Arda’dan fazlası beklenemez
Her şampiyonayı yerinde izleyen ÖMER ÜRÜNDÜL EURO 2016’yı yorumladı
Şampiyon Beşiktaş'ın yıldızı Oğuzhan bile Avrupa'da sırıtıyor. Milli Takım'ın performansıyla görülüyor ki, fizik olarak Avrupa'nın gerisindeyiz.
Gökhan Töre olayından sonra Ömer Toprak'a çağrı yapıldı, o da gelmeyi kabul etmedi. Bu durumda 'Töre' yok, sen gelir misin?' denmez.
FİZİK OLARAK HAZIR DEĞİLİZ
Son derece yanlış şeyler. Yanlış olduğu kadar da yakışıksız şeyler. Türk futboluna yıllarca başarıyla hizmet etmiş bir teknik adama, futbolu ile hizmet etmiş ve dünyanın en büyük kulubüne transfer olan bir oyuncuya bunlar asla yapılmaz. Aslında Arda'dan istenilen performansı beklemek de hayalperestlik doğrusu. Atletico Madrid'de Simeone'nin çok ağır idmanları ile savaşan bir takımda fizik gücünü en üste çıkarmış olan Arda, Barcelona transferinden sonra yasağa takılarak uzun süre forma bekledi, sonra da 'tiki-taka' futbolda çok az görev aldı. Ayrıca Barcelona idmanları da Atletico idmanlarına göre çok daha düşük tempoda. Bu durumda tabii ki Arda, bütün isteğine ve iyi niyetine rağmen beklenen katkıyı yapamadı.
Tabii ki beklenmeyen her sıkıntı oyuncuları olumsuz etkiler. Ama Milli Takım kampında bunlar perde arkasına atılır. Daha önce söylediğim gibi, eğer fizik olarak hazır değilsen, istenilen mücadeleyi sahaya yansıtamıyorsan o zaman zihinsel sıkıntılar kötü yönde ilerleme kaydeder. Şimdi oyuncuların genel durumunu performans olarak analiz edelim:
GÖKHAN GÖNÜL: İdman sevmez, çok sakatlanır.
CANER ERKİN: Kadro dışı kaldı, doğal olarak sahadan koptu ve kilo aldı.
OZAN TUFAN: F.Bahçe'de hep yedek oturdu.
CENK TOSUN: Beşiktaş'ta 15-20 dakikalık süreler bulabildi. Markovic sakatlanmasa Volkan Şen de Fenerbahçe'de bu kadar da oynayamayacaktı.
BURAK YILMAZ: Gene sakatlıkla boğuştu. Bir de yukarıda anlattığımız gibi Arda Turan var. Bu tip sorunlar da vardı takımda..
İstenilen futbolu sahaya yansıtamamamızın ve istediğimiz sonuçları alamamamızın en önemli nedeni fizik durumumuz... Başta Arda olmak üzere oyuncularımızın büyük çoğunluğunun maç eksikliği yüzünden fiziki güçlerinin bu düzeydeki şampiyonaya hazır olamadıklarını gösteriyor. Zaten yıllardır bir kadro istikrarsızlığımız ve uyum sıkıntılarımız oluyordu bu tip maçlarda. Bu eksikliğimizi genellikle özel hırsımız ve mücadele isteğimiz ile aşıyorduk. Bu defa o kondisyon, oyuncularımızda bulunmadı.
Bu tip görüşlere katılmıyorum. Tabii ki sahaya çıkarılan 11 tercihlerinde, herkesin bir görüşü vardır. Bu tercihlerde en doğrusu bile yapılsa saydığım temel eksikler olduğu sürece fazla bir şey değişmez.
Bu tip kararlar hep tartışılır. Bizim kadrodaki en büyük iki sıkıntımız stoper ve santrfor bölgesi. İspanya maçından sonra da stoperdeki sıkıntı gündeme geldi. İlk santrforumuz Burak'tı ama bu sezonunun büyük bölümünü sakat geçirdiği için fizik olarak istenilen düzeyde değildi. Hırvat maçında görev alan Cenk, Beşiktaş'ta çok az şans bulmuştu. Hırvat maçında da hiç katkısı olmadığı için Terim, Burak'a şans verdi. Bence İspanya maçında kötülerin en iyisi kimdi diye sorsanız, Burak'tı derim...
Ömer Toprak'ın stoper olarak kalitesi orta. Bayer Leverkusen gibi bir takımın direk oyuncusu. Ama Gökhan Töre olayından sonraki dönemde, bu iş yumuşatıldıktan sonra Toprak'a çağrı yapıldı, o da gelmeyi kabul etmedi. Bu durumda 'Gökhan Töre'yi almıyoruz, sen gelir misin?' denmez.
