Galatasaray, maç başından itibaren oyunu karşı alana yıkarak hırslı, tempolu bir ilk 45 dakika sergiledi. Gaziantepspor'da teknik direktör Mutlu Topçu'nun ara transferlere görev vermesi, alışılmış oyun disiplini ve takım uyumunu olumsuz etkileyince, Galatasaray beklenenin dışında elverişli bir ortam buldu. Linnes ve Sinan'ın sağ kulvardan etkili kanat ataklarını izledik. Mustafa Denizli belli ki genç, deneyimsiz ve maç eksikliği olan Alperen'in kalede olmasını gözönüne alarak futbolcularına 'sürekli şut atın' talimatı vermiş. İlk yarıda takım olarak şut atma rekoru kırdılar. Öyle ki Selçuk, çarprazdan orta yapması gereken bir duran topu bile direkt kaleye kullandı. Sonuçta Olcan ve Sinan, iki güzel şutla iki güzel gol bulurken, Mustafa Denizli'nin taktiği de tutmuş oldu. Galatasaray'ın bu yarıda farkı daha da arttıramamasının nedeni; Umut ve Burak'ın olumsuz görüntüleriydi. İlk yarıda üstün oynamalarına rağmen kalelerinde iki net tehlike yaşamaları da sezon başından beri kronikleşmiş takım savunmasındaki rahatsızlığın eseriydi. İkinci yarıda Galatasaray'ın iştahı devam ediyordu. Gaziantepspor, tamamen disiplinden uzaklaşıp tüm riskleri göze alınca her atak gol pozisyonuna dönüştü. Ama olması gerekenler olmadı. Bir duran topta Burak ilginç bir golle işi bitirdi. Galatasaray tempoyu düşürdü, Gaziantep de gol peşinde koştu ama ancak bir gol bulabildiler. Sonuçta Galatasaray çeyrek finale adını yazdırdı.
Levent Tüzemen
Arda'dan sonra Sinan geliyor...
Burak-Umut ikilisini ilk kez birlikte oynatan Mustafa Denizli'nin bu hamlesi, "Benim golcülerim sizlersiniz. Size güveniyorum" itirafıydı. Ancak; Burak ve Umut'ta ciddi bir huzursuzluk var. Taraftarın hışmına uğrayan Burak-Umut ikilisinin bu huzursuzluk içinde TT Arena'da G.Saray'ın gol yükünü sırtlanmaları zor görünüyor. Tribün tepkileri sonucu, Burak ile Umut'un aşırı güven kaybına uğradıkları görünüyor. Çünkü bu ikili gol pozisyonlarında "Kaçırırsam ıslıklanır mıyım?" korkusuyla topa hamle yapıyor. Yeni bir golcü gelmediğine göre, Galatasaray taraftarı öfkesinden arınıp Burak-Umut ikilisini artık ıslıklamayı bırakıp destekleme bayrağını açmalı. Arda Turan'dan sonra Sinan Gümüş, Galatasaray'ın yakaladığı en yetenekli genç futbolcu oldu. Sinan müthiş özgüvenle oynuyor. Topla buluştuğunda çevre kontrolü yapıyor, sol ayağını çalım atarken raket gibi kullanıyor. Şut atarken Sinan, toplara sert ve etkili vuruyor. Sinan'ın yükselişi ve kalitesi hücuma bindirmeleriyle zenginlik katan topu kullanma becerisi yüksek Linnes'in desteğiyle büyüyecektir. Sinan bence kanatta çakılı oynamamalı ve kale önünde şut atacak pozisyonu kendine yaratmalı. Ayrıca; Podolski döndükten sonra Galatasaray'ın hücum gücü daha da artacaktır. Mustafa Hoca sol ayaklı oyunculara fark yarattıkları için büyük önem verir. Kim bu solaklar; Olcan, Balta, Podolski, Sinan Gümüş, Carolle.. Linnes ve Sneijder'in de iki ayağını kullandığını söyleyebilirim. Hatırlatayım; Donk ve Linnes'in katılımı rekabeti artıracağı gibi Mustafa Hoca'nın hamle yapma konusunda elini güçlendirecektir. Bu olumlu değişime rağmen; Galatasaray hücuma çok adamla gittiğinde geriye de aynı çabuklukta dönmeli. Çünkü vasat kadrosuyla Antep orta alanı kolay geçti. Hücum futbolu oynamak güzeldir ama takım savunmasını yapamazsanız pozisyon da verirsiniz gol de yersiniz.
