Fenerbahçe'nin en iyi transferi...

Ne kaçan şampiyonluklar ne de sahadaki futbol… Fenerbahçe için uzun zamandır en büyük sorun, "sıradanlaşma" hastalığıydı. Kronik hale gelen "vasata alışma" sorunu... Vasata alışma ve bununla yetinme…
Kulübün genlerine ve dinamiklerine aykırı olarak, vasat oyuncularla, sıradan oyun planlarıyla, sıradan transferlerle hedefler de ister istemez küçülüyordu.
Ezelden beri reyting-tiraj garantisi olan bir kulüp, sürekli mevzi kaybediyor, dahası 3 Temmuz sonrası iklimin de etkisiyle her daim "savunma" makamına hapsoluyordu. Kriz yönetimindeki hatalar da bu iklime eklenince, sürekli olarak derdini anlatmaya çalışan bir kulüp haline gelmişti Fenerbahçe.
Suçsuzluğunu anlatmaya çalışan, bir gün Emre'yi bir başka gün Volkan'ı savunmak durumunda kalan… Vasat kadroların sonucu da sportif olarak giderek kan ve popülarite kaybeden bir kulüp… Gündem belirleme refleksini yitiren bir kulüp...
Ama yıllar sonra ilk kez roller değişiyor. Kartlar yeniden karılıyor.
27 yıl evvel, 103 gollü sezon arifesinde yapılan transfer hamlesinden sonra benzer çaptaki ilk kadro operasyonu…
İcraatları kadar imajı ve tarzıyla da bir anda gündeme damga vuran bir İtalyan sportif direktör…
Takım üzerinde tesiri ve oyuna etkisi henüz test edilmemiş de olsa, şimdilik camiayla doku uyumu yakalamış görünen, iddialı, heyecanlı bir teknik adam…
Uzun yıllar sonra ilk kez yöneticilerin, en görkemli transferlerde dahi olgunlukla sahneyi profesyonellere bırakması…
Velhasıl Fenerbahçe hızla çehre değiştiriyor. Sportif geri dönüşü nasıl olur bilinmez. Ama sonuç versin vermesin, Fenerbahçe'de üst akıl seneler sonra ilk kez başka bir yol deniyor. Yıpranmışta, kullanım süresi dolmuşta ısrar etmeyip, profesyonel kriterlerle hareket ediyor. Karar mekanizmaları "onun adamı" "bunun manevi evladı" kriteriyle değil, hocanın kafasındaki oyun planına, modern futbolun icaplarına ve camianın beklentilerine göre işliyor.
Daha birkaç ay önce, maç çevirsin diye oyuna ön libero alan, mağlupken sol bekten medet uman takım, bugün ESPN gibi saygın kanallarda analiz ediliyor. Yerli-yabancı manşetleri süslüyor.
Vasatlaşmanın pençesinde heyecanını ve umudunu kaybetmeye başlamış sarı-lacivert kalabalıklar da, yeniden eski enerjisine kavuşuyor. Şarj oluyor...
Ama en mühimi, yıllar sonra ilk kez savunma yapmıyor Fenerbahçe.. Bu kez hücum ediyor. Gündem belirliyor, meydan okuyor, rol çalıyor. Konuşuluyor. Konuşuyor…
Yıllar sonra ve nihayet vasata isyan ediyor.
Aslında Van Persie'den ya da Nani'den bile daha büyük bir transfer yapıyor Fenerbahçe: Değişiyor...
Bülent DEĞERLİ