Bir numaralı nedeni, başta medya olmak üzere futbolun içindeki tüm birimleri, olaya bakış açısıdır. Bizim ligimizin temposu çok yetersizdir. Bunu turnuvada da görüyoruz. Günümüz futboluna uymayan fiziki tükenişteki oyunculara olduğundan fazla prim tanınır. Çoğu yürüyerek oynar, iki hareket yapar bir de gol atarsa, göklere çıkarılır. Beşiktaş ligimizin herkes tarafından kabul edilen en iyi takımı. Şampiyon oldu... Ama Avrupa Ligi'nde çok kolay bir grupta yer almalarına rağmen ikinci tura çıkamadı. Çünkü o kulvar başka türlü mücadele istiyor. Oğuzhan'a methiyeler diziliyor, iki maçta ne adam geçti, ne de ileriye bir tek servisi var. Arda'nın Barcelona'da az forma buluşu, Burak'ın sakatlıklar boğuşması bize bu tabloyu çıkarıyor. Bu örnekler gösteriyor ki, biz Avrupa kulvarının çok gerisinde kalıyoruz. Her şeyden önce fiziki açıdan. Bir örnek de Modric ve Rakitic'ten vereyim... Dünyanın en iki direkt oynayan oyuncuları. Onların da yeteneklerini nasıl fizik gücü ile birleştirip başarılı olduklarını maçlarında gördüm.
Bu tip demeçleri, bence Çek maçı bittikten sonra analiz etmek lazım. Terim'in, İspanya yenilgisi sonrası, o anki ruh hali ile söylediği sözler bunlar. Eğer gruptan çıkabilirsek, işler başka türlü olur.
HIRSLI BİR TAKIM BEKLİYORUM
Çek Cumhuriyeti maçında iki takımın da mutlak galibiyete ihtiyacı var. Maçın iki takım üzerindeki tek farkı, Çekler kazanırsa gruptan çıkmayı garantileyecek, biz kazanırsak diğer maçların durumuna göre kaderimiz belirlenecek. Ben bu maçta Milli Takımımızın hangi kadro ile çıkarsa çıksın, futbolcularımızın hırslı bir mücadele göstereceği düşüncesindeyim. Ama gruptan çıksak da temel eksiklerimizin baş ağrıtmaya devam edeceği kaçınılmaz.
Benim bilgim yok, medyadan öğrendim. Ama bu tip konular Milli Takım kampında eğer işler iyi gitmezse gündeme gelir. Eğer sonuçlar güllük gülistanlık olsaydı bu konular gündeme bile gelmezdi.
Tabii ki dünyada tırmanan terör olayları dolayısıyla maça giriş çıkışlarda büyük sıkıntılar var. Bu da mecburi ve şartlar gereği olan bir durum. Çok ciddi ve uzun aramalar yüzünden, bilhassa seyirciler 3-4 saat evvel stada gitmek zorunda kalıyorlar. Ama konuştuğum futbolseverler bu durumdan şikayetçi değiller. Çünkü can güvenliği için bunların yapılmasını gerekli olduğu savunuyorlar. Bu şekilde kendimizi güvende hissediyoruz diyorlar.
BENİM FAVORİM ALMANYA
Son zamanlardaki iki favorim İspanya ve Almanya'dır. Polonya maçındaki Almanya'yı hiç beğenmedim. Ama geriye baktığımız zaman şampiyonaya çok kötü başlayıp final oynayan ve kazanan Almanya'yı da biliyoruz. Almanya ve İspanya'nın yanına, ev sahibi Fransa'yı da favori olarak görüyorum.
Gomez'i Polonya maçında son 25 dakika canlı izledim. Ayağına top değmedi. Podolski hiç oynamadı. Nani gol dışında büyük varlık gösteremedi. İzlanda maçından sonra gazetemde, "Ronaldo ve Nani stoper özelliğine sahip değil. Portekiz santrforsuz oynuyor. Eğer takımda Quaresma, Nani ve Ronaldo beraber olursa işler kötü gider" demiştim. Durum ortada... Portekiz'in gruptan çıkamama tehlikesi var. Bu yılki performansı ile Van Persie turnuvada olsa ayağına top değmesi bile zor olurdu.
EN SON HABERLER
- 1 Serie A'da Roma ile Juventus 1-1 berabere kaldı
- 2 ÖZEL | Hakim Ziyech Galatasaray'da kalacak m? Okan Buruk SABAH Spor'a açıkladı
- 3 Dries Mertens ligde 8. golüne ulaştı
- 4 Maç sonu 3’lüsü Hakim Ziyech’ten
- 5 Özhan Pulat: "Bu 1 puan bizi ligde tutacak"
- 6 Selçuk İnan: "3 finalimiz var inanıyorum..."
- 7 Okan Buruk galibiyeti değerlendirdi! "Beklemediğimiz kadar rahattı"
- 8 SON DAKİKA HABERİ: Erman Toroğlu tartışmalara son noktayı koydu! Galatasaray - Sivasspor maçında Icardi penaltı beklemişti ardından golü iptal olmuştu...
- 9 Bülent Uygun'dan hakeme büyük tepki! "Arda Kardeşler'i bilseydim..."
- 10 Son dakika haberi: Süper Lig gol krallığında makas gittikçe açılıyor! Galatasaray galibiyeti sonrası hesaplar karıştı...