Metin Tekin
Emin adımlarla...
İkinci yarıda Süper Lig'e başlayamaması, kupa maçının tek maç olması ve bu turdaki tek karşılaşmanın hafta sonunda yapılması nedeniyle Beşiktaş, Bucaspor karşısına ideal 11'i ile çıktı... Oyunun geneline baktığımızda bütün futbolculardaki oynama iştahı ve coşkusu, Beşiktaş'ı maçın tüm bölümünde bir an olsun bile maçtan koparmadı. Yani oyunun bütün hakimiyeti ve bütün kontrolü 90 dakika siyah-beyazlılardaydı. Bana göre çok kolay bir galibiyet oldu. Bucaspor kendi sahasında oynuyordu ama Beşiktaş deplasman dezavantajını hiç hissettirmedi. Belki golleri ikinci yarıda buldu ama ilk yarıda da pozisyonları bulan ve rakibine pozisyon vermeyen bir Beşiktaş izledik... Zaman zaman hata yapsa da Gökhan Töre'nin ve uzun süredir sahaya çıkmayan Mario Gomez'in oynama isteği, Olcay'ın her zamanki çalışkanlığı ve iştahı, Oğuzhan'ın zaman zaman kaliteli işleri, Beşiktaş'ın kazanmasındaki en önemli faktörlerdi. Bazen kupa maçlarını izlerken lig ve seviye farkını hissetmiyordunuz ama Buca-Beşiktaş maçında sıklet farkı çok net hissedildi. Biraz da yeni transferlerin olduğu mevkilerden bahsedersek; Tolga'nın ikinci yarıda yaptığı güzel kurtarışlar, kalede ortaya çıkan rekabet nedeniyle tecrübeli file bekçisini bir seviye ileriye taşıyacak gibi görünüyor. Defansta yapılan iki transferle birlikte ise Beşiktaş'ın bu bölgesi herhalde hiç bu kadar zengin olmamıştı... Kısacası Beşiktaş için çeyrek final çok kolay ve çok rahat geldi... Hedef çifte kupaysa Beşiktaş şimdilik iki kulvarda da emin adımlarla yoluna devam ediyor.
Fatih Doğan
Çift başlı Kartal!
Türkiye Kupası vesilesiyle dün Buca'da nostalji yaşadık. Ev sahibinin jestiyle tribünlerin yarı yarıya bölüşüldüğü maçta taraftarların tezahürat rekabeti maça ayrı bir keyif kattı. Hep beraber "Şehitler ölmez vatan bölünmez" tezahüratı da bu güzelliği taçlandırdı. Bedeli ne olursa olsun birlikte maç izleme kültürüne dönmemiz gerek. Beşiktaş taraftarı da oyuncuları da bu güzel oyunu özlemiş. İlk yarıda coşkuyu biraz abartıp heyecan yapınca yakalanan 4-5 gol pozisyonunu sonlandıramadılar. Buca'nın agresif oyunu da eklenince gelmeyen golün pozisyon gerilimini artırdığını söyleyebiliriz. İlk yarıda kilitlenen oyunda gözler yıldız isimleri aradı ancak sakinleşip kalitelerini ortaya koymaları ikinci yarıya kaldı. Gökhan'ın vuruşunda yine Buca duvarına çarpan top bu sefer Onur'un ayağından filelere gitti. Oyun rahatladı, Ersan-Oğuzhan'ın pasında Sosa'nın kazandırdığı penaltı haklı bir karar olduğu kadar kaliteli bir organizasyondu. Rekabet kalite getirir. Dün Tolga kalesinde çok iyi işler yaptı. Ege seyircisinin alkışını aldı. Boyko'nun varlığı bile oynamadan Beşiktaş'a yaradı. İyi olan eldiveni giyecek. Son olarak Marcelo da Milosevic kiralık hüllesiyle Hannover'den geldi. Alexis Delgado'da hazır ve nazır. Artık Ersan ve Rhodolfo'nun da daha iyisini oynama zorunluluğu var.. YOKSA... Forma pahalı!..