyi yaptırırken, Hakan Balta ile sol kanadı da güvence altına alırdın.. Çok mu karmaşık geldi bu sana?. O zaman Hakan Balta'yı Melo'nun yerine, ön liberoya koyar, 10 kişilik Beşiktaş önünde salkım salkım dökülen savunmanı toparlardın hiç değilse.. Bu şans sana bir daha geldi.. Maçın başından beri takımı 10 kişi oynatan, Telles'i tek başına bırakan, geri gelme diye bir adeti olmadığı için, Telles ileri çıktığı anda, savunmanın solunun boş kalmasına sebep olan Sneijder sakatlandı. Kendiliğinden çıktı. Bir kez daha Hakan Balta hamlesi yapabilirdin. Yapmadın.. İlerde tehlikeli ve topa basan Pandev'i alarak Beşiktaş'ın bunaltan baskılarında takımına nefes alma fırsatı tanıyabilirdin. Yapmadın. Bruma'dan ders almamış gibi, takıma bir Bruma daha ekledin.. Olcan!. Bir kez daha sormak isterim.. Ne bekliyordun Olcan'dan?. Biliç bu sefer maçı okuyamadı. Yaptığı değişiklikler büyük tepki topladı. Bir bakıma Galatasaray'ın ekmeğine yağ sürdü. Allahtan karşında, ilk devredeki o çok yanlış, çok korkak, çok pasif oyunun cezasını kesmeyen Biliç vardı.. Sen yaptığın tüm değişikliklerle Galatasaray'ı geriye götürürken, intihar yolunda seni yalnız bırakmayan Biliç.. Takımın 1-0 mağlup.. Demba Ba iyi değil, değil ama, giderek azalan dakikalarda gene de 'Gol umudu' vasfını koruyor. Cenk Tosun'u Demba Ba ile birlikte oynatmak fazla riskli geldi diyelim.. (Takım zaten mağlup, ne riski derler ya, geçelim.) Cenk Tosun hamlesini kabul edelim.. Ama Sosa ve Olcay Şahan gibi oyunda oldukları her an rakip için tehlikeli iki silahı dışarı almak ne oluyor hocam?. İsmail Köybaşı mı, Sosa mı, ille de gol atmanın gerektiği son on dakikada.. Hele o top sürmenin ve adam eksiltmenin çok zor olduğu zeminde, başka özelliği olmayan Kerim'i, Olcay Şahan gibi her anı tehlike bir adamın yerine almak?. Pes ki pes!.. Derbisi bu, sahası o olan ligi varın hesap edin?.

Hıncal Uluç ile haftanın gündemi

EN SON HABERLER